• Sonuç bulunamadı

8. PANDEMİLERİN GÜVENLİK (İÇ-DIŞ) BOYUTU

8.2. SAĞLIKLI GIDA ALANINDA GÜVENLİK

8.3.1. MAKALELER

Yeni Dünya Krizine Bakış!

Tüm dünya henüz adı konulmamış bir kriz ile karşı karşıya…

Bazı ülkelerde başlamış olan, bazılarını ise korkunun sardığı bir kriz.

Bu kriz bir sistematik kriz mi yoksa daha önce tahmini yapılmamış, daha önceki krizlere benzemeyen yeni bir tür mü, buna piyasa henüz karar veremedi.

Global olarak düşen tahvil getirileri, yavaşlayan ekonomiler, bir gecede ilan edilen ticaret savaşları, krize rağmen ralli yapan borsalar, savaşa yatırım yapan ülkeler ve buna bağlı ortak riskleri yukarı doğru fiyatlayan altın ve diğerleri…

Krize ad konulamamasının temel sebebi ise, sonuçlarının çok çeşitli ve türevsel oluşu ile ilişkili...

Bazı gelişmekte olan ülkelerde oluşan default- (borçları geri ödeyememe riski) durumu, önce artan enflasyonla birlikte değer kaybeden ulusal para birimleri, bazı ülkelerde küçülme ile, bazılarında artan fiyatlarla, bir kısmında ise hareket etmeyen enflasyon sebebiyle gelen durgunluk ile ortada kompozit bit tablo var...

Krize ne ad konulursa konulsun, krizin sonuna doğru ilginç sonuçları olacağını düşünüyorum.

Küreselleşme ile buna karşı savaşan güçler arasında geçecek büyük bir mücadele başlıyor aslında…

Yönetim biçimleri ne olursa olsun, küreselleşen aktivite alanları, ulus devletleri ciddi şekilde tehdit ediyor! Dar alan milliyetçiliğini savunan klasik siyasiler ile, küreselleşmeyi savunan post modern siyasiler arasında derin fikir ayrılıkları artık yerini kılıç şakırtılarına bırakacak…

Dönelim kriz konusuna…

Ekonomik Kriz ve Finansal Kriz, birbiri ile yakın lakin farklı kapsamları olan kavramlar.

Çoğu kez birbiri yerine kullanılır…

Ekonomi, bir alandaki tüm üretim-tüketim ve ilişkili aktiviteleri kapsarken, finans ekonomik aktivitenin yalnızca para ve sözleşme kısımlarını içerir.

2018 de Türkiye’de ve 2019 da Gelişmiş-Gelişmekte olan ülkelerde baş gösteren kriz, finansal aktivite bozukluğuna dayalı bir ekonomik krizdir.

Kısaca, 2007 Aralık’ta başlayan büyük finansal çöküntü sonrası, piyasaya sürülen fazla paranın yol açtığı (QE) bir resesyon yaşanmaktadır.

Parasal Genişleme (QE) Politikası, konformist ve popülist bir halde tüm ülkelerce beğenilmiş ve kullanılmıştır.

2008 krizini bir an önce atlatmak isteyen özellikle Gelişmiş Ülkeler piyasaya para sürmüş, Gelişmekte olan ülkeler de fütursuzca bu ucuz ve bol para ile borçlanmıştır.

Geldiğimiz noktada, fazla paranın yol açtığı aşırı kontrat yükü ve getiri iştahı sebebiyle, üretim fazlası borçlanma oluşmuştur.

Dünyadaki mevcut üretim, borçları ödeyemez durumdadır.

Buna bağlı olarak, dünyada tahvillerde ve hisse senetlerinde negatif getiriler oluşmuş durumda!

Ülke yönetimleri, ucuz faiz ile borçlandıkları paraları, üretim yerine getiri-geri dönüşüm kabiliyeti düşük alanlara (Konut-altyapı vb.) harcayınca, Konut ve alt-yapı dayalı ekonomiler oluşmuştur. Bugün birçok ülkede artan fiyatlarla yeniden bir emlak balonu oluşmuş durumda.

İçsel büyüme yöntemleri ve çabaları, kaçınılmaz olarak ticaret savaşlarını doğurdu.

ABD, Trump ile içsel refah ve büyümeyi korumak için gümrük sınırları ile kendi piyasasını korumak istedi ve bunun için ticaret savaşı başlatmaktan çekinmedi.

Ve maalesef krizi tüm dünyaya yaydı!

Peki ya bundan sonrası? Bence, asıl soru bu!

Yavaşlayan ekonomiler, birikmiş özel ve kamu borçları, aşırı yükümlülükler, ticaret savaşları, kriz ihraç etme çabaları, silahlanma, küreselleşme ve sınır milliyetçiliği kavramlarına sıkışan dünyada yakın gelecekte neler olacak?

Ne mi olacak?

Bu savaş Merkez bankaları ve ülke yönetimleri arasında yeni bir savaşa dönüşecek...

Parasal sıkılaştırma olmadan ülke ekonomilerinin düzelemeyeceğine inanan teknokrat Merkez Bankaları, hükümetlerden bunu yapmalarını isteyecek lakin hükümetler bunu yapmayacak!

2020 ile birlikte ve belki bu yıl dolmadan bir Likidite krizi ile karşı karşıya kalınacak…

Trump ile Legal (faiz artırımı) ve illegal (Off-shore) Dolarları ABD ye toplasa da bugün banknot doların %70 i ABD dışında tedavülde!

Ve ülkeler borçlarına karşı bu dolarları tutuyor! Yani FED, Doların sadece %30 unu yönetebiliyor!

Yakında takibi mümkün olsun diye nano çipli paralara icat edilirse şaşırmayın.

Gelelim asıl soruya, ne olacak?

2032 yılında tüm dünya genelinde 400 Trilyon dolarlık borç, lakin bunu ödeyemeyen birey hane halkları oluşacak!

400 Trilyon dolar borçla doğan son jenerasyon, bu kötü mirası ödeyemeyeceği için, kapitalizmin son evresi devreye girecek...

Özgürlük karşılığında çalışma!

O zaman geldiğinde, bugünün yöneticileri, öngörüsüz yönetimle kendi toplumlarını nasıl köleleştirdiklerini görebilirler!

Ne mi olacak?

Bu savaş Merkez bankaları ve ülke yönetimleri arasında yem bir savaşa dönüşecek.Parasal sıkılaştırma olmadan ülke ekonomilerinin düzelemeyeceğine inanan teknokrat Merkez Bankaları, hükümetlerden bunu yapmalarını isteyecek lâkin hükümetler bunu yapmayacak! 2020 ile birlikte ve belki bu yıl dolmadan bir Likidite krizi ile karşı karşıya kalınacak. Trump ile Legal (faiz artırımı) ve illegal (Off- shore) Dolarları ABD ye toplasa da bugün banknot doların %70 i ABD dışında tedavülde! Ve ülkeler borçlarına karşı bu dolarları tutuyor! Yani FED. Doların sadece %30 unu yönetebiliyor.

Yakında takibi mümkün olsun diye nano çiplı paralara icat edilirse şaşırmayın Gelelim asıl soruya, ne olacak’

2032 yılında tüm dünya genelinde 400 Trilyon doladık borç, lakın bunu ödeyemeyen birey hane halkları oluşacak 400 Trilyon dolar borçla doğan son jenerasyon, bu kotu mirası ödeyemeyeceği için, kapitalizmin son evresi devreye girecek.

Özgürlük karşılığında çalışma!

O zaman geldiğinde, bugünün yöneticileri, öngörüsüz yönetimle kendi toplumlarını nasıl köleleştirdiklerini görebilirler!

9. PANDEMİ SONRASI YENİ DÜNYA DÜZENİ VE TÜRKİYE’NİN ROLÜ

Belgede SALGINA PROAKTİF YAKLAŞIM RAPORU (sayfa 132-135)