• Sonuç bulunamadı

Konya Alaaddin Camii Mihrabı ve Detay

Çini mozaik satıhların ve çok ustalıkla iĢlenmiĢ kabartmalı alçıların bir arada kullanıldığı Ankara Arslanhane Camii mihrabı ise 13. yy sonuna bir örnektir. Firuze ve lacivert renkli mozaik çininin kullanıldığı bu mihrabın görkemi, 13. yy sonunda varılan

zenginliği ve teknik geliĢmeyi gözler önüne sermektedir. Girift ve çok katlı kabartma Ģeklinde iĢlenen alçı düzeylerde Büyük Selçuklu alçı iĢçiliğinin yansımaları görülür.

Anadolu Selçuklu devri mimarisinin tipik bir tekniği olan çini mozaik, Beylikler ve Erken Osmanlı dönemlerinde ise oldukça azalmıĢ, sonra da yok olmuĢtur.

2.3.1.2. Saray Çinileri

Anadolu Selçuklu döneminde sarayların bezenmesinde kullanılan çiniler, dini mimaride kullanılan çinilerden kompozisyon, renk ve biçim bakımından büyük fark gösterirler. Genellikle yıldız ve haç Ģeklinde formlar ve figürlü desenlerin kullanıldığı görülmüĢtür.

Selçuklu saraylarının çoğunda sıraltı, bazılarında ise lüster tekniğiyle yapılan çiniler kullanılmıĢtır. Minai tekniği ile yapılan çiniler ise sadece Konya Alâeddin Sarayında karĢımıza çıkar.

Sıraltı tekniğinde desen çoğunlukla koyu mavi, mor, firuze ve siyah renklerle boyanır. Boyandıktan sonra üzerlerine Ģeffaf, renksiz sır sürülür ve fırınlanır. Özellikle haç biçimi çinilerde firuze renkli Ģeffaf sır altına desen siyahla boyanır. Burada kullanılan çini hamuru gri- sarı ve kolay dağılan bir hamurdur. (Öney, 1978)

Lüster çinilerin Ġlk örneklerine Abbasi çinilerinde rastlanır. Daha sonra Büyük Selçuklu döneminde oldukça geliĢtirilmiĢtir. Anadolu Selçuklu döneminde ise bu teknikle yapılmıĢ çiniler en bol örneklerine BeyĢehir yakınlarındaki Kubad Abad Sarayı‟nda rastlarız.

Lüster tekniği bir çeĢit sır üstü tekniği olup, desenleri kahverengi ve sarı tonlarındadır.

Selçuklu çinileri içinde diğerlerinden bambaĢka bir teknik ve üsluba sahip olan, köĢklerin ve sarayların bezenmesinde kullanılan Levha Çiniler ayrı bir yer tutmaktadır.

Levha çinilerinin kullanıldığı yerler konusunda Rüstem Bozer‟in (2007) açıklamaları; “Selçuklu devrinde minai, lüster ve sıraltı tekniklerinde yapılmıĢ desenli çinilerin yüksek maliyetleri nedeniyle sadece saraylara özgü olduğu, diğer yapılarda karĢılaĢılan sıraltı çinilerin ise saraylardan artarak ya da yıkılmıĢ saraylardan alınarak kullanıldığı Ģeklinde yaygın bir kanaat vardır. Dini ve kamusal yapılarda çini mozaik ile tek renkli levha çinilerin, saray ve köĢklerde de sözünü ettiğimiz desenli çinilerin hakim olduğu, hatta bazı yapılarda bulunan sıraltı tekniğindeki örneklerin Ģimdiki yerlerine ait olmadığı doğrudur. Fakat bu tespiti kesin ayırımlar yapabileceğimiz bir kural saymak yerine, çok değiĢik sebepleri bulunabilecek genel bir tercih olarak kabul etmeliyiz. Zira sadece maliyet hesabıyla açıklanamayacağı ortadadır. Sanırız Konya Karatay Medresesi

çinilerinin Alanya çevresindeki küçük köĢklerde kullanılan çinilerden daha ucuza mal edildiğini söyleyemeyiz. Bir sultanın sandukasında (Sivas Ġzzeddin Keykavus Türbesi) ya da sultan eĢi ve sultan annesi bir Ģahsın inĢa ettirdiği hamamda (Kayseri Hunad Hamamı) saraylarla eĢdeğer çinilerin kullanılması hiç de ĢaĢırtıcı olmamalıdır. Gerek Osmanlı, gerekse Anadolu dıĢındaki Orta Çağ yapılarında böyle bir ayrım yoktur. Üstelik arkeolojik kazıların gelecekte hangi sürprizleri sunacağını da Ģimdiden bilemeyiz. Dolayısıyla konu hakkındaki gerçekler ve mevcut veriler öne sürülen bu görüĢe katılmamızı engellemektedir” (s.192) Ģeklindedir.

Yine Bozer (2007), Selçuklu devri levha çinilerinde kullanılan formlar hakkında; “Selçuklu devri levha çinilerinde Ģimdilik bilebildiğimiz baĢlıca formlar kare, dikdörtgen, altıgen, altı köĢeli yıldız, sekiz köĢeli yıldız ve haç formunda dört kollu yıldızlardır. Bunlardan baĢka üçgen, baklava, stilize kelebek gibi ikinci planda kalan bazı biçimler de vardır. Aynı form değiĢik teknik, renk ve bezemeye sahip olabilmektedir. Duvarlar tek bir formdaki çinilerle kaplanabildiği gibi, yıldız/haç, üçgen/altıgen birleĢmelerinde karĢılaĢtığımız üzere farklı formların bir araya getirilmesiyle de kaplanabilmektedir. Ġster tek ister iki ya da üç tipten meydana getirilsin, duvara kaplanan çiniler formlarıyla geometrik bir kompozisyon oluĢturur. Bir baĢka deyiĢle kaplamadaki her çini, geometrik kompozisyonun bir parçası haline gelir. Basit ya da karmaĢık ayrımı yapılmaksızın, geometrik düzenin sonsuzluk prensibine uygun olarak kenarlara rastlayan parçalar yarım kullanılacaktır. Dolayısıyla yukarıda zikrettiğimiz bazı formlar değiĢik biçimlere dönüĢecektir” (s.192) Ģeklinde görüĢ bildirmiĢtir.

Levha çinilerinin kullanıldığı en önemli ve en zengin malzeme ve örneğe sahip olan eser, Konya ili sınırları içerisindeki BeyĢehir Gölü kenarında yer alan, Selçuklu Sultanı Alaaddin Keykubat‟ın yazlık sarayı Kubad Abad Sarayı‟dır. Bugün oldukça harap görünen çini bezemeler yapılan kazılarla açıklığa kavuĢmuĢtur.

Kubad Abad Sarayı çini örnekleri, çeĢitli çini Ģekillendirme tekniklerinin kullanıldığı bol figüratif bezemeli uygulamalardır. Ġnsan ve hayat ağacının yanı sıra, kuĢlar, sfenks gibi bir çok masal hayvanı bir sembolik anlam ağı içerisinde çini üzerinde uygulanmıĢtır. Bu sembolizm ile birlikte kullanılan mimari elemanlarla masalsı bir atmosfer yaratılmıĢtır.

Kubad Abad Sarayı dillere destan sekiz köĢeli yıldız ve haç biçimli duvar çinleriyle donatılmıĢtır.Anadolu Selçuklu sanatı insan tasvirleri hakkında bilgi veren bu çinilerin çoğunluğunda ağırlıklı olarak “Türk OturuĢu” olarak anılan bağdaĢ kurup oturmuĢ sultan ve saraylıların tasvirlerine yer verilmiĢtir. Uygulamalar etraftaki seramik ve çini fırınları kullanılarak sıraltı ve lüster tekniğiyle yapılmıĢtır. ġekillendirilen çiniler belli geometrik düzenler ve sıralı hatlar oluĢturacak biçimde kullanılmıĢtır.

Kubad Abad Sarayı çinilerinde rastlanılan figürler Türk Sanatında çok eski devirlerden beri geniĢ yer tutmuĢtur. Ancak çinide o zamana kadar geometrik ve bitkisel

desenlerle, yazının bir arada kullanıldığı ilk örnek, Kubad Abad Sarayı çinilerinde görülmüĢ, dolayısı ile bu çiniler bulunduklarında büyük bir ĢaĢkınlık ve hayranlık uyandırmıĢtır.

Kubad Abad Sarayı‟nda yapılan arkeolojik kazılarda bulunan çiniler, Konya‟da Karatay Çini Müzesi‟nde sergilenmektedir. Bu çinilerde görülen insan figürleri Anadolu Selçuklu Devri kadın ve erkek giysileri hakkında bize somut bilgiler vermektedir, çift baĢlı kartal figürü ise, Anadolu Selçuklu Devleti‟nin arması sayılmaktadır. (Önder, 1987)

Fotoğraf 5: Göğsünde Es Sultan Yazılı Çift BaĢlı Kartal Figürlü,