• Sonuç bulunamadı

4. TÜRKİYE’DE ÇİFTLİK DANIŞMA SİSTEMİNİN KURULUMU

4.1. Mevcut Yayım ve Danışmanlık Sistemimizin Uyumu

Türkiye'de, tarımsal yayım faaliyetleri, 1940'lardan beri (güncel adı ile) Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı sorumluluğunda uygulanmaktadır. Bugün de, Türkiye'de tarımsal yayım hizmetlerinin düzenlenmesi, koordinasyonu ve denetimi Bakanlığın sorumluluğundadır ve 80’li yıllar itibari ile sisteme kamu dışı faaliyet birimleri dâhil olsa da, Bakanlığın tarım sektörüne yönelik yayım hizmetlerindeki önemli rolü devam etmektedir. Öte yandan, 2006 yılında yayımlanan “Tarımsal Yayım ve Danışmanlık Hizmetlerinin Düzenlenmesine Dair Yönetmelik”, ülkemizde hâlihazırdaki yayım ve danışmanlık sisteminin çoğulcu bir nitelik kazanmasında dönüm noktası olmuştur. Yönetmelik beraberinde, son yirmi yıldır gelişmesi için koşullar hazır olan ancak yasal altyapısı bulunmayan kamu dışı ve özel yayım hizmetlerinin etkinleşmesinin önü açılmıştır. Ayrıca, 2009 yılı itibari ile ülkenin tarımsal yayım ve danışmanlık sisteminin çoğulcu, etkin ve verimli bir yapıya kavuşmasını sağlamak amacıyla, “Tarımsal Yayım ve Danışmanlık Hizmetlerinin Desteklenmesi Hakkında Karar” yürürlüğe konulmuş ve 2012 yılı itibari ile tarımsal danışmanlık hizmeti sunan kişi ve kuruluşların desteklenmesine ilişkin faaliyetlere başlanmıştır. Böylece, hizmet alımı ve sunumunda, piyasa koşul ve ihtiyaçlarına daha iyi cevap verebilen, çoğulcu ve talep odaklı bir hizmet anlayışına ve AB standartlarında tarımsal yayım faaliyetlerine zemin oluşturulmuştur.

Bu kapsamda, her yıl artan oranlarda özel danışmanlık kuruluşları ve serbest tarım danışmanları ilgili Yönetmeliğe uygun olarak yetkilendirilerek sisteme dâhil olmaktadır. Ancak, özel yayım yahut -kamu dışı- üretici kuruluşlarına, ziraat odalarına dayalı yayım sistemi henüz ülke düzeyinde bakanlığa dayalı olan mevcut yayım sistemine alternatif değildir. Öte yandan, özellikle Akdeniz, Ege, Güneydoğu ve Marmara gibi önemli tarım bölgelerinde özel sektöre dayalı danışmanlık sisteminin ileriki yıllarda daha da gelişme potansiyeli bulunmaktadır.

Öte yandan, Yönetmelik kapsamında, tarımsal yayım ve danışmanlık hizmetlerine ilişkin karar verme, planlama, izleme ve denetleme aşamalarında Bakanlık otoritesi ile

93 ortaklık yetki sağlanan Merkez Teknik Komitesi ve İl Teknik Komitelerinin kurulumu ile rutin toplantılar düzeyinde, yerelde üreticinin toplumla ve devlet ile bağını kuran farklı paydaşların süreçte etkin kılınması hedeflenmiştir. Katılımcı tarımsal yayım yaklaşımı doğrultusunda atılan bu adım; kırsal alandaki toplulukları karar verme aşamasına dâhil ederek, yayım hizmetlerinin üreticilerin ihtiyaçlarına daha odaklı ve etkin hale getirmesini kolaylaştıracaktır. Ancak, atılan bu adıma rağmen, yayım politikalarının ve örgütlenmesinin halen merkeziyetçi unsur taşıdığı belirtilmelidir. Kırsal toplulukların ortak planlama, karar verme, uygulama ve izleme olmak üzere tüm aşmalarda katılım sağladığı ve etkin olduğu bir sistem ancak gerçek düzeyde katılımcı olarak nitelendirilebilir. Öte yandan, Bakanlığın yerelde yürüttüğü izleme, denetleme ve koordinasyon faaliyetlerinde İl Teknik Komitelerine yetki devri sağlanması, hizmetlerde özerk örgütlenmeyi güçlendirmiştir.

Sistem dâhilinde yürütülmekte olunan hizmetler ve projeler göstermektedir ki, ülkemizde kamu tekelinde sunulan salt tarımsal tekniklerde teknoloji transferi odaklı gerçekleştirilen geleneksel tarımsal yayım yaklaşımından çoktan uzaklaşılmıştır. 2006 sonrası düzenlemeler beraberinde çoğulcu, katılımcı, ve entegre tarımsal - kırsal kalkınma olmak üzere farklı yayım yaklaşımlarının kombine edildiği bir sistem benimsenmiştir.

Aynı dönem strateji belgelerinde yer aldığı üzere, 2006 sonrası düzenlemeler doğrultusunda uygulamaya geçirilen yayım faaliyetleri ile; çiftçilerin “bilgi, teknik ve yöntemler konusundaki ihtiyaçlarının zamanında ve yeterli düzeyde karşılanmasına yönelik” olarak, kırsal alanda eğitim-yayım, örgütlenme ve uygun destekleme yöntemleri beraberinde,

 yerel kaynakların harekete geçirilmesi,

 tarım ve gıda sektörlerinin modern ve rekabetçi bir yapıya kavuşturulması,

 kırsal nüfusun iş ve yaşam koşulları iyileştirilerek, refah seviyesinin yükseltilmesi

amaçlanmaktadır. Yayım hizmetlerinin görev ve kapsamı ortaya koyan söz konusu ifade kapsamında; yenilikçi ve rekabetçi üretim tekniklerinin çiftçiye benimsetilmesi çerçevesinde “teknoloji transferi”, refah seviyesinin yükseltilmesine yönelik “insan kapitalinin geliştirilmesi”, örgütlenme beraberinde “sosyal kapitalin inşası” olmak üzere gelişmiş ve yetkin olarak nitelendirilebilecek tarımsal yayım faaliyet ve rollerinin ülkemizdeki sisteme atfedildiği söylenebilir. Ancak, doğal kaynakların sürdürülebilir

94 yönetimi için çiftçilerin bilinçlendirilmesi görevi, henüz ulusal yayım sistemimizin odağında yer almamaktadır.

Öte yandan, tarihsel çerçevede, tarihsel çerçevede, AB üyesi ülkelerde ziraat odaları, çiftçi birlikleri, üretici örgütleri, kooperatifler ve özel tarımsal danışmanlık birimleri tarımsal yayım ve danışmanlık faaliyetlerinin yürütülmesinde çok önemli rol ve işlevlere sahiptir. Ülkemizde ise, kooperatifler, ziraat odaları, birlikler, vakıflar, dernekler gibi tarım alanında faaliyette bulunan pek çok örgüt bulunmasına rağmen; bu örgütler, üreticilerin yenilikleri izleyebilecekleri, dayanışma içinde olabilecekleri ve haklarını koruyabilecekleri güçlü bir yapıya sahip değildir.

Ülkemizde hâlihazırdaki yayım ve danışmanlık sistemi, AB Üye Devletlerinde benimsenen yayım sistemleri ile yapısal benzerlikler taşımaktadır (özelikle beşinci genişleme kapsamındaki Doğu Avrupa Ülkeleri’nden Bulgaristan, Romanya, Macaristan ve Polonya ile kamu sektörünün hizmetlerde devam eden etkinliği ve mali desteği, sınırlı özelleşme bakımından). Ancak, AB’de 2007 yılı itibari ile Üye Devletlerde kurulumu mecburi nitelik kazanan, Birlik düzeyinde belirli OTP destekleme planları ilişkili ortaya koyulan kural ve standartların Üye Devletlerdeki çiftçiler tarafından yerine getirilmesi gerekliliğine yönelik olarak yayım hizmetleri sunan bir sistem (ÇDS) henüz mevcut değildir. AB Tüzükleri ile bir takım usul ve esasları belirlenen uygun bir ÇDS’nin ülkemizde işler hale gelmesi için yasal ve idari altyapısı büyük oranda mevcut olmakla beraber (Bkz: Tablo 4.1), Sistemin etkinleştirilmesi için öncelikle başta -alan bazlı- AB destekleme sisteminin uygulanması olmak üzere bazı ön koşulların yerine getirilmiş olması gerekmektedir. Bu hususta çalışmalar sürdürülmektedir.

95

Tablo 4.1: Mevcut yayım ve danışmanlık sistemimizin AB gerekliklerine uygun bir ÇDS

ile uyumu

mevcut

Yasal Altyapı İdari Altyapı Teknik Altyapı

 “Tarımsal Yayım ve Danışmanlık Hizmetlerinin Düzenlenmesine Dair Yönetmelik”  “Tarımsal Yayım ve Danışmanlık Hizmetleri Uygulama Esasları”  “Tarımsal Yayım ve Danışmanlık Hizmetlerinin Desteklenmesi Hakkında Karar”

 Hizmet sunacak, kişi, kurum ve kuruluşlar mevcut.

 İleriki yıllarda kamu dışı hizmet birimlerinin sayıca artması bekleniyor.  Danışmanlar, eğitim durumlarına, teknik becerilerine ve tecrübelerine göre sertifikalandırılıyor.  Sertifikalı danışmanlar belirli konularda rutin eğitime tabi tutuluyor.

eksik

 Eğer, ÇDS mevcut yayım sistemi dâhilinde harekete geçirilecekte ayrı bir düzenleme gerekmiyor.

 Eğer, ÇDS için mevcut hizmet birimleri dışında organlar

kurulacaksa/atanacaksa yeni yasal düzenlemelere ihtiyaç var.

 Ulusal düzeyde bir koordinasyon/denetim organı bulunmuyor.

 Eğer, Sistemin kurulumu ve hizmetlerin sunumu için AB fonlarından

faydalanılacaksa, bir ödeme ajansı kurulması/atanması gerekiyor.

 AB Çapraz Uyum Sistemi kapsamına giren konularda eğitmenlerin ve danışmanların bilgi ve becerisi yok/ sınırlı.

Benzer Belgeler