• Sonuç bulunamadı

2.2 K UŞAK Y OL P ROJESİ

2.2.1 Kuşak-Yol Öncesi Çin Dış Yardımları

1949 yılındaki Komünist Devrim’in ardından Çin, Sovyetler Birliği’nin kendisine sağladığı dış yardımlarla hem bir dış yardım alıcı hem de farklı ülkelere sağladığı dış yardımlarla bir donör ülke olmuştur. Bu 70 yıllık süreçte Çin ekonomik kalkınmasında kat ettiği mesafe ile ülkesine giren dış yardımı azaltmış ancak birçok ülkeye farklı yollarla dış yardım sağlamaya devam etmiştir.

124 Rong Chen, “A Critical Analysis of the U.S. ‘Pivot’ toward the Asia-Pacific: How Realistic is Neo-realism?”, Connections, C. 12, S. 3 (2013).

125 Ronald O’Rourke, “China’s Actions in South and East China Seas: Implications for U.S. Interests”, Congressional Research Service, 2019.

126 Michaela Havrenekova, “The United States – China Trade War”, Institute for Politics and Society, 2019.

Çin ilk dış yardımını 1953 yılında Kore Savaşı’nın ardından Kuzey Kore’nin yeniden inşası için başlatmıştır. Çin daha sonra Vietnam gibi bağımsızlığını yeni kazanmış sosyalist devletlere dış yardım sağlamaya devam etmiştir.127 Afrika ve

Asya ülkeleri arasında düzenlenen 1955 Bandung Konferansı sonrası Çin, Afrika devletlerine yönelik de dış yardımlar yapmıştır.128 Sovyetler Birliği ile ilişkilerinin

gerilmesiyle tek müttefikini kaybeden Çin, 1960’lı yıllarda uluslararası arenada izolasyona tabi tutulmuştur. Çin, bu durumu aşmak için elindeki kısıtlı imkanlara rağmen Afrika’da dış yardım sağladığı ülkelerin sayısını artırarak bu izolasyonu kırmaya çalışmıştır. Nitekim Çin, izolasyonu kırmaya yönelik izlediği bu politika ile, BM Genel Kurulu’nda Çin Halk Cumhuriyeti’nin kabulüne yönelik yapılan oylamada olumlu bir sonuç elde etmiştir.129

Çin’in bu dönemdeki dış yardım stratejisi büyük oranda Sovyetler Birliği’nden aldığı dış yardımların etkisiyle gelişmiştir. Buna bağlı olarak Çin dış yardımları iki temel prensip üzerine kurulmuştur. Bunlardan birincisi, dış yardımın herhangi bir siyasi şarta bağlı olmaması; ikincisi ise yardım alan ülkenin bağımsız bir ekonomik kalkınma kapasitesi oluşturmasına katkı sağlamasıdır.130 Bu bağlamda

Çin’in bağımsızlığını yakın zamanda kazanmış sömürge devletlerine yönelik dış yardımları göz önüne alındığında, Pekin yönetiminin bu ülkelerin kendi kendine yetinmesine katkıda bulunarak, üzerlerindeki Batı etkisini kırmayı amaçladığı söylenebilir.

1978’de başa gelen Deng yönetimiyle reform ve dışa açılış sürecini başlatan Çin, bu dönem Japonya ve Batı’dan büyük miktarda dış yardım sağlayarak tekrar dış yardım alan ülke olmuştur. Öte yandan kendi iç kalkınmasına odaklanmış Pekin yönetimi, dış yardım sağlama miktarını hem azaltmış hem de stratejisini değiştirmiştir.131 Bu süreç içerisinde Çin dış yardımları, Pekin’in üçüncü dünya

127 Takaaki Kobayashi, “Evolution of China’s Aid Policy”, Working Paper, Japan Bank for International Cooperation, 2008, s. 3.

128 Lauren Johnston, Marina Rudyak, “China’s ‘Innovative and Pragmatic’ Foreign Aid: Shaped by and Now Shaping Globalisation”, China’s New Sources of Economic Growth, ed. Ligang Song vd., Acton: Australian National University Press, 2016, s. 434.

129 Kobayashi, “Evolution of China’s Aid Policy”, s. 4.

130 Johnston, Rudyak, “China’s ‘Innovative and Pragmatic’ Foreign Aid: Shaped by and Now Shaping Globalisation”, s. 434.

131 Johnston, Rudyak, “China’s ‘Innovative and Pragmatic’ Foreign Aid: Shaped by and Now Shaping Globalisation”, s. 436.

ülkelerinin lideri olma iddiasına paralel olarak Afrika ve Pasifik ülkelerine odaklanmıştır.132 Çin dış yardım stratejisini “kazan-kazan” ilkesi üzerine kurmuş,

ülke kendisine de çıkar ve fayda getirecek noktalarda dış yardım sağlamıştır.133

Soğuk Savaş’ın sona ermesiyle birlikte Çin dış yardımlarının ekonomik boyutu, politik boyutunu geçmiştir. Bu yıllardan itibaren Çin dış yardım stratejisinde Japon modelini örnek almıştır. 1980’li yıllar boyunca Japon dış yardımları Çin’in ekonomik kalkınmasına yardımcı olurken aynı zamanda Çin, Japon sanayisi için de büyük bir pazar olmuştur. Böylece Japon dış yardımları, kendi sanayilerinin dışa açılarak küreselleşmesine de katkı sağlamıştır.134

Çin bu stratejiye paralel olarak 1990’lı ve 2000’li yıllarda dış yardımlarında, yurtdışındaki ekonomik aktivitelerini güçlendirmeyi ve Çin şirketlerinin dünyaya açılımına katkıda bulunmayı amaçlamıştır.135 Bu bağlam da Çin İhraç-İthal Bankası

(Export-Import Bank of China, Çin Exim Bank) kurulmuştur. Çin Exim Bank vasıtasıyla dış yardım alıcı ülkelere Çin hükümetinin sübvanse ettiği imtiyazlı krediler sağlanmıştır. Bu kredilerle de iki ülke şirketleri arasında kurulan ortak teşebbüslerin öncülük ettiği projeler finanse edilmiştir.136

DAC üyeleri başta olmak üzere Batılı ülkeler ve kurumlar ise Çin dış yardımlarını şeffaf olmamakla eleştirmektedir. Batı ülkeleri dış yardım konusunda yardım alan ülke yönetiminden insan haklarına saygı ve şeffaf yönetim anlayışı gibi kriterler beklerken; Çin bunların ülkelerin iç işlerine müdahale anlamı taşıdığını savunarak, bu tür şartlı yardımlara mesafeli durmaktadır. Batılı ülkeler Çin’in dış yardımda bulunduğu ülkelere yönelik herhangi bir şart arayışına girmemesine tepki göstermektedir. Çin’in şartsız yardımlarının otoriter yönetimleri güçlendirdiğini ve

132 Kobayashi, “Evolution of China’s Aid Policy”, s. 6.

133 Johnston, Rudyak, “China’s ‘Innovative and Pragmatic’ Foreign Aid: Shaped by and Now Shaping Globalisation”, s. 436.

134 Johnston, Rudyak, “China’s ‘Innovative and Pragmatic’ Foreign Aid: Shaped by and Now Shaping Globalisation”, ss. 438-39.

135 Kobayashi, “Evolution of China’s Aid Policy”, s. 7.

136 Johnston, Rudyak, “China’s ‘Innovative and Pragmatic’ Foreign Aid: Shaped by and Now Shaping Globalisation”, s. 438.

bu ülkelerdeki insan hakları ve adalet gibi konulardaki ilerlemelere ket vurduğunu savunmaktadır.137

Benzer Belgeler