etmesinin örneği yoktur. Hal böyle olsa dahi listede yer alan, kodlanan başka bir değişle fişlenen kişilerin aslında örgüt üyesi olmadığı yahut 17-25 Aralık sürecinden sonra örgütten ayrılan kişiler olduğu görülmektedir. Örgüt burada kendi has üyelerini teslim etmemiş, bilakis onları gizlemek, hedef saptırmak, toplumsal kaos oluşmasını sağlamak amacıyla FETÖ mensubu denilemeyecek kişilere ait bilgileri teslim etmiştir. Nitekim F kodlaması ile kodlanan kişilerin
Farklı hayat görüşünde olan, hayatının hiçbir döneminde FETÖ ile bağlantısı olmamış, FETÖ tarafından zararlı görülen, örgüte zarar verebileceği düşünülen kişileri ifade ettiği şeklinde bir açıklamaya sahip olması manipülenin nasıl tezahür ettiğini gözler önüne sermektedir. Bilindiği üzere, “F” harfi FETÖ (Fetullahçı Terör Örgütü) tarafından çok önem verilen bir harftir. Nitekim terör örgütü elebaşı Fetullah GÜLEN’in ismini baş harfini oluşturmaktadır. Söz konusu harf ile kodlanan bir kişinin, “FETÖ tarafından zararlı görülen, örgüte zarar verebileceği düşünülen kişileri ifade ettiği” şeklinde değerlendirilmesi ne derece akla yatkındır? Nitekim FETÖ terör örgütü örgüt elebaşına ithafen, kullanılan araçların plakalarının “F”, “FG” olarak aldıkları kamuoyunca bilinmektedir.6-) Emniyet Hazırlamış olduğu raporda dijital verilerden almış olduğu ekran görüntülerinde ilgili kodlar bulunurken kodlamaların anlamları ve karşılıkları bulunmamaktadır Örneğin;
Görüleceği üzere fişlenen personelin kodlamaları bulunurken Örneğin : EA, SAY, B4, A5 gibi kodlamaların karşılığındaki ifadelerinin ne olduğuna dair bilgi bulunmamaktadır. Bu minvalde
Sayfa 48 / 52 bakıldığında dosyanın fişleme bölümü dışındaki yazışmalarda dikkat çeken bir hususta hiçbir yerde örgüt kelimesinin geçmemesidir. Fişleme kendinden olmayan kişiler için yapılan hukuka aykırı bir işlem olmasına rağmen bu listede örgüt üyesi olsun olmasın herkesin fişlemesi bulunmaktadır. ( Yaklaşık 255.000 Emniyet Teşkilatı Personeli)
7-) Raporun fişleme bölümünde ÖRGÜT ÜYESİ OLAN OLMAYAN TÜM EGM PERSONELİ’nden bahsedilmektedir. Aynı zamanda da küsüp gelmeyenler için de (17/25 sürecinden etkilenen personel) ayrı bir başlık açılmıştır. Bu durum dahi SD karttaki verilerin fişleme yapan örgüt mensuplarının tamamen gözlemlerinden ibaret olduğunu ve fişlenen personelin esasında ( HEDEF KİTLE) olduğunu göstermektedir.
Hedef Kitle kavramı ve fişlemelerdeki hatalar açısından bakıldığı zaman fişleme belgelerinde:
SAY : FETÖ MENSUBU OLUP, HER ŞEYİYLE TESLİM OLAN ANCAK YÖNETİCİLİK VASIFLARI OLMAYAN POLİS MEMURLARINI
SAYV : FETÖ MENSUPU OLUP, GASSALIN ELİNDEKİ MEYYİT OLARAK İFADE EDİLEN ZAAFLARI OLMAYAN HERŞEYİYLE KENDİSİNİ ÖRGÜTE TESLİM ETMİŞ YÖNETİCİLİK VASFI OLAN GRUP VE SOHBET HOCALIĞI YAPAN POLİS MEMURLARINI ifade etmektedir.
Bu Kodlar ile aynı zamanda SC kodları aynı listede olanlar, an itibari ile aktif görevdedir. SC kodlarını ihraç etmeyen Emniyet Genel Müdürlüğü 17/25 ARALIK ibaresi olan hiç kimseyi ihraç etmemiştir. Bu kapsamda SAY ve SAYV konumunda her şeyiyle kendisini teslim eden bir kişi süreçten etkilenmesi mümkün değilken birden kazanılmaya çalışılan kişi haline gelmiştir.
Sayfa 49 / 52 Bu durum sadece kişilerin tavrı ile alakalı olup, süreç nedeni ile yapılanmaya tavır alanları belirtmektedir. Tavır alıp, aynı anda ilişkisini kesen bir kişinin her şeyiyle bu yapıya teslim olduğu iddia edilememesi durumu;
a) Kişilerin hedef bir kitle olduğu
b) Değerlendirmelerin sübjektif olması nedeni ile yanlış olduğunu göstermektedir.
8-) Yine Garson ( K ) adlı gizli tanık vermiş olduğu tüm ifadelerde Polis Memurlarının Güncellemelerinin 2015 yılı Nisan ayında yapıldığını belirtmiştir. Ancak aşağıda görüleceği üzere rapordan alınan ekran görüntülerinde bu tarihten sonraki aylara ait bilgiler mevcuttur.
8-) Net olarak belirtmek gerekir ki Fetö ile alakalı/alakasız tüm personel fişlenmiştir.
Sayfa 50 / 52 Bu durumda yaklaşık 255.000 Kişilik mevcut personel listesinin tamamının kodlandığı, aralarında 17/25 sürecinden sonra kazanılmaya çalışılan kategoride (SC) kişilerin de olduğu ve ilgili excel butonları da değerlendirildiğinde verilerin güncelleme döneminde asgari olarak 6.500.000 ( altı milyon beşyüz bin) toplam veri girişi yapılması gereken sütun ve satır sayısı bulunmaktadır. Tüm bu verilerin giriş işlemlerini/güncellemelerini ise 160 tane veri toplayıcısının gerçekleştirmesi hayatın olağan akışına aykırıdır. Daha net ifade etmek gerekirse İMKANSIZDIR.
9-) FETÖ Emniyet Mahrem Yapılanma Raporunun tarihi göz önüne alındığında imajı alınan Micro SD karttaki ilgili verilerin anlamlandırılmasının 16.08.2017 tarihinde gerçekleştirildiği söylenebilir. Bu tarihten önce ise binlerce personel ihraç edilmiş ve bu nedenle açığa alınmıştır. Bu durum ise verilere ulaşmadan anlamlı bir hale getirilmeden dijital çözümleri yapılmadan, ilgili verilerle ADLİ BİLİŞİM KURALLARANA AYKIRI BİR ŞEKİLDE müdahale edilerek işlem tesis edildiğini göstermektedir. Yine Garson (K) adlı gizli tanık ‘’255.000 kişilik listedeki öncesinde sözde örgüt üyesi olup, 17/25 Aralık 2013 sürecinden etkilenen ve yapıdan uzaklaşan kişilerin, verileri giren kısıtlı bir grup(16o kişi) bulunduğundan dolayı güncel durumlarının yazılmasının unutulmuş, ihmal edilmiş, atlanmış olup olmayacağı ‘’ şeklindeki sorumuza “O şekilde hatalar olabilir‘’ cevabını vermiştir. Bu durum ise belki de binlerce polis memurunun/amirinin veri inceleme raporunun teyide yönelik tahkikatları yapılmadan haksız ve hukuka aykırı olarak ihraç edildiğini, bu yapının yanlışına kurban edildiğini göstermektedir.
Sayfa 51 / 52 Yukarıda rapor bitimi değerlendirme ve sonuç bölümünde görüleceği üzere mahrem yapılanmasına ilişkin anlam bütünlüğü sağlanarak hazırlanan veriler ‘’VERİ İNCELEME RAPORU’’ fişleme belgesi adı altında ceza dosyalarına delil olarak gönderilmektedir. Yazılan veri inceleme raporları bu tarihten önce olması mümkün değilken aşağıdaki resimde de görüleceği üzere bu tarihten 8 gün önce dahi hazırlanan veri inceleme raporu bulunmaktadır.
10-) Son olarak Emniyet Genel Müdürlüğü raporunun fişlemeye ilişkin bölümde ( yedinci bölüm) bizim raporumuzda izah etmeye çalıştığımız hususların da aslında açıkça belirtilediğini görmekteyiz.
Emniyet Mahrem Yapılanması’na ilişkin raporun 377. Sayfasında;
a) Örgüt üyesi olduğu, ayrıldığı, üye olmadığı, yakın olduğu, uzak olduğu, zarar verebileceği değerlendirilen tüm personelin fişlendiği,
b) Verilerin USULSÜZ BİR ŞEKİLDE ELE GEÇİRİLDİĞİ ( Polnet sisteminden alınması)
Sayfa 52 / 52 c) Yapılan fişlemelerin ise örgüt üyelerinin tamamen sübjektif değerlendirmelerinden
oluştuğunu belirtmiştir.
Yukarıda tüm rapor kapsamında arz ve izah ettiğimiz nedenlerle;
Sonuç itibari ile ; Kamu kurum ve kuruluşlarının, örneğin emniyet istihbarat biriminin PVSK – Ek Madde 7 kapsamında elde ettiği istihbari bilgilerin dahi adli ve idari yargılamalarda kullanılması hukuka uygun değil iken, terör örgütü olarak nitelenen bir yapının EGM personel sisteminden illegal şekilde aldığı kişisel veriler üzerinden yargılama yapılması kabul edilebilir nitelikte değildir. Elde ediliş şeklinde çok sayıda usulsüzlüğün bulunduğu dijital materyaller ve veriler üzerinden yargılama yapılması binlerce kişinin haksız ve hukuka aykırı şekilde mağduriyetine yol açmıştır. Söz konusu fişleme belgelerinin gerçek hayattaki karşılığı olmaksızın davalar açılması, yargı mercilerinin iş yükünü gereksiz yere arttırmakla birlikte ciddi bir şekilde kamu zararına da yol açmaktadır. Bu tür yargılamalarda soruşturma dahi başlatılması hukukun evrensel ilke ve esaslarına aykırılık teşkil etmekle birlikte mevcut durumun birçok insan hakkı ihlaline yol açtığı/açmakta olduğu izahtan varestedir. Bir gizli tanık üzerinden binlerce yargılama yapılmayacağı gibi, binlerce insanın listesini de 160 kişilik bir grubun-en azından doğru ve sağlık biçimde- tutması mümkün değildir. Daha önce de yayınlamış olduğumuz Garson Gizli Tanığın İfade Analizi, Siber Raporunun Teknik İncelemesi ve Verilerin Polnetten Elde Edildiğine Dair Raporlarımızla tutarlı ve bağlantılı olan iş bu raporumuz maddi gerçeğin ortaya çıkması adına Adli ve İdari yargılamalarda kullanılmak üzere tanzim edilmiştir.
Saygılarımla . 11/11/2019
Avukat / Adli Bilirkişi Mesut Can TARIM