• Sonuç bulunamadı

1. 2. 1. Hayatı

ez-Zirikli’nin el-A’lam adlı kitabında el-Errani hakkında, tam adınınMahmud b. Muhammed b. Ali b. Mahmud el-Errani es-Sakinani olduğunu, Arap dilinde özellikle de nahiv ve sarf alanında uzman bir alim olduğunu belirtmiştir.18 el-Errani,

İbn Hacib’in sarf konusunda yazdığı eş-Şafiye adlı eserini ve yine İbn Hacib’in nahiv konusunda yazdığı el-Kifaye adlı eserlerini şerh etmiştir.

Ömer Rıza Kehhale (ö.1408)‘Mu’cemu’l-Muellifin’adlı kitabında el-Errani hakkında ez-Zikikli’den naklettiği yukarıdaki bilgiler dışında farklı bir malumat vermemiştir.19 Kaynaklarımızda el-Errani hakkında tespit edebildiğimiz bilgiler ne

yazık ki bununla sınırlıdır. Bazılarında bu kısıtlı malumatlar bile eksiktir. Şeyh Hacı Halife Katip Çelebi (ö. 1067) ‘Keşfi’z-Zunun’ adlı kitabında el-Kafiye’yi şerh edenleri tanıtırken el-Errani’nin isminden başka bir bilgi vermemiştir.20

el-Errani, kendi el yazması olan müsveddenin son sayfasına kendi tam ismini yazması dolayısı ile tabakat kaynaklarımızın bu bilgiye ulaşması zahmetli olmadığı gibi müellifin tam adı konusunda da ihtilaf söz konusu olmamıştır.

el-Errani’nin nisbet edildiği memleket, Erran’dır. ‘Arran’ olarak da yazılan Erran, bu gün Azerbaycan sınırları içinde kalanCenze, Berzee, Şemkir, Bilkan gibi birçok şehri içinealan geniş bir coğrafyanın kapsayıcı adıdır. Azerbeycan’ın merkezi ile Arran eyaleti arasında er-Rus tabir edilen bir nehir akmaktadır. Bu nehirin kuzey tarafı Arran, batı tarafı ise Azerbeycan olarak adlandırılır.21

Fıkıh bilgini Abdulhalik b. Ebu Maali b. Muhammed el-Errani eş-Şafii (ö. 633) de bu memlekete nisbet edilmektedir.

18 ez-Ziriklî, a.g.e, C. VII, s. 128.

19 Kehhâle, Ömer Rizâ b. Muhammet b. Abdülganî el-Dımaşkî, Mucemu’l-Müellifîn, Dâru İhyâu’t-Türasi’l-Arabî,

Beyrut, 1957, C. XII, s. 198.

20 Hacı Halife, Mustafa b. Abdullah Kâtib Çelebi, Keşfü’z-Zünun an Esamü’l-Kütübi ve’l-Fünûn, Dâru İhyâi’t-

Turâsi’l-Arabî, Beyrut, C. II, s. 1375.

21 Aydoğmuşoğlu, Cihan, “İslam Coğrafyacılarına Göre Azerbaycan”, Uluslararası Sosyal Araştırmalar Dergisi, c.

Amasya’da bulunan ve 13. yüzyılda inşa edilen Burmalı Minare Camii’nin mihrabının kavsarasının üzerinde dikdörtgen bir çerçeve içinde ‘Amel-i Muhammed b. Mahmûd el-Errânî’ ifadesi okunmaktadır. ‘el-Kafiye’ adlı şerin müellifi ile aynı adı taşıyan bu kişinin, caminin mihrabını yapan veya camiyi inşa eden mimar olduğu düşünülmektedir.22 Dolayısıyla ‘el-Kafiye’nin müellifi ile hemşeri olduğu ve aynı

ismi taşıdığı kesin olmakla birlikte, bunların aynı kişi olma ihtimali son derece çok düşük görünmektedir.

1. 2. 2. Eserleri

1. 2. 2. 1. el-Kafiye fi Şerhi’ş Şafiye

Tahkikini ve tahlilini yaptığımız eserdir. İbn Hacib’in sarf alanda yazdığı ‘eş- Şafiye’ adlı eserin şerhidir. Hicri takvime göre 734 yılı Şevval ayının 19’unda, miladi takvime göre 23 Haziran 1334’te telifi tamamlanmıştır.

1. 2. 2. 2. Şerh el-Kafiye

İbn Hacib’in nahiv alanında telif ettiği ‘el-Kafiye’ adlı esere el-Errani bir şerh yazmıştır. Hacı Halife, Keşfu’z-Zunun adlı kitabında “el-Kafiye şerhlerinden biri de Mahmud b. Muhammed b. Ali b. Mahmud el-Errani es-Sakinani’nin şerhidir. Bu şerh, el-Mutevassit gibi muhtasar bir eserdir.” ifadelerine yer vermiştir.23

Şerh el- Kafiye isimli eserde el-Errani sarf, nahiv, fıkıh, kıraat gibi birçok temel İslam bilimleri alanında yazılan Arapça kitaplarda görülen, müellifin kendisi soru sorup buna cevap vermesi (“Şayet şöyle dersen/sorarsan: Buna şöyle derim/cevap veririm...”) şeklindeki klasik anlatım üslubu kullanılmıştır.

1. 2. 2. 3. Şerhu Zubde

Şerhu Zubde adlı eser, nahiv alanında İbn Hacib’in yazdığı ‘Şerh el-Kafiye’ adlı kitabın şerhidir.

1. 2. 3. el-Errani’nin Şerh Metodu

Mammud b. Muhammed el-Errani, İbn Hacib’in ‘eş-Şafiye’ kitabını şerh ederken klasik şerh etme usulüne sadık kalmıştır. Şârih (şerheden/el-Errani),

22 Semavi Eyice, “Burmalı Minare Camii ve Türbesi”, Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi, İstanbul 1992, C.

6, s. 445.

müellifin (yazarın/İbn Hacib) metninden bir veya çoğunlukla iki kelime zikrettikten sonra i’raba24 başlar, cümlenin öğeleri olan mübteda ve haberi belirler, anlamı

tamamlayacak veya cümlenin daha iyi anlaşılmasını sağlayacak kelimeleri ekler. Devamında müellifin ibaresi hakkında bir veya iki satırlık genel bir açıklama yapar. Bu teknik verilerden ve tahlillerden sonra metnin daha detaylı bir şekilde şerhine başlar. Bir sonraki konunun anlaşılabilmesi için gerekli alt yapı malumatlarını yani konunun öncül bilgilerini okuyucuya aktarıldıktan sonra yani okuyucunun ‘hazırbulmuşluk’ seviyesi arttırıldıktan sonra, sistematik aktarım üslubu ile sıradaki konuya geçilir. Bu sebeple eserin birçok yerinde,“Sen bunu öğrendiğine göre o zaman biz de şunu deriz…” şeklindeki ifadelere rastlamak olasıdır.25 Örneğin, “el-

Mizan es-Sarfi” başlıklı konunun şerhine şöyle başlamıştır:26 “Bunu öğrendiğine göre şunu söyleriz:

Müellif’in ‘Bu şekilde tabir edilir.’ sözüyle işaret ettiği birinci bölümdür.”

el-Errani’nin eserinin birkaç yerinde, konuyu tartışmaya açmak için kullandığı “Şerh edenler şöyle dedi…” ifadesine rastlanmaktadır.‘Şerh edenler’ (Şârihûn) ifadesi ile kast edilen kişi, büyük ihtimalle ‘eş-Şafiye’yi şerh edenlerin en meşhuru olan el-Çarbirdi’dir. Çünkü el-Errani’nin ‘şerh edeneler’den aktardığı ve tartıştığı cümleler, el-Çarbirdi’nin eserinde yer almakta veya onun görüşünü yansıtmaktadır.

Örneğin, el-Errani, ‘el-Kalb el-Mekani’ başlıklı konuda şu ifadelere yer vermiştir:

“Bu konuda şerh edenler şöyle demiştir:

‘Ona nisbet edilirse, ‘kuseviyyun’ ( ي ) derim. Çünkü bu ‘Fu’lu’ veznindendir. و س ق ‘Fu’ul vezninden türetilmiştir. Bu nedenle aslına döndürülür.’(Halbu ki) Bu görüş birkaç yönden batıl ve geçersizdir. Birincisi, konuyu, nisbet açısından araştırmak burada isabetli olmaz. Bu açıktır. İkincisi: bunun çoğul kipine nispeti doğru değildir. Aksine çoğulu, tekliye döndürmek gerekir.”27

24 İ’rab: Arapça kelimelerde son harfin veya son harekenin değişimini konu edinen dil bilgisi tahlilidir. 25 el-Errani, Mahmud b. Muhammed bin Ali b. Mahmud, el-Kafiye fi Şerhi’ş-Şafiye, s. 12.

26 el-Errani, a.g.e, s. 17. 27 el-Errani, a.g.e, s. 33.

el-Errani’nin bazı görüşlerini eleştiri konusu yaptığı el-Çarbirdi’den alıntı yaparken,‘Şerh eden’ değil de ‘şerh edenler’ şeklinde çoğul bahsetmesi ise muhtemelen el-Çarbirdi’nin şerhini şerh eden kitapları ve onun takipçilerini de ifadesine katmak istemesi dolayısıyladır.

el-Errani’nin, bir meseleyi veya hükmü açıklığa kavuşturmak istediğindeen sık başvurduğu yöntem, önce hükmü birkaç soru veya birkaç varsayımla dile getirip ardından bunu yanıtlaması veya açıklamasıdır. Örneğin ‘Tasrif’in tarifini okuyucuya şu ifadelerle yapmıştır:

“Şayet ‘Kelîm’ ibaresinden maksat, kullanılan tekillerse, bu durumda şöyle denilmiş olur: ‘Tekillerin yapısının durumları onunla bilinir.’ Halbuki tekiller dediğimiz anda Nahiv ilminin konusuna girmiş oluruz. Çünkü bileşiklerin yapısının durumları ancak nahiv ilmi bilinebilir. Veya şöyle deriz: Yapılar çoğul olup, elif-lam takısı taşıyan çoğullara izafe edilirse, bu genelleme ifade eder. Bu durumda şöyle söylenmiş olur: ‘Tüm yapılarla ilgili durumlar Nahivle bilinir.’ Bunu söylediğimizde nahiv ilminin gerekliliği olarak çıkar. Çünkü bağlantısı bir kısımdır ve bu da açıkça görülmektedir. Bu durumda şöyle derim: ‘Birinci varsayıma cevabım: ‘Kelim’ lafzı, tekil ve bileşikleri kapsayan bir çoğuldur.’

Bu durumda da sanki şöyle denmiş olur: İrab olmayan tekil ve bileşik tekillerin durumları nahivle bilinir. Zira iki kelimede idğam ve iki sakinin bulunması sabittir. Çünkü onlara bakılanlara onlara dönmektedir. Aksi takdirde akıllı kimsenin bildiği bir yönü yoktur.”28

Yukarıdaki alıntı da görüldüğü üzere el-Errani, bir konu işlerken konuyu tartışma ortamı şeklinde anlatımıştır. Böylece konuyu kavramaya çalışanın aklına gelmesi muhtemel suallerinveya konu hakkındaki alternatif iddiaların dile getirildiği doğal bir sınıf ortamı hatta ilmi bir münazara atmosferi oluşturulmuş olur. Bu soru- cevap yöntemi, düz anlatım üslubuna göre kuşkusuz daha akılda kalıcı ve öğretim yöntem ve teknikleri açısından daha etkilidir.

1. 2. 4. el-Errani’nin İstifade Ettiği Kaynaklar

İstisnasız her araştırmacı yazarın, herhangi bir alanda eser veya özgün bir düşünce ortaya koyabilmesi için o alanla ilgili yazılan en azından temel kaynakları okuması ve anlamasıkaçınılmaz bir zorunluluktur. Bu durum, ‘el-Kafiye’ adlı şerhi kaleme alan el-Errani için de geçerlidir. el-Errani, geçmiş alimlerin eserlerinden faydalandığı bir çok şerhinde belirtmektedir. Söz konusu kaynakların bazıları aşağıdalistelenmiştir.

Eser Adı Yazarı Yazarının Hici ve

Miladi Vefat Tarihi

Eserin Türü

el-Kitab Ebu Bişr Amr b. Osman b. Kanber Sibeveyh

180/797 Nahiv ve Sarf

Divan el- Hamase Ebu Temam Habib b. Evs b. el-Haris

231/846 Şiir

el-İzah Ebu Ali el-Hasan b. Ahmed b. Abdu’l- Gaffar el-Farisi,

377/987 Nahiv

el-Munsif Osman b. Cinni 392/1002 Sarf

Esrar el- Arabiyye Abdurrahman b.

Muhammed b. Ubeydullah el- Anbari 577/1181 Nahiv el-Kafiye fi en- Nahiv Osman b. Amr b. Ebu Bekr İbn Hacib

646/1249 Nahiv

el-İzah fi Şerh el- Mufassal

Osman b. Amr b. Ebu Bekr İbn Hacib

646/1249 Şerh

el-Mumti Ali b. Mumin b. Muhammed İbn Asfur 669/1271 Sarf Şerḥu Şâfiyeti İbni’l-Ḥâcib Muhammed b. el- Hasan, er-Radi el- Astrabazi

686/1287 Şerh

Şerh eş-Şafiye Rükne’d-Din el- Astrabazi Hasan b.

Muhammed b. Şerefşah el-Hüseyni Şerh eş-Şafiye Ahmed b. el-Hasan

b. Yusuf el-Çarbirdi

746/1346 Şerh

Benzer Belgeler