• Sonuç bulunamadı

Kur‟ân‟daki DiriliĢ Örnekleri

A. Fahreddin Râzî‟nin DiriliĢi TemellendiriĢi

6. Kur‟ân‟daki DiriliĢ Örnekleri

Kur‟ân, diriliĢi inkâr edenlere ve bu konu hakkında Ģüphe içerisinde olanlara, geçmiĢte yaĢanmıĢ bazı diriliĢ hadiselerini getirerek bu olayı anlamlarına yardımcı olur. Bizlere zihnimizin uzak olduğu bir konuda yaĢanmıĢ bazı olayları canlandırır. Böylece diriliĢin gerçekliği bizler için daha açık bir hale getirilir.

Bu konuyla ilgili olarak en baĢta Ashab-ı Kehf zikredilebilir. Ashab-ı Kehf, baĢlarında bulunan kralın zulmü sebebiyle mağaraya sığınan, sonrasında Allah Teâlâ tarafından orada üç yüz dokuz yıl uyutulan ve tekrar uyudukları zamanki halleriyle kendilerinden hiçbir değiĢme olmaksızın diriltilen imanlı gençlerden oluĢan bir grup-

tur.181 Kehf sûresinde Ashâb-ı Kehf‟ten bahsedilmekte ve kıssanın sonu da Ģöyle

bitmektedir: “Böylece halkı onlara muttali kıldık ki Allah‟ın va‟dinin Ģüphesiz bir hak olduğunu, kıyametin vukuunda hiçbir Ģüphe bulunmadığını bilsinler…”182

Râzî‟ye göre bu ayetin “Allahın va‟dinin hak olduğunu bilsinler diye” kısmı bizler için önemlidir. Aslında muttali kılınmalarının sebebi ba‟s, haĢr ve neĢrin ger- çek olduğunun anlaĢılmasıdır; çünkü onların uykudan uyanmaları, ölüp de sonradan

diriltilen kimsenin haline benzer.183 Aradan çok uzun bir müddet geçtikten sonra

uyanmaları bizlere diriliĢin imkânını ifade eder.

Bir baĢka açıdan baktığımızda bu olayın meydana geldiği sırada, bu gençlerin bulunduğu bölgedeki insanlardan hristiyanlık inancına sahip olanlar çok olsa da put- perestlik de oldukça yaygındı. Bu sebeple hristiyanlıkta ahiret inancı olmasına rağ- men, birçok kimse âhiretin varlığına inanmıyor veya bu hususta Ģüphe duyuyordu. Bununla birlikte oranın büyük bir bölümünü oluĢturan Yahudilerin bir kolu ise âhire- ti inkâr ederek Tevrat‟tan kendilerine delil elde etmeye çalıĢıyorlardı. Bu duruma karĢı orada bulunan hristiyan gruplar, kendi inançlarını tam olarak savunamıyordu.

181

Bkz. Taberî, Muhammed b. Cerîr, Câmiu‟l-Beyân fî Te‟vîli‟l-Kur‟ân, Dâru‟l-Kutubi‟l-Ġlmiyye, Lübnan, 1992, VII/179-205; Kehf, 18/9-21.

182 Kehf, 18/21.

Bu sebeple âhireti inkâr edenler üstün durumdaydılar. Ahiret inancının inkâr edildiği böyle bir zamanda mağarada uyuyanlar diriltilerek öldükten sonra dirilmenin apaçık

bir delili olarak bu tartıĢmalardaki üstünlüğü mü‟minlerin tarafına çevirdiler.184 Dün-

yada gerçekleĢen bu vb. diriliĢ olayları bu hususu inkâr edenlerin önlerinde diriliĢin varlığının apaçık bir kanıtı olmuĢtur.

Bu kıssadaki uzun bir müddetten sonra uyanma hadisesi, inançsızların “Bizi ancak zaman yok eder.”185 ifâdesini ve fikrini de açık bir Ģekilde çürütür; çünkü ara- dan çok uzun bir süre geçmesine rağmen, zamanın Allah‟ın kudreti karĢısında kendi- lerine herhangi bir etkisi olmadığını bu olay bize net bir Ģekilde gösterir. Ayrıca ara- dan uzun bir süre geçmesine rağmen hafızalarının tazeliğini koruması ve daha önceki yaĢadıklarını hatırlamaları da diriliĢe bir iĢarettir.

DiriliĢin gerçekliğine örnek olarak verilebilecek bir diğer olay da Bakara sûre- sinde geçen ıssız, harap olmuĢ bir köye giden kiĢinin oradaki insanların nasıl dirilti- leceğine dair kuĢkusu ve sorusu üzerine yüzyıl boyunca ölü olarak bırakılması ve

sonrasında diriltilmesi hadisesidir.186

Bu kiĢinin yiyecek ve içeceğinin aradan uzun zaman geçmesine rağmen bozulmaması, çürüyüp toz toprak olan eĢeğin parçalarının bir araya toplanıp sonra yeniden diriltilmesi hakikaten diriliĢi tam manada ifade eder. Bu hususun diriliĢ hadisesinin imkânının ispatı için apaçık bir delil olduğu ortadadır. Râzî‟ye göre ayette diriltme için “ihya” değil de “ba‟s” tabirinin kullanılmasının hikmeti, bu kiĢinin öldürülmeden önceki durumunda olduğu gibi diri, akıllı, düĢüne- bilen bir hale döndürülmesidir. Yani diriltildikten sonraki halinin önceki halinden bir

farkı olmamasıdır.187

Hz. Musa‟nın kavminden bazı kimseler olağanüstü bir Ģekilde bir yıldırım so-

nucu ölmüĢ ve ardından Allah‟ın kudretiyle tekrar diriltilmiĢlerdir.188

Rivayetlere göre Hz. Musa ile beraber Turi Sîna‟ya giden yetmiĢ kiĢi ona Allah‟ı görmek istedik- leri söylemiĢler bunun üzerine Cenab-ı Hakk kendilerini öldürmüĢ ve sonrasında

184 Mevdûdî, Tefhîmu‟l-Kur‟ân, III/162. 185

Câsiye, 45/24.

186 Bakara, 2/60.

187 Râzî, et-Tefsîru‟l-Kebîr, III/30. 188 Bakara, 2/55-56.

tekrar diriltilmiĢlerdir.189 Bu diriltilme kendileri için bir ibret vesilesi olarak gerçek- leĢmiĢtir.

DiriliĢe dair bir diğer delil Hz. Ġbrahim‟in Rabbimizden ölüleri nasıl dirilttiği- ne dair istekte bulunmasının ardından, Yüce Allah‟ın ona dört kuĢ alıp onları parça- lamasını, sonra da her bir parçasını bir dağın tepesine bırakmasına dair emirde bu-

lunması ve kuĢların Hz. Ġbrahim‟e gelmesi hadisesidir.190

Hz. Ġbrahim‟in böyle bir istekte bulunmasının sebepleri hakkında çok farklı rivayetler ve görüĢler ileri sürülür. Hz. Ġbrahim‟in, Nemrud‟un ölüleri dirilttiğine dair iddiasına karĢı bunu yaptığı ve kavminden bazılarının inkârından dolayı böyle bir istekte bulunduğu vb. görüĢler

bunlardan bazılarıdır.191

Rivayetlere göre Hz. Ġbrahim kuĢları kesip tüylerini yolarak parça parça etmiĢ ve bu parçaları birbirine karıĢtırmıĢtır. Daha sonra her bir dağa her kuĢun dörtte biri gelecek Ģekilde koymuĢ sonra bu parçaları çağırmıĢ ve her biri ken- di parçasına yönelmiĢtir. Râzî, bu hadisede kuĢların parçalanmasının, her bedenin ait olduğu ruha dönmesine iĢaret olabileceğini belirtir. Nasıl ki kuĢların her bir cüzü kendi ait olduğu parçaya dönebiliyorsa bedenlerin ait oldukları Ģeye dönmesi müm-

kündür.192