• Sonuç bulunamadı

5. TARTIġMA

5.4. Kolorektal Kanser Hastalarında Kaygı

ÇalıĢmamızda Durumluk Kaygı ve Sürekli Kaygı puan ortalamalarının giriĢim ve kontrol grupları arasındaki farkı istatistiksel olarak ileri düzeyde anlamlı bulunmuĢtur. GiriĢim grubu hastaların Durumluk Kaygı puan ortalamaları iki ölçümde de daha düĢük olduğu ve kontrol grubu ile karĢılaĢtırıldığında farkın istatistiksel olarak anlamlı olduğu saptanmıĢtır. GiriĢim grubunun durumluk kaygı düzeyi kontrol grubuna göre her iki ölçümde de anlamlı düzeyde azalmıĢtır (Tablo 4.7). GiriĢim grubu hastaların Sürekli Kaygı puan ortalamalarının da her iki ölçümde daha düĢük olduğu ve kontrol grubu ile karĢılaĢtırıldığında farkın istatistiksel olarak anlamlı olduğu saptanmıĢtır. GiriĢim grubunun sürekli kaygı düzeyi kontrol grubuna göre her iki ölçümde de anlamlı düzeyde azalmıĢtır (Tablo 4.7). Bu bulgulara dayanarak, giriĢim grubunda Durumluk ve Sürekli kaygının daha az olması Orem'in Öz Bakım Eksikliği kuramına temellendirilmiĢ eğitim ve telefonla izlemin etkisine bağlanabilir.

ÇalıĢmamıza benzer olarak kanser hastalarında tele izlemin kaygı durumuna etkisinin incelendiği Badger ve arkadaĢlarının randomize kontrollü çalıĢmasında telefonla danıĢmanlık grubuna haftada bir olmak üzere altı haftalık ortalama 34 dk. süren telefon görüĢmesiyle kiĢilerarası danıĢmanlık tekniklerine dayalı kanser eğitimi uygulanmıĢtır. Sonuçlarımıza benzer olarak kontrol grubuna göre telefonla danıĢmanlık grubunun kaygı düzeyinin önemli oranda düĢtüğü ve gruplar arasında anlamlı fark bulunduğu belirtilmiĢtir (Badger ve ark., 2007). Beaver ve arkadaĢlarının (2009) kanser hastalarında telefonla izlemin durumluk-sürekli kaygıya etkisini incelediği randomize kontrollü bir çalıĢmada giriĢim grubunun durumluk-sürekli kaygı puanlarının kontrol grubuna göre daha düĢük seyretmesiyle birlikte gruplar arasında anlamlı bir fark bulunamadığı rapor edilmiĢtir. Beaver ve arkadaĢlarının (2017) telefonla izlemin durumluk-sürekli kaygıya etkisini incelediği bir baĢka randomize kontrollü çalıĢmasında ise grupların durumluk- sürekli kaygı puanlarının benzer olduğu ve gruplar arasında anlamlı bir fark bulunamadığı rapor edilmiĢtir.

67

Kanser hastalarında hastalığın bilinen ya da bilinmeyen özelliklerinden dolayı yaĢanan korku, tedavinin yan etkilerini yönetememe, aile bireylerinden ya da sağlık profesyonellerinden yeterli desteğin alınamaması hastaların kaygılarını arttırabilmektedir. ÇalıĢmamızın sonuçlarına dayanarak, Orem'in Öz Bakım Eksikliği kuramına temellendirilmiĢ eğitim ve tele izlemlerle kuramda yer alan destekleyici ve eğitici hemĢirelik sistemi içinde bireylerin ihtiyacı olan destek, rehberlik ve öğretim sağlanarak giriĢim grubunun öz bakımının güçlendirildiği ve böylece bireylerin kemoterapinin yan etkilerini yönetebilir duruma gelmesiyle kaygılarının azaltıldığı ifade edilebilir. Ayrıca terapötik gereksinimler oluĢtuğunda bireyin beceri ve bu gereksinimleri karĢılama yeteneği eğitim ve izlemlerle arttırılarak dengesizlik oluĢmasının engellenmesi ve hastaların evde yaĢadığı sorunlar ve acil durumlarda 24 saat araĢtırmacıya ulaĢabilmesi bireylerin kaygısını azalttığını düĢünebiliriz.

5.5. Kolorektal Kanser Hastalarında Ġyilik Hali

ÇalıĢmamızda FizĠH, SoĠH, PsiĠH ve Genel iyilik hali puan ortalamaları yönünden giriĢim ve kontrol grupları arasındaki fark istatistiksel olarak ileri düzeyde anlamlı bulunmuĢtur (Tablo 4.8). GiriĢim grubu hastaların FizĠH ve SoĠH alt boyutu puan ortalamalarının her iki ölçümde de daha düĢük olduğu ancak kontrol grubu ile karĢılaĢtırıldığında farkın 2. ölçümde istatistiksel olarak anlamlı olduğu saptanmıĢtır. Ayrıca PsiĠH ve Genel iyilik hali açısından giriĢim grubu hastalarının her iki ölçümde de puan ortalamalarının daha düĢük olduğu ve kontrol grubu ile karĢılaĢtırıldığında farkın her iki ölçümde de istatistiksel olarak anlamlı olduğu saptanmıĢtır (Tablo 4.9). Bu sonuç kemoterapi uygulanan kolorektal kanser hastalarında Orem'in Öz Bakım Eksikliği kuramına dayalı eğitim ve telefon izlemleriyle desteklenmesinin hastalarda iyilik halini arttırdığı düĢüncesini pekiĢtirmektedir.

Badger ve arkadaĢlarının meme kanseri olan hastalarla yaptıkları randomize kontrollü çalıĢmada telefonla verilen eğitim ve danıĢmanlığın çalıĢmamızdaki sonuçlara benzer olarak neredeyse tüm yaĢam kalitesi boyutlarında (Fiziksel, sosyal ve psikolojik iyilik hali) önemli iyileĢmeler sağladığı ve gruplar arasındaki farkın anlamlı olduğu belirtilmiĢtir (Badger ve ark., 2013). Nelson ve arkadaĢlarının (2008) yaptığı baĢka bir randomize kontrollü çalıĢmada telefonla verilen danıĢmanlığın giriĢim grubu

68

hastalarında yaĢam kalitesi puanını yükselttiği ve gruplar arasında anlamlı fark olduğu rapor edilmiĢtir. Ashing-Giwa ve arkadaĢlarının (2008) yaptığı diğer bir randomize kontrollü çalıĢmada ise giriĢim grubunda fiziksel iyilik hali ve genel yaĢam kalitesinde artıĢ gözlenirken aile/sosyal, duygusal ve fonksiyonel iyilik halinde iyileĢme yönünde anlamlı olmayan bir eğilim gösterdiği belirtilmiĢtir.

Kanser hastalarında yaĢam kalitesinin en üst düzeyde tutulması ve hastaların kendi tedavi ve bakımlarının sorumluluğunu alarak yaĢamlarını sürdürmeleri büyük önem taĢımaktadır (Altıparmak ve ark., 2011). Bu nedenle hastada ortaya çıkan fiziksel ve psikososyal semptomların yanında hastanın öz bakım gücünün ve iyilik halinin de belirlenmesi gerekmektedir. Orem'in tanımladığı gibi bireylerin gereksinimlerinin karĢılanarak fiziksel, ruhsal ve sosyal olarak tam bir iyilik halinde olması önemlidir (Orem, 2001). ÇalıĢmamızın sonuçlarına dayanarak, Orem'in Öz Bakım Eksikliği kuramına temellendirilmiĢ eğitim ve tele izlemlerle kuramda yer alan destekleyici ve eğitsel hemĢirelik sisteminin ön gördüğü bireylerin ihtiyacı olan destek, rehberlik ve öğretim sağlanarak giriĢim grubunun öz bakım gücünün artmasının yanı sıra iyilik halinin de artmasının sağlandığı düĢünülebilir.

Benzer Belgeler