suretiyle elde ettiği için, kararsız tabiat ve insaniyet tarzına pek o kadar güven duymuyordu. Hırs ve tama'ın insana
rı Durazzo(Duressi) ve Larissa ovaları bugün Arnavutluk sınırları içinde
dir(G.K.).
HAÇLI SEFERLERİNİN İLGİNÇ OLAYLAR! · 141
neler ettireceğini herkesken daha iyi bilirdi. Saltanat elbise
siyle gayesini süsleyinceye kadar bazı kere bahadırlık ve ce
saret emareleri ortaya koymuştu. Bundan sonra sıra devlet işlerini idareye gelince her güçsüz devletin ve hususen de Romalıların adetleri olan çıkarına göre idare etme politika
sını hareket üssü olarak kabul etmişti. Her ne kadar, bahsi geçen Arma Komnen pederini mükemmel bir hükümdar sı
fatında ve Latinleri de bir hain ve gaddar padişah suretinde nitelendirmiş ve tasvir etmişse de, tarafsızlığı seçen müver
rihler medh ve zemmetmeye (övgü ve yergiye) dair müba
lağalardan kaçınarak, aslında Aleksi'nin birtakım batıl dü
şüncelere kapılmış, gerçek şereften ziyade yalancılığa rağbet etmiş gücü, iktidarı zayıf bir Kayzer olduğunu beyan eder
ler.
Aleksi'nin Haçlı ordusunun kumandasını alarak bütün Anadolu'yu tekrar Kayzer Devleti'nin tasarruf kabzasına alabilmek ihtimali vardı. Ancak zayıflık gereği böyle büyük bir işe cürette tehlike görerek, onlardan çekine çekine ileriyi hesap ederek, ihtiyatlı hareket etmeyi, Haçlıların zararların
dan emin olabilmek onları dalavere ile aldatmak, zaferlerin
den istifade etmek zannına kapılarak, bu zan ile tuttuğu po
litika ve düşüncelerde gösterdiği türlü tereddütler gibi se
beplerle, tehlike ve güçlükleri artmakta olan böyle bir du
rumdan çıkabilmek için her türlü esbap ve araca başvur
mak, O'nun gözünde hak ve hakkaniyete uygun görünü
yordu. Herkese güven vermeye ne kadar çalışırsa niyetinin doğruluğuna o derece su-i zan beslenirdi. Her ne vakit, kor
ku ve tehdit salmaya kalkışırsa kendi korku ve telaşını gös
terir idi. Aleksi'nin bu hallerinin üstüne Haçlı beylerinin yaklaşmakta olduğu haberi kendisine verildiği zaman
gö-142 • J. F. MICHAUD
rünüşte resmi hoş geldiniz merasimini gerçekleştirmek ve gerçekte ise Haçlıların amaçlarını keşfetmek ve anlamak üzere onları karşılamak üzere elçiler gönderdi. Diğer taraf
tan da güzergahlarında üzerlerine hücum etmek üzere yer yer esirlerden oluşan ordularını gönderdi.
Vermanduva Kontu deniz yoluyla gelirken gemisi bir fır
tına ile Amavutluk(Amabudluk) sahilinde karaya oturdu
ğunda Draç valisi tarafından ihtirama mazhar olmuş, soma vali Aleksi'nin emriyle bu kontu ve Melun Vikontu(Vicomte de Melun) olan Klerambolt dö Vanduvil (Clerembault de Vendeuil)'i kendisine bağlı olan komutanların öncülüğüyle beraber koruma altında İstanbul' a yollamıştır.
Roma İmparatoru Latinler canibinden memleketi aley
hinde olması muhtemel olan bütün suikast ve taarruzlardan korumnaya Fransa Kralı'nın biraderi Kont Vermanduva'nın emniyet veren bir rehin olabileceği fikrine kapıldı. Lakin kendi kurtuluşunu aradığı içinde ihanet gizli bu muamele Haçlı reislerinin O' na karşı güvenlerini kaybetmelerine ve düşmanlıklarını çekmesinden başka bir şeye yaramadı.
Godefruva dö Bulyon Filibe'ye varışında esaret haberini al
masının ardından, bu hakaretin giderilmesi ve tamirini İm
paratordan talep etmek memuriyetiyle İmparator nezdine gönderdiği memurlar derde şifa bir cevap getiremediler.
Bundan dolayı Godefruva ve ordusunun gazap ateşini tes
kine güç yetiremeyip daha soma geçtikleri mahalleri düş
man ülkesi itibar ettiklerinden bir hafta müddetle Edime açıkları Romalılarla Latinler arasında savaş ve kavga mey
danı oldu. Payitahta doğru kaçıp kurtularak gelen Romalı
lar, İmparator' a karşı Latinler tarafından müthiş bir surette
HAÇLI SEFERLERİNİN İLGİNÇ OLAYLAR! · 1 43
intikama kalkışıldığı haberini anlatmakta idiler. Aleksi kötü tedbirinin vehametinin derecesini görerek korkuya düştü.
Hapsinde ve esir olarak bulunan Vermanduva Kontu'ndan af ve aman diledi. Fransızların İstanbul'un surları önüne ulaşmasıyla beraber kendisini serbest bırakacağına yeminle söz verdi. Bu vaat ve söz Haçlı Reisi Godefruva' nın gazabını yahştırdı. Godefruva kavgaya son verdirdi ve tekrar Roma
lılara dost ve müttefik muamelesi yaparak, maksadına doğ
ru ilerlemeye devam etti. Bu esnada Aleksi Vermanduva Kontu'nun kendisine biat ve itaatini teklifte cebr ve zorlama ile meşgul oldu. Güya Prens Vermanduva'nın biatının diğer akranlarının da itaat etmelerini sağlayacağım ve bunlar kendisine tabi oldukça hırs ve açgözlülüklerinden emin ola
cağını ümit eder idi. İmparatorluk hududuna ulaşhğında Aleksi'ye kendi büyüklüğünü belirten ve kendini metheden mektuplar yazmış olan Kont Vermanduva bu kere O'nun il
tifatlar ve büyük hediyeler sunmasına dayanamayıp, kendi
sinden talep olunan ahit ve yeminlerin cümlesini Kayzer' e vermekte kusur işlemedi.
Godefruva'nın İstanbul'a gelişiyle Vermanduva Kon
tu'nun Haçlılar ordusuna dönmesi sırasında herkesi kendi kurtuluşundan memnun, ancak böyle bir ecnebi hükümdara tabiiyeti seçmesinden ise sitemli ve mahzun (üzüntülü) bul
du. Vermanduva Kontu, Godefruva'ya kendisi gibi Kay
zer' e biat etmesini ricaya kalkıştığı anda etraftan bağırma, kötüleme ve gök ve yerin bedduası gürültüleri yükseldi.
Vermanduva Kontu hapis halinde Aleksi'ye ne kadar bağlı
lık ve mülayimlik gösterdiyse kendisinin arkadaşları İmpa
rator' un irade ve rızasına mukavemet ve muhalefette o de
rece inatta ısrar ettiler. Aleksi orduya zahire (tahıl)
verilme-144 • J. F. MICHAUD
sini yasaklayarak, Haçlıları açlıkla yola getirebilirim zan
netmiş ise de bunlar her şeye pazu gücüyle el koymaya alışmış olduklarından liderlerinin işaretiyle açık alanlara yayıldılar. Sarayları, köyleri yağmaladılar. Bu kuvvet ve güçleriyle karargahlarında gevşeklik ve rahatlık meydana geldi. Bu karışıklıkta Godefruva ve askerinde birkaç gün sü
ren, İsa' nın doğumu özel gününün yaklaşmasına hürmetle
rinin bir eseri müşahede olundu. Savaş ve muharebeyi sulh ve salaha dönüştürmek için bu asil vesileden istifade olun
du. İmparator daha önce yasaklamış olduğu zahireleri bu kere vermekte acele etti. Haçlılar da düşmanca hareketlere son verdiler.
Beri taraftan Latinler ile Romalılar arasında iyi geçinme ve uyumun devamlı olmasının imkanı yoknı.s2 Franklar
· Kayzer Devleti'nin imdadına geldikleri övüncüyle ve her bir hallerinde kendilerini üstün gören mütehakkim tavırlarıyla mağrurlanıyorlardı. Halbuki, Romalılar bunların şecaatleri
ne kabalık nazarıyla bakarak, onları hafife alıp, küçümsü
yorlardı. Kendi tarz ve muamelelerinin nezaketiyle iftihar etmeyi, kıymet ve itibarın sermayesi hatta bu çeşit görgü
süzlüğün nefret verici isimlerini telaffuza bile nezaket sahibi bir dil olan Roma dilinin(Grekçe) ifade etmeye gücü yetme
diğini tahkir manasında yadederler idi. Çoktan beri Roma Keşişleri(Piskopos) ile İstanbul Keşişleri arasında meydana gelmiş olan kopmuşluk, ayrılık ve iki tarafın ahlak ve adet bakımından ihtilafından kaynaklanan soğukluk ve düşman
lığı artırarak, her iki taraf birbirini aforoz etmekte yarışıyor
du.
İki
taraftan nutuk atan din adamlarının birbirine olan82 Hayyiz-i imkandan dur: imkanı olmaktan uzak
HAÇLI SEFERLERİNİN İLGİNÇ OLAYLAR! • 145