• Sonuç bulunamadı

3. MATERYAL ve YÖNTEM

3.1. Materyal

3.1.1. Araştırma alanının coğrafi konumu

Ankara ilinin yaklaşık 25 km güneyinde Gölbaşı ilçesi ve yakın çevresini içine alan araştırma alanı 472 000 – 487 000 m doğu, 43 87 000-44 08 000 m kuzey koordinatları arasında yer almaktadır. Araştırma alanı 1: 25 000 ölçeğinde İ29a3, İ29c1, İ29c4, İ29d2, İ29d3 paftalarıyla temsil edilmektedir (Şekil 3.1).

3.1.2. Araştırma alanının özellikleri

Araştırma 981 km2 alana sahip Mogan gölü havzasında yer alan yaklaşık 350 km2’ lik, Gölbaşı Özel Çevre Koruma Alanı ve yakın çevresini kapsamaktadır. Mogan (5,6 km2) ve Eymir (1,08 km2) göllerinin de içinde bulunduğu araştırma alanı Ankara iline yakınlığı nedeniyle yoğun yerleşim baskısı altındadır.

Araştırma iki aşamada yürütülmüştür. Birinci aşamada ideal bir arazi değerlendirmesini oluşturacak arazi verileri, temel toprak etüd haritalama çalışmaları ile toplanmış, bu kapsamda belirlenen 19 profilden 60 adet bozulmuş, 40 adet bozulmamış toprak örneği materyal olarak kullanılmıştır.

İkinci aşamada test alanı olarak seçilen seri bazında yaılımın en fazla olduğu 45 km2 lik alan içerisinde 500x500 m aralıklarla gridler geçirilerek 221 adet ve çalışma alanının değişik noktalarından 89 adet olmak üzere, yüzey toprağından toplam 310 örnek alınmıştır.

İzmir

Şekil 3.1. Araştırma alanının yer bulduru haritası

3.1.3. İklim

Ankara ili ve çevresi, kışları soğuk ve yağışlı, yazları sıcak ve kurak geçen, yarı kurak iklim özelliklerine sahip karasal iklim kuşağı içerisinde yer almaktadır. Yıllık ortalama buharlaşmanın 1141,6 mm, ortalama yağışın ise 410,5 mm olduğu bölgede en fazla yağış ortalama 51,3-48,2 mm ile Nisan ve Mayıs aylarında, en az yağış ise 13,7 mm ile Eylül ayında alınmaktadır. En sıcak ay 23,1 0C ortalama ile Temmuz, en soğuk ay ise ortalama 0,4 0C değeri ile Ocak ayıdır. Havzada en yüksek ortalama buharlaşma 237,3 mm ile Temmuz ayında olmaktadır. Rüzgar hızının en yüksek gözlendiği Temmuz (2,3 m.sn-1) ve Ağustos (2,2 m.sn-1) aylarında en düşük bağıl nem (% 47) düzeyi gerçekleşmiştir (Çizelge 3.1). Bitki su kullanımı ve buharlaşmanın olmadığı kış aylarında yağışlarla alınan su profilde birikerek (R) su fazlalığı oluşturmuştur (S). Bahar aylarıyla birlikte bitki su kullanımı ve sıcaklıkla birlikte artan buharlaşma kış aylarında profilde biriktirilen suyun Nisan ayı ortasından Haziran ayı ortasına kadar geçen yaklaşık iki aylık sürede hızla tüketilmesine neden olmuştur (U). Yaz aylarında yağış miktarlarındaki azalma, sıcaklık artışı ile artan buharlaşma ve bitki su kullanımı, araştırma alanı topraklarında profilde Haziran ayı ortasından Ekim ayı ortasına kadar su noksanlığı (D) oluşmasına neden olmuştur (Şekil 3.2).

Çizelge 3.1. Ankara ili (1978-2001) aylık ortalama meteorolojik değerleri, (Anonim 2001)

Yıllık ortalama toprak sıcaklığının 8 Co’den fazla, 15 Co’ den düşük olması ve ortalama yaz sıcaklığı ile ortalama kış sıcaklığı arasındaki farkın 5 Co’tan fazla olması nedeniyle sıcaklık rejimi Mesic’tir. Yazın, yaz gün dönümünden (21 Haziran) sonra toprağın ardışık 45 gün den fazla kuru kalması ve kışın ise yine kış gün dönümünden (21 Aralık) sonra ardışık 45 günden fazla toprağın nemli olması nedeniyle nem rejimi ise Xeric’tir (Soil Taxonomy 1999) (Şekil 3.2).

0

U-Kullanım (mm), D-Su noksanlığı (mm), R-Depolama (mm), S-Su fazlalığı (mm), P- Yağış miktarı (mm), PE- Potansiyel evapotranspirasyon(mm)

Şekil. 3.2. Gölbaşı yöresi topraklarının su bilançosu diyagramı

3.1.4. Araştırma alanı toprak özellikleri

Araştırma alanında yayılım gösteren toprak serilerinin alansal dağılımları Çizelge 3.2’de verilmiştir. Yavrucak serisi 4510,2 ha ile en fazla yayılıma sahip seridir. Bunu sırasıyla Taşpınar (2973,1 ha) ve Karaoğlan (2698,3 ha) serileri izlemektedir. Örencik serisi ise 200,4 ha ile çalışma alanında en az yayılım gösteren seridir. Toprak taksonomisine (Soil Survey Staff1999) göre belirlenmiş ordolarda en geniş alanı 10967,4 ha ile Mollisoller kaplar. Çok az bir farkla yayılım gösteren Inceptisol ordosu 10660,8 ha, pedolojik gelişimin çok az olduğu Entisol ordosu 8739,7 ha, Alfisol ordosu ise 2229,5 ha alan kaplamaktadır (Dengiz 2002).

Çizelge 3.2. Toprak serilerinin araştırma alanı içerisindeki dağılımları (Dengiz 2002) 12 Yavrucak 4510,2 13,84 Fluventic Haploxeroll

10 Kocadüz Tepe 2206,8 6,77 Typic Haploxeroll

MOLLISOL 33,6

18 41 Evler 1217,7 3,74 Calcic Haploxeralf

9 Beylikdüzü 1011,8 3,10 Mollic Haploxeralf ALFISOL 6,8

3.1.5. Jeoloji

Araştırma alanında gözlenen jeolojik birimlerle ilgili veriler Maden Teknik Arama Genel Müdürlüğü verilerinden (Anonim 1992) elde edilmiştir.

Araştırma alanında en yaşlı birim Alt Triyas yaşlı Emir formasyonudur. Yeşil şist fasiyesinde metamorfizma geçirmiş kayaçlardan oluşan formasyonun üzerine Orta-Üst Triyas yaşlı Elmadağ formasyonu düşey geçişli gelir. Emir formasyonu kısmen ilksel özelliğini koruyan ve alttan üste doğru metamorfizması azalan kayaç topluluğundan oluşur. Üst kesimlere doğru gittikçe orta ve irileşen bol fosilli Premiyen, Karbonifer yaşlı kireçtaşı blokları içerir.

Kireçtaşı, killi kireçtaşı, marn ve kumtaşlarından oluşan Üst Jura-Alt Kretase yaşlı Lalelik formasyonunun alt dokanak ilişkisi alanda belirsizdir. Üst dokanağı Virancık gölselleri tarafından uyumsuz örtülüdür.

Üst Kretase öncesi yerleşme, yaşlı kabul edilen ofiyolitik melanj niteliğindeki Dereköy formasyonunun üst dokunağı Gerder volkanitleri ve Virancık gölselleri tarafından uyumsuz örtülüdür. Daha yaşlı formasyonlarla olan ilişkisi geniş alanlarda bu genç formasyonlarla örtülü oluşu nedeniyle gözlenmez.

Üst Miyosen yaşlı Gerder volkanitleri ile üst kesimlerde bunlarla yanal ve düşey geçişli gözlenen Virancık gölselleri daha yaşlı formasyonları uyumsuz örter.

Genç formasyonlarla olan dokanak ilişkisine dayanarak Alt Pliyosen yaşlı olarak yorumlanan Oğulbey dasitleri, ofiyolitlerle volkanitleri kesmiş ve Gölbaşı formasyonu tarafından örtülmüştür.

Üst Pliyosen yaşlı alüvyon yelpazeleri, yersel göl çökelleri ve akarsu çökellerinden oluşan Gölbaşı formasyonu daha yaşlı tüm formasyonları uyumsuz örter. Alanda gözlenen en genç oluşuklar ise Kuvarterner yaşlı alüvyonlardır (Anonim 1992).

3.1.6. Jeomorfoloji

Gölbaşı yöresinde ana su bölümü çizgisinin en yüksek bölümleri, alanın kuzey-doğu ucundaki Elmadağ doruğu ile çevresindeki dar sırtlar üzerinde yer alır. Ankara melanjı’na ait metamorfitler, volkanitler ve ofiyolitler üzerinde güney yönde yükselti kaybederek uzanan doğudaki su bölümü kuzey kuzeydoğu- güney güneybatı yönlü Gölbaşı havzasının uzanımına paraleldir. Havzanın batısındaki ana su bölümü Çölova (İmrahor) deresi ile ana akarsu Ankara drenajını ayırır. Bu ana su bölümünde, metamorfitlerle birlikte yer alan bloklu kireç taşları (Permiyen) iyi karst gelişimli zengin yer altı suyu rezervuarlarını oluşturmuştur. Havzada bu iki ana su bölümü arasında kalan genç aşınım yüzeylerinin (DII, DIV) kalıntıları, kuzey yönünde akışlı İmrahor deresi drenajına genel hatlarıyla uyan erozyonal-denüdasyonal süreçlerle gelişmiş, çok basamaklı bir morfoloji sunmaktadır. Yüzey eğimleri genelde ana akarsuyun yerleştiği havza tabanı yönündedir (Şekil 3.3).

Yaklaşık üst miyosen’den başlayarak gelişimi gözlenebilen ve günümüzde yan derelerle parçalanmış plato kalıntıları olarak görülen aşınım yüzeyleri, havza ortasına doğru yerini Kuvarterner yaşlı akarsu şekillerine bırakmakta, havza tabanında ise kuzey bölümde Holosenden oluşan iki aluvyon set gölünün (Mogan ve Emir) bulunduğu aluvyal akarsu ovası yer almaktadır. Anadolu’daki aşınım yüzeylerini, dönem karşılığı olan “D” simgesi ile belirten Erol (1983), Ankara çevresinde yaptığı jeomorfolojik çalışmalarda da (Erol 1968, 1973, Erol vd 1980) beş aşınım sistemi (DI, DII, DIII, DIV ve S-seki sistemleri) ayırt etmiştir.

Yerleşim yerleri VT; Vadi tabanı Profil yerleri V; Vadi

DIV; Alçak plato Y; Yamaç DIII; Orta yüksek plato Sa; Alçak sekiler DII; Yüksek plato Sy; Yüksek sekiler

Ô

1: 100 000

Şekil 3.3. Araştırma alanının jeomorfolojik haritası (Anonim 1992)

Benzer Belgeler