• Sonuç bulunamadı

Kooperatif İçinde Yaşayan İnsanların Değişim Süreci

üç ay sonra evvela müsteşarın, daha sonra da umum müdürün ultramodern villaları hal-i arazide yükseliverdi. Bu iki muhterem zat buranın havasından, suyundan pek hoşlanmış olacaklar ki sade ev kurmakla kalmayıp civardaki bütün araziyi -dönümü 40 liradan- satın almaya başladılar.76

Öykü içerisinde yer alan nesnelerin ilki “ultramodern villalar” dır. Nesne, yazar tarafından özellikle ultramodern diye adlandırılır. Konaklama ve yaşamı sürdürme işlevinde olan evler, şekillerine göre ekonomik düzeyin göstergesidir. Bu sebeple, ultramodern villanın kooperatif içerisine yaptırılmasıyla başlayan süreç, karakterlerin değişiminin ve toplumsal yozlaşmanın başlangıcı olmuştur. Müsteşarın gelmesiyle değeri artan mahalleye talep de artmaya başlamıştır. Mahalleye belediye tarafından yenilikler getirilmiştir. “Belediye derhal faaliyete geçti. Her tarafa borular döşetti, havagazı, su, elektrik getirtti. Yazın tozdan, kışın çamurdan geçilmeyen yollar asfalta kayboluverdi.”77 O zamana kadar pek çok konuda eksiği olan mahalleye toplum içerisinde saygı gören ve statüsü yüksek olan birinin yerleşmesiyle mahallenin yenilenmesi, statülerin toplum içerisindeki belirleyiciliğini göstermektedir. Değişiklikleri ve mahalleye getirilen yenilikleri memnuniyetle karşılayan aileler, meta tutkusuna kapılmış bireylerdir. Yeni yaşamlarına hızlı bir şekilde alışan bireyler eski alışkanlıklarını da aynı hızda kaybetmişlerdir.

Bizim eski kafadarlar bu işlerden pek memnundular. Kaç yıldır başka semtlerden ahbaplarında görüp de imrendikleri medeni rahatlıklara bir kalemde kavuşuvermişlerdi. Artık Albay tulumbadan su çıkarmak için soluk soluğa gelmiyor, Kaymakam petrol lambalarının fitilleriyle uğraşmıyor, Gümrükçü güneşle beraber yatağa girmiyor ve Kaptan sarhoş döndüğü geceler yoldaki çukurlara tekerlenmiyordu.78

Villalar, lüks evler, hususi otomobiller statü gösteren nesnelerin başında gelmektedir. Mahallenin gelişmesi ve ekonomik seviyenin artmasıyla bu nesnelere olan ilgi artmaya başladığı gibi mahalledeki insanlar villara ve arabalara sahip olabilmek için birbirleriyle yarışmaya başlamıştır. “Fırt zırt sokağa girip çıkan hususi otomobiller ve rengârenk kostümlerle asfalta dökülen varlıklı insanlarla yüksek sosyete bu dağ başına

76 Taner, Tuş, s. 72. 77 Taner, Tuş s. 72-73. 78 Taner, Tuş, s. 73.

istila edivermişti.”79Mekân içerisinde görülen bu değişimler bireyleri doğrudan etkilemektedir. Bu durum, mekânın insan psikolojisi üzerindeki etkisini göstermektedir. Toplumsal yapının sürekli değişime uğraması, bireylerin çevrelerine karşı farklı görünme ve “sahte karşılaşma alanları” üretme çabalarına yol açar. Farklı görünmenin yollarından birisi de, mekânlara yüklenen etik/estetik/ kültürel anlamlarla belirginlik kazanır. Mekânlara yüklenen anlamı bireylerin ötekilerin gözündeki değerini de belirleyici bir özelliktir.80

Tüm gelişmeleri olumlu karşılayan, benimseyen ve eski yaşantısını unutan karakterler birbirlerinden uzaklaşmaya başlamıştır. Birbirleriyle olan iletişimleri kaybolan karakterler içlerinde bulundukları durumun farkında olamayacak kadar yaşanan değişimlerin büyüsüne kapılmışlardır.

Rekabet mikrobu nereye girmiş de orada dedikodu ve nifak yaratmamış! Nitekim burada da öyle oldu. Bir vakitler aralarından su sızmayan o dünya ahret kardeş, hatun kişiler, şimdi birbirlerini çekemiyor, birbirlerinin arkasından söylemediklerini bırakmıyorlardı.81

Yıllar geçtikten sonra kooperatifte yaşayan insanların birbirlerine benzedikleri, mahallede yaşayan eski ailelerle mahalleye sonradan katılan kişilerin birbirlerinden ayırt edilemeyecek kadar benzer yaşayış sürdürdükleri görülmüştür. “Kooperatif yakında üçüncü kuruluş yılını tamamlayacak. Bugüne bugün semtin otokton ahalisi ile kooperatifin üyeleri, mümkünü yok, ayırt edilemiyor.”82

Mahallede yaşayan insanlarda görülen bu değişim yazar tarafından ironik bir dille alaya alınır. “Onurumuzun temel direklerinden biri ve belki de birincisi, ele güne karşı küçük düşmeme kaygısı olsa gerek.”83 sözleriyle yazar, insanların çevreye uyum sağlamak ve diğer insanlar karşısında küçük düşmemek amacıyla yaptıkları davranışları eleştirir.

Kooperatiflerin kuruluş amacı hem toplum kalkınmasını sağlamak hem de sosyal bütünleşmenin bir parçası olmaktır. Öyküde ise kooperatifler tam tersi bir

79 Taner, Tuş, s. 73.

80 Beyhan Kanter, “Haldun Taner’in Öykülerinde Kimlik Kaygısı”, Adıyaman Üniversitesi Sosyal

Bilimler Enstitüsü Dergisi 8, (2012): 76.

81 Taner, Tuş, s. 75. 82 Taner, Tuş, s. 75. 83 Taner, Tuş, s. 74.

sonuca, ayrışmalara ve yozlaşmaya neden olmuştur. Taner, bu durumu alaycı bir dille şöyle ifade eder: “Kooperatiflerin iktisadî olduğu kadar sosyal bakımdan da bir kalkınma faktörü olduğunu haykırıp duranlara, gelin de hak vermeyin.”84

Kooperatif öyküsü, nesne konumunda yer alan lüks evlerin ve arabaların insanlara etkisi sonucunda toplum içerisinde oluşan yozlaşmayı ve insanların birbirlerine yabancılaşmasını içermektedir. Yaşam şekillerinin değişmesine sebep olan nesneler ve lüks nesnelere sahip olma arzusu kişiler arası iletişimin kopukluğuna sebep olmakta ve bu durumlar şehirleşmenin gelişmesiyle birlikte günümüzde daha da artmaktadır.

Yabancılaşma sadece işçiler ve onların emeği arasındaki ilişkiyi içermez. Toplumdaki herkes arasındaki ilişkiyi şekillendirir ve çarpıklaştırır. İnsanlar yalnızlaşır ve bölünür, komşularını işbirliği yapabilecekleri ortaklandansa, düşmanca rakipler olarak görürler. Bireyler arasındaki ilişkilerin koşulları kapitalist sistemin mantığıyla çarpıklaşır. Diğer insanlar bizim için ekonomik kategoriler aracılığıyla var olurlar.85

Haldun Taner, yaşadığı dönemde gözlemlediği meta tutkusunu ve lüks objelere gösterilen ilgiyle oluşan sorunları öykü karakterlerine yansıttığı gibi şimdiki zamanda var olan bir soruna da geçmişten ışık tutmuştur. Nesnelere sahip olma arzusunu ve bu nesnelerin insanlar üzerinde kurduğu hâkimiyeti öykü karakterlerinde görmekteyiz. Bunun durumun sonucunda, toplum içerisinde birbirine yabancılaşmış ve birbirinden uzaklaşmış bireyler oluşmaktadır. Haldun Taner, bu sorunu kooperatif içerisinde yaşayan aileler üzerinden kurgulasa da bu durum toplumun en genel sorunu ve gün geçtikçe insanların birbirlerinden uzaklaşmalarına neden olan en temel faktörlerden biridir.

Bir Kavak ve İnsanlar adlı öyküsünde Haldun Taner, insanların doğaya olan müdahalesini yansıtmıştır. Öyküde, şehirleşme arzusuyla doğanın düzenini bozan insanlara karşı oluşan tepki gösterilmektedir. Bu tepkiyi insanlar yerine doğadaki diğer

84 Taner, Tuş, s. 74.

85 Ollman, Yabancılaşma, s.51.