• Sonuç bulunamadı

MHP Meclis Grubu Toplantısındaki Konuşması Devlet Bahçeli, 1 Aralık 2020 tarihinde partisinin TBMM

Gru-bunun toplantısındaki konuşmasında hitabını milletvekillerine yö-nelik yapmıştır. Basın ve televizyon yayınları dolayısıyla da kamu-oyuna seslenmiştir. Bu seslenişlerde yukarıda değinildiği biçimde

“kardeş” metaforunu kullanmıştır. Türkiye dışındaki Türkleri an-latmak için ise “gönül ve kültür coğrafyalarımızda varlık ve birlik mücadelesi veren bütün kardeşlerimiz” metaforlar zincirini seçmiş-tir. Ayrıca konuşması, 3 Aralık Engelliler Günü vesilesiyle engelli vatandaşlara hitabında da “kardeş(ler)im” sözünü tercih ettiği gö-rülmektedir. Bir yerde de CHP yönetimini eleştirirken bu partinin seçmenlerinden söz ederken “CHP’ye oy veren kardeşlerimiz” di-yerek eleştirilerinin seçmenlere yönelik olmadığını vurgulamıştır.

Avrupa ritmik jimnastik şampiyonu olan millî takımı kutlar-ken Bahçeli’nin başvurduğu mecazlar arasında “başarıya kilitlen-miş bir insan”, “görünü yükseklere çevirkilitlen-miş bir irade”, inancımızın

129

cebbarlığı”, “irfanımızın cesameti”, “kalp temizliği” ve “adamlık seviyesi” göze çarpmaktadır.

Bahçeli, kadın ve çocukların maruz kaldığı “vahşet”i toplu-mun “yumuşak karnı” mecazıyla dile getirmiştir. Kadına yönelik şiddeti de peş peşe sıraladığı niteleme, benzetme ve metaforlar ile ortaya koymuştur:

Şiddet seli durmadan, şiddet yangını söndürülmeden, gözünü kan bü-rümüş psikopatların kanlı emellerine set çekilmeden kadınlarla ilgili ko-nuşacağımız her konu eksik kalacak, her teklif ve temenni yetersiz ola-caktır. Bir masuma, bir garibe, savunmasız bir insana canavarca hislerle saldırmak, insanlık haysiyetini taammüden zedelemek vandallıktır, aynı zamanda büyük bir vebaldir.

Bahçeli’nin buraya alınan iki cümlesi, üslubunun belirleyici özellikleri ortaya koymaya yarayacak birçok unsuru barındırmak-tadır. ‘Şiddet seli’, ‘şiddet yangını’, ‘gözünü kan bürümüş’, ‘set çe-kilme’, ‘canavarca’ ve ‘vandallık’ ibareleri metaforik niteliktedir.

Bahçeli’nin cümlelerinin söz sanatı araçlarını taşıyabilmesi için bi-leşik yapıda olduğu görülmektedir. İlk cümlede kadınlarla ilgili ko-nuşmanın şartları “durmadan”, “söndürülmeden” ve “set çekilme-den” şeklinde tekrar tekrar ifade edilerek Bahçeli bu şarta verdiği önemi vurgularken, bu şartlar zincirinin iki yüklemi birbirine bağ-laması sayesinde birbiriyle yakın ilişkili iki ayrı mesajın aktarılma-sını sağlamaktadır. “(H)er konu eksik kalacak, her teklif ve temenni yetersiz olacaktır.” Son cümlecikte öznenin “teklif ve temenni” şek-linde çoğaltılması da mesaja bir genişlik boyutu daha katmaktadır.

Keza ikinci cümlede bir sıfat ve mecaz zinciriyle “bir masuma, bir garibe, savunmasız bir insana” denilerek “kadın” kelimesi kullan-madan yazar, kadınlara sempati ve şefkatini de göstermiştir. Takip eden zinciri oluşturan “saldırmak” ve “zedelemek” ibareleri de bi-leşik cümlenin öznesi durumundadır. Bu cümlenin yükleminde de bir başka sıralama yer almaktadır: “vandallıktır, aynı zamanda bü-yük bir vebaldir”.

Bahçeli, partisinin TBMM Grubuna seslenirken diğer partilere eleştirilerine de yer vermiştir. CHP’nin yabancı merkezler tarafın-dan yönlendirdiğini söylemek için hem ardışık öğelere hem de

130

farklı çağrışımları harekete geçirecek kalıp söz haline gelmiş meta-forlara yer vermiştir: “CHP’nin kumaşını kesen kesmiş, tarlasını sü-ren çoktan sürmüştür.” Bu cümlede zincirleme yüklemler “kesmiş”

ve “sürmüştür” kelimeleridir. Bu cümlede gizli özne ile bu ya-bancı/gizli merkezlere gönderme pekiştirilmektedir. Yabancıların kestiği “kumaş” ve sürdüğü “tarla” CHP’nin kurumsal varlığı ve siyaset tercihlerini göstermektedir Bu iddiasını ifade ederken Bah-çeli, rakip partinin üst yönetimi ile seçmen tabanı arasına ayrım ko-yarken de mecazi anlatımı kullanmıştır: “CHP’ye oy veren kardeş-lerimiz hayal kırıklığı içindedir.”

CHP üyesi bir milletvekilinin “Türk ordusuna satılmış de-mesi” dolayısıyla Türk askerine bakışını ve bu sözleri değerlendir-mesini de bol metafor kullanarak ortaya koymuştur:

Sınırımızda nöbetçi, gökyüzümüzde kartal, gönlümüzde şükran, dileği-mizde dua, dilidileği-mizde Peygamber ocağı, tarihte muzaffer bahadırlık olan kahraman Türk askeri mi satılmıştır? Orduya satılmış demek, bedelsiz satılmışlığın, uşaklığın aleni beyanıdır.

Bu cümlelerde kullanılan metaforlar, Bahçeli’nin Türk aske-rine olan övgüsünü ve söz konusu şahsa öfkesini dile getirmesini pekiştirmiştir.

Bu konuşmasında Bahçeli, tarihten örnekler vererek yabancı hayranı aydınlara değindikten sonra değerlendirme yaptığı şu cümlelerde metafor zengini bir anlatımı tercih etmiştir:

Tarihin hangi devrinde olursa olsun, köküne yabancılaşan, kimliğiyle ters düşen siyaset veya aydın zevatın taş üstüne taş koyması, ufkun öte-sini görebilmesi, geçmişin köklü anılarını geleceğin körpe amaçlarıyla perçinlemesi, bu suretle istiklal şerefini layık-i veçhileyle taşıması sa-dece ham bir hayaldir. Mukallit zihniyetler derin bir aşağılık komplek-sinin yelkeniyle kendi sahillerinden, kendi limanlarından hızla uzaklaş-mışlardır.

Konuşması sırasında CHP’nin siyaset biçimini eleştirirken Bahçeli’nin kullandığı bazı metaforları daha örneklemek, bu üslu-bun siyasal mesaj paketine katkıları daha görünür olacaktır: “Boşa kürek çekiyor”, “boşuna çırpınıyorlar”, “gözüne perde, gönlüne peçe iniyor”, “sokakları tahrik etmiş”, “Arada poşu takan, derede

131

mekap giyen”, “mermiyi yiyen”, “köşeleri kaybolmuş” ve “tatlı su kurnazları” bunlardan bazılarıdır.

Devlet Bahçeli, metinlerinde metaforu sadece eleştirirken de-ğil coşku ve umutla konuşurken de kullanmaktadır:

Tarih gözlerini açtı, coğrafya uykusundan uyandı, Türklük ihtişamlı mazinin iradesiyle kutlu bir istikbalin muhteşem rotasını çizdi. Geriye çark yoktur, bu yoldan dönüş yoktur, mücadeleden taviz yoktur.

Benzer Belgeler