• Sonuç bulunamadı

Roma döneminde deniz konulu mozaikler içerisinde balık mozaikleri oldukça yaygın bir kullanıma sahip olmuş ve imparatorluğa bağlı eyaletlerin hemen hemen her yerinde ve her dönemde görülmüşlerdir204.

Bu balık motifleri özellikle eski ve yeni Mısır krallıklarında boyalı mezar kabartmalarında, Ege Bronz çağında Minos ve Myken kültürlerinde kullanılmıştır205. Fakat bunlar bizim Roma örneklerimizden oldukça farklı karakterdedirler. Roma balık mozaikleri ve onların öncülleri Geç Klasik ve Helenistik çağlardan gelmektedir. Bu resimler deniz canlılarının anatomik özelliklerini de doğru bir şekilde yansıtmaktadır206.

Geç Helenistik dönem mozaiklerinde balık betimlemelerinde iki tip; yüzen balıklarla birlikte doğal ortamda deniz manzarası ve besin olarak ölü balık kompozisyonları yer almaktadır. Bunlar ressamlar ve mozaikçiler tarafından taklit ve kopya edilmişlerdir. Muhtemelen her iki tipin de orijinali Geç Klasik ya da Erken Helenistlik resimlere dayanmaktadır. Özellikle İ.Ö 2. ve 1. yüzyıllarda Pompeji döşemeleri bu erken gelenekler ve mozaiklerdeki balık betimleri ile ilgilidir207.

Roma mozaikleri doğrudan bu erken örneklerle ilgilidir. Fakat teknik sunum kısmen farklılaşmaktadır. Bunun yanı sıra doğal deniz manzaralarına ve hayat sitiline iki yeni ikonografik tipde eklenmiştir. Bunlardan ilki günlük hayattan balık mozaikleri ki burada insanlar balıklarla uğraşan Eroslar ya da Pigmeler de resmedilmişlerdir. İkinci mitolojik balık mozaiklerinde ise hayal ürünü yaratıklar ve denizle ilgili kişileştirilmiş karakterler ilave edilmiştir. Her iki tipte de, balıklar bu insanlarla ya da yarı kutsal figürlerle ikincil duruma gelmişlerdir.

Çoğu zaman Geç Helenistik dönemle karakterize balık mozaikleri stilize ya da sıklıkla tanımlanamayacak karakterde yapılmışlardır. Buna rağmen bu becerikli ustaların örnekleri Erken Hıristiyanlık sanat döneminde de doğa içerisinde karikatürize edilerek kullanılmışlardır. Aynı zamanda bu pagan sahneleri yeni Hıristiyan ikonografisine adapte edilmiştir208.

204 Depuma, Fish Mosaic, 4–5. 205 Depuma, Fish Mosaic, 8. 206Thompson, Biologist, pl. 12–13. 207 Thompson, Biologist, 10 vd. 208 Bknz. K1 de yer alan mozaik.

Özellikle Akdeniz insanı denizle ve bu yaratıklarla çok ilgilenmiştir. Tasvirlerinde doğayı bu antik düşünce çerçevesinde yapmışlardır. Birçok balık mozaikleri impluviumları, hamamları, çeşme yapılarını ve benzer mekânları süsledi. Bu mekânlar genellikle suyun yer aldığı mekânlardı. Çünkü marine konuları bu mekânlar için çok uygundu. Renkli tesseralar içerisinde suyun haraketi oldukça etkileyici verebilmekteydi. Ayrıca Akdeniz mutfağı yiyeceklerinin büyük bir kısmı denizden elde edilmekteydi. Balık mozaikleri sıklıkla triclinium döşemelerinde ele geçmiştir. Hıristiyanlık döneminden önce popüler olan balık mozaikleri sembolik içerik taşımıyorlardı. Fakat deniz ile ilgili ve tamamen dekoratif fonksiyonlarıyla tercih edilmişlerdir. Bu konuyla ilgili mozaikler çeşitli gruplara ayrılabilir;

Birinci grupta yer alan doğal balık mozaikleri yaşayan doğal deniz canlılarının yer aldığı sahnelerden oluşturulmuştur. Deniz manzarası taşlar ve liman ile verilmiştir.

İkinci grupta yer alan still-life mozaiklerinde ölen deniz yaratıkları gösterilmektedir. Genellikle bu kompozisyonlar gıda maddeleri ile ilgilidir.

Bu ilk iki sınıflandırmada yer alan kompozisyonlar içerisinde deniz canlıları unsurları, bu kompozisyonda rol oynayan balıkçılara benzer değildir. Bu büyük kategoriyi de üç bölüme ayırmak mümkündür; insanların yer aldığı sahneler, Nil nehriyle ilgili sahneler ki burada pigmelerde yer alır, Nil yaşamı içinde yer alan egzotik hayvanlar. Son grupta yer alan balıklar hem mitolojik yaratıklar (Hippocampos, Triton, Nereid vb.) olarak hem de kişiselleştirilerek (Okeanos, Thalassa, Amphitrite ve Neptun gibi) gösterilmişlerdir. Ancak bunlar arasında Okeanos mozaiklerinin baskın olduğu aşikârdır. Antik yazarların balıklarla ilgili yazıları209:

Literatürde üç tip tartışılabilir.

1) Bilimsel ve Zoolojik incelemeler.

2) Deniz ürünlerini kapsayan yemek kitapları

3) Deniz ürünlerinden elde edilen ilaç katalogları. Bu çalışmalar İ.Ö 4. yüzyıldan – İ.S erken 3. yüzyıla kadar gitmektedir.

Bilimsel ve Zoolojik incelemeler: Aristo’nun biyolojik araştırmalarını kapsamaktadır. Aristo (384/83–322–21 BC) görünüyorki Lesbos’da iki yıl süre

209 Thompson, Biologist, 8.

ile yapılan biyolojik araştırmaları taşımıştır. Mytilene ve onun çevresi İ.Ö 345– 343210.

Aristo tarafından yapılan dört biyolojik çalışma bulunur211: Historia Animalium (Hayvanların tarihi)

De Partilous Animalium (Hayvanlar üzerine bölümler) De Incessu Animalium (Hayvanların hareketleri üzerine)

De Generatione Animalium (Hayvanlar üzerine yapılan tekrar üretimler)

Ptolemy (İ.S 2. yüzyıl), Diogenes Laertinus (İ.S 3. yüzyılın ilk yarısı) ve Hesychius (İ.S 5. yüzyıl) kataloglarla bize Aristoteles’in yazısını aktarırlar. Bu biyolojik çalışmalarla ilgili yediden fazla büyük koleksiyon bulunmuştur. İlk altı kitap “Historia Animalium” olarak isimlendirilmektedir ve Aristoteles tarafından yazılmıştır. Ancak tabiî ki Aristo’nun böyle başlık tercih edip etmeyeceği şüphelidir. Ahtapot betimlerinde Arganautlarla bir ilişki olup olmadığı araştırılmıştır. Deniz yaratıklarından özellikle ahtapot Ege-Bronz çağında favori dekoratif unsur olarak karşımıza çıkmaktadır212.

Grek-Roma deniz mozaiklerine ve ikonografisine baktığımızda, Akdeniz kültür ve sanatında deniz ve onunla ilgili yaratıkların son derece önemli olduğunu görürüz. Deniz konularındaki genel tercih ve belirteçlerini etkileyen birçok faktör vardır.

Bunlardan birincisi, Akdeniz’in insanlar için hayati önem taşımasıdır, onların yolculukları, politik kontrolleri, ticaretleri hep deniz vasıtası ile yapılmıştır. İkinci nedene geldiğimizde, denizin ucuz yiyecek kaynağı olmasını görmekteyiz. Üçüncüsü ise dalgaların ötesinde ve denizin dibinde olanlara karşı olan merak olmalıdır. Birçok Akdeniz ülkesinde iklim ile alakalı olarak suyun normal yaşama etkisinden kaynaklanan günlük yaşamdaki önemi beraberinde ona saygıyı da getirmiştir.

Deniz konusu Miken sanatında kullanılmazken, Grek geometrik sanatında tekrar görülür. Deniz yaşamı İ.Ö erken 3. yüzyılda boyama, rölyef ve diğer küçük objelerde de sık görülmektedir213. Deniz yaratıklarının ayrı bir şekilde gösterimi İ.Ö 2. yüzyılda Ege

210 Bu tez Thompson, Biologist kitabında destek bulmaktadır. 211 Thompson, Biologist, 8–20.

212 Thompson, Biologist, 20.

213 Örneğin saqqara’daki Ti mezarından boyama rölyef . T.A. sakellarakis,2 Le théme du pêcheur dans I’art préhistorique de I’Ěgée, AAA 7(1974), 385–387 figs.13-18 (AAA Athens Annals of Archeology)

sanatında da iyi bilinmektedir. Bu konuyla ilgili bilinen freskoların tarihi İ.Ö 1520 ya da 1500 olarak bilinmektedir214.

Mozaikler üzerindeki genel deniz manzaralarını sınıflandıracak olursak, bu konuyu beş tipte toplamak gerekecektir.

İlk tipte kıyı şeridinde yer alan balıkçılar, deniz kayıkları ve balıkları görüyoruz. Hellenistik resimlerde ve mozaik stilinde ön plan ile arka planın birbirinden ayırımı söz konusudur. Açık bir şekilde gökyüzünün topraktan ayrılmış olduğu gözlenir. Tamamen gerçeğe uygun bir şekilde perspektif vurgulanmıştır. Nesneler işlenirken açık bir şekilde birbirlerinden ayırt edilebilmelerine önem verilmiştir. Böylece her döşemedeki tasarım küçük resimler şeklinde olmuş ve resimler çerçevelerle etraflarındaki dekorasyondan ayrılmıştır. Her tasarımın odanın en önemli noktasında tek başına görünebilmesi amaçlanmış olmalıdır. Döşemeler üzerindeki ahtapot, ıstakoz, yılan balığı gibi tanıdık Helenistik motifler oldukça yaygın olarak Kuzey Afrika’daki birinci tipte gruplandırılan mozaikler üzerinde oldukça sevilerek tercih edilmişlerdir. Bu üç hayvan arasındaki yaşam ve ölüm mücadelesi birçok antik Grek ve Romalı yazar tarafından defalarca zikredilmiştir215.

Erken Pompeji balık mozaiklerinde merkezde balık motiflerinin baskın olduğu görülür.

İkinci tipte mitolojik deniz konuları işlenmiştir. Örneğin; Neptün, Venüs, Okeanos ya da Arion denizde yüzen fantastik ya da doğal marine yaratıklarıyla tasvir edilmişlerdir. Mitolojik konuların çeşitliliği ve mevcudiyeti Kuzey Afrika’da da söz konusu olmuştur. Ancak İmparatorluğun diğer bölgeleri ile karşılaştırdığımızda ne kadar sınırlı olduklarını kolayca saptayabiliriz. Muhtemelen bu konular Kuzey Afrika’da İ.S 3. ve 4. yüzyıl esnasında sihirli ve koruyucu semboller olarak kabul edilmişlerdir216.

Bu mitolojik konuların en yaygın olanları; Neptün’ün dalgalar üzerinde arabayla betimi, Venüs’ün tahtıyla bir deniz kabuğu içinde Eros’ların da katılımıyla yapılan betimi, Triton ve Nereidler, su üzerinde yüzen Okeanos başı ya da bir Eros’a binen Arion gibi örneklerdir. Her bir motif başta Afrika olmak üzere hemen tüm Roma

214 I.A. Sakellarakis., “Le théme du pêcheur dans I’art préhistorique de I’Etée, AAA 7(1974), 370-390 ) 215 (Aristotle, Historia Animalium, 590 b 12-20 günümüzde de mevcut bu literatürde ilk bahisleri geçer;

Pliny., NH IX,185.)

eyaletlerinde dini inanışlara uygun olarak kötülüklere karşı sembol olarak kullanılmışlardı217.

Deniz mozaiklerinde Orpheus da tasvir edilmiştir. Orpheus ve Arion kişileştirmelerine oldukça sık rastlanır218. Özet olarak söylemek gerekirse bu ikinci tipte sık olarak marine motifleri balıkçılar, balıklar, Neptün, Venüs, Okeanos, ya da Arion gibi mitolojik figürler kullanılmıştır. Mitolojik figürler genellikle kompozisyon ve konu bakımından ayrılmışlardır. İkinci tipte insan figürleri mükemmel bir şekilde Eros figürleri ile yer değiştirmiştir.

Üçüncü tipte basit balık sahneleri ve onların detaylı işlenmesi yer alır. Bazen gemilerle birlikte basit balık motifleri de görülür.

Balıklar ve deniz yaratıkları yatay çizgilere karşı dalgaların üzerine paralel yüzerler. Yatay çizgilerin arkasında beyaz bir zemin oluşturulmuştur, zemindeki çizgiler siyah tesseralarla verilmiştir219.

Dördüncü tipte denizin iç halinin yalın olarak yansıtılması amaçlanmamıştır. Deniz çevresi ile bir bütün olarak adalarıyla, kıyıdaki insanlarla, binalarıyla yani dış çevresiyle bir bütün oluşturacak şekilde betimlenmiştir. Bu tipte birbiriyle alakalı uyumlu tipler mevcuttur. Bu tipteki bazı mozaikler üzerinde liman manzaraları da yer almaktadır220.

Erken Roma mozaiklerinde dışa dönük deniz döşemeleri Palestrina mozaiğinde görülür. Muhtemelen bu motif Roma topraklarında üretilmiş olmalıdır221. Buna rağmen

Hellenistik ressamlar birçok mitolojik sahneyi değişik manzaralarla kombine ederek kullanmışlardır. Hellenistik dönemden birçok manzara resmi sanatçılara kaynaklık etmiştir222.

217 G.Ch. Picard., Les Religions de I’Afrique antique, Paris, 1954, 239.

218 H. Stern., “La mosaique d’Orphée de Blanzy-lés-Fismes”, Gallia 13, 1955, 41-77

219 Bknz. Kat. No. E2, E3, E7, E8, E9, E10, E11, E12, E17, E22, E26, H1, H2, H3, H4, H5, H7, H8, H9, H11, H12, N1, N2, B1, B2, B3, B4, B5, B8, B9, B11, B12, B13.

220 Örnek için bknz. Kat. No. B4, burada sadece bir kayalık tasviri vardır. Kyklop Polyphemos bu kayalık üzerinde betimlenmiştir.

221 I. Lavin., “Hunting mosaics of Antioch and their sources” Dumbarton Oaks papers 17, 1963, 181-226. 222 Foucher, Influence, 271.

Özetle söylemek gerekirse çalışmamızın konusunu oluşturan deniz tanrıçaları ve yine bu gruptan olan Nereid betimleri mozaikler üzerinde kullanılan deniz manzaralı kompozisyonlar içinde ikinci tipte ele alınmakta ve kompozisyonların ön tipleri Hellenistik sanata dayanmaktadır.

Benzer Belgeler