• Sonuç bulunamadı

Konuyla ilgili literatür incelendiğinde gastronomik kimlik ve coğrafi işaretleme ile ilgili yapılan çalışmaların birçoğunun destinasyon pazarlama, yöresel ürünler, gastronomi turizmi, gastronomide sürdürebilirlik, coğrafi işaretlemenin turizm üzerindeki etkisi, coğrafi işaretlemenin amacı, coğrafi işaretlemenin önemi ve katkısı gibi alanlarda yoğunlaştığı görülmektedir. Diğer taraftan gastronomi turizminde Türk mutfağının önemi gibi konular üzerinde de çalışılmış ve gastronomik kimlik ibaresi geçmese de dolaylı olarak gastronomik kimlik çalışılmıştır. Çalışmanın bu bölümünde gastronomik kimlik ve coğrafi işaretleme ile daha önce yapılmış bazı çalışmaların konu, amaç ve genel olarak sonuçlarına yer verilecektir. Bu konudaki en kapsamlı çalışma olan, 2013-2017 yılları arasında yayımlanan bildiri, makale ve tez çalışmalarının tek başlık altında toplandığı

‘Gastronomi Araştırmaları Bibliyografyası’ kitabından faydalanılmıştır (Sandıkcı vd., 2018).

Zağralı (2014), “Destinasyon Çekicilik Unsuru Olarak Mutfak Turizmi (İzmir Yarımadası Örneği)”, isimli çalışmasında bölgesel gastronomi çalışmaları konusunu ele almıştır. Araştırmanın amacı, dünyadaki çeşitli destinasyonlarda çekicilik unsuru olarak kullanılan mutfak turizminin İzmir Yarımadası için uygulanabilirliğinin ölçülmesi ve buna bağlı olarak İzmir Yarımadası’nı ziyaret eden yerli-yabancı turistlerin İzmir Yarımadası’ndaki yerel yemekler ve destinasyon hakkındaki görüşlerinin belirlenebilmesi amaçlanmıştır. Sonuç olarak da elde edilen veriler ile yerli ve yabancı turistlerin İzmir Yarımadası’nın yerel yemeklerini beğendikleri fakat destinasyon tercihlerinde çekicilik unsuru olarak yerel yemeklerin ilk sırada yer almadığı tespit edilmiştir. İzmir Yarımadası’nda mutfak turizminin geliştirilebileceği belirlenmiştir.

Ateş (2014), “Gastronomi Turizminin Çanakkale Turizmine Katkısı” isimli çalışmasında bölgesel gastronomi çalışmaları konusunu ele almıştır. Araştırmanın amacı gastronomi turizm potansiyeli yüksek olan Çanakkale'de yöresel yemek kültürünün turistik ürün olarak ortaya çıkarılmasının, Çanakkale turizmine sağlayacağı katkıyı ölçmek amaçlanmıştır. Sonuç olarak da gastronomi turizmi

52

yiyecek içecek ve turizm arasındaki ilişkinin sağlıklı bir şekilde kurulmasını sağlar.

Bu sayede yalnızca ekonomik değil, yerel kimliğin ve kültürün güçlenmesine de katkıda bulunarak yöresel kalkınmayı desteklediği belirtilmiştir.

Aydın (2015), “Gastronomi Turizminin Şehir Markalaşmasına Etkisi:

Afyonkarahisar İli Örneği”, isimli çalışmasında destinasyon pazarlaması konusunu ele almıştır. Araştırmanın amacı şehri ziyaret eden misafirlerin gastronomi deneyimlerini ve Afyonkarahisar mutfağı hakkındaki görüşlerini belirlemek, gastronomi turizminin gelişimini ve şehir markalaşmasına etkisini belirlemek ve sonuç olarak da Afyonkarahisar’dan evlerine dönen misafirlerden bazıları, şehre ait yerel yemek kitaplarını satın aldıklarını belirtmişlerdir. Kitap alanlar, yerel halkın tutumu, şehrin ulaşımı, alışveriş yerleri ve ucuzluğu hakkında olumlu düşündüklerini belirtmişlerdir. Bununla birlikte şehrin yerel yiyeceklerini satın alanlar ise, şehrin genel imajı hakkında olumlu düşünmektedirler. Özellikle şehrin yerel mutfağı ve yemekleri hakkında olumlu bir algıya sahip olmaları yerel yemek ve yiyeceklerin beğenilerek eve dönerken satın alındığını göstermektedir.

Nebioğlu (2016), “Yerel Gastronomik Ürünlerin Turizmde Kullanılmasını Etkileyen Faktörler” isimli çalışmasında yöresel gastronomik ürünler konusunu ele almıştır. Araştırmanın amacı yerel gastronomi ürünlerinin turizmde kullanılmasını etkileyen faktörlerin ortaya çıkarılması, sonuç olarak da araştırmanın gastronomik kimliğe göre yerel mutfağın nasıl şekillendiğini, yerel ürün ve yerel yemek arasındaki farkı açıkladığını ve yerel yemeklerin restoranlarda yer almasında nelerin etkili olduğunu ortaya çıkararak alan yazına katkıda bulunduğu ifade edilebilir.

Karakulak (2016), “Coğrafi İşaretleme Yoluyla Gastronomik Kimlik Oluşturma ve Gastronomik Kimliğin Destinasyon Pazarlamasındaki Rolü: Trakya Örneği” isimli araştırmasında destinasyon pazarlama konusunu çalışmış, bölgeye veya yöreye ait olan ve özgün nitelikleri ile taklit edilemeyen coğrafi işaretlemenin, gastronomik kimliği oluşturması ve gastronomik kimliğin destinasyonun pazarlanmasında etkili olup olmadığını araştırılmasını amaçlamıştır. Sonuç olarak da yöreye özgü gastronomik ürünlerin coğrafi işaretleme almış olmasının gastronomik kimlik oluşturmada etkili olduğu ve Trakya Bölgesi’nin çoğunluklu gastronomik ürünleri ile tanındığı, fakat coğrafi işaretleme almış olan gastronomik ürünlerin tanıtımının destinasyonlarda tam anlamıyla yapılmadığı, coğrafi işaretleme bilincinin

53

gelişmesi ve destinasyonların tanıtımında gastronomik ürünlere daha fazla yer verilmesi gerektiği, böylece gastronomik kimliğin doğru bir şekilde oluşturulması mümkün olacaktır sonucuna ulaşmıştır.

Uzut (2016), “Turizm Açısından Stratejik Bir Kaynak Olarak Gastronomik Kimlik: Kaynaklara Dayalı Yaklaşım Modeli Çerçevesinde Bir Araştırma” isimli çalışmasında gastronomi mirası üzerine stratejiler ve işbirlikleri konusunu çalışmıştır. Turizm sektörünün paydaşlarının destinasyon rekabetçiliğinde bir destinasyona özgü yerel gastronominin rolü ile ilgili algılamalarını kaynaklara dayalı yaklaşım modeli ve gastronomik kimlik modeli çerçevesinde değerlendirmesini amaçlamıştır. Sonuç olarak da araştırma modelinde yer alan değişkenler arasındaki ilişkinin varlığını, yönünü ve şiddetini ölçmek için korelasyon analizinden faydalanılmış ve değişkenler arasında anlamlı ilişkiler olduğu gözlemlenmiştir.

Regresyon analizi sonucunda da değerli olma ve ikamesiz olma değişkenlerinin gastronominin destinasyon rekabetçiliğindeki rolünde olumlu bir etkisinin olduğu saptanmıştır.

Durusoy (2017), “Coğrafi İşaretli Gastronomik Ürünlerin Bölge Halkı Tarafından Algılanması Üzerine Analitik Bir Araştırma: Kars Kaşarı Örneği” isimli çalışmasında gastronomik ürünlerde Kars kaşarı konusunu ele almıştır. Araştırmanın amacı, turizm endüstrisinin lokomotiflerinden olan gastronomi turizminde gastronomik ürünün yeri ve coğrafi işaretli ürünlerin önemine dikkat çekmek, gastronomik ürün kimliğinin yaratılmasında, bölgelerin, şehirlerin ve bölge halkının bu süreçteki katkılarından bahsetmektir. Sonuç olarak da ele alınan gastronomi turları özellikle bölgesel turizm faaliyetlerinin hareketlenmesine ve bölgesel farkındalığının sağlanmasına büyük katkı sağlamaktadır. Bu noktada devreye yerel ve geleneksel lezzetler girmektedir ki, bu kapsamda coğrafi işaretli ürünler kavramı kendisini ön plana çıkartmaktadır. Çünkü coğrafi işaretli ürünler bölgeye olan aidiyeti ile öne çıktığından, bağlı olduğu bölgenin tüm özelliklerinin tanıtıcılığını da üstlenmektedir. Ayrıca coğrafi işaretli ürünlerin birkaç önemi için de, ülke turizmine katkısının yanında sağladığı ekonomik katma değer, bölgesel farkındalık, kırsal kalkınma ve bunlara bağlı olarak da yarattığı ek istihdam ile kırsal göçün önüne geçmesine yönelik olumlu etkilerinin sayılabileceğini saptamıştır.

54

Demirkol ve Şahinoğlu (2017), “Gastronomi Turizmi ile Coğrafi İşaretlerin Entegrasyonunda Karşılaşılan Sorunlar ve Çözüm Önerileri” isimli çalışmalarında bölgesel turizm kalkınmasında coğrafik ve yerel işaretlemenin rolü konusunu ele almışlardır. Araştırmanın amacı gastronomi turizmi ile coğrafi işaretleri bir arada düşünebilmek ve bunu bir turizm ürünü haline getirmekte karşılaşılan sorunları irdeleyerek çözüm önerileri sunmaktır. Sonuç olarak da Türkiye’de gastronomi turizmine yönelik olarak faaliyet gösteren yalnızca 94 kurum, şirket veya topluluk bulunduğu, bu rakamın dünya geneline göre oldukça az olduğu ve Türkiye’de coğrafi işaret konusunda bilincin yeterli olmadığı tespit edilmiştir. UNESCO Yaratıcı Şehirler Ağı kapsamında 2015 yılında gastronomi şehri seçilen Gaziantep’in 291 çeşit yiyecek ve içeceğe sahip olmasına rağmen sadece Antep baklavası ve Antep fıstığı coğrafi işarete sahip olduğu belirlenmiştir. Son yıllarda coğrafi işaretlere yönelik başvuru sayısında artışlar yaşanmış olmasına rağmen tescil sayıları geçmiş yıllara benzer sayılarda devam ettiği görülmüştür.