• Sonuç bulunamadı

Medeni Hukuk Kapsamında Kişisel Sağlık Verilerinin Korunması

Türk Medeni Kanunu’nun kişilik hakkına ilişkin hükümleri irdelendiğinde, kişinin beden bütünlüğü, sağlığı gibi maddi bedensel değerleri, onuru, saygınlığı, sır alanı, inancı, adı ve resmi üzerindeki hakları gibi manevi değerleri, mesleki ve ticari itibarı, sırları gibi mesleki değerlerinin bütünü kişisel değerlerini oluşturmaktadır. Kişilik hakkı ise sınırlı sayımı mümkün olmayan bu kişisel değerlerin bütünü üzerinde geçerli bir haktır274.

Bu bağlamda, kişisel veri ile doğrudan ilişkili olan kişinin saygınlığı, onuru, adı, resmi, sırları gibi verilerin kişilik hakkının bir parçası olduğu ve bu haklar çerçevesinde korunacağı söylenebilecektir275. Kişinin özel yaşam alanını üç bölüme ayırarak incelemek hukuksal sonuçları tayinde fayda sağlayacaktır. Bunlar, gizli yaşam alanı olarak tayin edilebilecek olan kişinin diğer kişilerin bilgisinden uzak tuttuğu her türlü kişisel değeri, özel yaşam alanı olarak isimlendirebileceğimiz kişinin yakın çevresiyle

271 TBK.m 49; ‘(1) Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür. (2) Zarar verici fiili yasaklayan bir hukuk kuralı bulunmasa bile, ahlaka aykırı bir fiille başkasına kasten zarar veren de, bu zararı gidermekle yükümlüdür.’ www.mevzuat.gov.tr. E.T. 23.05.2018.

272 Civelek, Dilek Yüksel, Kişisel Verilerin Korunması ve Bir Kurumsal Yapılanma Önerisi,

Yayınlanmamış Uzmanlık Tezi, Ankara 2011, s. 147.

273 Dinç, Engin, Kişisel Verilerin Korunmasında Uluslararası Düzenlemeler ve Türkiye'nin Durumu,

Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Diyarbakır 2006, s.70

274 Erman, Hasan, Medeni Hukuk Dersleri, Başlangıç Hükümleri ve Kişiler Hukuku, 6. Bası, 2016

İstanbul, s.159.; Detaylı bilgi için bkz. Oğuzman, M. Kemal/Barlas, Nami, Medeni Hukuk : Giriş, Kaynaklar, Temel kavramlar, 22. Baskı, Vedat Kitapçılık, 2016, s. 158 vd.

paylaştığı fakat bunlar dışındaki kişiler ile paylaşmadığı verileri ve toplumsal ilişki içerisinde tüm bireylerle paylaşmaktan sakınmadığı ortak yaşam alanı olarak sayılabilmektedir276.

Kişisel değerleri kapsamında kişiye yönelebilecek saldırılar ise gizli alanına müdahale suretiyle sırlarının öğrenilmesi, bu bilgilerin elektronik aygıtlarla kaydedilmesi, filminin veya resminin çekilmesi ile birlikte bunların yayılmasını veyahut aktarılmasını sağlama şeklinde karşımıza çıkabilecektir. Bu saldırılara maruz kalan kişi, TMK madde 25 uyarınca, saldırı tehlikesinin önlenmesini, saldırının sonlandırılmasını, etkileri devam eden saldırı söz konusu ise hukuka aykırılığının tespitini isteyebilecektir. Bunların yanında saldırıya maruz kalan kişi, maddi ve manevi tazminat istemi ile birlikte saldırı nedeniyle elde edilmiş kazancın kendisine verilmesini isteyebilecektir277. Tüm bu taleplerini, kendi yerleşim yeri veya saldırının gerçekleştiği yerleşim yeri mahkemelerinde dava açmak sureti ile ileri sürebilecektir.

TMK’nın 24. maddesinin ikinci fıkrasında saldırıların meşru sayıldığı durumlar belirtilmiştir. Bunların başında kişinin rızası gelmektedir. Rızanın hukuken geçerli olabilmesi için kişinin ayırt etme yeteneğine sahip ve rızanın kamu düzenine, ahlaka ve hukuka aykırı olmaması gerekmektedir. Rıza beyanı için hükümde herhangi bir şekil şartı ön görülmemiştir. Ancak, özel düzenlemelerde yazılı rıza aranan durumlarda rızanın şekil şartına uygun olması gerekecektir278. Üstün nitelikte kamusal veya özel bir yararın bulunması ile kanunun verdiği yetkinin kullanılması da saldırının hukuka uygun olmasını sağlayacaktır. Örneğin, bir önceki konu içerisinde açıklamış olduğumuz, sağlık personelinin bildirim yükümlülüğü, TMK kapsamında saldırı olarak nitelenecek eylemin, hukuken meşru olması sonucunu doğuracaktır279.

Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2015 tarihli İlamı280özel hukuk kapsamında kişisel veriler ile ilgili verilmiş önemli bir karardır. Kararda, cinsel saldırı suçunun mağduru olan kişinin söz konusu eylemden yıllar sonra bir kitapta, cinsel saldırı suçuna ilişkin

276 Küzeci, s.379. 277 Erman, s.167.

278 Oğuzman/Barlas, s.160. ; Erman, s.167. 279 Küzeci, s. 380.

mahkeme kararının aynen yayınlanması, adının rumuzlanmamış olması neticesi kişilik haklarına saldırı gerçekleştiği iddiası ile açılmış olan davaya ilişkindir. Anayasanın 20. maddesi ile TMK’nın 24. maddesine atıf yapılan kararda, kişinin ismi kişisel veri olarak ele alınmıştır. Aynı zamanda ‘unutulma hakkına’ ilişkin değerlendirme yapılmış ve bu hakkın sadece dijital veriler için söz konusu olmadığı kanaatine varılmıştır. HGK’u, davacının kötü anılarla anılmasını engellemek için yapmış olduğu başvurusunun haklı olduğu kanaatine varmak sureti ile unutulma hakkı ve bunun neticesinde özel hayatın gizliliğinin ihlal edildiği ve bu nedenle manevi tazminat koşullarının gerçekleştiğine hükmetmiştir

İstanbul Bölge Adliyesi 23. Hukuk Dairesinin 2017 tarihli İlamında281; üçüncü kişiye ait kişisel veri niteliğinde bulunan tapu kaydının icra müdürlüğünce celbi istenemeyeceğine karar vermiştir. Yargı organlarına tanınan muafiyet, ancak uyuşmazlığın tarafları açısından geçerli olabilecektir. Üçüncü kişi icra müdürlük dosyasının tarafı değildir. Anayasa'nın 20/3. maddesine göre aynı zamanda temel haklardan olan kişisel verilerin korunmasını isteme hakkı, 6698 Sayılı Yasanın 28/1-d maddesinin geniş yorumlanması ile daraltılamaz. Alacaklının hukuki menfaati, 3. şahısların Anayasa ile korunan özel hayatın gizliliğine ilişkin temel hakkından üstün tutulması mümkün değildir.

Kişilik hakkı ihlali ve bunun sonuçlarıyla ilgili TMK ve TBK’nın ilgili maddeleri, kişilik ihlali, hangi araçla ve hangi alanda gerçekleşirse gerçekleşsin uygulama alanına sahiptir282. TMK’da kişi haklarının neler olduğunun tek tek sayılması yerine, kişi

haklarının neler olduğunu saptama yetkisi her bir somut olay yönünden hakime bırakılmıştır, bu esneklik, kişisel verilerin özel hukuk hükümlerine göre korunmasının geniş yorumlanabileceğini göstermektedir. Kişiliğin sınırlarının net olarak çizilememesi ve kişisel verilerin de kişiye ait her türlü veriyi kapsaması bu hükmün kişisel verilerin korunmasına uygun bir zemin hazırladığının göstergesidir.

281 İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2017/596 E. 2017/527 K. 31.03.2017.

www.kazanci.com.tr, E.T. 28.05.2018.

282 Uygun,Murat, (2010), Avrupa Birliğinin 95/46 Sayılı Veri Koruma Yönergesi ışığında kişisel verilerin

korunması, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Ankara 2010, Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü s.90