• Sonuç bulunamadı

BÖLÜM 1: GASTRONOMİ KAVRAMLARI VE DİNLER

1.3. Dünya Dinleri

1.3.2. Milli Dinler

Milli dinler, bir topluluk veya millete ait dinlerdir. Milli dinlerde ortaklaşa bir kurtuluş ve mutluluğa ulaşma söz konusudur. Toplumun bütün fertleri bu ortaklaşa kurtuluş ve mutluluğu paylaşır. Aynı zamanda bu husus toplumun bütün üyelerini birbirine bağlayan bir bağ vazifesi görmektedir (Tümer ve Küçük, 1988:51).

a) Konfiçyüsçülük

Çin’de M.Ö. 140’tan M.S. 1912 yılına kadar devlet dini olarak kabul edilmiştir. Kurucusu Çin’in büyük filozof ve bilginlerinden olan Konfiçyüs olduğu için bu isimle anılmaktadır. Şu anda Çin’de geçerli olan üç büyük dinden bir tanesidir. Bir Gök Tanrı inancı hakimdir. Bunun yanında hayat, ölüm, şeref gibi kavramların da gökten geldiğine inanılır. “Yin” ve “Yang” prensiplerine sahiptir. Buna göre Yin olumsuz; Yang ise olumlu durumu ifade eder. Yer ile gök arasında meydana gelen her olayın bu iki prensibin işbirliği yapmasından meydana geldiği kabul edilir. Dinden çok bir ahlak ve hikmet yolu olarak gösterilir; bir inanç sistemi, bir dini teşkilatı yoktur fakat kurucusu, Tanrı kavramı ve kutsal metinleri vardır. Çin’e ait inanış ve ayinler birliğidir (Tümer ve Küçük, 1988:51-54).

b) Taoizm

Bugün hala yaşayan Çin’in milli dinlerinden biridir (Adam ve Katar, 2005:26). Kurucusu Lao-Tzu’dur. Dinin büyücüleri, rahipleri, rahibeleri ve bir dini şefi vardır. Bu din Tao kavramı üzerine kurulmuştur. Tao âlemden önceki bir yaratıcı prensiptir, dünyayı yöneten sebeptir, görülemez, işitilemez ezeli ve ebedidir, kendiliğinden vardır, hazır ve nazırdır. Tabiat ve evrenin var olması onun sayesindedir. Şu anda Çin’de geçerli olan üç büyük dinden bir tanesidir (Tümer ve Küçük, 1988:55-57). c) Şintoizm

“Şinto” tanrıların yolu demektir. Bir kurucusu yoktur, herhangi bir tarihi olaydan kaynaklanmaz, diğer dinlere tepki göstermez, resmi bir inanç sistemine sahip değildir (Adam ve Katar, 2005:26). Tabiat güçlerine ve ruhlara tapınma söz konusudur. Şintoistler, dünyanın gök, yer ve yeraltı olmak üzere üç tabakadan ibaret olduğuna; her üç tabakada da tanrıların oturduğuna; yeraltı dünyasında ise ölüler ve devlerin bulunduğuna inanırlar (Tümer ve Küçük, 1988:57-60).

d) Hinduizm

Hinduizmin dünyanın en eski dinlerinden biri olduğu düşünülmektedir. Hinduizm bir takım kutsal kitaplara dayanan, çeşitli görüşleri, dini inanışları, mitolojik davranışları ve ibadetleri içine alan sosyal bir sistemdir (Yabancı, 2009:271). Hinduizm Hint

yarımadasında yaşamakta olan halkın çoğunluğunun dini inanç ve geleneklerini ifade eden bir kelimedir (Adam ve Katar, 2005:27). Bu dinin bir kurucusu, bir inanç sistemi yoktur fakat çok hacimli bir kutsal kitap koleksiyonu bulunmaktadır (Tümer ve Küçük, 1988).

Hinduizmin, tenasüh ve kast sistemi olmak üzere iki özelliği vardır. Tenasüh, ruhun bir bedenden başka bir bedene geçmesidir. Hinduizmde varlıkların ruhları, dünyadaki hayatlarına göre, öldükten sonra başka bir varlığın bedenine dönebilirler. Buna göre ölüm, bir korku vasıtası, bir yokluk değil bir halden, diğerine geçiştir. Ölümden sonra devamlı var olma, ruhun bedenden ayrı olduğu fikri böylelikle gelişmiştir. Bu inanışa göre, ruh kendi derecesi içinde yüksek veya alçak olarak doğar. İnsan yaptıklarına göre hayvan, bitki, insan veya tanrı şeklinde doğar; yani insan kendi kaderinin mimarıdır (Tümer ve Küçük, 1988).

Hinduizm’de Kast sistemi ise; Brahmanlar (din adamları), Kısatriyalar (prensler ve askerler), Vaisyalar (çiftçiler) ve Çudralar (işçiler, köleler) gibi sınıfları göstermektedir (Kahraman, 1993; Kitler ve Sucher, 2001). Kast; aynı işle meşgul olan, atadan miras kalan hakları, vazifeleri ve adetleriyle birbirine sımsıkı bağlanan şahıslar grubu demektir. Kast seçilmez, içinde dünyaya gelinir (Tümer ve Küçük, 1988).

Yine bu din çerçevesinde “Karma” ve “Yoga” kavramları doğmuştur ki dünya üzerinde başka dinlere mensup olan pek çok kişi bu kavramları benimsemiştir. Karma; bir sebep-sonuç kanunudur. İnsan geçmişte ne yapmışsa, gelecekte onu görecektir. “İyiden iyi, kötüden kötü çıkacaktır” fikrini savunur. Yoga ise; insanın enerjisini belli bir amaca yöneltmeyi hedef alan bir disiplindir. Bir irade eğitimi yoludur. İnsanın hem bedenini, hem zihnini hem de manevi gücünü bir araya getirir (Tümer ve Küçük, 1988:64-70).

e) Caynizm

Hindistan’da ortaya çıkan bir dindir. Kurucusu Vardhamana olan bu dine mensup kişiler Ahimsa’ya uyum konusunda çok katıdırlar (Koluman, 2009:26). Ahimsa; Hindistan’da Hinduizm, Budizm ve Caynizm gibi dinlerde canlıların hayatına kıymama doktrini olarak bilinmektedir. Sanskritçe’de incitmeme anlamına

gelmektedir (www.botav.org). Kendi inançlarını yayma çabası göstermezler. Bu dine göre öldürmemek, yalan söylememek, hiçbir şekilde çalmamak, asgari bir mal ile yetinmeyi bilmek esastır. Hedefi ruhu doğumla ölüm arasında olan bağdan ve karmadan kurtarmaktır. Bu dine mensup olanların ölümsüz olduğuna inanılır (Küçük, 1998:255).

f) Sihizim

Hindistan’da ortaya çıkan bir din olan Sihizm (Sikhism), uygulamalarda Hinduizm’e benzemesine rağmen bir takım farklılıkları bulunmaktadır (Koluman, 2009:26). Kurucusu Nanak’tır. İslamiyet’ten etkilendiği bilinen Sihizm, tek tanrılı, kutsal bir kitabı olan, karma felsefesine ve tenasühe yer veren bir dindir (Tümer ve Küçük, 1988:73-76). Bu dine mensup kişiler “Sih” olarak adlandırılır ve “serpuş” adı verilen özel bir şapka takarlar (Adam ve Katar, 2005:27).

g) Zerdüştilik

İran dinleri arasındadır. Kurucusu Zerdüşt’tür. Tek tanrıya inanırlar. Tanrısının adı Ahura-Mazda olduğundan “Mazdeizm” olarak da bilinmektedir (Tümer ve Küçük, 1988:76-81). Bu din, Zerdüşt’ün ölümünden sonra ateşe tapılması nedeniyle “Mecusilik” adıyla anılmıştır (Adam ve Katar, 2005:27).

h) Budizm

Budizm M.Ö. VI. yüzyılda Hinduizm’deki kast sistemine karşı bir hareket olarak doğmuş evrensel bir dindir. Budizm, Gautama Budda’nın öğretisinden gelmiştir yani bu dinin kurucusu Budda’dır. Bir kutsal kitabi vardır (Tümer ve Küçük, 1988). Acı çekmemenin yolunun ruh temizliğine dayandığını bildiren bir dindir. Budizm’de orta yol önemlidir. Buda’nın orta yolu, ne dünyaya bağlanmak, ne de dünyadan vazgeçmektir. Buda dinine inananlar, sarı kıyafetler giyerek, tıraş olmak, eline bir kase almak, cinsel ilişkiye girmemek, yalan söylememek zorundadır (Kahraman, 1993; Kitler ve Sucher, 2001). Hindistan dışında doğu ve güneydoğu Asya’da, Kuzey Amerika ve İngiltere’de de çok sayıda mensubu bulunmaktadır (Tümer ve Küçük, 1988).

Benzer Belgeler