• Sonuç bulunamadı

BÖLÜM 1: KURAMSAL ÇERÇEVE VE İLGİLİ ARAŞTIRMALAR

1.6. Mükemmeliyetçilik ve Psikolojik Semptomlar

1.6.4. Mükemmeliyetçilik ve Depresyon

Normal mükemmeliyetçilik, mükemmeliyetçiliğin pozitif, sosyal anlamda arzu edilebilir ve sağlıklı, işlevsel boyutu iken, nevrotik mükemmeliyetçilik negatif ve birçok psikolojik semptomla ilişkili boyutudur (Frost ve diğerleri, 1993; Pacht, 1984).

47

Nevrotik mükemmeliyetçilik boyutundan yüksek puan alan bireylerde bunu takiben daha fazla psikolojik semptom olduğu görülmüştür.

Bu çeşitli semptomlar arasında depresyon nevrotik mükemmeliyetçilikle kavramsal ve deneysel anlamda en çok ilişkili olan psikolojik semptomdur (Blatt, 1995; Flett ve diğerleri, 1991; Rice ve diğerleri, 1998). Çok sayıdaki deneysel araştırmalar mükemmeliyetçilik ile depresyon arasında pozitif ilişki bulmuştur (Hewitt ve diğerleri, 1989; Preusser ve diğerleri, 1994; Slaney ve diğerleri, 1995) ver nevrotik mükemmeliyetçilik hem psikoanalitik hem de bilişsel teorisyenler tarafından depresyona maruz kalmanın potansiyel faktörü olarak görülmüştür (Burns, 1980; Hamachek, 1978; Hewitt ve Flett, 1991a). Hewitt ve Flett, 1991 Aşırı oranda başarısızlık deneyimleri mükemmeliyetçi standartlara bağlıdır ve bireyin kendini suçlamasına ve sıkıntıya neden olur ve daha sonra da depresyon ortaya çıkar (Akt; Sumi ve Kanda, 2002).

Depresyon ve mükemmeliyetçilik arsındaki ilişki “Çaresizlik (hopelessness) Teorisi (Abramson, Metalsky, &Alloy, 1989) ve Beck’in “Depresyon Teorisi” (Beck, 1967) çerçevesinde anlaşılabilir. Her iki teoride arzuları kontrol altında tutulmasıyla ilgili çaresizlik yaşantılarının ya da eğitici sonuçların (averisve outcomes) depresif belirtilerin etiyolojisi olduğunu ileri sürmektedir (Kutlesa, 2002). Beck’in teorisi bireyin düşünce yapısının depresyon hissine nasıl yol açtığını açılmaktadır. O, depresyonun, kişinin kendisi (örneğin “planladığım hiçbir şeyi başaramayacağım galiba”), dünya ( örneğin, “Kimse beni umursamıyor”) ve gelecek (örneğin, “İşler hiçbir gelişme göstermiyor”) hakkında olumsuz düşüncelere sahip olmasından kaynaklandığını ileri sürmektedir. Bu üç tip düşünceye ek olarak Beck olumsuz inançların (örneğin, “mükemmel olmalıyım”) ve eğilimlerinde kişinin içinde bulunduğu durumları olumsuz yorumlamasına yol açması açısından önemli bir rol oynadığını da vurgulamaktadır (Antony ve Swinson, 1998:184).

Düşünce ve yorumların depresyona sahip olmada önemli bir etkisi olduğunu öne sğren Beck’in yaklaşımına benzer başka teorilerde bulunmaktadır. Örneğin Adkins ve Parker (1996) çaresizlik ve “pasif mükemmeliyetçilik” (MPS-F’nin hatalara aşırı ilgi ve eylemlerden şüphe duyma alt ölçeklerinden türeyen) kavramlarının, özellikle hoşa gitmeyen olayları sonlandırmada yeteneksiz oldukları hakkındaki inançları oldukça

48

fazla kapsadığını önermektedir. Benzer bir şekilde Lynd-Stevenson ve Hearne ( 1996) yaptıkları bir araştırma da pasif mükemmeliyetçilerin (örneğin, hata yapma korkusu nedeniyle işlerini sürekli erteleyen bireyler) yüksek düzeyde depresif etkilerinden şikayetçi olduklarını, depresyon düzeylerinin “aktif mükemmeliyetçilerle” (örneğin, başarı için çabalayan bireyler olarak nitelendirilen) ilişkili olmadığını bulmuşlardır ( Kutlesa, 2002).

Hollender’e (1965) göre mükemmeliyetçi bireyler gerçekçi olmayan yüksek standartlara ulaşamadıklar zaman geçici anksiyete ve depresyon yaşamaktadırlar ve bazı durumlarda bu intihar düşünceleriyle de sonuçlanabilmektedir. Aynı şekilde Burns (1980) bireyin başarısızlık algılamasının ve yetersizliğinin benlik saygısında önemli bir düşüşe nende olduğunu, bu düşüşünde şiddetli anksiyete ve depresyonu tetiklediğini iddia etmektedir (Hollander, 1965; Burns, 1980).

Mükemmeliyetçilik üzerine yapılan çalışmalar onun depresyonda oynadığı rolü anlamada yararlıdır. Hewitt ve Flett (1991a) başarısızlık durumunda mükemmeliyetçilerin kendini değersiz görme, depresyon ve rahatsızlık gibi semptomlardan sıkıntı çekebileceklerini öngörmüşlerdir. Hewiit ve Flett (1991b) tarafından yapılan bir diğer çalışma da, depresyondaki hastaların kendine yönelik mükemmeliyetçilikten aldıkları puanların normal kontrol gruplarında ya da psikolojik kontrol gruplarında yer alan bireylerden daha yüksek olduğu bulunmuştur. Kuramsal olarak Hewitt ve arkadaşlarına göre (1996) mükemmeliyetçi davranış ilk olarak mükemmel olma eğilimi nedeniyle performansın kötü yönlerine sürekli olarak odaklanmaktan kaynaklanan strese yol açabilir ve bu strese karşılık nefret duygusunu artırabilir. Bu mükemmel davranışı kendilik değeriyle bir tutma ve mükemmel dışındaki diğer bütün performansları başarısızlık ve değersizlik göstergesi olarak değerlendirmekten kaynaklanmaktadır. Mükemmeliyetçilik boyutlarının artan stresle birbirini etkileyip etkilemediğini sınayan bu araştırmanın sonuçları mükemmeliyetçiliğin olumlu ve olumsuz yönlerinin olduğunu göstermiş ve mükemmeliyetçilik boyutlarının depresyona karşı aşırı hassas (savunmasız) olma durumuyla ilişkisini desteleyici sonuçlar vermiştir (Hewitt ve diğ., 1998).

Çok Boyutlu Mükemmeliyetçilik Ölçeklerini kullanan deneysel araştırmaların büyük bir çoğunluğunda mükemmeliyetçilik ve depresyonun çeşitli boyutları arasındaki farklı

49

nitelikteki ilişkiler ortaya konmuştur. Yapılan araştırmalarda kendine yönelik mükemmeliyetçilik ve mükemmeliyetçiliğin kişisel standartlar boyutlarıyla ilgili bulgular depresyonla kısmen ilişkili bulunurken, sosyal düzene yönelik mükemmeliyetçilik, eylemelerden kuşku duyma, ebeveyn eleştirileri ve hatalara karşı aşırı duyarlılık gibi mükemmeliyetçilik görünümlerinin depresyonla turtalı bir biçimde ilişkili olduğu görülmüştür. Günümüzde yapılan araştırmalar depresyonla ilişkili bulana bu boyutların ayrıca fonksiyonel olmayan mükemmeliyetçilik ya da olumsuz mükemmeliyetçilikle ilişkili olduğunu açıkça göstermiştir. Bununla birlikte sağlıklı mükemmeliyetçilikle ilişkili olan mükemmeliyetçilik (düzenleme tertip, düzen) özelliklerinin depresyonla ilişkili olmadığı bulunmuştur (Frost ve diğ, 1990; Frost ve diğ., 1993; Hewitt ve Flett, 1991).

Sosyal düzene yönelik mükemmeliyetçilik bireyin performansına sürekli değer biçildiği baskısını hissetmesi olarak varsayılmıştır. Bir işte başarısız olma sosyal düzene yönelik mükemmeliyetçinin gerçek benliği ile ideal benliğinin arasının gittikçe daha da açılmasına neden olmaktadır (Flett, Madorsky, Hewitt, ve Heisel, 1998). İdeal benlik ve gerçek benlik aşırı tutarsız olduğunda, sosyal düzene yönelik mükemmeliyetçinin benlik saygısını düşürmekte ve onu değersizlik ve depresyon duygusuyla baş başa bırakmaktadır (Akt., Klibert, 2002).

Rice ve arkadaşları (1998) bir çalışmada benlik saygısı mükemmeliyetçilik ve depresyon arasındaki uzlaştırıcı etkileri incelemişlerdir. Çalışma sonucunda uyumsuz mükemmeliyetçiliğin benlik saygısıyla negatif depresyonla ise pozitif yönlü bir ilişkiye sahip olduğu görülmüştür. Bununla birlikte benlik saygısının mükemmeliyetçilik ve depresyon arasındaki ilişkiye etki ettiği görülmüştür. Benlik saygısı arttıkça mükemmeliyetçilik ve depresyon ilişkisi de azalmaktadır ancak depresyon puanlarındaki küçük değişimler mükemmeliyetçilik ve depresyon arasındaki ilişkinin varlığını değiştirmemiştir.