• Sonuç bulunamadı

Medya’nın Toplumsal Eksende Siyasal ve Yönetsel Etkiler

ORTADOĞU PROJESİ VE TÜRK DIŞ POLİTİKAS

2.3. TÜRKİYE’NİN SURİYE DIŞ POLİTİKASI ÜZERİNE MEDYANIN ROLÜ

2.3.1. Medya’nın Toplumsal Eksende Siyasal ve Yönetsel Etkiler

En etkili gündem belirleme aracı olan medyanın görevi, bir olaya nasıl bakılacağı, nasıl değerlendirileceği, nasıl düşünüleceğinin mesajlar ve bakış açısıyla sunmaktır. Ayrıca, medya gelişen olayları aktarmanın yanı sıra devletlerin birbiriyle olan ilişkileri ve diplomatik mesajlarını da tüm Dünya’ya ileterek politik gündemi de oluşturur. Bu nedenle gazete manşetleri hem ulusal siyasetini hem de diğer ülkelerin bakış açısını etkileyen mesajlardan oluşur. Uluslararası siyasetin oluşmasında gazete manşetlerinin gelişen olay hakkındaki bakış açısı ve medyanın kamuoyu oluşturma etkisi önemli bir role sahiptir. Bernard Cohen’in “Basın ve Dış Politika” adlı çalışmasında, “Medya bireylerin ne düşüneceğini belirleyemez ama ne hakkında konuşacaklarını belirler.” görüşü toplumsal olayların yönetiminde basının rolünü özetlemiştir197.

197Özge Ercan, Medyanın Kitleleri Etkilemedeki Gücü: Suriye Savaşı Üzerinden Yazılı Basın İncelemesi, Bahçeşehir Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, s.33 (Yayınlanmış Yüksek Lisans

53

Teknolojik gelişmelerin hız kazandığı son on yılda birey ve toplumların sosyal yapılarında önemli değişimeler yaşanmıştır. Bu dönemde bireyler yüz yüze görüşmelerden uzaklaşarak teknolojik alet ve programların suni aracılığıyla iletişime geçmeyi seçmiş ve önemsemişlerdir. Gelişen teknoloji, toplumun geleneksel aile yapısını, ekonomik ve sosyal yapısını çok hızlı bir şekilde değişime uğratarak bireyleri yeniden dizayn etmiştir. Bu süreçte, toplumsal değişimin öncü gücünü kitle iletişim araçları ve medyanın oluşturduğu görülmüştür.

Gelişen teknoloji ve çoklu medya organları hem bireylerin hem de politikacıların hareket alanını genişletmiştir. Devlet yöneticileri ve siyasi partilerin politik gündemlerini hem bireye ulaşma kolaylığı hem de daha az emekle çok iş yapma yöntemi olması yönüyle kitle iletişim araçlarıyla oluşturdukları gözlemlenmiştir. Kitle iletişim araçları yoluyla ifadelerinin çok hızlı bir şekilde yaygınlaşacağı ve bir kamuoyu etkisi yaratacağı 2010 yılı sonlarında başlayan Arap baharı, tüm dünyadaki halk hareketleri ve ülkemizdeki gezi parkı eylemleriyle tecrübe edilmiştir. Bu gelişmeler ışığında devlet yöneticileri medyanın güçlü etkiler dönemini çok hızlı bir şekilde fark ederek açıktan ya da gizli olarak başka devletleri ya da bireylerin egemenliği üzerinde baskın bir etki oluşturmayı hedeflemişlerdir. Bu amaç doğrultusunda çoğu devlet yönetimi kitle iletişim araçlarını ele geçirmiş ya da kendi amaçları doğrultusunda bir gündem oluşturulmasını sağlamışlardır. Baskın güçler medyanın esas görevi olan haber yapma ve eğlendirme işlevleriyle birlikte bireyleri, toplumu veya devletleri dizayn etme ve tehdit etmede kullanılan bir araç haline getirmişlerdir198.Suriye’de meydana gelen halk hareketlerinin uluslararası medya tarafından nasıl iletildiği Yasin Atlıoğlu tarafından aşağıdaki şekilde yorumlanmıştır:

“Amman’daki Reuters, Beyrut’taki BBC ve Doha’daki El-Cezire muhabirlerinin geçtiği ölü sayıları Suriye içinden onlarla telefon bağlantısı kuran görgü şahitlerine dayanmaktadır. Bir görgü şahidi bir telefon bağlantısında 30-40 kişinin öldüğünü söyleyebilmektedir. Bu bilgiyi uluslararası medya kurumları tarafsız kaynaklar tarafından doğrulanamadı bile demeden servis edilebilmektedir. Suriye’deki olaylarla ilgili bilgi kaynaklarından diğeri de olaylar sırasında çekildiği iddia edilen kısa video görüntüleridir. Bu video görüntülerinin birçoğunun güvenirliği tartışmalıdır ve bir kısmının Suriye dışında (Irak, Lübnan) çekilmiş görüntüler olduğu anlaşılmıştır. Tâbii Suriye yönetimi de uluslararası medya kurumlarının ülke içerisindeki faaliyetlerini sınırlandırarak bu medya dezenformasyonu için uygun zemin sağlamıştır. Özellikle Suriye Devlet Televizyonu, ölen güvenlik görevlilerinin isimlerini açıklamasına rağmen çatışmalarda ölen sivillerin

198Orhan Alav, Eray Güçlüer, “Medya’nın Gündem ve Kamuoyu Oluşturma Etkilerinin Toplumsal -

Siyasal ve Yönetsel Eksende Tartışılması”, Elektronik Sosyal Bilgiler Eğitimi Dergisi, 2014, 1, 2, 1- 23, s. 10-13

54

veya silahlı grup üyelerinin isimlerini ve sayılarını net bir şekilde açıklamayarak Suriye yönetiminin krize müdahale şekli konusunda şüpheleri artırmıştır.”199.

Basının yönlendirme yaparak Suriye’ye müdahale edilmesi ile ilgili bir dezenformasyon haberi yaptığı haber sol internet sitesinde şu şekilde ifade edilmiştir.

"Suriye'deki hassas barış süreci, rejim destekli olduğu iddia edilen saldırının ardından yerle bir oldu. Bu cümlenin ardından haberin içeriğinde ise, Suriye'deki BM heyeti başkanı Tümgeneral Robert Mood, Cuma günü öğle saatlerinde yapılan saldırıyı ayrım gözetmeyen ve affedilmeyecek bir saldırı olarak kınadı, ancak saldırıdan kimin sorumlu olduğunu söylemedi cümlesi yer alıyor. Burada dikkat çekici olan, haberin içinde katliamın sorumlusunun kim olduğunun bilinmediği açıkça belirtilmesi. Ancak haberin başlığı ve giriş cümleleri zaten bir önyargı oluşturacak şekilde kurgulandığı için, bunun bir önemi kalmıyor. Oluşturulan bu önyargının, ABD'nin ve Avrupalı devletlerin müdahaleci dış politikasıyla aynı doğrultuda, Suriye'de rejim değişikliğini hedefleyen bir önyargı olduğu açık. Daha önce Irak ve Libya'da devreye sokulan bu yöntemlerin tekrar tekrar kullanılması, milyonlarca insana bir kez daha yalan bilgi verilmesine ve kamuoyunun dezenformasyona uğramasına neden oluyor”200.

Medyanın yapmış olduğu bilinçli ya da gizli yayınlar fikirlerin değişmesine ve kendi istedikleri şekilde düşünmemize ve hareket etmemize neden olur. Özellikle internetin hemen hemen her ülkede yaygınlaştığı bu günlerde cep telefonları, akıllı dijital aletler ve sosyal medya ile devlet başkanlarının sürgüne gönderildiği, yönetimlerin yıkıldığı ve iç savaşların çıkartıldığına şahit olmuşuzdur. Amerikalı yazar, George Creel’in 1970 yılında gazeteler için ifade ettiği “kağıttan mermiler”201 sözünü günümüz dünyasına uyarlayacak olursak, tüm kitle iletişim araçları son on yılda sanki bir “dijital mermi” hükmünde işlev görerek düşüncelerin çevrimiçi olarak hedefe tam isabetle gönderilmesini sağlamışlardır.

Günümüz toplumlarında medya organlarının en önemli görevi tek tip düşünen insan modeli oluşturmak, toplumu yeniden dizayn etmek olmuştur. Bu etki gücünü kullanmak isteyen devletler ve siyasiler, ülkeleri işgal etmek yerine medyayı silah gibi kullanmayı seçmişlerdir. Arap baharı, kadife ve turuncu devrimlerde olduğu gibi demokrasi, barış ve özgürlük gibi herkes tarafından kabul gören söylemlerle toplumsal çözülme sağlanmış, sosyal ve fiili işgaller gerçekleştirilmiştir. Medyanın

199 Yasin Atlıoğlu, “Türkiye’nin Suriye Siyasetindeki Çıkmazları”, BİLGESAM, 23 Haziran 2011

http://www.bilgesam.org/incele/1158/-turkiye%E2%80%99nin-suriye-siyasetindeki- cikmazlari/#.WTqpJmjyjIU, Erişim Tarihi: 04.02.2017

200http://haber.sol.org.tr/medya/medya-suriyede-kamuoyunu-nasil-yonlendiriyor-haberi-55323, 29

Mayıs 2012, (Erişim Tarihi: 05.02.2017)

55

birey ve toplumu tek başına dizayn etme gücü olmadığı bildirilse de değişim sürecini zamana yaydığı da bir gerçektir. Medyanın güçlü etkiler dönemini yaşadığı dönemimizde öncelikle bireylerin davranışlarının yavaş yavaş değiştirilmesi, birey ve toplumun benzer ya da bir birinden farklı düşünmesini sağlayarak huzur ortamı ya da kargaşa çıkması sağlanmaktadır202.

Tüm bu gelişmeler ışığında medyanın kendi hedeflerine göre yönlendirdiği demokrasiler ortaya çıkmıştır. Bu anlayış dahilinde siyasi partiler, hükümet yöneticileri ve ekonomi patronları kendi medyalarını oluşturarak kendi fikrine ve isteğine göre yayın yapmakta ve kendilerine göre de toplumsal demokrasinin gelişmesine büyük katkı sunmaktadırlar. Medya’nın etik bakış açısıyla yapması gereken, işlevi bilginin objektif ve demokratik yolla birey ve toplumsal yapıya ulaşmasını sağlamaktır. Sansürle aynı anlama gelen tekelleşme, kamuoyu nezdinde güven kaybeder203. Bununla birlikte, devamlı aynı yönde yapılan yayınlar, bireylerin bilinçaltına işlenerek bir zaman sonra etkisini gösterecektir. Bu etkinin farkına varan siyasiler, kendi medyalarında eşik bekçilerinin ve çalışanlarının haber ya da olayı çerçeveleme ve öne çıkarma maharetiyle topluma sunmasını ve beklenen etkiyi oluşturmasını isterler.