• Sonuç bulunamadı

MEDYA OKURYAZARLIĞI EĞİTİMİNDE YAŞANAN GENEL SORUNLAR

Medya okuryazarlığı eğitimi, dünya üzerinde her geçen gün daha çok yaygınlaşmakta ve programın önemi giderek daha iyi anlaşılmaktadır. Medya eğitiminin öneminin artmasına rağmen; medya okuryazarlığının uygulama safhasında konuyla ilgili çeşitli aksaklıklar yaşanmaktadır. Yaşanan bu aksaklıkların temelinde ise; medya okuryazarlığı müfredat konularının geniş olması ve bu programın birçok disiplinle birlikte değerlendirilmesi gibi

nedenler yatmaktadır. Medya okuryazarlığıyla ilgili yaşanan sorunları genel olarak şu şekilde sıralayabiliriz:

2.7.1. Medya Okuryazarlığının Korumacı Yaklaşımı

Türkiye’de medya okuryazarlığı eğitiminin önündeki en önemli engellerden biri, medya eğitiminin korumacı anlayış çerçevesinde yürütülmesidir. Savunmacı medya eğitimi, öğrencilere medya karşısında sorgulayıcı bir bakış açısı kazandırmayı değil, onları medyanın olumsuz etkilerinden korumayı amaçlamaktadır. Bu nedenle geleneksel yaklaşımla yürütülen medya eğitimi izlencesi medya okuryazarlığının temel ilkelerine ve amaçlarına ters düşmektedir.

Ülkemizde medya okuryazarlığı dersi için, öğrencileri ezberci eğitim anlayışından uzaklaştırmak adına ders kitabı basılmamıştır. Öğretmenler için derste işlenebilecek konuları içeren bir kılavuz hazırlanmıştır. Ancak kılavuzun içeriği öğrencilerin politik ve toplumsal konular üzerinde düşünmesine zemin hazırlamak yerine, onlar için doğru ve yanlışı belirleyen, eleştirel bakış açısından çok uzak bir noktadadır (Şeylan, 2008: 82)

RTÜK, içerisinde çocuk oyunlarının, öykülerinin, şiirlerinin ve bunun gibi çeşitli alanlara dair bilgilerin bulunduğu bir çocuk sitesi kurmuştur. Sitenin çocuklar için olumlu katkıları olmakla beraber, sitede medya okuryazarlığının çocuklara koruyucu yaklaşım doğrultusunda öğretilmesi, onların sorgulayıcı, seçici ve aktif bir izleyici olarak yetişmelerine engel olmaktadır. RTÜK çocuk sitesi medya okuryazarlığı bağlamında incelendiğinde; bu sitedeki akıllı işaretler, çocukları uyarmak için yazılan mektuplar ve içerikler, RTÜK’ün çocuklara karşı korumacı bir yaklaşım benimsediğini göstermektedir. Bu sitede çocukların medyaya karşı eleştirel bir bakış açısı kazanmalarına yönelik uygulamalara yer verilmemiştir (Karabacak ve Erdinç, 2010:14-15).

Nitekim MEB ve RTÜK’ün hazırladığı medya okuryazarlığı yayınlarının başlıkları incelendiğinde, tercih edilen yaklaşım çocuğun eleştirel bir bakış açısıyla medya kullanımında etkin bir özne olmasını

sağlamak yerine, çocuğu medyanın olumsuz etkilerinden korumayı amaçlayan korumacı yaklaşımı destekler niteliktedir (İnal, 2009a: 190). Görüldüğü gibi Türkiye’de verilen medya okuryazarlığı eğitimi, medya mesajlarını iyi analiz edebilen, medya mesajlarına karşı daha eleştirel yaklaşan, demokratik yurttaş olma bilincini yükselten aktif bireyler yetiştirmekten ziyade, onların medya mesajlarından uzak tutulmasını öngören, çocukları medyanın zararlı etkilerine karşı koruyan ve savunan “korumacı” bir anlayış çerçevesinde yürütülmektedir.

2.7.2. Medya Eğitmenlerinin Nitelik Olarak Yetersizliği

Enformasyon toplumunun bireylerinin medya yetkini olabilmesinde en büyük sorumluluk eğitim kurumlarına dolayısıyla da öğretmenlere düşmektedir. Her konuda olduğu gibi medya okuryazarlığı konusunda da bireylerin önünü açması gereken kişiler öğretmenlerdir (Korkmaz ve Yeşil, 2011: 113). Medya okuryazarlığı dersinde öğretmen, öğrencilerin medyayla ilgili çalışmalarını eleştirel olarak inceleyip; onlara yol gösteren, onları araştırmaya yönlendiren, öğrencinin kendini özgürce ifade etmesine fırsat veren bir uzman olarak görev yapmalıdır (Elma v.d., 2006: 112).

Medya okuryazarlığı dersinin gündeme gelmesiyle bu dersi verecek öğretmen konusu da tartışılmaya başlanmıştır. Özellikle iletişim araştırmacıları ve akademisyenler, bu dersin medya konusunda daha yetkin olan iletişim fakültesi mezunları tarafından verilmesi gerektiğini savunmaktadır. İletişim mezunlarının öğretmenlik formasyonlarının olmaması bu konunun çözümlenmesine engel olmuştur. Daha sonra iletişim fakültesi mezunlarına, eğitim fakülteleri tarafından formasyon eğitimi verilerek bu sorunun aşılacağı belirtilmiştir (İnan ve Bayındır, 2009: 3).

Türkiye’de medya okuryazarlığı dersi yaklaşık 5 yıldır resmi olarak müfredatta yer almasına rağmen ilgili mercilerden medya okuryazarlığını kimin vereceği konusunda tatmin edici bir çözüm yolu getirilememiştir. Medya okuryazarlığı dersi halen sosyal bilgiler öğretmenleri ve çeşitli branş öğretmenleri tarafından verilmektedir. Oysa günümüzde öğretmenlik

formasyonu olan binlerce iletişim fakültesi mezunu olup, bu dersin kendilerine verilmesini beklemektedir. Dolayısıyla bu kadar önemli bir dersin medya yetkinliğine ulaşmış, bu alanla ilgili bilgi birikimine sahip formasyonlu iletişim mezunları tarafından seçilmesi daha yerinde bir uygulama olacaktır.

2.7.3. Teknik Donanımın Yetersizliği

Farklı ülkelerde medya eğitimi için hem devlet hem de medya kuruluşları teknik donanım ve malzeme temini açısından okullara destek vermekte, medya analizine ve üretimine ilişkin araç, bilgi ve pedagojik stratejiler sağlamaktadır (Hobbs, 2004: 135). Çetinkaya (2008: 104), Türkiye’de medya okuryazarlığı eğitimi alanında, teknik donanım ve malzeme konusunda yaşanan sıkıntıları şu şekilde dile getirmektedir: Türkiye’de medya okuryazarlığı eğitimi için kullanılan medya araçları okulun ve öğrencilerin kendi imkânları ile sınırlı kalmaktadır. Öğretmenler, dersin kapsamı doğrultusunda öğrencilere, kısa film çektirmek, sinema filmi izletmek istemelerine rağmen gerekli teknik donanımın olmaması bu tür etkinliklerin gerçekleştirilmesine engel teşkil etmektedir.

Bazı eğitimciler, öğrencilerin fotoğraf çekmek, metinler yazmak, kamera önünde oynamak, kendi internet sayfalarını tasarlamak veya kendi başlarına bir haber yazmadıkça medyanın gerçek anlamda eleştirel tüketicileri haline gelemeyeceklerini savunmaktadırlar (Hobbs, 2004: 127). Dersin amaçları doğrultusunda işlenebilmesi için Milli Eğitim Bakanlığı’ndan teknik malzeme desteğinin sağlanması en etkili çözüm olacaktır. Ayrıca medya okuryazarlığı dersi, devletin özel olarak üreteceği materyallerle daha da zengin bir hale gelecektir (İnal, 2009a: 193).

2.7.4. Medya Eğitiminin Seçmeli Ders Olması

Medya okuryazarlığı eğitimi, özellikle Batı ülkelerinde matematik, fen bilgisi ya da dil bilgisi eğitimi gibi zorunlu ders olarak müfredattaki yerini almıştır (İnan ve Bayındır, 2009: 2). Türkiye’de ise RTÜK medya okuryazarlığının 2007-2008 eğitim öğretim yılından itibaren ülke genelinde seçmeli ders olarak okutulmasını öngörmüş, zaman içerisinde bu dersin

zorunlu derse dönüştürülmesi konusundaki eğilimi kamuoyuna aktarılmıştır (Binark ve Bek, 2007: 90). Öğrenciler eğer medya okuryazarlığına yoğun ilgi gösterirse Türkiye’de medya eğitimi zorunlu hale getirilecek, ilgi olmazsa seçmeli medya okuryazarlığı dersi olarak devam edilecektir.