• Sonuç bulunamadı

Para kurulu sistemi merkez bankası kaynaklarıyla borcun parasallaştırıldığı ve hükümetin ciddi miktarlarda senyoraj geliri elde ettiği ülkelerde, hiper enflasyonist bir yapının oluşması ve dolarizasyon olgularıyla birlikte yerli paraya ve ekonomik kurumlara güven kalmayışı sonucu bir zorunluluk olarak kendini dayatmaktadır. Hükümetler büyük senyoraj geliri sağlayan mekanizmadan kolay kolay vazgeçmek istememektedirler ancak ülkede yaşanan ekonomik problemlerin boyutu ve ülke parasına güvenin kalmadığı durumda başka bir alternatif kalmamaktadır.

Para kurulu sisteminin bir zorunluluk olduğunun hükümet ve kamuoyu tarafından kabulünden sonra para kurulu sistemi oluşturulması yönündeki yasal düzenlemelerin parlamentodan geçirilmesi, para kurulu yöneticilerinin atanması, merkez bankasının para basma yetkisinin kurula devredilmesi, kurulun çalışmaya başlayabilmesi için gerekli rezervlerin sağlanması gibi diğer ön koşulların yerine getirilmesi gerekir.

Para kurulu sisteminin başarılı bir şekilde çalışabilmesi için ülkenin taşıması gereken diğer siyasi ve ekonomik koşullar üç başlık altında toplanabilir.

1. Ülkenin küçük ve açık bir ülke olması gerekir. Küçükten kasıt ülkenin dünya ekonomik dengelerini etkilemekten uzak olması; açıktan kasıt ise ülkenin serbest bir dış ticaret rejimine sahip olması ve dış ticaretinin GSYİH'e oranının yüksek olmasıdır.

2. Ülke ekonomisinin cari durumu: Para kurulu sistemi ciddi enflasyon problemlerine sahip ülkelerin yararlanabileceği bir düzenlemedir. Hiper enflasyonun yarattığı tahribatın büyüklüğü ciddi ve katı uygulamaların hayata geçirilmesini zorunlu kıldığından, para kurulu sistemi uygulanabilir tek alternatif olarak kalmaktadır. Enflasyon sorunu bu derece ciddi olmayan ülkelerde bu sistemin uygulanmasına gerek olmadığı söylenebilir.

3. Ülkenin politik durumu: Para kurulu uygulanacak ülkenin siyasi iktidarı bu politikanın gerekliliğine önce kendisi inanmalı ve kararlı bir siyasi irade göstermelidir. Ayrıca para kurulu sisteminin başarılı bir şekilde işlemesinin ön koşulu olan sisteme güven duygusunun toplum indinde yer etmesi için çalışmalıdır.

Para kurulu sisteminin kuruluş süreçlerine baktığımızda ise sistemin kuruluşu ile ilgili olarak iki yoldan birinin tercih edildiğini görüyoruz. Bunlardan birincisi mevcut merkez bankasının para kuruluna dönüştürülmesi, ikincisi ise merkez bankasının yanı sıra para kurulunun da kurulmasıdır. Bu yolların uygulanmasındaki adımlar aşağıda özetlenmiştir. “

A) Merkez bankasının para kuruluna dönüştürülme süreci:

1- Merkez bankasının para basma dışındaki tüm görevlerinin bankalar ve bakanlıklar gibi kurumlara bırakılması,

2- Belirli bir süre için, ülke parasının gerçek değerinin belirlenmesi amacıyla tamamen dalgalanan serbest döviz kuru sistemine geçilmesi,

3- Merkez bankasının tüm faaliyetlerinin açık ve öngörülebilir hale getirilmesi,

4- Ticari bankaların isteklerine bağlı olarak, merkez bankasında bulundurdukları zorunlu rezervlerin bir kısmının para kurulu parasına veya yabancı tahvillere dönüştürülmesi ve kalan kısmının iptal edilmesi,

5- Rezerv para ile sabit döviz kurunun belirlenmesi,

6- Dolaşımdaki paranın ve zorunlu rezervler için de % 100'üne eşit miktarda yabancı rezervlerin sağlanması,

7- Merkez bankasının kalan aktif ve pasiflerinin para kuruluna devredilmesi ve kurulun çalışmaya başlaması.

B) Paralel Para Kurulu Kurulması Süreci:

1- Para kurulu için başlangıç rezervlerinin sağlanması,

2- Özel borçların ve vergilerin ödenmesinde para kurulu parasının yasal ödeme aracı olduğunun yasal düzenlemelerle belirlenmesi,

4- İyi hazırlanmış bir plan çerçevesinde, her vatandaşa eşit miktarda para kurulu parası dağıtılması yolunun da izlenebileceği bir yöntemle, para kurulu parasının dolaşıma çıkarılması,

5- Piyasa tarafından belirlenecek döviz kuru çerçevesinde para kurulu parasının merkez bankası parası ile paralel para şeklinde dolaşımına izin verilmesi. ” 25

Para kurulu sisteminde geçişte aşılması gereken ilk sorun ülke parasının rezerv paraya dönüşümünü sağlayacak olan kurun tespiti sorunudur. Kurun gerçek değerinin belirlenmesi rejime duyulan güven ve rejimin başarılı olarak yürümesi için son derece önemlidir.

Döviz kuru belirlenirken ulusal paranın değeri düşük tutulursa bu, ülkede enflasyonist baskılara neden olur. Ulusal paranın yüksek değerlenmesi ise ülkenin uluslararası ticaretteki rekabet gücünü azaltır ve ödemeler dengesine olumsuz etkide bulunur. Bu durumu şöyle açıklayabiliriz: aşırı değerli yerli para ülkenin ihraç mallarını pahalı duruma sokar ve ihracatı azaltır. Dolayısıyla dış ticaret açığı verilecek ve döviz rezervleri azalacaktır, döviz rezervlerinin azalması ise parasal tabanda bir küçülmeye gidilmesini gerektirecektir. Bu nedenle kurun piyasada serbestçe belirlenen değerine yakın bir değerde belirlenmesi önemlidir.

Diğer bir sorun ise başlangıç rezervlerinin miktarı konusudur. Ortodoks para kurulu uygulamalarında dolaşımdaki paranın %100' üne eşit düzeyde rezerv tutulması şart koşulmuştur. Ticari bankaların mevduatlarının da para kurulu bilançosunun pasifine eklendiği esnek para kurulu uygulamalarında ise rezerv paranın en az parasal tabana eşit olması gerektiği fikri hakimdir.

Seçilecek rezerv paranın dünya çapında kabul görmüş, ticarete aracılık eden güçlü bir para olması ya da para kurulu sistemini uygulayacak ülkenin büyük ticaret ortaklarından birinin parası olması zorunluluğunun nedenlerine önceki bölümlerde değinilmişti. Burada ilaveten söylenebilecek husus rezerv para olarak tek bir para yerine çeşitli paralardan oluşacak bir sepetin de seçilebileceğidir. Ancak bu durum rezerv yönetimini ve ulusal paranın yabancı paralarla değişimini zorlaştıracağı ve kamuoyunda anlaşılma güçlükleri yaratacağından genelde tercih edilmemektedir.

25 Akyazı (1999, s.64) ve Hanke-Schuler (1994, s.59-68)’den aktaran Turgay Kılıç, Para Kurulu Sistemi ve Türkiye’de Uygulanabilirliği, Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Ankara, 2001, s.32-33

2.4 PARA KURULU SİSTEMİNİN ÜSTÜNLÜKLERİ VE ZAYIFLIKLARI

Benzer Belgeler