• Sonuç bulunamadı

Sosyal güvenliğin finansman kaynakları ülkelere göre değişiklik göstermektedir.

Bu değişlikte ülkenin ideolojik ve siyasal yapısı etkili olabilmektedir. Buna göre üç tür finansman kaynağından söz etmek mümkündür. Bunlar; primsiz (vergilerle) finansman, primlerle (sosyal parafiskal gelirlerle) finansman ve hem vergilerin hem de primlerin bulunduğu karma sistem yoluyla finansmandır83.

1. Primsiz (Vergilerle) Finansman

Sosyal güvenliğin finansmanında vergiler önemli bir yer tutmuştur. Sosyal güvenliği bir toplum sorunu olarak gören görüşten hareketle, bütçeden yapılacak katkıların vergiler yoluyla devlet tarafından karşılanması esasına dayanır84.

Vergilerle finansmanda vergi yapısı önemli bir unsur olmaktadır. Vergiler dolaylı ve dolaysız vergiler olarak ayrılmaktadır. Devletin topladığı vergilerde dolaysız vergi gelirlerinin ağırlıkta olması vergi gelirlerinin dikey olarak yeniden dağıtılmasını sağlamaktadır. Vergi gelirlerinin sağlandığı kaynaklar, sistemin finansmanına hangi kesimlerin katıldığının belirlenmesi bakımından önem taşımaktadır. Vergi gelirleri yüksek gelirli kimselerden karşılanıyorsa yüksek gelirlerden düşük gelirlere doğru bir gelir dağılımından söz etmek mümkün olabilmektedir. Vergi gelirleri ağırlıklı olarak maaş ve

82 Sait Dilik, " Sosyal Güvenlik ve Sosyal Hizmetler Arasındaki ilişkiler", A.Ü.SBF Dergisi, C.35, S.1, Ankara, 1980, s.76-77.

83 Mehmet Bulut, Sosyal Parafiskal Yükümlülükler Yönüyle Sosyal Güvenlik Usul Hukuku, Bilge Yayınevi, Ankara 2010, s.19.

84 Mehmet Bulut, Türkiye’de Sosyal Parafiskal Yükümlülüklerin Yerine Getirilmesine ilişkin Usul Hukuku Hükümlerinin İncelenmesi ve Değerlendirilmesi, Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü,

(Yayımlanmamış Doktora Tezi ), Ankara, 2010, s.26.

23 ücretlerden alınıyorsa adil bir gelir dağılımı meydana gelmeyecektir. Vergilerin artan, azalan ve sabit oranlı olması sosyal güvenlik finansmanına katılan kesimleri değiştireceğinden farklı sonuçlar meydana getirecektir85.

Avrupa Birliği ülkelerinden Danimarka, sosyal güvenliğin finansmanını bütçeden sağlamakta, Hollanda ise meslek grupları üzerinden alınan dolaysız vergilerle bu finansmanı sağlamaktadır. Diğer AB ülkelerinde ise sosyal güvenliğin finansmanı daha çok dolaysız vergilerle karşılanmaktadır. İskandinav ülkelerinden İsveç ve Norveç’te vergiler önemli bir finansman aracıdırlar. Sosyal güvenliğin finansmanında ülkelerin durumuna göre dolaylı ya da dolaysız vergiler seçilebilmektedir86.

Küreselleşme, sosyal güvenlik harcamalarında artışa neden olmaktadır.

Küreselleşme, devletlerin sosyal güvenlik hizmetleri sağlamasına yönelik talepleri artırırken, diğer yandan bu faaliyetlerin yerine getirilmesinde devletlerin kabiliyetlerini azaltmaktadır. Küreselleşme, iç pazarları uluslararası ticarete açık tutmak için gerekli sosyal mutabakatı tehlikeye sokmakta, hükümetlerin vergi toplama zeminleri daralmaya başlamaktadır. Bu durumda, sosyal programlara yönelik yardımların sürdürülebilmesi için gerekli devlet yardımları, devletlerin sermayeden aldıkları vergileri düşürerek, emekten aldıkları vergileri artırmak zorunda kalmalarına sebep olmaktadır. Dış açıkların artması sosyal harcamalarda ve kamu tüketimlerinde indirime gidilmesi sonucunu doğurmaktadır87.

2. Primlerle (Sosyal Parafiskal Gelirlerle) Finansman

Prim, sosyal sigorta kurumlarının sağladığı hizmetlerden faydalanmanın bir fiyatı (karşılığı, bedeli) olarak tanımlanabilir88. Burada sosyal güvenlik kurumlarının sağladığı garantinin mal ve hizmet gibi görülmesi ve primlerin de bu hizmetlerden faydalanmanın karşılığı olarak değerlendirilmesi söz konusudur.

85 Rabihan Yüksel Arabacı, “Gelirin Yeniden Dağılımında Bir Araç Olarak Sosyal Güvenlik” Uludağ Üniversitesi SBE Çalışma Ekonomisi ve Endüstriyel İlişkiler Anabilim Dalı, Yayınlanmamış Doktora Tezi, Bursa, 2007, s.61.

86 Egeli, a.g.e., ss.53-54.

87 Dani Rodrik, Küreselleşme Sınırı Aştı mı?, Kızılelma Yayıncılık, İstanbul, 1999, s.80-81.

88 Yusuf Alper, Sosyal Güvenlik Teorisi (Ders Notları), Uludağ Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Yayınları, Bursa, 2004, s.53.

24 Primlerin diğer mal ve hizmetlere ödenen fiyattan farklı olmasına yol açan çeşitli özellikler bulunmaktadır. Kişiler, diğer mal ve hizmetleri satın almak veya fiyatını ödemek için mecbur tutulamazlar. Fakat sosyal sigorta kapsamında olmak, bu hizmeti satın almak ve prim ödemek zorunludur. Diğer mal ve hizmetlerden faydalananlar fiyatını öderler, primler ise sigortalının yanı sıra işveren ve devlet tarafından ödenebilmektedir. Ödenen fiyatla mal ve hizmetin miktarı arasında doğrudan bir ilişki vardır. Fakat bazı sigorta kolları için ödenen sigorta primi ile alınan sosyal güvenlik hizmeti çok zayıftır89.

Primler sigortalılarla bunların işverenlerinden ve devletten alınmaktadır. Primlerin ne oranda alınacağını karşılanan risklerin özelliği tayin eder. Ücretlilerin geliri primlerin matrahını belirler. Sosyal güvenlik finansmanlarında işçi ve işverenlerden alınan primler önemli bir yer tutmaktadır. Kurumsal primlerin yalnız sigortalı ya da işverenden alınması da mümkündür. Belirli sigorta kollarında primlerin yalnız işverenden alınması yaygın bir usuldür.

Ülkelerin çoğunluğunda iş kazaları, meslek hastalıkları ve sigortası primleri, çocuk ödenekleri primleri işverenden alınmaktadır. Primler başlangıçta işçi ve işverenlerden eşit olarak alınmaktayken zamanla işçilerin payı işverenlere göre azalmıştır90.

Primlerin hangi kriterler üzerinden alınması ile ilgili çeşitli görüşler bulunmaktadır.

Bunlar, İşçi sayısı, işletmenin geliri, ücret düzeyi, enerji tüketimi, sermaye yoğunluğu ve üretim miktarı gibi unsurlardır. Bunun yanında ücretlerden alınan primlerin artan oranlı ya da eşit oranlı olarak alınması hususunda görüş ayrılıkları bulunmaktadır. Uygulamada ise, ücretler üzerinden alınan primler genelde eşit oranlı olarak alınmaktadır91.

Prim ödemeye en kolay ikna edilen grubu sigortalılar oluşturur. Çünkü sosyal güvenlik sistemi hizmetlerinden doğrudan yararlanacak olanlar bunlardır. Sonradan kendine dönecek hizmetlerin finansmanını prim ödeyerek sağlamaktadırlar92. Bireylerin

89 Yusuf Alper, Sosyal Güvenlik Teorisi (Ders Notları), s.53.

90 Sait Dilik, a.g.e, s.212.

91 Sait Dilik, “Sosyal Güvenliğin Finansmanında Yansıma Olayı-Primler ve Devlet Katkıları”, Kamu-İş Dergisi, C.7, S.4, Yıl.2004.

92 Yusuf Alper, Sosyal Güvenlik Teorisi (Ders Notları), s.55.

25 prim ödemeleri iki etkene dayanır. Bunlar, primler karşılığı garanti edilmiş bir geliri kabul etme ve bireylerin eş ve çocuklarına gelir bırakma istekleridir93.

İşverenlerin sosyal güvenliğin finansmanına katılma gerekçelerini şöyle açıklayabiliz: Birincisi, işverenlerin çalıştırdıkları işçilerin sosyal risklere karşı korumada belirli bir yararları vardır. İşverenler, işçileri sayesinde kar sağlamaktadırlar ve bunun karşılığına da katlanmaları gerekmektedir. İkincisi iş kazaları, meslek hastalıkları ve bazı sosyal riskler işverenlerin sorumluluğundan doğmaktadır. Sosyal güvenlik kurumu bu zararları ödememiş olsa işverenler büyük meblağlar ödemek zorunda olacaklardır94.

Devletin prim ödeyerek finansmana katılması gerekçesi ise, anayasal olarak kendisine verilmiş olan görevlerini bütün sistemin maliyetini üstlenmek yerine, kurulmuş sisteme prim ödeyerek katkıda bulunup az bir maliyetle sorumluluklarından kurtulmuş olmasıdır95. Avrupa Birliği ülkelerinde devlet, sosyal güvenliğin finansmanına değişik şekilde katılmaktadır. Bu katılma şekilleri ülkelerin mali durumuna göre çeşitlilik arz etmektedir. Devlet sigortaların finansmanında primlere benzer şekilde ödemede bulunarak, sağlanan sosyal gelirlerle ödeme yaparak, sosyal sigorta açıklarını gidererek ve sosyal sigortaların yönetim giderlerini kısmen ya da tamamen ödeyerek katılmaktadır96.

Parafiskal gelirler, ilgili kuruluşların finansmanını sağlamak üzere idare ya da kuruluşlar tarafından üyelerinden toplanan ve devlet bütçesinde yer almayan kaynaklardır97. Devletin sosyal hayata müdahale ederek aktif bir şekilde katılması sonucu yeni masraflar oluşmaya başlamış ve bu masrafları karşılamak amacıyla yeni kaynaklar bulması gerekmiştir. Bunun sonucunda bütçe dışı kaynaklardan oluşan parafiskal gelirler meydana gelmiştir98. Parafiskal gelirler, kamu veya yarı kamu kurumlarınca genel bir

93 Nihat Edizdoğan- Filiz Giray, Teoride ve Türkiye’de Parafiskal Gelirler, Ezgi Kitapevi, Bursa, 2007, s.37.

94 Dilik, Sosyal Güvenlik, ,s.219.

95 Yusuf Alper, a.g.e., s.57.

96 Dilik, Sosyal Güvenlik, ss.235-236.

97 Egeli, a.g.e., s.16.

98 Aykut Herakman, Teoride ve Türkiye’de Parafiskal Gelirler, Eskişehir, Eskişehir İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi Yayınları, No:99/55, 1972, s.11.

26 amaca hizmet amacıyla üyelerinden karşılık ilkesine göre tahsil edilen zorunlu ödemelerdir99.

3. Karma Finansman

Sosyal güvenliğin finansmanında karma sistem iki şekilde uygulanmaktadır. Bunlar finansman yöntemine devletin katkıda bulunması ve primlerin giderleri karşılamadığı durumlarda devletin hazineden yardım alarak bu açığı kapatmasıdır. Bunların yanı sıra sosyal güvenlik kurumlarının faiz ve kira gelirleri de sosyal güvenliğin finansmanında kullanılmaktadır100.

Günümüzde Avrupa Birliği ülkelerinde karma bir sosyal güvenlik sistemine geçiş yönünde bir eğilim oluşmaya başlamıştır. Ülkelerin milli gelir seviyelerine göre bu katılım değişik oranlarda gerçekleştirilmektedir101.