Araştırma, literatüre dayalı ikinci verilerle desteklenen ancak büyük ölçüde Batı
Akdeniz Bölgesi'nde Kırsal Kalkınma Yatırımlarını Destekleme Programından yararlanan işletmelerle yüz yüze görüşmeye dayalı anket yoluyla elde edilen orijinal
verilerle gerçekleştirilmiştir. 3.1. Materyal
3.1.1. Araştırma Bölgesi Hakkında Bilgiler
Çalışma, Batı Akdeniz Bölgesi'nde yapılmıştır. Batı Akdeniz Bölgesi, Akdeniz
Bölgesi’nin batısında bulunan Antalya, Burdur ve Isparta illerini kapsayan İstatistiki
Bölge Birimleri Sınıflandırması (IBBS) Düzey 2'de TR61 olarak adlandırılan batısında Muğla ve Denizli, kuzeyinde Afyon ve Konya, doğusunda Karaman ve Mersin illeri,
güneyinde de Akdeniz bulunan bölgedir. Bölge; coğrafi konumu, verimli toprakları,
zengin su kaynakları nedeniyle ilk çağlardan beri çeşitli medeniyetlere ev sahipliği
Antalya, Burdur ve Isparta illerinden oluşan bölge, 36.797 kilometrekarelik yüzölçümü
ile Türkiye yüzölçümünün yaklaşık % 4,7'sını oluşturmaktadır.
Şekil 3.2. Araştırma Bölgesi TR61’in Detaylı Haritası
Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sisteminin 2007 yıl nüfus sayım verilerine göre Batı Akdeniz Bölgesi'nin 2.460.321 olan nüfusu 2010 yılında 2.685.499 kişi olup bu değer
Türkiye nüfusunun %3.64’unu oluşturmaktadır. Söz konusu yıllarda bölgenin
kilometrekareye 72 kişi olan nüfus yoğunluğu, 94 kişi olan ülke nüfus yoğunluğunun
altındadır. Bölge illerinden Antalya’nın nüfus yoğunluğu 93 kişi ile bölge değerinin
üzerinde iken, Isparta ve Burdur illeri sırasıyla 51 ve 37 kişi ile bölge ve ülke
ortalamasının çok altındadır. Bu karşılık bölgenin yıllık nüfus artış hızı binde 30.5 ile
ortalamasının üstündedir. Ayrıca bölge net göç hızına bakıldığında 2009-2010 yılları
arasında binde 8.3 ile en çok göç alan bölgeler içinde ikinci sıradadır.
DPT 9. Beş Yıllık Kalkınma Planı (BYKP) İşgücü Piyasası Özel İhtisas
Komisyon Raporu’na göre bölgenin işgücüne katılma oranı %54.6’dır. İstihdam
edilenlerin (15 yaş ve üstü) %33.9’unun tarım, %27.5’inin ticaret, %24.7’sinin
hizmetler, %13.9’unun ise sanayide çalıştığı görülmektedir.
DPT tarafından 2003 yılında hazırlanan Düzey 2 İstatistikî Bölge Birimlerinin
"Sosyoekonomik Gelişmişlik Sıralaması" çalışmasına göre Batı Akdeniz Bölgesi, II.
derece gelişmiş bölgeler arasında bulunmakta olup bölge gelişmişlik sıralamasında ise
9. sırada yer almaktadır. İller arasında yapılan gelişmişlik sıralamasında ise Antalya 10.,
Isparta 28. ve Burdur ise 31. sıradadır. Bununla birlikte Uluslararası Rekabet Araştırmaları Kurumu (URAK)’nun 2009-2010 yılları için yapmış olduğu "İller Arası
Rekabet Endeksi" sonuçlarına göre, Antalya, Türkiye’nin en rekabetçi 8., Isparta 18. ve Burdur ise 41. sırada yer almaktadır (Anonim 2011b).
Ekonomi ve Dış Politika Araştırmalar Merkezi’nin (EDAM) 2009 yılında yapmış
olduğu “Türkiye için Bir Rekabet Endeksi” isimli araştırmasına göre ise Antalya 10.,
Isparta 21. ve Burdur ise 27. sırada yer almıştır (Anonim 2009a).
Bölge, tarım ve turizm sektörleri başta olmak üzere önemli ekonomi sektörlerinin
faaliyetinin yapıldığı bir yerdir. ANTALYA
a. Coğrafi Durum
Antalya ili, Akdeniz Bölgesinin batı kesiminde yer almakta olup Toros Sıradağları ilin
kara sınırlarını oluşturmaktadır. İl güneyinde Akdeniz, doğusunda Mersin, Karaman ve
Konya, kuzeyinde Isparta ve Burdur, batısında ise Muğla illeri ile çevrelenmektedir. Antalya
Antalya ili iklimi genel olarak Akdeniz iklimine girmektedir. Yazları sıcak ve kurak, kışları ılık ve yağışlı olarak ifade edilen iklim tipi diğer bir değişle " Mutedil Deniz ve Sıcak
Deniz İklim Sınıfı"na girer, daha iç kesimlerde ise "Soğuk Yarı-Kara İklim" tipi
görülmektedir. Antalya'nın kıyı bölgesinde yazlar hem uzun hem de sıcaktır. Kıyıdan 500- 600 m. yüksekliğe kadar olan yerlerde aşırı yaz kuraklığına uyan, kışın da yeşil kalan makiler
egemendir. Özellikle Batı Toroslar'da saf sedir ormanları vardır. 2 000 metrenin üstünde iğne
yapraklı ağaçlar seyrekleşir ve bodurlasın Teke yaylasındaki yüksek ovalarda meşe
ormanlarının tahribi sonucu oluşmuş step bitkileri yetişir. b. İdari ve Sosyo - Ekonomik Durum
Antalya ilinin nüfusu, 2010 Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi sonuçlarına göre 1.978.333 kişidir. Nüfusun %70.4 (1.392.974)’ü şehirlerde yaşarken %29.6 (585.359)’sı
belde ve köylerde yaşamaktadır. Nüfus bakımından en büyük ilçeleri sırasıyla Kepez,
Muratpaşa, Alanya, Manavgat ve Serik'tir. Nüfus bakımından en küçük ilçesi İbradı,
yüzölçümü bakımından en büyük ilçesi Korkuteli, en küçük ilçesi Kale'dir. Antalya'daki ilçe sayısı 19, belediye sayısı 93 ve köy sayısı ise 537'dir.
Antalya ili şehirleşme oranı ve sanayi iş kolunda çalışanların toplam istihdama oranı
bakımından, Türkiye ortalamalarının altındadır. Yıllık nüfus artış hızı, kişi başına gayri safi
yurtiçi hasıla ve tarım kolunda çalışanların toplam istihdama oranı ise Türkiye
ortalamasının üstündedir.
İlin ekonomisi turizm, tarım ve ticaret sektörleri üzerine yoğunlaşmıştır. ISPARTA
a. Coğrafi Durum
Isparta ili, Akdeniz Bölgesi'nin kuzeyinde yer alan Göller bölgesinde yer almaktadır. Yüzölçümü, 8.871 km2 olan ili, kuzey ve kuzeybatıdan Afyonkarahisar ilinin Sultandağı,
Bucak, güneyden Antalya ilinin Serik ve Manavgat, doğu ve güneydoğudan ise Konya ilinin
Akşehir, Doğanhisar ve Beyşehir ilçeleri ile çevrilmiştir. Rakımı ortalama 1.050
metredir.
Isparta ili, Akdeniz iklimi ile Orta Anadolu'da yaşanan karasal iklim arasında geçiş
bölgesinde yer almaktadır. Bu nedenle il sınırları içinde her iki iklimin özellikleri gözlenir. Akdeniz kıyılarında görülen sıcaklık ve yağış özellikleri ile karasal iklimin düşük sıcaklık ve
düşük yağış özellikleri tam olarak gözlenmez.
Isparta ili arazisinin yarısına yakın bir kısmı ormanlardan oluşmaktadır. Bu alanlar
içinde verimli orman ağaçlarının yanı sıra fundalık ve çalılık alanlarla da karşılaşılmaktadır.
Bu araziler dışındaki alanlarda ise bitki örtüsü otlardır. Eğirdir Gölü'nün kuzeyinde,
Gelendost-Yalvaç arasında, Afşar yöresinde, Isparta-Ağlasun arasında ve Sütçüler bölgesinde
yer yer iyi koru niteliği gösteren yapraklı ormanlar geniş alanlar kaplar. Yapraklı ormanlar
üzerinde 1700-1800 m'lere kadar kızılcam, karaçam, sedir ve ardıç gibi ibreli ağaçlardan
oluşan ve özellikle ilin güneyinde çok iyi koru özelliği gösteren, iğne yapraklı ormanlar
yayılmıştır. Bu ağaçlardan başka buralarda yer yer köknar ağaçlarına da rastlanmaktadır. b. İdari ve Sosyo - Ekonomik Durum
Isparta ilinin nüfusu, 2010 Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi sonuçlarına göre 448.298 kişidir. Nüfusun %69.4 (311.064)’ü şehirlerde yaşarken %30.6 (137.234)’sı belde
ve köylerde yaşamaktadır.
Isparta'daki ilçe sayısı 13, belediye sayısı 51 ve köy sayısı ise 174'dür.
Isparta ili şehirleşme oranı, yıllık nüfus artış hızı, kişi başına gayri safi yurtiçi hasıla
ve sanayi iş kolunda çalışanların toplam istihdama oranı bakımından Türkiye
ortalamalarının altındadır. Tarım kolunda çalışanların toplam istihdam oranı ise Türkiye
Isparta ilini karakterize eden zirai faaliyetler içinde meyvecilik başta gelmektedir.
Elma, kiraz, kayısı, vişne ve üzüm yetiştiriciliği meyve ürünleri içinde önemli yere
sahiptir. Ülkemizde gül üreticiliği yanında hububat, baklagiller ve endüstri bitkileri de
Isparta tarımında önemli bir yer teşkil eder. Göller yöresinin merkezi konumundaki Isparta
ili, büyükbaş, küçükbaş ve kümes hayvancılığı ile tatlı su balıkçılığının yapıldığı önemli
merkezlerden biridir.
Isparta ilinin ekonomisi eski çağlarda bez dokumacılığı ve deri işlemeciliği gibi
küçük sanat dallarına bağlı iken, orta çağlarda tuz, şarap, koku ve renk veren bitki ihraç eden
bir şehir durumuna gelmiştir. Bölge arazisinin kokulu ve tıbbi bitkileri yetiştirmeye müsait
olması nedeniyle gülcülük başlamış ve yurdumuzun yegane gülyağı ihracatı yapan bölgesi
durumuna gelmiştir. Yine geçmişin basit dokumacılığı zamanla gelişerek, yerini halıcılık
sanayine bırakmış, bu nedenle bölgenin en büyük halı pazarı durumuna gelmesi ilin ticari
hayatına canlılık kazandırmıştır. BURDUR
a. Coğrafi Durum
Burdur ili 7.135 km2’lik yüzölçümüne sahip olup topraklarının tamamı bir plato
manzarası göstermektedir. İl, çevre dağlar ve bunların arasında kalan göl ve ovalardan
oluşmaktadır. Kuzey, kuzeybatı ve güneydeki dağlar, bu dağlar arasına sıkışmış verimli
ovalar ile küçük tarım alanları, göllere dökülen akarsuların beslenme havzaları bu bölüme girer. İl merkezinin güney ve güneydoğusuna doğru gidildikçe yükselti fazlalaşır. Bu
bölümde ova, yayla, plato ve dağlar yer almaktadır. İl topraklarının güneybatı kesimlerini
içine alır. Yüzey şekilleri bakımından bu bölüm yumuşak yapıdadır. Bu bölüm bütünüyle
engebeli bir yayla görünümündedir. İlin % 61’ni dağlar kaplamaktadır.
Ovalar il topraklarının yaklaşık olarak %19’unu kaplamaktadır. İldeki yaylalar daha
çok dağlar üzerindedir. Burdur ilindeki gölleri besleyen ve ziraat sahalarının sulanmasında
etkinliği olan birçok akarsu vardır. Burdur’da sularla dolu çöküntü çanakları, vadiler,
mağaralar, inler ve dehlizler bölgenin doğal oluşumları arasındadır. Yöre, bu doğal oluşuma
İl toprakları Akdeniz iklimi etkisinden uzakta kaldığından ve il topraklarının
güneybatı yönünde mevcut yükseltiler nedeniyle kışlar soğuk, yazlar da sıcak
geçmektedir.
Burdur ili, arazi yönünden engebelidir. İlde ormanlar daha çok dağlık alanlar ve dik
yamaçlarda yer almaktadır. Eşik kısımlarda ise, maki ve sert yapraklardan oluşan bir bitki
örtüsü vardır. Burdur ormanları; özellikle karaçam, katran, akçam, ardıç ve meşe
ağaçlarından oluşmaktadır.
b. İdari ve Sosyo - Ekonomik Durum
Burdur ilinin nüfusu, 2010 Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi sonuçlarına göre 258.868 kişidir. Nüfusun %61.6 (159.508)’sı şehirlerde yaşarken %38.4 (99.360)’ü belde ve
köylerde yaşamaktadır.
Burdur’daki ilçe sayısı 11, belediye sayısı 30 ve köy sayısı 182’dir.
Burdur ili şehirleşme oranı, yıllık nüfus artış hızı, kişi başına gayri safi yurtiçi hasıla
ve sanayi iş kolunda çalışanların toplam istihdama oranı bakımından Türkiye
ortalamalarının altındadır. Tarım kolunda çalışanların toplam istihdama oranı ise Türkiye
ortalamasının üstündedir.
Burdur ilinde tarıma elverişli topraklar sınırlıdır ve tarım ürünleri de tür açısından
çeşitlilik göstermez. İl genelinde yetiştirilen ürünler arasında en geniş yeri tahıl; başta
buğday, onun ardından arpa almaktadır. Şekerpancarı, tütün, anason, yerfıstığı, üzüm ve
gülyağı üretimi için yetiştirilen gül (Kuzey kesiminde) öteki önemli ürünler arasındadır.
Burdur'un özellikle güney yarısında kırsal nüfusun başlıca uğraşı ve gelir kaynağı,
hayvancılık ve hayvan ürünleridir. Daha çok küçükbaş hayvan beslenir. Sanayi fazla
gelişmemiştir. Başlıca sanayi kolları gıda (şeker, et kombinası, sütlü maddeler yapımı, un
3.1.2. Verilerin elde edilmesinde kullanılan yöntem
Araştırma, literatür araştırmasına dayalı ikincil verilerle desteklenen ancak büyük
ölçüde hedef kitleden yüz yüze görüşmeye dayalı anket yoluyla elde edilen orijinal
verilerle gerçekleştirilmiştir.
Batı Akdeniz Bölgesi'nde bulunan (Antalya, Budur ve Isparta) illeri içine alan
İstatistiki Bölge Birimleri Sınıflandırması (IBBS) Düzey 2’ye göre TR61 olarak
adlandırılan alanda Kırsal Kalkınma Yatırımları Destekleme Programından yararlanan işletmeleri kapsayan “alan araştırması” gerçekleştirilmiştir. Söz konusu işletmelere ait
bilgiler Tarım İl Müdürlülüklerinin Destekleme Şubelerinden elde edilmiştir.
Çalışmada uygulanacak yöntemlere ve konuyu açıklamaya yönelik anket soruları
hazırlanmıştır. Hazırlanan anket sorularının eksikliklerinin giderilmesi amacıyla
araştırma alanında yeteri kadar işletme ile deneme (kontrol) anketi uygulaması yapılmış
ve aksaklıklar giderilmiştir.
Çalışmada, Antalya ili merkez ve ilçelerinde projenin ana konusu olan Kırsal
Kalkınma Yatırımları Destekleme programından yararlanan 47 adet işletme ile Aralık
ayı içinde yüz yüze görüşülerek anket yapılmıştır. Burdur ilinde 26 ve Isparta ilinde ise
23 adet KKYDP’ndan yararlanan işletme ile Mart 2011 ve Nisan 2011 aylarında anket
çalışması yapılmıştır.
Söz konusu bölgede destekleme programından yararlanan toplam 96 adet işletmenin tamamı ile (tam sayım) yüz yüze görüşme gerçekleştirilmiştir.
3.2. Metot
3.2.1. Verilerin analizinde kullanılan metotlar
Verilerin analizinde, çok değişkenli analiz tekniklerinden Faktör, Conjoint ve
Cluster (Kümeleme) Analiz yöntemleri kullanılmıştır. Çalışmada kullanılan analizler ve
bu analizlere yönelik amaçlar Çizelge 1.1’de ayrıntısı ile verilmiştir. Çizelge 1.1. Verilerin Değerlendirilmesinde Kullanılan Analiz Teknikleri
Analiz Amaç
Basit tanımlayıcı
istatistikler Programdan yararlanan idavranışsal profilinin belirlenmesi, işletmelerin sosyo-ekonomik, demografik ve şletmelerin programdan yararlanma sürecindeki olası sorunları ile beklentilerinin saptanması.
Faktör Analizi Üreticilerin/firmaların/kooperatiflerin KKYDP’nı tercihinde etkili olan tutum ve davranış gibi faktörlerin belirlenmesi, işletmeleri yatırıma yönlendiren etkenlerin neler olduğunun ortaya konulması.
Conjoint Analizi Üreticilere/firmalara/kooperatiflere maksimum faydayı sağlayacak optimum kırsal kalkınma politika seti ile üreticilerin tarım politikası kararları ile ilgili özelliklerinin etki derecelerinin belirlenmesi.
Cluster (Kümeleme)
Analizi Programdan yararlanma düzeylerine göre üreticilerin gruplara ayrılması ve her bir alt grubun profilinin ortaya çıkarılması ve hedef kitlelere uygun politika önerilerinin geliştirilmesi.
3.2.1.1. Faktör analizi
Çok değişkenli istatistik analizlerinden biri olan faktör analizi, çok sayıda değişken
arasındaki ilişkileri incelemek ve bilgilerin daha az sayıda faktörler ya da bileşenler tarafından
özetlenip özetlenemeyeceğini belirlemek için kullanılır.
Faktör analizi yönteminde; birbirine bağımlı ve ölçülebilir değişkenler arasındaki ilişki
incelenerek değişkenlerin birbiri ile ilişkisi olduğu bilinen değişkenlerden meydana gelen
çok boyutlu bir sistemde mevcut bağlarını daha az sayıda hipotetik değişkenle açıklama
amacına yöneliktir (Child 1972).
(özetlenmesi) için bir yol bulmaktır. Özetle, faktör analizinde aşağıda belirtilen dört
fonksiyon uygulanabilmektedir:
1. Çok sayıda değişkenler içerisinde bulunan, kolaylıkla gözlemlenemeyen bir boyutlar
setinin tanımlanması (R tipi faktör analizi olarak nitelendirilir),
2. Çok sayıda verinin, daha büyük bir popülasyon içerisinde bulunan farklı gruplara birleştirilmesi yada yoğunlaştırılması tekniği olarak tanımlanması (Q tipi faktör
analizi olarak nitelendirilir),
3. Büyük miktarlardaki değişkenlerden, regresyon, korelasyon veya diskriminant analizi
için uygun değişkenlerin tanımlanması,
4. Regresyon, korelasyon ve diskriminant analizlerinde kullanılmak üzere kısmen yada tamamen orijinal değişkenlerin yerini alacak olan daha az sayıda bulunan ve tamamen
yeni değişkenlerin oluşturulması (Joseph vd 1992).
Faktör analizi, genel olarak, çok sayıda değişken arasında bulunan ilişkilerin analiz
edilmesi ve daha sonra bu değişkenlerin genel esas boyutları (faktörler) tarafından
açıklanması probleminin çözümüne yöneliktir.
Faktör analizi başta sosyal bilimler olmak üzere pek çok alanda sıkça kullanılan
çok değişkenli analiz tekniklerinden biridir. Analiz p değişkenli bir olayda (p boyutlu
uzay) birbiri ile ilişkili değişkenleri bir araya getirerek, az sayıda yeni ilişkisiz değişken
bulmayı amaçlar. Yani, temel bileşenler analizi gibi bir boyutlu indirgeme ve bağımlılık
yapısını yok etme yöntemidir. Faktör analizinde de yine kovaryans matrisi yada korelasyon matrisi ile işe başlanır. Bu matrislerden hangisinin kullanılacağına yine
temel bileşenler analizi konusunda verilen uyarılar ışığında karar verilir. Korelasyon
matrislerinde faktörleştirilmesi esasına dayalı analizde faktörleştirmede kullanılan pek
çok yöntem de bulunmaktadır. Bunlardan; merkezsel yöntem, çoklu gruplandırma yöntemi, ana faktör yöntemi, en çok olabilirlik yöntemi en çok kullanılan yöntemlerdir.
Analizi, veriler arasındaki ilişkilere dayanarak verilerin daha anlamlı ve özet bir
biçimde sunulmasını sağlayan çok değişkenli istatistiksel analiz türüdür. Faktör
analizinin amacı esas olarak değişkenler arasındaki karşılıklı bağımlılığın kökenini
araştırmaktır. Faktör analizinin başlıca varsayımları, veri matrisinin analiz öncesi kriter
ve tahmin değişkenleri alt matrislerine bölüştürülmemesi ve değişkenler arasındaki
ilişkinin doğrusal olduğudur. Analiz, sadece sosyal bilimlerde değil aynı zamanda
bilimin birçok alanında oldukça eski zamanlardan beri kullanılmakta olan çok değişkenli analiz tekniğinden birisidir.
Analiz, kısaca veri azaltma tekniği olarak da tanımlanmayla birlikte faktör
sayısının belirlenmesi ve her bir faktörün tanımlanarak yorumlanması sürecini kapsamaktadır.
Faktör analizi, genellikle 50 gözlemden daha düşük bir örnek hacmine
uygulanmamakla birlikte genel bir kural olarak, analiz edilecek değişken sayısının 4
yada 5 katı daha fazla sayıda gözlem değerinin olması istenir. Bu oran bir yere kadar
geçerlidir ve bir çok durumlarda, değişkenlerin sadece 2 katı olan gözlemlere de faktör
analizi uygulanabilmektedir. Örnek hacimlerinin az ve küçük değişken-gözlem adedi
oranı ile çalışıldığında, analizi yapan kişinin bulguları yorumlamada dikkatli olması
gerekmektedir (Joseph vd 1992).
Faktör analizinin ilk uygulaması, korelasyon matrisinin hesaplanmasıdır. Bu uygulama veri setinin analiz için uygun olup olmadığının tespit edilmesinde
kullanılmaktadır. Bu aşamada değişkenler arasında korelasyon katsayısı incelenmekte
ve değişkenler arasında korelasyonun yüksek olması istenmektedir. Değişkenler
arasında korelasyon ne kadar yüksek ise değişkenlerin ortak faktörler oluşturma
olasılıkları o kadar yüksek olmaktadır. Eğer değişkenler arasındaki korelasyon düşük
ise, bu değişkenlerin genel faktörlerden pay almaları olasılığı da düşüktür. Bartlett testi,
korelasyon matrisinin değişkenlerin en azından bir kısmı arasında yüksek oranda
arasında yüksek korelasyon olduğunu ve faktör analizine uygun olduğunu
göstermektedir (Hair vd 1998).
Kaiser-Meyer-Olkin (KMO) örnekleme yeterliliği ölçütü, gözlemlenen
korelasyon katsayılarının büyüklüğü ile kısmi korelasyon katsayılarının büyüklüğünü
karşılaştırmada kullanılan bir indekstir. KMO değeri faktör analizinin uygunluğu için
kullanılan başka ve önemli bir değerdir. Bu değerin 0.90’larda olmasının faktörler
arasında ilişkinin çok mükemmel, 0.80’lerde iyi, 0.70’lerde orta, 0.60’larda düşük,
0.50’lerde çok kötü ve 0.50’in altında ise verilerin faktör analizine uygun olmadığı
kabul edilir.
Bir değişken ile diğer değişkenler arasındaki çoklu korelasyon katsayısının
karesi de, değişkenler arasındaki doğrusal ilişkinin gücünün diğer bir göstergesidir. Bu
değerler ortaklık unsuru (communality) olarak ifade edilmektedir (Norusis 1988).
Genel faktör modelinin bir çok değişik şekilleri mevcuttur. En yaygın olarak
kullanılan faktör analizi yaklaşımları ‘components analysis’ ve ‘common factor
analysis’dir. Faktör modelinin seçimi araştırmanın amacına bağlıdır. ‘Components’
modeli araştırmada amaç, minimum sayıdaki faktörler içinde orijinal bilginin çoğunun
özetlenmesi olduğunda kullanılır. ‘Common factor analysis’ ise bunun tersine,
kolaylıkla tanınamayan ana faktörlerin tanımlanmasında kullanılır.
Bu çalışmada, faktör analizinde en yaygın olarak kullanılan temel bileşenler
analizi (principal components analysis) kullanılmıştır. Burada tüm yapılan işlem,
aralarından korelasyon bulunan değişkenler setinin, aralarından korelasyon bulunmayan
değişkenler setine (temel bileşenler) dönüştürülmesidir.
Faktör analizi uygulamasında, programdan yararlanan işletmelerin gerek kırsal
kalkınma gerekse tarım politikasında destekleme ve teşviklere yönelik görüşlerinin
değerlendirilmesinde “likert ölçeği”nden yararlanılmıştır. Bu kapsamda çalışmada
faktör analizi için 5’li likert ölçeği hazırlanmıştır. Faktör analizi ile likert ölçeğiyle
arasındaki bağımlılığa dayanarak ortak faktörler belirlenmiştir. Bir sonraki aşamada da
belirlenen bu faktörlerin neyi temsil ettiği ortaya konulmuştur. Böylelikle analiz ile çok
sayıda değişkenler arasında bulunan ilişkilerin belirlenmesi ve daha sonra bu
değişkenlerin genel esas boyutları (faktörler) tarafından açıklanması sağlanmıştır.
Araştırma kapsamında işletmelerin KKYDP'nı tercih etmelerinde ve üreticilerin
tutum ve davranışlarını etki ettiği düşünülen 12 adet değişken kullanılmıştır. Model ile
amaçlananlar, çalışmanın bulgular kısmında ayrıntılı olarak verilmiştir. 3.2.1.2. Conjoint analizi
Conjoint, kelime olarak topluca katılım anlamına gelmektedir. Conjoint sözcüğü
CONSIDER ve JOINT sözcüklerinin birleştirilmesi ile oluşturulmuştur (Churcill and
Lacoubicci 2002). Türkçede bir karşılık verilmek istenirse, “İlişkilerin Analizi”,
“İlişkilendirme Analizi” veya "Bileşik Analiz" denilebilir (Yiğit 2008). Conjoint analizi
ile hizmetin nitelik düzeylerinin kombinasyonları olarak tanımlanabilmesi ve nitelik