• Sonuç bulunamadı

4. YÜK TAŞIMACILIĞI SİSTEMİ VE YÜK TAŞIMACILIĞINDA TÜR SEÇİMİ

4.2 Yük Taşımacılığı Türleri

4.2.3 Yük Taşımacılığının Kullanılan Taşımacılık Sistemine Göre Sınıflandırılması

4.2.3.7 Kombine Taşımacılık

Kombine taşımacılığın tanımı “bir taşımanın yapılması için farklı taşıma türlerinin entegre bir şekilde kullanılması” şeklinde yapılabilir. UNECE (Birleşmiş Milletler Avrupa Ekonomik Konsey)i ise şu şekilde bir tanım yapmaktadır: “Kombine taşımacılık, aynı taşıma kabı veya karayolu taşıtı ile iki veya daha fazla taşıma türü kullanılarak yapılan ve taşıma türü değişimlerinde yükün herhangi bir elleçlemeye maruz kalmadığı taşıma şeklidir.” Kombine taşımacılık genelde dökme yükten daha değerli, havayolu taşıma yükünden daha değersiz orta değerli yükler için kullanılır. Kombine taşımacılıkta en çok kullanılan taşıma türleri kara, demir ve denizyoludur. Kombine taşımacılığın amaçları şunlardır:

• Müşteriye daha iyi hizmet vermek için kapıdan kapıya ekonomik taşıma hizmeti sunmak, • Karayollarındaki sıkışıklığı azaltmak,

• Trafik kazalarını azaltmak,

• Çevre ve gürültü kirliliğini azaltmak, • Güvenlik,

• Enerji tasarrufu sağlamaktır.

Kombine taşımacılıkta üç temel bileşen bulunmaktadır: Bunlar taşıma araçları, taşıma terminalleri ve taşıma üniteleridir. Kombine taşımacılıkta bir yükün iki veya daha fazla araç değiştirmesi, birçok problemi de beraberinde getirmiştir. Yükün değişik taşıma türleri içinde birinden diğerine aktarılması sırasında görebileceği hasar, zaman kaybı, bozulma vb.

olumsuzluklar kombine taşımacılığın gelişimine uzun yılar en olumsuz etken olmuştur. Yükün taşımacılık türleri arasında aktarılması sırasında yaşanan bu olumsuzlukların asgari düzeye indirilebilmesi için, yükün uygun bir şekilde ambalajlanması ve taşıma için hazırlanması gerekir. Bu konuda özellikle son yıllarda önemli gelişmeler sağlanmış ve çeşitli biçimde taşıma organizasyonları, yük birimleştirme teknikleri, taşıma-yükleme-boşaltma ve aktarmayı kolaylaştıracak her türden mekanik araç geliştirilmiştir. Günümüzde kombine taşımacılık başlıca iki şeklide yapılmaktadır. Bunlardan ilki çekicisi olmadan yapılan taşımalardır. Bu tip taşımacılık sisteminde aktarma işlemi için özel amaçlı terminaller kullanılır. Bu tip taşımada, kullanılan taşıma kaplarına göre şu şekilde sınıflandırma yapılır: • Paletlerle yapılan kombine taşımacılık

• Römork – yarı römorkla yapılan kombine taşımacılık (TOFC) • Ayaklı konteyner (Swap Body) ile taşımacılık

• Konteynerle yapılan kombine taşımacılık

Diğer kombine taşımacılık şekli, çekicisi ile beraber yapılan taşımalardır. Bu taşımaların yaygın olarak üç şekli kullanılmaktadır. Bunlardan ilki Türkiye’de de sık kullanılan Ro-Ro taşımalarıdır. Ro-Ro taşımaları, kamyon-treyler gibi karayolu taşıma aracının denizyolu aracına tamamen bindirilerek yükle beraber taşınması esasına dayanır. Bu taşımacılık şeklinin demiryoluna uygulanması, RO-LA taşımacılık sistemi olarak adlandırılır. Diğer bir çekici ile taşıma türü de bi-modal taşımacılıktır. Bi-modal taşımacılık, iki ulaşım biçiminin birlikte kullanılması anlamına gelmektedir. Bu sistemde demiryolu ve karayolu taşımacılığının avantajları birleştirmek amacı ile karayolu taşıtı demiryolu taşıtına dönüştürülür.

Kombine taşımacılıkta önemli olan nokta farklı taşıma türlerini kullanırken, taşımalar arasındaki entegrasyonun en etkin ve verimli bir şekilde sağlanmasıdır. Dolayısıyla işletme ve yönetim konuları, donanımlardan daha önemlidir. Tek ulaştırma türü ile yapılan taşımacılıkta bir taşıyıcı, bağımsız bir şirket gibi çalışır. Denizyolu taşımacılık şirketi, karayolu taşımacılık şirketi ve diğer taşımacılık şirketlerinin tümü öncelikle kendi faaliyetlerine odaklanır. Kombine taşımacılıkta, göndericiden alıcıya kadar, taşıma sırasında görev alan kara taşıma firmaları, armatörler, liman işletmecileri, demiryolu işletmeleri v.b.’nin işbirliği yapması gerekmektedir. Bu taşıma organizasyonunun kurulmasını bir forwarder işletmesi veya bir taşıma firması üstlenebileceği gibi, gönderici ya da alıcı da taşıma sistemi içinde bulunan tüm unsurlarla ayrı ayrı sözleşmeler yaparak ürünün yerine ulaşmasını sağlayabilir.

Kombine taşımacılığın başlıca özellikleri şunlardır:

1. Tedarik zincirinde bulunan süreçleri verimli bir şekilde bütünleştirmesi, 2. Standart taşıma ünitelerinin kullanılması,

3. Taşıma ünitelerinin yükleme, taşıma ve boşaltmaya uygun nitelikte olması, 4. Taşıma sistemi içindeki zincirin teknolojik, yasal ve organizasyonel açıdan da

birbiriyle uyumlu olması,

5. Taşıma kabı içerisindeki ürünlerin elleçlenmemesi.

Kombine taşımacılık türleri arasında özellikle konteyner ile yapılan kombine taşımacılık, ulaşım türleri arasında aktarmada getirdiği kolaylık, yük standardizasyonu, yükleme ve boşaltma işlerinde zaman tasarrufu, yolculuk boyunca yük için maksimum korunma avantajlarına sahiptir. Bu özellikleri nedeni ile konteyner taşımacılığı dünyada büyük gelişme göstermektedir. Örneğin günümüzde denizlerde yapılan genel yük taşımacılığının %60’dan fazlası konteynerler ile gerçekleştirilmektedir. Gelişmiş ülkeler arasındaki ticarette bu oran %80’in üzerindedir.

Kombine taşımacılık maliyet, hız, güvenlik ve esneklik etmenlerinin çoğunun eş zamanlı eniyilemesine yönelik bir taşımacılık türü olup, lojistik açısından çok uygun taşımacılık seçenekleri oluşturabilmektedir. Türkiye’nin uzun dönemde bölgesinin lojistik merkezi olma çabaları, kombine ve transit taşımacılığın önemini ortaya koymaktadır. Lojistik sektöründe coğrafik özellikler de dikkate alınarak, tüm taşımacılık türü seçenekleri, uygun entegrasyon ve kombinasyonlar dahilinde kullanıma sunulmalı, kombine ve transit taşımacılık olanakları artırılmalı, ülkemizin en uygun kombine ve transit taşımacılık hatları belirlenmelidir.

Kombine taşımacılık sistemi, gerek toplumsal gerekse de çevresel boyutu ile Avrupa Birliği Ulaştırma Bakanları Komisyonu ve Birleşmiş Milletler Avrupa Ekonomik Konseyi tarafından geliştirilmesi için teşvik edilen bir taşıma biçimidir. Avrupa Konseyi 15-16 Haziran 2001 tarihli deklarasyonunda, taşımacılık modelleri arasında bir denge yaratmanın, sürdürülebilir bir gelişme stratejisi oluşturmanın temel şartı olduğunu belirtmiştir. Bu konuda yeterli önlemlerin alınmaması durumunda karayolu taşımacılığının, 2010 yılında %50 oranında artacağı vurgulanmıştır. Avrupa Konseyi Eylül 2001’de kabul ettiği Beyaz Kitap ile ilk kez ulaştırmada kullanıcı gereksinimlerini gözönüne alarak stratejilerinin temelini oluşturmuş ve bu anlayışla 60 önlem geliştirmiştir (Avrupa Konseyi Marco Polo Programı). Bu önlemlerin birincisi, demiryollarını, denizyollarını ve iç su yollarını canlandırmak ve bunlar arasında bağlantılar kurarak 2010’a kadar ulaştırma türleri arasındaki dengeyi oluşturmaktır. Böylece Avrupa vatandaşı için yüksek kaliteli ve güvenli bir hizmet ve sürdürülebilir kalkınmaya somut bir destek sağlanması amaçlanmaktadır. Aynı zamanda çevre üzerindeki baskıları azaltmak üzere, uzun dönemde ekonominin büyümesi ile ulaştırmanın büyümesi arasındaki sıkı ilişkiyi kurmak amaçlanmaktadır.