• Sonuç bulunamadı

1. GİRİŞ

1.8. Tanımlar

1.8.3. Konsültasyon

sınırlandırılmış rollerini içeren yardım hizmeti olarak tanımlamıştır (Sabatino, 2009b).

1.8.4. Fenomonolojik Yaklaşım: Birkaç kişinin bir fenomen veya kavramla ilgili yaşanmış deneyimlerinin ortak anlamını tanımlamaktadır (Creswell,2012).

KURAMSAL BİLGİLER ve İLGİLİ ARAŞTIRMALAR

2.1. Konsültasyon Kavramı ve Konsültasyona İlişkin Kuramsal Çerçeve 2.1.1. Konsültasyonun Tarihçesi

Bilimsel gelişmelerin hız kazandığı günümüz dünyasında bireyi ya da grupları tanımayı amaçlayan ve onlara yardım hizmeti sunan meslek gruplarının kapsamı genişlemiş ve gelişmiştir. Bu değişim ve gelişim neticesinde bireylere veya gruplara daha hızlı ve etkin bir şekilde yardım hizmeti sunmanın gerekliliği anlaşılmış ve konsültasyona duyulan ihtiyaç artmıştır. Konsültasyon uygulamaları tarih öncesi insanlığa kadar uzanan köklü bir yapıya sahiptir. Örneğin avlanma ve barınma konusunda yetenekli biri daha az yetenekli birine tavsiyede bulunur, ona yardımcı olurdu (Sears, Rudisill ve Mason-Sears, 2012). Antik dönemde konsültasyonun önemli iki işlevini yerine getiren şifacılar ve teknik danışmanlar vardı. Şifacılar, insanların iyilik halini güçlendirme gibi bir yeteneğe sahip iken teknik danışmanlar ise insanlara bozulan şeyleri nasıl tamir edeceğini, problemi çözmek için sonraki adımda neler yapılması gerektiğini anlatırlardı (Gallessich, 1980).

Konsültasyon kelimesinin kökeni 15. yüzyılda Latincesi; danışma, soru sorma, düşünme, gözden geçirme anlamlarında kullanılan “consultare” kelimesine dayanmaktadır (Harper, 2010). Bir konuda düşünmek, istişare etmek, çözüm aramak ve tavsiye istemek anlamında kullanılmıştır. İngilizce kelime anlamı ise; müzakere, tartışma veya karar için bir araya gelme olarak belirtilmiştir. Kelimenin eş anlamları;

tartışma, diyalog, söylem, konferans ve müzakere olarak ifade edilmektedir (Dictionary, 2018). Sağlık alanında ise; belirli bir vakanın tanısı ve tedavisini tartışmak için iki veya daha fazla sağlık çalışanının toplantı yapması anlamında kullanılmaktadır (The American Heritage®, 2002, 2001, 1995). Türk Dil Kurumuna göre konsültasyon; bir hastalığa tanı koymak veya hastalığı tedavi etmek amacıyla birden fazla hekimin görüş alışverişinde bulunması anlamına gelir (Türk Dil Kurumu [TDK], 2012).

Tarihsel gelişimine baktığımızda, ilk defa Hipokrat’ın (M.Ö.:460-370) hastanın bedeni, ruhsal durumu ve çevresi arasındaki uyumsuzlukların hastalıklara yol açtığına işaret etmesiyle birlikte birçok fiziksel hastalığın etiyolojisinde psikolojik faktörlerin

rol oynadığı görüşünden hareketle tüm hastalara bütüncül yaklaşımların uygulanması tıp alanında konsültasyonun kavramsallaşmasını sağlamıştır (Birol, 1997; Murray, 1980; Tripp ve Stachowrak, 1992). Tıp alanında liyezon psikiyatrisi alanında gelişmeye başlayan konsültasyon kavramı; hastanın, fiziksel bakım ve tedavi ile ruhsal tedavi ve psikososyal bakımını bütünlemeye yöneliktir (Özkan, 1993). Genel tıbbi bakım sisteminin iyileştirilmesi üzerinde çalışır ve hastane uygulamasında psikiyatrik sorunu ele alırken beden-ruh ayırımı ikilemine düşülmemesi ve sorunun bir bütün olarak biyolojik, psikolojik ve sosyal yönleriyle ele alınması gerektiğini vurgular. Bu müdahale süreci psikiyatrik yardım ve işbirliğini gerektirir (Ebert, Loosen ve Nurcombe, 2003; Wise ve Rundell, 1999).

Psikoloji alanında konsültasyon anlayışının temellerini oluşturan en somut etki ise ruh sağlığı konsültasyon modelinin öncüsü Gerald Caplan’a aittir. Caplan 1949’da İsrail’de bir psikiyatrist olarak çalışırken kendisine bir grup göçmen topluluğuna ruh sağlığı hizmeti sunma sorumluluğu verilmişti (Caplan, Caplan ve Erchul, 1994). Ancak bu dönemde bireysel psikoterapinin sunduğu olanaklar bu kadar fazla sayıda kişi ile çalışmaya uygun değildi. Bundan dolayı Caplan ve çalışma grubu, yardım hizmeti sunmak için doğrudan verilecek hizmetin yükünü azaltmanın yolunu bulmaya çalışmışlardır. Takım üyeleri, danışanlara tek tek yardım sunmak yerine okullarındaki danışmanlarla konsültasyon çalışması yürütmeye odaklandılar. Konsültasyon süreci boyunca danışmanlar, göçmenlerin problemlerinin çözümünü engelleyen yanlış algılarının ve kalıplaşmış düşüncelerinin farkına vararak yeni bakış açıları kazanmış oldular. Caplan’ın bu çalışmadaki amacı; doğrudan hizmet modeli ile ulaşabileceklerinden daha fazla bireye konsültasyon hizmeti aracılığı ile ulaşarak onların ruh sağlığını pozitif şekilde etkilemektir (Erchul ve Martens, 2010).

Konsültasyon, ilk olarak hastanelerde ve ruh sağlığı merkezlerinde tıbbi teşhislerin çözümünde personelin ek yardım arayışı ile başlamıştır (Erchul ve Martens, 2010).

Sonrasında diğer meslek gruplarından bilgileri temel alarak gelişen ve kapsamı genişleyen bir yapıya bürünmüştür. Eğitim, tıp, klinik, örgütsel psikoloji ve ruh sağlığı çalışma alanları (sosyal çalışma, psikiyatri hemşireliği) gibi birçok alanda yer alan konsültasyon hizmeti, disiplinler arası bir alan haline gelmiştir. Ancak bu alanların merkezinde yer almadığı için konsültasyon kavramının gelişimi zayıf kalmıştır (Sabatino, 2006).

Ruh sağlığı hizmetlerinin ve okullarda yürütülen psikolojik danışma ve rehberlik hizmetlerinin genel amacı bireylerin bir bütün olarak gelişimine yardımcı olmaktır (Caplan, 1970). Bu hizmetlerin tam anlamıyla hedefine ulaşabilmesi için okul psikolojik danışmanları; okul idaresiyle ve öğretmenlerle iş birliğine dayalı bir ilişki içinde olması gerekmektedir. Okul psikolojik danışmanlarının, okulda ortak bir rehberlik anlayışı geliştirmesinde ve rehberlik hizmetlerini etkili bir şekilde yürütebilmesinde kullanabilecekleri önemli hizmetlerden birisi de konsültasyondur. Tarihsel gelişimine baktığımızda; bir yüzyılı aşkın süredir okul sistemleri içerisinde eğitimi engelleyen problem durumları ve öğrencilerin gelişimlerine (kişisel, duygusal, sosyal ve eğitsel) etki eden unsurlar ile mücadele etmenin önemi fark edilmiştir (Constable, 2006). Caplan tarafından işle ilgili sorunlarının çözüme yönelik geliştirilen ruh sağlığı konsültasyon modeline yıllar geçtikçe; çocuk gelişimi, motivasyon, okullarda davranış ve öğrenme sorunları, parçalanmış aile ve aile içi çatışma gibi konular eklenmiştir. Eğitim ortamlarında bireyin gelişimini ve dolayısıyla eğitimsel hedefleri etkileyen bu konular konsültasyonun önemini ortaya çıkarmıştır (Lambert, Haylander ve Sandoval, 2004).

Okul psikolojik danışmanları, zamanlarının önemli bir kısmında; çocuklar, aileler, öğretmenler, yöneticiler ve okul sistemlerinin yaşadığı psiko-sosyal, öğrenme ve başarıyla ilgili sorunların üstesinden gelmeye çalışırlar (Caplan, 1970). Bu nedenle, okullarda yürütülen psikolojik danışma ve rehberlik hizmetlerinin etkili olmasında psikolojik danışmanların, öğretmen, idareci ve ana-babalarla yaptığı konsültasyon çalışmalarının önemi büyüktür (Kepçeoğlu, 1994). Ancak, okul psikolojik danışmanları çoğunlukla yaptıkları bu çalışmalarını konsültasyon hizmeti olarak tanımlamazlar.

Çünkü birçok okul psikolojik danışmanının konsültasyon hizmeti sunmak için yeterli eğitimi, donanımı ve tecrübesi yoktur (Caplan ve Caplan, 1993). Bu nedenle okul personeline hizmet öncesinde sağlam bir rehberlik anlayışı ve bilgisi kazandırılması ve çalışmaları daha başarılı yürütebilmeleri için kendilerine sürekli olarak uzman desteği sağlanması gerekmektedir (Kuzgun, 1992).

Ülkemizdeki okullara baktığımızda; psikolojik danışma ve rehberlik hizmetlerinin uzun bir geçmişi ve geleneğinin bulunmayışı, okul psikolojik danışman sayısının azlığı, yönetici, danışman ve öğretmenlerin sahip oldukları rehberlik anlayışları arasında önemli farkların ve yetersizliklerin bulunması konsültasyon hizmetlerinin önemle ele alınmasını gerektirmektedir (Kepçeoğlu, 1994).

2.1.2. Konsültasyon

Yaklaşık 30 yıl önce klinik psikolojinin gölgesinde ortaya çıkarak psikolojik danışma, sosyal psikoloji ve endüstriyel/ örgütsel psikolojiden doğan konsültasyon; iş dünyası, örgütsel davranış, genel sistem teorisi, grup dinamikleri, eylem araştırması, toplum ruh sağlığı ve aile sistemleri gibi alanlardan kavramlar, modeller alarak disiplinler arası bir alan haline gelmiştir (Sears ve diğerleri, 2006). Konsültasyon, profesyoneller arasında, problem durumları hakkında geleneksel bir görüşme anlamına gelen kapsamlı bir terim olarak kullanılmasına rağmen, hala evrensel olarak kabul gören bir tanımlaması yapılamamıştır (Fuqua ve Kurpius, 1993; Caplan ve Caplan, 1993;

Gallasich, 1980).

Caplan’ a göre konsültasyon diğer adıyla müşavirlik alanında uzman kişinin müşavirin konsültasyonu alan kişiye probleminin çözümünde müşavirlik etme sürecidir (Caplan,1970). Kurpius’a (1978) göre konsültasyon, profesyonel düzeyde yardım hizmeti sunan ve yardıma gereksinimi olan birey, grup veya sosyal birim arasındaki gönüllü ilişkidir. Caplan (1970) ve Sabatino (2009b) konsültasyonu; kişilerin işleriyle ilgili karmaşık durumları etkili bir şekilde yönetmelerini sağlayan, konsültanın ve konsültasyonu alan kişinin sınırlandırılmış rollerini içeren yardım hizmeti olarak tanımlamıştır. Bazı araştırmacılara göre konsültasyon kavramı; genel olarak problem durumları karşısında ortak tavsiye aramak ve tavsiyede bulunmak anlamına gelir (Caplan ve Caplan, 1993; Gallessich, Gilbert ve Holahan,1980). Başka bir tanımda konsültasyon; insana yardım hizmeti olarak ifade edilmiştir (Goodstein, 1978;

Dougherty,1995). Bent’e (1992) göre ise konsültasyon; ruh sağlığı uzmanlarının, değişim sürecinde doğrudan kontrolünün olmadığı, psikoloji ve psikolojiyle ilgili disiplinler içerisinde belli ilke ve prosedürlere dayalı, planlı ve iş birlikçi bir müdahale sürecidir.

Tüm profesyonel konsültasyonlar; konsültan, konsültasyonu alan kişi veya grupları içerir. Doğasında iş birliğine eğilim olan konsültasyon sürecinde konsültan (konsültasyonu veren profesyonel) ve konsültasyonu alan kişi problemlerin çözümünde birlikte çalışırlar (Bennett ve Lehman, 2003). Konsültanın bu etkileşimdeki rolü; yeni bir bilgiyi, bakış açısını, beceriyi veya değeri tanıtan ya da aktaran uzman veya teknik danışman rolüdür (Caplan, 1970; Sabatino, 2009b). Konsültanın diğer bir rolü ise konsültasyonu alan bireylere işle ilgili probleminin veya bir danışanla ya da danışanın sistemiyle ilgili probleminin tanımlanmasına ve çözülmesine yardım sağlar (Kurpius,

1978). Kurpius ve Brubaker (1976) konsültanın rolünü; bilgiyi toplayan, problemi tanımlayan ve yapılması gerekenleri ve alınması gereken önlemleri sıralayan bir uzman olarak belirlemişlerdir. Konsültanın bu rolü bir tıp doktorunun hastanın problemi ile ilgili karar verici ve hastasına çözümler öneren bir uzman olarak görülebilir.

Konsültasyon ilişkisi, sistemli ve tamamen gönüllülük esasına dayanan bir yapıya sahiptir. Başka bir deyişle; danışanlar, bir danışman tarafından verilen tavsiyeleri kabul etme veya reddetme özgürlüğüne sahiptirler. Danışmanın önerilerini takip etme zorunluluğu yoktur. Bu durum, konsültasyonun karakteristik özelliklerinden bir tanesidir (Caplan, 1970).

Tablo 1. Konsültasyon Hizmetinin Karakteristik Özellikleri 1 Konsültasyon, güçlü bir problem çözme sürecidir.

2 Konsültasyon, konsültan ve konsültasyonu alan kişi (consultee) arasında gerçekleşen bir süreç olup, konsültasyonu alan kişinin doğrudan ilgili olduğu kişiler, gruplar, programlar ya da organizasyonları hedef alan bir sistemdir.

3 Konsültasyonda gönüllülük esastır.

4 Konsültasyon, konsültasyona başvuran kişinin işle ilgili problemlerini çözmeyi amaçlar.

5 Konsültasyon sürecinde endişe verici durumlara çözüm aranırken, bu süreçte konsültan ve konsültasyonu alan kişi arasında eşit ilişki vardır.

6 Konsültasyonda konsültan, konsültasyonu alan kişiyi gelecekte karışılabileceği benzer durumlarla baş edebilmesi için hazırlar (Sabatino, 2014).

Şekil-1 :Üçlü Konsültasyon İlişkisi (Sears ve diğerleri, 2006).

Şekil-1’de görüldüğü gibi konsültasyonun doğasında üçlü bir ilişki vardır ve bu ilişki hiyerarşi içermez. Konsültasyon süreci problem çözme becerisi geliştirmeyi amaçlar ve bu süreçte katılımcılar iş birliği içinde çalışır.

Konsültasyonun belirgin olarak kullanıldığı alanlar okullar ve toplumsal kurumlardır (toplum ruh sağlığı merkezileri, hastaneler) (Sabatino, 2014).

2.1.2.1. Okul Temelli Konsültasyon

Toplumun en önemli yapı taşı olan okullarda sıklıkla kullanılan bir kavram ve uygulama olan konsültasyonun, okul sitemleri içeresinde önleme ve müdahale hizmetleri içerisinde önemi vurgulanmaktadır (Bundy ve Poppen, 1986). Akman (1992) ve Yeşilyaprak’a (2002) göre okul konsültasyonu; öğrenci ile temas halinde olan tüm çevresinin iş birliği yaparak, öğrencinin çok yönlü gelişimine katkı sağlamak için oluşturulan süreçtir. Bir diğer tanımlamaya göre okul konsültasyonu; öğrencilerin kişisel, duygusal, sosyal ve eğitsel gelişimini desteklemek için öğretmenler, ebeveynler ve diğer personel ile yapılan dolaylı bir hizmettir (Kahnweiler, 1979; Dustin ve Blocher, 1984). Borders ve Drury (1992) okul konsültasyonunu; okul personeli ve ailelerin öğrencilerle etkileşimini düzeltmek veya geliştirmek için iş birliği içinde çalışmaları olarak tanımlamaktadır. Konsültasyon, okul sistemi içerisindeki personele işleriyle ilgili problemleri çözmede yardımcı olduğu için okulun eğitimsel hedeflerine ulaşmasında ve

Consultant (Okul Psikolojik Danışmanı)

Consultee (Öğretmen, Anne-Baba, Yönetici)

Client or

Problem ( Öğrenci, Çocuk

Okul Çalışanı)

okullarda rehberlik ve psikolojik danışma faaliyetlerinin etkili olmasında önemli rol oynar (Adelman ve Taylor, 2002).

Okul konsültasyon hizmetleri doğrudan öğrencilere dönük olmayan; öğrencilere sunulan psikolojik danışma ve rehberlik hizmetlerinin etkililiğini artırmaya yönelik olan hizmetlerdir. Konsültasyon, ABD Ulusal Okullar Konseyi ve Profesyonel Psikoloji Programları (NCSPP) tarafından psikolojik danışman eğitimlerinin temel bir parçası olarak ele alınmıştır (Dougherty, 1995). Ayrıca, konsültasyon hizmetleri ülkemizde Türk Psikolojik Danışma ve Rehberlik Derneği ve Milli Eğitim Bakanlığı tarafından psikolojik danışmanların ilgilenmeleri gereken profesyonel hizmetlerden biri olarak kabul edilmektedir (PDR-DER, 2006). Bir ilişki sürecini içeren konsültasyonun etkili olabilmesi için kişisel yakınlık ve aynı zamanda profesyonel bilgi gerekir (Dougherty, 2005) ve günümüzde birçok okul psikolojik danışmanının, öğretmenlerdeki pedagoji ve psikoloji teorilerine yönelik bilgi ve beceri eksiklerini konsültasyon uygulamaları ile düzeltmeye konsantre oldukları görülmektedir (Lambert ve diğerleri, 2004).

Konsültasyon hizmetlerinin amacı; okuldaki yönetici ve öğretmenlerin daha uygun ve ortak bir rehberlik anlayışına sahip olmasını, çalışmalarda bu anlayışın esas alınmasını ve okuldaki tüm olanakların bu anlayışa uygun biçimde kullanılmasını sağlamaktır (Kepçeoğlu, 1994).

Okullarda gerçekleştirilen konsültasyon çalışmalarında faaliyet gösteren okul psikolojik danışmanları bazen psikolojik danışman, bazen de sadece konsültan olarak tanımlanır ve konsültasyonu alan diğer okul personeli ve ailelerle iş birliği içinde çalışırlar (Randolph ve Graun, 1988). Okul psikolojik danışmanları, konsültasyon yapılan kişilere psiko-eğitsel yöntemleri öğreterek belirli problemleri çözebilmeleri için eylem planı geliştirmelerine yardımcı olur. Okul psikolojik danışmanları (konsültan) problemleri çözmek için ailelere, öğretmenlere ve diğer okul personeline yeni bilgi ve beceri kazanmalarında fayda sağlar (Borders ve Drury, 1992).

Okul psikolojik danışmanlarının konsültan olarak kişileri değiştirme konusunda önemli pozisyonda olduğu belirtilmektedir (Baker ve Gerler, 2008). Okul psikolojik danışmanlarının bu işlevi, okul çevresinde sistematik değişiklikler oluşturmaya yardımcı olur (Schmidt, 2007). Okul psikolojik danışmanlarının bu sistematik değişikliğe katkıda bulunabilmek için öğrenciyle bağlantılı olan öğretmen, ebeveyn,

okul yönetimi ve diğer personel şeklinde olan okul çevresi ile birlikte çalışırlar. Bu bağlamda bu çevre ile yapılan çalışmalar okul konsültasyon hizmeti altında yapılır.

Okul psikolojik danışmanları, okulda görev yapan öğretmenleri, gelişimsel psikolojik danışma ve kuramlardan yararlanarak öğrencilerin davranışlarını nasıl kavramsallaştıracağı konusunda geliştirebilirler. Yani öğretmenlerin belli davranışlar konusunda yaşadıkları strese tepki verebilirler (Clemens, 2007; Kampwirth ve Powers, 2006). Aynı şekilde davranışsal, tutumsal ve sosyal alanlarda ortaya çıkan öğrenci sorunlarını çözmek ya da belli konularda nasıl davranacakları konusunda ebeveynleri eğitmek yani anne baba konsültasyonu üzerinde çalışmalar yapılabileceği vurgulanmaktadır (Campbell, 1993a; Ritchie ve Partin, 1994).

2.1.2.2. Kurum Temelli Konsültasyon

Kurum konsültasyonun temeli ise 1963’te Toplum Akıl Sağlığı Merkezleri Hareketlerince (CMHCA) atılmıştır (Levine, Weiner ve Carone, 1978). Bu kurumların temel amacı konsültasyon hizmeti bağlamında önleme hizmeti sunmaktır. Bu önleme hizmeti üç düzeyde sunulmaktadır. Birincil düzeyde önlemede, ruhsal bozukluklarının yaygınlığının azaltılmasını amaçlar (Caplan,1964). Bu amaç doğrultusunda genel popülasyon ortamlarını ve çevresini etkin şekilde değiştirmek ve yaşam becerilerini öğretmek amacıyla konsültasyon hizmetinden yararlanılmaktadır (Goodyear, 1976).

İkincil önlemede, ruhsal bozuklukların süresinin kısaltılmasıdır. Bu amaç doğrultusunda problem alanlarını azaltmak ve problemleri ortadan kaldırmak için bireylerle çalışarak, akut psikolojik krizleri erken belirlemektir. Üçüncül önleme ise psikolojik bozukluklar sonrasında ortaya çıkabilecek olumsuz etkileri azaltmak amaçlanır. Birincil ve ikincil önlemler başarılı olur ise üçüncül önlemeye olan gerekliliğin giderek azalacağı vurgulanmaktadır (Caplan, 1964).

Ruh sağılığı alanında konsültasyona duyulan ihtiyacın artmasıyla birlikte konsültasyon eğitimlerinin önemi giderek artmıştır. Konsültasyon eğitimlerinin 1970’li yıllardan sonra bireylerin konsültasyon becerilerini artırmaya yönelik çok sayıda eğitim modeli önerilmiş ve geliştirilmiştir (Brown , 1993; Brown, Pryzwansky ve Schulte, 2005; Coloney, 1981; Kamptwirth, 2006; Sear ve ark., 2006). Bu modellerin çoğunda konsültanların eğitiminde yeterlik temelli olup, didaktik, laboratuvar, alan çalışması ve süpervizyon gibi çeşitli yöntemler vurgulanmaktadır (Gallessich, 1974). Ayrıca Gallessich (1985) gelecekte oluşabilecek konsültasyon eğitimlerini bilimsel ve

teknolojik konsültasyon, insan gelişimi konsültasyonu ve sosyal/politik konsültasyon modelleri olarak sıralamıştır.

2.2. Konsültasyon Konusunda Farklı Kuramsal Yaklaşımlar 2.2.1. Ruh Sağlığı Konsültasyon Modeli

21. yüzyılda, ruh sağlığı konsültasyonun temelleri, konsültasyon metotlarının ortaya atıldığı 1950-1960 yıllarına dayanmaktadır. Ruh sağlığı uzmanları, ruhsal bozukluklarının yaygınlığını azaltmak, ruh sağlığı ilkelerinin uygulanmasını yaygınlaştırmak, öğrenmeye dayalı ve davranışsal problemlere müdahale edebilmek için farklı stratejiler geliştirmenin yollarını aramışlardır. Böylelikle kapsamlı ruh sağlığı hizmetleri alanında görev alan profesyonellere; kısa süreli zihinsel sağlık müdahaleleri, psikoterapi, yoğun ve uzun süreli psikolojik danışma hizmeti alanlarında, yeni yaklaşımlar çerçevesinde konsültasyon hizmeti verilmesinin gerekliliği ortaya çıkmıştır (Lambert ve diğerleri, 2004).

Ruh sağlığı konsültasyonu, uygulama alanlarında en yaygın kullanılan konsültasyon modelidir (Caplan, 1970; Meyers ve Martin, 1979). Bu model, ruh sağlığı problemlerinin önlenmesini içerir (Brown, Pryzwansky ve Schulte, 2001). Geleneksel psikoterapi uygulamalarının duygusal sorunları çözmekte yetersiz kalması nedeniyle toplum sağlığı merkezlerinde ve okullarda psikolojik yardım sağlayan meslek grupları, yaptıkları konsültasyon çalışmaları ile önleyici hizmet sunmaya odaklanmışlardır (Muro ve Kottman, 1995; Caplan ve Caplan, 1993). Konsültasyon süreci, mesleklerinde uzman olan kişiler arasında gönüllülük esas alınarak kurulan, hiyerarşi içermeyen bir ilişki sürecidir. Konsültasyon sürecinde birincil amaç bireylere ya da gruplara yardım hizmeti sunmaktır (Caplan, 1970). Ruh sağlığı modelinde, danışanın işle ilgili birçok problemi çözme kapasitesinin olduğunu varsayılır. Konsültanın görevi, danışanın potansiyelini ortaya çıkarmasına yardım etmektir (Gallessich, 1982). Böylelikle süreç sonunda konsültasyonu alan kişiye de problemle başa çıkma becerisi kazandırılmış olunur (Caplan , 1970; Caplan ve diğerleri, 1994; Crothers, Hughes ve Morine, 2008).

Caplan’a (1970) göre konsültanın danışanına daha etkili bir şekilde yardımcı olabilmesi için ruh sağlığı konsültanının rollerini dört ana başlık altında kavramsallaştırmıştır.

 Bilgi eksikliğini gidermek

 Beceri eksikliğini gidermek

 Güven eksikliğini gidermek

 Nesnellik eksikliğini gidermek olarak belirlenmiştir.

Bilgi Eksikliği: Konsültasyon sürecinde kişinin yaşadığı problem durumunu algılamakta ve tanımlamakta zorlanmasını ifade etmektedir. Bu aşamada konsültanın rolü, kişinin problem durumlarıyla ilgili bilgi eksikliğini gidermek için aktarımda bulunmasıdır (Caplan, 1970).

Beceri Eksikliği: Beceri eksikliğinde, konsültasyon alan kişi sorunu tanımlayabilmekte ancak sorunla baş edebilmeye yönelik tatmin edici bir çözüme sahip olamamaktadır.

Konsültanın bu aşamadaki rolü, problemin doğası hakkında bilgi edinmek ve çözüm önerileri sunmaktır (Gallessich, 1982).

Güven Eksikliği: Konsültasyon alan kişinin problemle karşılaştığında sahip olduğu becerileri kullanmaya ilişkin bir kararlılık ortaya koyamaması ve çekimser kalmasını ifade etmektedir. Bu tür durumlarda konsültanın rolü, kişiyi cesaretlendirerek potansiyelini fark etmesini sağlamaktır (Rogers, 1959). Konsültan, problem çözme sürecinde konsültasyonu alan kişinin güçlü yanlarını kullanmasına yardım eder.

Sıkıntıların üstesinden gelme konusunda kişinin yeteneklerinin, kaynaklarının ve destek sistemlerinin farkına varmasına vurgu yapar (Gallessich, 1982).

Nesnellik Eksikliği: Konsültasyon sürecinde en sık karşılaşılan sorunlardan birisi objektif olamama durumudur. Konsültasyonu alan kişinin geçmiş yaşantılarının bilinçaltında oluşturduğu etkiler üzerinde çalıştığı problem durumuna objektif yaklaşmasını engellemektedir. Bu aşamada konsültan, iyi bir güven ilişkisi sağlandıktan sonra yüzleştirme yaparak, konsültasyonu alan kişinin mevcut problem durumuna yönelik yeni bakış açıları kazanmasına yardımcı olur (Akman, 2016; Caplan, 1995;

Crothers ve diğerleri, 2008).

Ruh sağlığı konsültasyon modelinde çalışan bir konsültan kendisine bir amaç çerçevesinde odak noktası belirler ve aşağıdaki dört kavramsal yaklaşımdan birini seçer ve kullanır. Bunlar;

2.2.1.1. Danışan Kişi Merkezli Vak’a Konsültasyonu

Bu konsültasyon türünde, konsültasyonu alan kişinin (consultee) sorumlu olduğu hedef birey ya da grubun (client) problem durumu üzerinde çalışılır. Problem yaşayan hedef kişi ya da grubun (client) durumunu değerlendirmek, tanı koymak ve danışanın (consultee) hedef kitlede nasıl değişim gerçekleştireceği konusunda tavsiyeler alınarak konsültasyon süreci tamamlanır. Genellikle konsültasyon sürecinde yapılan değerlendirmeler, tanılamalar ve çözüme yönelik öneriler yazılı şekilde özetlenir.

Konsültasyonu alan kişi süreç boyunca edinilen bilgileri bir plan dahilinde uygular. Bu konsültasyon türünde danışanın (consultee) konsültasyonu alan kişide beceri geliştirmesi ikincil bir amaçtır (Erchul ve Martens, 2010).

2.2.1.2. Konsültasyon Alan Kişi Merkezli Vak’a Konsültasyon

Bu konsültasyon, konsültasyonu alan kişinin (consultee) çalışma ortamında sorumluluğundaki kişilerle (client) yaşadığı problemleri çözmeyi içerir. Konsültasyonun amacı, konsültasyonu alan kişinin mesleki becerileri eksikliklerini gidermektir.

Danışanın hedef kitlesindeki kişileri (client) geliştirilmesi ikincil amaçtır (Caplan, 1970).

2.2.1.3. Program Merkezli Yönetimsel Konsültasyon

Bu konsültasyon, yardıma ihtiyaç duyan kişi merkezli konsültasyona benzeyen bir yapıdadır. Her iki konsültasyon türünde de konsültan problem alanıyla ilgili uzman rolündedir ve problemin üstesinden gelebilmek için konsültanın önerileri dikkatte alınır.

Bu konsültasyon, yardıma ihtiyaç duyan kişi merkezli konsültasyona benzeyen bir yapıdadır. Her iki konsültasyon türünde de konsültan problem alanıyla ilgili uzman rolündedir ve problemin üstesinden gelebilmek için konsültanın önerileri dikkatte alınır.