• Sonuç bulunamadı

Mülkiyet Hakkı Görüşü

C. Bilginin Kişiye İlişkin Olması (Relating to)

II. Mülkiyet Hakkı Görüşü

“Mülkiyet hakkı görüşü”69 genel olarak Amerikan Hukuku’nda kabul edilmektedir70. Bu görüşü destekleyenler, kişisel verinin temelinde mülkiyet hakkının yer aldığını öne sürmektedir.

Mülkiyet hakkı, kişiye en geniş yetkileri sağlayan bir ayni haktır71. Ayni haklar, tam ve sınırlı olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. Tam ayni hak, mülkiyet hakkıdır. Zira

68 Hukuki niteliğin saptanması ile ilgili görüşler hakkında detaylı bilgi için bkz. Aksoy, Kişisel Veri, s. 37-72; Küzeci, s. 58 vd.; Taştan, Furkan Güven, Türk Sözleşme Hukukunda Kişisel Verilerin Korunması, İstanbul 2017, s. 51-66.

69 Bartow, Ann, “Our Data, Ourselves: Privacy, Propertization and Gender”, University of San Francisco Law Review, 2000, C. 34, s. 633; Janger, Edward J.,

“Privacy Property, Information Costs and the Anticommons”, Hastings Law Journal, 2003, C. 54, S. 4, s. 899; Kang, Jerry, “Information Privacy in Cyberspace Transactions”, Standford Law Review, 1998, C. 50, s. 1246; Litman, Jessica,

“Information Privacy/Information Property”, Stanford Law Review, 2000, C. 52, s.

1283; Prins, Corien, “When personal data, behavior and virtual identities become a commodity: Would a property rights approach matter?”, SCRIPT-ed, 2006, C. 3, S. 4, s.

270; Prins, J.E.J., “The Propertization of Personal Data and Identities”, Electronic Journal of Comparative Law, 2004, C. 8, S. 3, s. 1.

70 Aksoy, Kişisel Veri, s. 57.

71 Keskin, A. Dilşad/Demircioğlu, H. Reyhan, Medeni Hukuk-II (Eşya Hukuku – Miras Hukuku), Ankara 2018, s. 83; Sirmen, A. Lale, Eşya Hukuku, 6. Baskı, Ankara 2018, s.

29.

mülkiyet hakkı, ayni hakkın bütün özelliklerini barındırma bakımından tektir. Mülkiyet hakkından başka tam ayni hak bulunmamaktadır72. Bu nedenle mülkiyet hakkı, “ayni hakların en mükemmeli” olarak ifade edilmektedir73. Mülkiyet hakkı mutlak bir haktır74. Mülkiyet hakkı, sahibine eşya üstünde tam bir hakimiyet hakkı sağlamaktadır. Mülkiyetin sağladığı yetkiler; “kullanma yetkisi”, “yararlanma yetkisi” ve “tasarruf yetkisi” olarak sayılabilir75. Bu görüşü savunanlara göre kişinin, verileri üzerinde mülkiyet hakkı bulunmaktadır76. Buna göre kişiler, kişisel verileri üzerinde tasarrufta bulunma, kullanma ve yararlanma haklarına sahip olacaklardır77. “Verilerin mülkleştirilmesini”78 destekleyen söz konusu görüşe göre, kişiler, kişisel verilerini “adil bir bedel”79 karşılığında satabilmelidir80. Yeni dönemde kişisel verilerin parasal değeri son derece yükselmiştir ve yükselmeye de devam etmektedir. Şirketler kişisel verileri kendi şirket faaliyetlerinde kullanarak yarar sağladıkları gibi bu verileri başkalarına satarak da ciddi

72 Ünal, Mehmet/Başpınar, Veysel, Şekli Eşya Hukuku, Güncellenmiş ve Genişletilmiş 8. Baskı, Ankara 2016, s. 61.

73 Akipek, Jale/Akıntürk Turgut/Ateş, Derya, Eşya Hukuku, 2. Baskı, İstanbul 2018, s. 19.

74 Serozan, Rona, Eşya Hukuku I, Genişletilmiş 3. Bası, İstanbul 2014, s. 202.

75 Akipek/Akıntürk/Ateş, s. 380; Antalya, O. Gökhan/Topuz, Murat, Eşya Hukuku, C. IV/1, Genişletilmiş 3. Baskı, Ankara 2019, s, 110; Sirmen, s. 29.

76 Prins, Corien, s. 278.

77 Taştan, s. 52.

78 Küzeci, s. 60.

79 Prins, J.E.J., s. 1.

80 Kang, s. 1256.

anlamda gelir elde edebilmektedir81. Son teknolojilerle birlikte kişisel verilerin toplanması çok masrafsız hatta bedelsiz hale gelmiştir. Nitekim veri toplayanlar bu verilerden bir kazanç elde etmekte ancak karşılığında bir bedel vermemekte ya da çok az bir bedel vermektedir. Bu görüşe göre kişisel verileri işleyen şirketler kişisel veri için veri sahibine uygun bir bedel ödemek zorunda olursa daha az veri işlemeyi tercih edebilirler.

Başka bir ifadeyle söz konusu görüş savunucuları, veri işleyen şirketlerin bedel ödememek için daha az veri işleyeceklerini ve bunun sonucunda kişisel verilerin korunmuş olacağını iddia etmektedir82. Ayrıca mülkiyet hakkının kabulüyle kişisel verilerin, verileri toplayanlara değil ilgili kişilere ait olduğunun netlik kazanacağı öne sürülmüştür83.

Bu görüşe göre, kişisel verileri işlemek için veri sahibine “adil bir bedel”

verilmesi gerektiğinden yukarıda bahsettik. Söz konusu görüşe yönelik ilk eleştiri bu konuyla ilgilidir. Zira veri sahibi ile veri sorumluları arasında “verinin satışıyla ilgili pazarlıkta” adaletsiz durumlar ortaya çıkabilir. Her iki tarafın pazarlık gücünün eşit olduğundan söz edilemez84. Gerçekten de çoğu zaman veri işlenmesi faaliyetinin her iki tarafı eşit şartlara haiz değildir85. Çoğu zaman veri sahibi daha güçsüz ve tecrübesizdir.

81 Schwartz, Paul M., “Property, Privacy and Personal Data”, Harvard Law Review, 2004, C. 117, S. 7, s. 2056-2057; Aksoy, Kişisel Veri, s. 57-58. Söz konusu görüş kişisel verilerin son dönemde “ticari değer” haline gelmesini temel almaktadır. Aksoy, Kişisel Veri, s. 64.

82 Aksoy, Kişisel Veri, s. 59.

83 Prins, Corien, s. 279.

84 Bibas, Steven A., “A Contractual Approach to Data Privacy”, Harvard Journal of Law

& Public Policy, 1994, C. 17, S. 2, s. 605-606.

85 Küzeci, s. 61.

Özellikle karşı tarafta güçlü şirketler, kamu kuruluşları veya işveren olduğunda pazarlık şansı olmayacak ve göstermelik bir bedel ödenebilecektir. Bu da veri sahibi kişinin menfaatine aykırı bir durum teşkil edecektir.

Söz konusu görüşe getirilen temel eleştiri ise mülkiyet hakkının muhtevasının kişisel verilerle bağdaşmayacağı eleştirisidir. Mülkiyet hakkının sahibine tanıdığı yetkiler ikiye ayrılabilir. Bunlardan ilki mülkiyet hakkının sahibine, direkt eşya üstünde bazı yetkiler tanımasıdır. Bir diğeri ise mülkiyet hakkının malike, 3. kişilere karşı ileri sürebileceği bazı yetkilerdir86. Hakikaten mülkiyet hakkı malikinin “olumlu yetki” ve

“koruyucu yetki” olarak iki tane yetkisi vardır. Olumlu yetki, TMK m. 683/1’de yer bulmuştur. Buna göre, “Bir şeye malik olan kimse, hukuk düzeninin sınırları içinde, o şey üzerinde dilediği gibi kullanma, yararlanma ve tasarrufta bulunma yetkisine sahiptir.”

Koruyucu yetki ise TMK m. 683/2’de hüküm altına alınmıştır. Buna göre, “Malik, malını haksız olarak elinde bulunduran kimseye karşı istihkak davası açabileceği gibi, her türlü haksız elatmanın önlenmesini de dava edebilir.” Koruyucu yetki, 3. kişilere karşı eşyanın korunması imkanını verir. Olumlu yetki ise; malikin mülkiyete konu olan şey üzerindeki kullanma, yararlanma ve tasarrufta bulunma yetkisine sahip olması anlamına gelir87. Tasarruf yetkisi olan malik mülkiyet hakkını diğer bir kişiye temlik edebilir88. Özellikle tasarruf yetkisinin kişisel verilerle uyuşmadığı görülmektedir. Nitekim söz konusu görüşün kabul edilmesi halinde, kişinin kişisel verileri üzerinde tasarruf yetkisi olacaktır.

86 Ayan, Mehmet, Eşya Hukuku-II-Mülkiyet, Güncelleştirilmiş 9.Baskı, Ankara, 2016, s. 29.

87 Nomer, Haluk Nami/Ergüne, Mehmet Serkan, Eşya Hukuku, Gözden Geçirilmiş 7.

Bası, İstanbul 2019, s. 188; Sirmen, s. 245.

88 Ertaş, Şeref, Eşya Hukuku, Gözden Geçirilmiş ve Genişletilmiş 14. Baskı, İzmir 2018, s. 215.

Buna göre, kişiden kişisel verileri satın alındıktan sonra söz konusu veriler 3. bir kişiye devredilebilecektir. Bu da veri sahibi kişinin, kişisel verilerinin istemediği kişilere kolaylıkla geçebilmesi sonucunu doğurur. Sonuç olarak bu görüşün “kişi” ve “veri”

arasındaki bağı koparacağı tespiti yapılabilir89.

Kanaatimce kişisel verilerin mülkiyet hakkı kapsamında değerlendirilmesi bir başka açıdan da sıkıntılı görünmektedir. Zira mülkiyet hakkı, bir ayni haktır. Kural olarak ayni hak eşya üzerinde kurulabilir. Eşya, duyu organlarıyla kavranabilen cismani bir varlıktır90. Bu nedenle kural olarak ayni hakkın konusunu maddi şeyler oluşturmaktadır.

İstisna olarak kanunda bazen maddi olmayan şeyler de bu konuya dahil olabilmektedir91. Yani mülkiyet hakkının konusunu eşya oluşturmaktadır92. Kişisel veriler, cismani olmadığından eşya kapsamında değerlendirilemez. Ayrıca kişisel verilerle ilgili olarak kanunda yukarıda belirttiğimiz gibi bir istisna da tanınmamıştır.