• Sonuç bulunamadı

Moğollar’ın Protest Müzik İçindeki Konumu

1. BÖLÜM: CUMHURİYETİN SOSYAL BİLİNCE ETKİSİNİ ANLAMADA

2.1 Türk Popüler Kültüründe Protest Olgusu

2.1.2 Moğollar’ın Protest Müzik İçindeki Konumu

Doksanlara gelindiğinde Moğollar, yetmişlerdekinden çok daha farklı bir görünüm ile ortaya çıktılar. Yetmişlerdeki Moğollar anonim ya da kendi besteleri olan çalgısal parçaları çalan, bunun yanında genelde (Ersen ve ilk solistleri Aziz Azmet dışında) şarkı yazarlığı vasfı olan solistlerin parçalarına eşlik eden bir grup görünümündeydi. Doksanlara gelindiğinde Moğollar, çalgısal müzikten şarkı formuna

25

Coverlanan şarkılar, 22 Mart 2008 İzmir- Opus Bar’daki konser gözlemine dayanılarak verilmiştir.

kaydılar. Kendileri şarkı yazmaya başladılar (ilk dönemde Behind The Dark ve Dağ ve Çocuk dışında bunun bir örneği yoktur) ve bu şarkıları kendileri (Cahit Berkay, Taner Öngür, bir şarkıda da Serhat Ersöz) söylediler. Rock grupları arasında The Beatles’la yaygınlaşan bir ‘gelenek’i bozmadan, Moğollar’da da şarkı kime aitse söyleyen de o oldu.

Moğollar‘9426 isimli ikinci dönemin ilk albümündeki27, sekiz şarkıdan altısı sözlüdür. Rock grupları arasında . Moğollar’ın bu albümündeki parçalar ve içerdikleri konular Tablo1’de (Ek-1, s.47) gösterilmiştir. Görüldüğü gibi Moğollar için ikinci toparlanma dönemi, ilk dönemden neredeyse bütünüyle farklı bir çizginin tutturulduğu, çalgısal müzikten şarkı formuna geçilen bir dönem olmuştur. Şarkıların içerikleri de yetmişlerden hayli farklı olarak iktidarı doğrudan eleştirmekten, çevre konularına, müzikteki yozlaşmadan günümüz kapitalist yaşamının insan hayatından götürdüklerine kadar çeşitli protest temalar içermektedir.

Gelgelim yetmişlerden önce askeri darbe, sonra Özal dönemi sosyal yaşamda büyük değişimlere sebep olmuş, solculukla beraber ‘sol müzik’ de değişime uğramıştı. Sol müzik, artık ‘özgün müzik’ isminde yeni bir başlık kazandı. Batı sazları halen eşlikte kullanılsa da bağlama simgesel anlamı sebebiyle daha da öne çıkmıştı. Zülfü Livaneli, Ahmet Kaya, Ferhat Tunç gibi şarkıcılar bu yeni türün ilk parlayan isimleri oldular.

Biçem özellikleri açısından ‘özgün müzik’ yavaş yavaş diğer türlere sinerek anaakımını kaybeden arabesk türünün etkisinde kaldı. Bu yeni tür, basit armoniler üzerine, sekilemelerin bol kullanıldığı ezgiler ve bunlara uydurulmuş ‘sloganvari’ sözleri ile özellikle genç kuşak içinde bol miktarda takipçi edindi ve üreticilerine bolca para kazandırdı.

Yetmişlerin protest şarkıları halk müziği dağarının çokça kullanıldığı, işçi hareketine destek olma, isyan edenlere övgü, isyan yolunda kaybedilenlere ağıt gibi temalar içerirken; seksen sonrasında temalar insan hakları ihlalleri, işkenceler, Kürt hareketi gibi başlıklar üzerine yoğunlaştı. Kendilerine düşman olarak karşıt görüşte olanları değil, devlet düzenini gösterdiler. Ahmet Kaya gibi türün en tanınmış

26 Moğollar, Moğollar ’94 - Ada Müzik/1994

27

Cahit Berkay da 27 Aralık 2008’de kendisiyle yaptığım görüşmede, bu ismin yeni bir başlangıcı çağrıştırdığı için tercih edildiğini teslim etmiştir.

şarkıcıları, sadece müzikleri ile değil söylem ve tutumları ile de arabesk kültüründen bolca nasiplendiklerini gösterdiler.

Doksanlarda protest bir tavra kavuşan Moğollar grubu ise, bu dalgadan mümkün olduğunca kendini uzak tutmaya çalıştı. Seksen sonrasında protest müzikte kaybolan humour duygusunu, şarkı sözlerinde kullandılar. Devlet düzeninden ziyade, Sivas’ta aydınları yakan gericiler gibi karşıt görüşteki kişileri hasım olarak seçtiler.

Almanya’da yaşadığı yıllarda Yeşiller Partisi’nin kuruluş aşamasına da yakından şahit olan Taner Öngür’ün çevre konusundaki hassasiyeti, çevre bilincini yaymayı amaçlayan şarkıların da Moğollar repertuarında bolca yer bulmasını sağladı. Bu ilk albümün ardından ikinci dönemlerindeki ikinci albümleri Dört Renk’i28 1996’da yayınladılar. Bu albümle Moğollar’ın görünen kadrosu dışından bir isimden daha bahsetmek gerek ki, bu da Turgut Berkes’tir29. Turgut Berkes, Taner Öngür’ün söylediğine göre, bu dönemde Cahit Berkay’la, Lennon-McCartney’e benzer bir şekilde beraberce şarkılar üretmiş. Moğollar için Türkçe söz yazma sıkıntısına çözüm olmuştur. Cahit Berkay’ın dediğine göre, hissettikleri ama şarkı sözü olarak ifade edemedikleri şeyleri ifade eden kişi olmuştur (Göktürk, 2008:44).

Moğollar’ın ikinci dönemindeki ikinci albümleri Dört Renkteki şarkılar ve konuları Tablo2’de (Ek-1, s.48) gösterilmiştir. Moğollar ikinci dönemlerinin bu ikinci albümlerinde, yine çeşitli konulara muhaliftirler. Hukuk ihlalleri (Birşey Yapmalı), halkın parasını kapanlar (Keyfim Yerinde) gibi Türkiye özgü sorunların yanında, küresel bir sorun olarak nitelenebilecek, gelişen toplumun kişi üzerinde oluşturduğu baskının konu alındığı iki şarkı (Hep Aynı, Çok Geç Olur) da bulunmaktadır. Bir tane de aşk şarkısı yer almaktadır ki (Ekim’in Günahı Yok), bu Moğollar’ın “60 yaşında adamlarız, aşk şarkısı mı söyleyeceğiz?” tutumundan biraz caydıklarının habercisidir. Albümdeki Hep Aynı şarkısı, klavyeci Serhat Ersöz tarafından yazılıp-söylenmiş ve albümün çıktığı yıllarda revaçta olan trip-hop türünde yapılmıştır.

28

Moğollar, Dört Renk – Emre Plak/1996 29

Kendine ait 2000 yılı tarihli Karakutu isimli bir albümü de bulunan Turgut Berkes, Taner Öngür’ün de tonmeister olarak çalışmakta olduğu FT Stüdyoları’nın Fuat Güner (MFÖ) ile sahibidir. Halen grubu Karakutu ile süren çalışmalarını internet sitelerinden (www.karakutu.info) ücretsiz yayınlamaktadır.

1998 yılında yayınlanan üçüncü albüm 30.yıl30 ağırlıklı olarak çalgısal parçalardan oluşur (Tablo 3 Ek-1, s.49). Albümde Şah İsmail tarafından Şah Hatayi mahlası ile yazıldığı rivayet edilen meşhur Alevi deyişi Ela Gözlü Pirim Geldi’yi, Hudey Hudey ismi ile yorumlarlar.31 En popüler deyişlerden biri olan bu türküyü yorumlamaları, sol kimliği ile tanınan Alevi kesimi ile bağlarını güçlendirmeye yöneliktir. Albümdeki Serhat Ersöz’ün düzenlediği Moğol Mektubu ismindeki çalgısal parça, herhangi bir akustik çalgının olmadığı, tekno türünde bir altyapı üstüne, Moğollar’ın meşhur şarkılarının ana melodilerinin bağlama ya da yaylı tamburla çalınması ile oluşturulmuştur. Moğollar için yapılmış bir nevi tanıtım jingleına benzeyen bu parça ile albümün geri kalanının herhangi bir ilgisi yoktur. Doksanlar sonrası dönemde Moğollar, yer yer ‘gençliği yakalamak adına’ böyle Anadolu Pop türü ile ilgisiz denemeler de yapmaktadırlar. Ancak kitlenin bu denemelere itibar etmediği yine konser repertuarlarından belli olmaktadır.

2004 yılında yayınlanan ikinci dönemin dördüncü ve son albümü Yürüdük Durmadan’ı diğerlerinden ayıran en önemli yön, çalgısal müzikle ün kazanan Moğollar grubunun, içinde çalgısal parça barındırmayan tek albümü olmasıdır. Turgut Berkes bu albümde de söz yazarı olarak iki parçaya katkı sağlamıştır. Bu albümle (Tablo 4 Ek-1, s.50)Moğollar söz yazma sorununu biraz da Nazım Hikmet, Ahmed Arif gibi şairlerin şiirlerini kullanarak aşma yoluna gitmişlerdir. Bu albümdeki söz-müziği Taner Öngür’e ait Çölde Gökyüzü şarkısı, Öngür’ün deyimi ile acid-jazz’vari bir sounda sahip Moğollar için deneysel nitelikler taşıyan bir şarkıdır (Öngür ile görüşme 2008). Bu dönemde Taner Öngür’ün evinde kaydettiği ikinci solo albümü Evde Tek Başına da yayınlanır. Cahit Berkay’ın Moğollar dışındaki çalışmalarında Moğollar sounduna yakın şeyler ortaya çıksa da; kendi yazdığı sözlerin yanında, Aşık Veysel gibi halk şairlerinin de sözlerini kullanan Öngür’ün müziği, Moğollar’ın müziğinden hayli uzak, 60’ların surf türünü andıran bir yapıdadır. Bu durum bize Berkay’ın grubun soundu üzerindeki belirleyici rolünü bir kez daha açığa çıkarır.

Moğollar’daki protest tavır, işin içine çevre bilincini, savaş karşıtlığını karıştırmaları ile Türkiye’deki ‘özgün müzik’ üretilen sol müzikten ayrılır. Muhalif

30 Moğollar, 30.Yıl – Emre Plak/1998

31

Daha evvel Cem Karaca’nın Apaşlar ile ve kendi solo albümü Bindik Bir Alamete’de yorumladığı

tutum olarak doksanlarda öne çıkan bir diğer grup olan Bulutsuzluk Özlemi’ne daha yakındırlar. Bu iki grup, Türkiye’de daha evvel ancak yetmişlerde Cem Karaca’nın çalışmalarında görülen muhalif ve rock olma halini sürdüren yegane gruplardır.