• Sonuç bulunamadı

1.5. Mahremiyet

1.5.5. Meslek Sırrı ve Mahremiyet

Bilge ve ark (1999), meslek sırrını şu şekilde tanımlamıştır; “bir mesleğin yapılması sırasında öğrenilen, sır sahibi tarafından açıklanmaması öngörülen ve gerçekte başkaları tarafından bilinmeyen, bireyin özel yaşamına ilişkin bilgi ve olaydır”. Bu tanımın ardından meslek sırrının sadece hastadan öğrenilen bilgilerin dışında hekimin muayene bulgularını da kapsamında olduğunu belirtmişlerdir.

Hekim hasta ilişkisinde hastanın hekimine güven duyması çok önemlidir. Hasta hekimle olan ilişkisinde ona verdiği tüm bilgilerin sır olarak kalacağından emin olmak ister. Eğer hasta hekim ilişkisinde güven ilişkisi bozulmuşsa hekimine eksik yada yanlış bilgi verme eğiliminde olacaktır. Bu şekilde güven ilişkisinin olmadığı bir

26

ortamda verilen sağlık hizmeti tedavinin olumsuz sonuçlanmasına sebep olabilir. Meslek sırrı tedavinin başarısı için ön koşul olarak kabul edilebilir (Çağıroğlu Törenli 2010).

Sağlık hizmetlerinde mahremiyet hakkı temel bir hak olarak tanımlanmakla birlikte sağlık hizmeti sunumunda hasta mahremiyetin sınırlarının ne olacağı konusunda farklı görüşler vardır. Bu görüşlernden ilki hastanın sırlarının ne olursa olsun gizlenmesi gerektiğini savunurken bu görüşe karşıt görüş olarak da hastanın sırrının ancak yasaların öngördüğü hallerde ve toplum faydası söz konusu ise meslek sırrının açıklanabileceği görüşüdür (Karataş ve ark 2010).

Deontolojik bakımdan, sır saklama yükümlüğünün temelinde, sadece faydacı mülahazaların değil, aynı zamanda kişi özgürlüğüne (özerkliğine, kişisel bütünlüğüne) veya zaman zaman bağımsız bir prensip olarak değerlendirilen özel hayatın gizliliğine saygı ilkelerinin bulunduğu kabul edilmektedir. Böylece, tıbbi anlamda sır saklama yükümlüğünün, tek başına kendi içinde bir etik ilke olmadığı; faydacı doktrin anlamında kişisel ve toplumsal fayda sağlamayı amaçladığı, deontolojik bakımdan ise kişilerin özgürlüğü ve özel hayatın gizliliğine saygı prensiplerine dayandığı ifade edilebilir. Bir diğer ifadeyle sır saklama yükümlüğü, temelini, özerklik ve özel hayatın gizliliği gibi, temel etik prensiplerde bulmaktadır. Sır saklama yükümlülüğünün ihlali, aynı zamanda özel hayatın gizliliği ve kişisel bütünlüğü de ihlal ettiği için, özel hayatın gizliliği ilkesi, kişilere ilişkin sırların saklanması yükümlüğünü de kapsayacak şekilde değerlendirilmektedir (Küçükgüngör 2010).

Kişisel tıbbi bilgilerin gizli kalıp kalmaması bu haklardan feragat edilmesi durumunda sağlayacağı yarar arasında bir denge vardır. ABD Yüksek Mahkemesi; "doktorlar, hastane personeli, sigorta şirketleri ve kamu sağlık kuruluşları için özel tıbbi bilgilerin paylaşılmasını genellikle modern tıbbi uygulamaların önemli bir parçası olduğunu" kabul etmiştir (Wilen Berg 2015).

Klinik araştırmacılar bilimsel doğrulama ve bilgileri yeniden desteklemek için veri paylaşırken bir kısım kurallara uymak zorundadır. Çeşitli kuruluşların merkezi bir veri tabanı şeklinde bilişim kaynakları veri destekli araştırma elde edilen yaygınlık

27

sağlamak için inşa edilir. Ancak böyle açık veri tabanlarını yaygın kullanımı hasta mahremiyetine korumaya bağlıdır (Malin ve ark 2010).

Bazı durumlarda ise hastanın mahrem sırları meslek sırrı kapsamından çıkarak ortadan kalkar. Sert (2007) yaptığı doktora çalışmasında aşağıdaki maddelerin meslek sırrı kapsamı dışında olduğunu belirtmiştir. Bunlar;

 Hasta eğer bir başkasına veya kendisine zarar verme olasılığı varsa hekimin yetkili olanları bilgilendirip tehlikede olanları korumak adına, meslek sırrını açıklayabilir.

 Toplum yararını ilgilendiren bilgiler olduğu durumlarda kanun toplumun yararını bireyin yararından daha önemli bulmaktadır. Kanunun öngördüğü bu gibi durumlarda hekim mesleki sır kapsamındaki bilgileri açıklamakla yükümlüdür.

 Bildirimi zorunlu hastalıklar ilgili makamlara bildirimi yasal bir zorunluluk olarak çalışana görev olarak yükler.

 Hastanın küçük, temyiz kudretinden yoksun olması yada kısıtlı olması durumunda velisi veya vasisine gizli bilgileri söyleyebilir.

 Hekimin hasta ile ilgili teşhisini hastaya söylediği durumda hasta bu bilgiden olumsuz etkilenecekse teşhisin hastanın ailesine açıklanabilme yetkisini kanunlar hekime tanımıştır.

 Hekim ya da hekimlerden oluşan bir kurul tarafından verilen sağlık raporları çoğu zaman yasal düzenlemelerin öngördüğü prosedürlerin uygulanması açısından önem taşımaktadır. Örneğin iş başvurularında işe başlayacak olan kişinin sağlık raporunu işverene sunması meslek sırrı kapsamında değildir.  Evlenmeden önce eş adaylarının muayeneleri sonucunda verilen rapor

olmadan nikah işlemi yapılmamakta, sürücü belgelerinin verilmesi için de sürücü adayının sağlık raporuna ihtiyaç duyulmaktadır. Yargıya yansıyan bazı olayların aydınlatılması için rapor yetkili bir kurum tarafından talep edilmişse bunun ilgili yere ulaştırılması gerekmektedir.

28

 Yargıya yansıyan insan bedeni ve sağlığı ile ilgili bazı durumlarda hekimden bilirkişi olarak rapor talep edilmesi.

 Bazı yasal prosedürler gerçekleştirilirken ya da bazı yerlere başvurularda kurum ya da kuruluşların kişilerden sağlık raporları talep edilmektedir. Hukuk doktrininde hastanın bir başkasına verilmek üzere sağlık raporu alacağı hallerde kendini muayene ettirmesinin hastanın bu bilginin açıklanmasını kabul ettiği anlamına geldiği kabul edilir.

 Sağlık nedeniyle yapılan kürtaj girişimlerinin de bildirimi gerekmektedir,

 Şüpheli her ölüm olayının bildirilmesi gerekmektedir.

 Tüm adli vakaların kanunen bildirim yapma zorunluluğu vardır.

 Uyuşturucu kullanan kişiler kullanmadan dolayı değil kullanmak üzere uyuşturucu kabul etmek veya satın almış olmaktan suç işlediğinden bildirimi zorunludur.

 15 yaşını bitirmiş olan ve reşit olmayan kişiyle cinsel ilişki suç oluşturmaktadır. Bu nedenle reşit olmayan kişiyle ilişkiye giren kişi suç işlemiş sayılmakta ve bunun ihbarı gerekmektedir.

 Çocuk istismarı tiplerine dahil olan davranışlardan oluşan suçlar sağlık mesleği mensupları tarafından bildirilmelidir.

 Dünyada ve Türkiye’de çok yaygın olduğu bilinen aile içi şiddet konusunda sağlık mesleği mensuplarının ihbar yükümlülüğü vardır.

 Yargı tarafından bilgi talep edilmesi durumunda bilgilerin ve kayıtların mahkemeye verilmesi zorunluluktur.

 Sırrın saklanması, meslek sırrı ile bağlı olan kişiye veya bir üçüncü kişi için tecavüz niteliği taşıyorsa meslek sahibi sırrı açıklayabilir.

 Psikiyatri hastalarının diğer insanlara şiddet uygulama olasılığının bulunduğu durumlarda, hekimlerin bu bireyleri korumak sorumluluğu vardır.

29

 Motorlu araçları kullanmasının sakıncalı olduğu durumlarda (epilepsi, demans, sleep apne vb) kişiye sürücü belgesinin verilmemesi veya kişinin sürücü belgesinin iptal edilmesine yol açacak bilgiler de toplumu koruma adına hekimin hastanın sırrını açıklanabileceği durumları oluşturur.

 Hastaya ait sırların açıklanmasını hukuka uygun hale getiren durumlardan biri de ıztırar halidir. Sır tutmakla yükümlü olan kişi sırrı açıklamamaktan dolayı zor durumda kalıyorsa sırrı açıklayabilir.

 Kendisine ait bilginin açıklanmasını kabul eden açıklanmasına onam veren hastaya ait bilginin açıklanması halinde meslek sırrının açıklanması söz konusu değildir.

Benzer Belgeler