• Sonuç bulunamadı

4. TOPLAM KALĠTE YÖNETĠMĠNĠN YAPI ÜRETĠM SÜRECĠNE

4.2 Yapı Üretim Sürecinde Kaliteyi Etkileyen Faktörler

4.2.3. Kullanım Süreci

Konuyla ilgili literatür incelendiğinde, yapı üretiminde kalite faktörleri üzerine yapılan irdelemelerin çoğunlukla tasarım sürecine veya yapım sürecine odaklandığı, kullanım sürecinin ise genellikle ihmal edildiği gözlemlenmiştir. Oysa yapı üretim sürecinin alt safhaları olan tasarım, yapım ve kullanım aşamalarının birbirleriyle olan etkileşimini gösteren Şekil 4.1’i hatırlayacak olursak, yapının hayat eğrisi hakkında fikir yürütebilmek için, söz konusu süreçleri kapalı bir yaşam döngüsü olarak algılamanın gerekliliği ve dolayısıyla kullanım sürecinden alınan geri bildirimin önemi ortaya çıkmaktadır.

Rekabetin yüksek olduğu ortamlarda, ürün odaklı yaklaşım yerine süreç odaklı yaklaşımın firmaları çözüme ulaştıracağına değinilmişti. Toplam kalite yönetiminin temellerinden birini oluşturan süreç odaklı yaklaşımın bina endüstrisinde uygulanması ve benimsenmesi süreçlerin birbiriyle olan ilişki düzeyini arttıracaktır. Bu bakış açısı, toplam kalite yönetiminin yapı üretimine adaptasyonu halinde sadece son ürünü kullanan müşterinin tatmininin değil, bütün süreçlerdeki tüm katılımcıların tatmininin garanti altına alınabileceğini göstermektedir.

Uzun ömürlü olmak üzere tasarlanan yapılarda, zamana bağlı etkenlerin önemi açıktır. Bu durum, bakım kalitesi kavramını gündeme getirmektedir ve bakım kalitesinin sürekliliği tasarım ve yapım süreçleriyle sağlanan kalite düzeyinin korunması için gereklidir. Kullanım sürecindeki bakım yönetiminin kalitesi, oluşturulan yönetim modeline, grubun niteliklerine bağlıdır (Altaş, 1996). Bununla beraber, kullanım sürecindeki bakım faaliyetlerinin eğitim gerektirdiği unutulmamalıdır (Arditi ve Günaydın, 1998). Bu tip hizmetler, kullanıcı tatmininin sürekliliğinin sağlanması açısından önem taşır. Yapının mevcut durumunun, kabul edilebilir standart kalite normlarının altına düşmesi, arzu edilen bir durum değildir. Tasarımla seçilen malzemenin performansı ve sistem (ısıtma, havalandırma vb.) performansının güvenilirliği de kalite parametreleri arasında karşımıza çıkmaktadır. Ulaşılan güvenilirliğin anlaşılması için ise, kullanım sonrası değerlendirmenin yapılması gerekli olmaktadır. Önleyici ya da programlı bakım/onarım ve hizmetin iyileştirildiği programsız bakım/onarım, istenilen kalite düzeyinin sürdürülebilmesi için gereklidir. Bakımın etkili olması ise, endüstri alanında olduğu gibi destek teknolojilere bağlıdır (Altaş, 1996). Programlı bakım/onarım hizmetleri söz konusu olunca karşılaşılan iki önemli kalite parametresi ise, bakım/onarım kılavuzu ve kullanım bütçesidir. Bakım kılavuzu, yapının teknik özelliklerini ve periyodik bakım programlarının içeriğini kapsamaktadır, ve tasarım-yapım sürecindeki uzman profesyoneller tarafından hazırlanması tercih edilmektedir. Periyodik bakımın, yapının kullanım uygunluğunun sürdürülmesi bakımından önemli olduğu ve uzun vadede doğabilecek hasarları önleyerek maliyetler açısından tasarruf sağlayacağı unutulmamalıdır (Arditi ve Günaydın, 1998).

Projenin henüz başlangıç safhalarında iken, programın oluşturulduğu ve yapının planlandığı aşamada, kullanım bütçesinin limitleri de belirlenmelidir. Yapının kullanımı ve kullanımına ilişkin tüm detaylar, kullanıcının gereksinimleri doğrultusunda, tasarım aşamasındayken planlanmalıdır. Düşük kullanım maliyetlerinin kullanıcı tarafından avantajlı olacağı açıktır. Bununla beraber düşük kullanım maliyetlerinin, yapının etkinliği ve verimiyle ilintili olduğu, bunun da başlangıç fazında daha büyük yatırımlar gerektirdiği unutulmamalıdır. Bu açıdan bakıldığında, tasarım ve yapım kalitesinin yükseltilmesi için yapılan çalışmaların, kullanım süreci maliyetlerini düşürecek bir kalite girdisi oluşturacağı muhakkaktır (Arditi ve Günaydın, 1998).

Yapının kullanım uygunluğu, zaman içerisinde değişen işlevlere uyum sağlayabilme özelliğidir ve kullanım süreci kalite parametrelerinden birini teşkil etmektedir. Uzun ömürlü bir ürün olan yapının, yaşam süresi boyunca beklenen kullanım işlevinde değişiklikler olabilir. Yapının bu değişen ihtiyaçlara uyum sağlayabilme özelliği Altaş (1996) tarafından iki değişik şekilde tanımlanmıştır. İlk kavram olan esneklik, yapının mekan organizasyonundaki, mekan ölçülerindeki veya mekan açıklıklarının yerleri ve oranlarındaki kriterlerle değerlendirilmektedir. Yapının herhangi bir fiziksel değişiklik gerektirmeden yeni işleve uydurulmasıdır. İkinci kavram olan uyabilirlik kavramı ise, yapıda fiziksel bir takım değişiklikler yapılarak yeni işleve adaptasyonunun sağlanmasıdır. Mekanlardaki eklenebilirlik, bölünebilirlik gibi özellikler önem kazanırken, yapının değişmeyen elemanlarının tasarımı, konumu, ölçüleri bu hususta önemli parametreleri ifade etmektedir.

Yapının zaman içerisinde değişen işlevlere uyum sağlayabilme özelliği söz konusuyken, kullanıcıya bu hususta verilecek hizmet de kalite parametrelerinden biri olarak ön plana çıkmaktadır. Zira kullanmakta olduğu yapının teknik özellikleri konusunda yeterli bilgi donanımına sahip olmayan kullanıcının, bu yönde etkin çözümler getirebilmesi her zaman için olası değildir.

Müşteri odaklı yaklaşım açısından son kullanıcı tatmini büyük önem taşıdığına göre, yapının tamamlanması ve kullanım sürecinin başlaması ile birlikte, yapının performansına ilişkin kullanıcıdan alınacak geri-bildirimlerin takibi ve değerlendirilmesine yoğunlaşılmalıdır. Söz konusu geri-bildirimler etkin şekilde değerlendirildiği takdirde, yeni projeler için kalite girdisi sağlayacaktır. Tasarım ve yapım sürecindeki profesyonellerin tatminsizliğe sebep olan olası hataları tekrarlamalarını önleyecektir. Dolayısıyla, özellikle tek tip yapı üretiminde uzmanlaşmış firmalar için kritiktir ve sürekli takip edilmesi, güncellenmesi gereken bir veri kaynağı oluşturmaktadır.

Toplam Kalite Yönetimi, bütüncül sistem anlayışının ürünü olmasından ötürü, inşaat sektöründeki firmalara süreç odaklı yaklaşımı benimsemelerinde yol gösterici olacaktır. Yapı üretimi süreçlerindeki hizmet kalitesini arttıracak, süreçlerdeki katılımcıların birbirleriyle olan ilişkilerini etkinleştirecektir.

Yapı üretiminin tek defaya mahsus, özgün bir süreç olması toplam kalite yönetiminin uygulanmasını güçleştiren en önemli bariyer konumundadır. Çünkü bu durum, projeden projeye farklılık gösteren değişkenlerle ilgili standartlar koymayı güçleştirmekte ve kalite kriterlerini belirsizleştirmektedir. Toplam kalite yönetiminin odak noktası ise kullanıcı memnuniyeti olduğuna göre, projenin erken tasarım safhalarından itibaren kullanıcı gereksinimlerine kulak verilmesi, kullanıcının dile getirilen ve getirilemeyen ihtiyaçlarının incelikle tespit edilmesi, bunlar arasındaki öncelik sıralarının belirlenerek kalite hedeflerinin ortaya konulması önem kazanmaktadır.

5. SAHA ARAġTIRMASI: Tek Tip Yapı Üretiminde UzmanlaĢmıĢ Bir ĠnĢaat