• Sonuç bulunamadı

2. GÖRSEL ĠMAJLARIN YORUMUNDA MĠMAR-MĠMAR OLMAYAN

2.3. Mimar Mimar Olmayan Arasında Fark Bulmayan ÇalıĢmalar

2.3.1. Mimar mimar olmayan

ÇalıĢma I.

Kunawong (1986), özellikle mimar ve mimar olmayanların estetik değerlendirmelerini anlamaya katkı sağlamaktadır. Mimar ve mimar olmayan öğrencilerin mimari uyarılara karĢı cevaplarını kıyaslayarak deneklerin ön bilgilerinin bireylerin cevapları üzerine etkilerini belirlemeye çalıĢmaktadır. Sonuçlara göre, deneklerin cevaplarını etkileyen değiĢkenler arasındaki iliĢkileri açıklamak için, modifiye edilmiĢ bir model ileri sürülmüĢtür. ÇalıĢma, mimarların kullanıcıların cevaplarını tahmin etmelerini sağlayarak, mimari tasarım aĢamaları için ve mimari tasarım aĢamasında, mimarların kullanıcı değerlendirmelerini tahmin etmede uygulanabilir olmayı amaçlamaktadır.

Bu çalıĢmanın esas amacı aĢağıdaki gibi özetlenebilir:

Mimari çevrelere karĢı cevapları açısından mimarları ve mimar olmayanları karĢılaĢtırmak,

Ġki grup arasındaki farklılığın doğasını incelemek,

Uyarma ve Değerlendirme tabanlarına dayalı olarak ve bahsedilen beĢ yapı özelliği olan düzen, basitlik, belirsizlik, yenilik ve güç (Order, Simplicity, Ambiguity, Novelty and Potency) ile ilgili olarak, görsel memnuniyeti tahmin edilebilen ve açıklanabilen bir model geliĢtirmek.

Kunawong (1986) çalıĢmasında, mimarlıktaki görsel formlara karĢı bireylerin estetik değerlendirmelerini (yanıtlarını) incelemektedir. Estetik araĢtırmalardaki büyük çalıĢmalardan elde edilen düzen, basitlik, belirsizlik, yenilik ve güç vb. yapı cephelerine ait özel tutumlar üzerinde durmuĢ, bu değiĢkenlerin deneklerin etkin ve değerlendirici cevapları üzerine etkilerini, uyarma (arousal) ve değerlendirme (evaluation) baĢlıklarında çalıĢmıĢtır. “Uyarma”yı ölçmek için, uyarıcı- uyarıcı değil,

canlandırıcı-sıkıcı, heyecanlı-sakin; “değerlendirme”yi ölçmek için, güzel- çirkin, hoĢ- hoĢ değil ve memnun- memnun değil olmak üzere 3 değiĢken seçilmiĢtir (ġekil 2.11). ÇalıĢmasındaki değiĢkenleri algısal/biliĢsel değiĢkenler (perceptual/cognitive variables) ve duygusal değiĢkenler (affective variables) olarak 2 gruba ayırmıĢtır. Bu ikisi arasındaki iliĢkiyi anlamak, insanların uyarımdaki algısal niteliklerine karĢı verdikleri cevapların anlaĢılmasını sağlayacaktır.

ÇalıĢmada iki kavramsal model yapılandırılmıĢtır. Her iki model de 5 kavramsal/ biliĢsel ölçek (Order, Simplicity, Ambiguity, Novelty and Potency), “uyarma” (arousal) ve “değerlendirme” (evaluation) olarak 2 estetik cevap içermektedir. Bu değiĢkenler direkt olarak ölçülemedikleri için „gizli değiĢkenler‟ olarak adlandırılırlar. Toplam 7 gizli değiĢkeni (herbiri için 3 tane; düzenli- düzensiz, uyumlu- uyumsuz, organize- disorganize, basit- karmaĢık, tekdüze- farklı, düz- çeĢitli, soyut-somut, çok anlamlı- anlamsız, belirsiz- açık, ayırt edici- olağan, yeni- aĢina, eĢsiz- yaygın, ağır- hafif, kaba- narin, katı- içi boĢ, güzel- çirkin, hoĢ- hoĢ değil, memnun- memnun değil, uyarıcı- uyarıcı değil, canlandırıcı-sıkıcı, heyecanlı-sakin) ölçmek için önceki çalıĢmalardan 21 değiĢken seçilmiĢtir. 5 yapı özelliği (Order, Simplicity, Ambiguity, Novelty and Potency) ve bu özelliklerin duygusal değiĢkenlere etkilerinin (Arousal and Evaluation), her biri 3 değiĢkenle ölçülmüĢtür.

Düzen (Order): düzenli- düzensiz (ordered-disordered), uyumlu- uyumsuz

(coherent-incoherent), organize-disorganize (organized- disorganized),

Basitlik (Simplicity): basit- karmaĢık (simple-complex), tekdüze- farklı

(uniform-diverse), düz- çeĢitli (plain- varied),

Belirsizlik (Ambiguity): soyut-somut (abstract-concrete), çok anlamlı- anlamsız

(multisuggestive- non- multisuggestive), belirsiz- açık (doubtful-clear),

Yenilik (Novelty): ayırt edici- olağan (distinctive-ordinary), yeni- aĢina (novel-

familiar), eĢsiz- yaygın (unique-common),

Güç (Potency): ağır- hafif (massive- weightless), kaba- narin (rugged-delicate),

katı- içi boĢ (solid- hollow),

Uyarma (Arousal): uyarıcı- uyarıcı değil (stimulating- unstimulating), canlandırıcı-

sıkıcı (arousing-boring), heyecanlı-sakin (exciting-calming)

Değerlendirme (Evaluation): güzel- çirkin (beautiful-ugly), hoĢ- hoĢ değil (pleasant-

unpleasant), memnun- memnun değil (like-dislike),

Deneye Ohiou Üniversitesi‟nden gönüllü 240 öğrenci katılmıĢtır. Bunların yarısının önceden mimari bir eğitimleri yoktur ve çoğu üniversitenin ilk yıllarında veya

son yıllarında olan bu grup, mimar olmayanları yansıtmaktadırlar. Grubun %36 sı yüksekokul, %16 sı mühendislik bölümü, %5 Ģehir bölge planlama, %15 diğer bölümlerden oluĢmaktadır. Bu grubun 51‟i erkek, 69‟u bayandır ve yaĢ ortalaması 23‟tür. Mimarları yansıtan diğer grup, çoğunlukla üniversitenin ilk yıllarında veya son yıllarında olan mimari tasarım stüdyolarından ve mimarlık bölümündeki 5. ve 6. Sınıf öğrencilerden oluĢmaktadır. Bunlardan 6 kiĢi, birinci sınıfı mimarlıkta okumuĢlar fakat Ģehir bölge planlamadan mezun olmuĢlardır. Grubun 99‟u erkek, 21‟i bayandır. YaĢ ortalaması 23‟ tür.

Ġki kontrol grubun 150 siyah-beyaz cephe görüntüsünü değerlendirmeleri analiz edilerek belirlenmiĢtir. Her grubun yarısı (60 kiĢi), yapı özellikleriyle (algısal/ biliĢsel değiĢkenler) ilgili 15 değiĢkeni değerlendirmek üzere ayrılmıĢtır. Algısal ve biliĢsel değiĢkenleri değerlendiren mimar ve mimar olmayan öğrencilere göstermek için 25 farklı cephe slâytı ayrılmıĢtır. 6 duygusal değiĢkeni değerlendiren mimar ve mimar olmayan öğrenciler için, 50 farklı slayt ayrılmıĢtır. Sonuç olarak, 15 algısal ve biliĢsel değiĢkenin her biri 10 kere, 6 duygusal değiĢkenin her biri 20 kere değerlendirilmiĢtir (Çizelge 2.22). Duygusal değiĢken değerlendirmelerinin iki kat fazla olması, bu değiĢkenlerin biliĢsel/algısal değiĢkenlere göre nispeten daha öznel olmasındandır. Her slaytı görme süresi 5 sn.dir ki, bu bir değiĢkenin cevaplandırıldığı süredir.

Çizelge 2.22. Kunawong‟un (1986) çalıĢma yöntemi

ÇALIġMA YÖNTEMĠ

Yapı özellikleriyle ilgili 15 Algısal/biliĢsel(perceptual/cognitive) değiĢken değ.

25 farklı slâyt gösterilmiĢ 60 kiĢi

1 2 0 mim a r g rubu

6 Duygusal (arusal/evaluation) değiĢken değerlendirilmiĢ

50 farklı slâyt gösterilmiĢ 60 kiĢi

15 Algısal/biliĢsel (perceptual/cognitive) değiĢken değerlendirilmiĢ

25 farklı slâyt gösterilmiĢ 60 kiĢi

1 2 0 mim a r o lma y a n g rup

6 Duygusal (arusal/evaluation) değiĢken değerlendirilmiĢ

50 farklı slâyt gösterilmiĢ 60 kiĢi

Bu çalıĢmada, iki grup arasındaki kıyaslama, LISREL (Linear Structural Relationships) ve farklı istatiksel yaklaĢımlar (structural equation model ve T-Test) kullanılarak yapılmıĢtır. Bu yaklaĢımlar faktör yapılarının ve ortalama cevapların kıyaslanmasına izin vermektedir. ÇalıĢmadaki yapı eĢitliği modeli (the structural equation model) LISREL tabanlı olarak analiz edilmiĢtir. LISREL, lineer yapı eĢitliği setinde, bilinmeyenleri tahmin etmek için kullanılan bir bilgisayar programıdır.

Joreskog (1973) tarafından tanıtılarak geliĢtirilmiĢtir. Modeldeki eĢitlemeler genellikle iki çeĢit değiĢkenden oluĢmaktadır; gizli değiĢkenler (latent variable) ve ölçülen değiĢkenler (measured variables). Gizli değiĢkenler, hipotatik (varsayımsal) yapı değiĢkeniyle ilgilidirler ve genellikle direk olarak gözlenmezler veya ölçülemezler fakat gözlemlenen değiĢkenlerle iliĢkilidirler. Ölçülen değiĢkenler direk gözlemlenen değiĢkenlerle (ki bunlar gözlemlenemeyen gizli bir değiĢken için bir ölçüm aracı olarak kullanılırlar) ilgilidir.

Model A, bir sanat ürünündeki görsel özelliklerin, uyarmayı ve değerlendirmeyi bağımsız Ģekilde etkilediğini ileri sürmektedir. Yani, uyarma ve değerlendirme birbirinden bağımsızdır (ġekil 2.11).

ġekil 2.11. Model A

Model B de ise, yapıdaki görsel özellikler değerlendirmeyi direk etkilemezler, değerlendirmeyi uyarım üzerinden etkilerler (ġekil 2.12).

ġekil 2. 12. Model B

ÇalıĢmanın bulguları genellenecek olursa:

Mimar olan ve mimar olmayan öğrenciler arasında farklılık bulunmadığı gösterilmiĢtir. Eğer bu çalıĢma, profesyonel mimarlar ve halk arasında uygulansaydı, sonuçlar o zaman, “profesyonel mimarlar ve halkın yapı değerlendirmelerine (düzen, basitlik, belirsizlik, yenilik ve güç ile ilgili olarak) karĢı verdikleri estetik cevaplarının farklı olmadığını” göstereceği ileri sürülmektedir. Diğer taraftan, mimarların ilgili değiĢkenlere göre yaptıkları tasarımlar, halk tarafından benimsenip anlaĢılabileceği ortaya çıkmıĢtır.

Mimari değerlendirmeleri tahmin edebilmek için bir model ileri sürülmüĢtür. Bu model tasarımcıya ürününe olan değerlendirmeyi tahmin etmesinde yardımcı olmaktadır. Yapılan faktör analizine göre ise, düzen, basitlik ve yenilik yapının cephesi için yapılan değerlendirmeleri etkilemektedir. Bu yüzden, görsel memnuniyet için tasarımcı bu değiĢkenlere dikkat etmelidir. Örneğin bina cephesinde uyarıcı tercihi arttırmak için yenilik, düzen ve karmaĢa arttırılmalıdır.

Eğer deneysel süreçte slâytların tekrar edilerek görülmesi adaptasyonda değiĢime sebep oluyorsa, mimari ders müfredatına, mesleğine ve görsel uyarımı etkileyen herĢeye önemli bazı Ģeyler uygulanabilir. Örneğin, aynı prosedürler

öğrencilere öğretmek için sınıfta uygulanabilir veya müĢterileri eğitmek için mimari ofislerde uygulanabilir.

Kunawong çalıĢmasında, mimar ve mimar olmayan öğrenciler arasındaki farklılıklara bakıyor olmasına rağmen, hem duygusal ve algısal/biliĢsel değiĢkenler için, hem de mimar ve mimar olmayanlar için farklı slâytlar kullanmıĢtır. ÇalıĢmada farklı slâytların kullanmasının nedenleri açıklanmamıĢtır. Aynı görüntüler üzerinden değerlendirme yapılamaması, çalıĢmanın sonuçlarının güvenilirliğini azaltmaktadır. Ayrıca çalıĢmada mimari grubun profesyonel deneyiminin eksikliği, bu grubun algılarının, mimar olmayanlarınınkine göre ayrılamaz kılmıĢ olabilir.

ÇalıĢma II.

Kuller‟in (1973) çalıĢmasının varsayımı, farklı ön bilgiye sahip gruplar arasındaki kıyaslamaya dayanmaktadır. 27 mimar ve 41 lise öğrencisinin 15 iç mekân slaytına verdikleri cevapların kıyaslanmasıdır. Mimarlar için oluĢturulan deney, lise öğrencileri için basitleĢtirilmiĢtir. Deneyde faktör analizi uygulanmıĢtır. Mimarlar tarafından cevaplandırılan değiĢkenler, lise öğrencileri için 8 faktöre (pahalı, yalın stil, memnuniyet, açık, pitoresk, karıĢık renkli, erkeksi ve olağan) indirgenmiĢtir. Birinci çalıĢmadaki (lise öğrencileri) her faktörle, ikinci çalıĢmadaki (mimarlar) her değiĢken arasındaki korelasyon incelenmiĢtir. Ġki grup arasındaki deney sürecindeki farklılıklara rağmen, 4 faktörün kapalılık (açık), güç (erkeksi), sosyal statü (pahalı), etki (pitoresk) korelasyonu büyük benzerlikler göstermiĢtir (r= 0.78 and 0.92) ve memnuniyet v = 0.34 ile en düĢüktür. En az benzerlik, memnuniyetlik üzerinedir. Bu sonuçlar, Kunawong‟un çalıĢma sonucunda bulunan mimar ve mimar olmayanların verdikleri yanıtlarda benzerlik olduğu sonucunu destekler niteliktedir. Bu kapsamda, Kuller ve Kunawong‟un çalıĢmalarının sonuçları, Hershberger (1969), Groat (1982), and Canter‟in (1969) çalıĢmaları ile çeliĢmektedir.

Kuller çalıĢmasında, 8 faktör için 15 iç mekân resmi kullanmıĢtır. Resim sayısının az tutulmasının, sonuçların tutarlılığını etkileyebileceği düĢünülmektedir. Ayrıca çalıĢmada, denek grubu olarak lise öğrencileriyle mimarların karĢılaĢtırılmıĢ olması, yaĢ farkının fazla olduğunu ortaya koymaktadır. Denek grubunun yaĢ ve geçmiĢinin farklı olması da sonucu etkileyen faktörler arasındadır.

Benzer Belgeler