• Sonuç bulunamadı

Kitabeli Mezar Taşları

UčvršĆIvaNJa OSMaNSKE vlaStI

6. Kitabeli Mezar Taşları

Mezar taşlarının yapıldığı taştan başka, ayrıca üze-rinde bulunan kitabenin içeriği de önemlidir. önceki bölümde erken dönem mezar taşlarından bahsetmiş-tik. Bu dönemde, mezar taşları çeşitli süslemelerle birlikte, ortaçağ bosančica yazısıyla yazılmış kita-beleri de içeriyordu. Kendi stilleri, dilleri ve mesajla-rıyla kitabeler büyük oranla steçak mezar taşlarında bulunan kitabelere benzemekteydi. Sonraki dönem-lerde Arapça yazı kullanılmaya başlandı; tarihler bu şekilde Farsça, Türkçe ve Arapça yazılırken kitabeler arebica* alfabesiyle Boşnakça dilinde yazılmıştı. Ki-tabeler ile ilgili Husrev redzic’in görüşünü de belirt-mek önemlidir: “Dekoratif yazılar, mezar taşlarının,

6. nišans with epitaphs

apart from the stone from which the nišan tomb-stones were made, it is also worth mentioning the content of the inscriptions on them. In the previous section of the text, we were already talking about nišans from the early stage. During this period, the nišan tombstones, along with various ornaments, also included inscriptions in medieval bosančica. With their style, language and message, the in-scriptions largely resembled the inin-scriptions found on the stećak tombstones. In the later period, the use of arabic script came into use, by which tarihs in Persian, turkish, arabic script were written, as well as inscriptions in Bosnian language written in

upotrebne predmete, odjeću-uopšte, može se reći da epigrafika u islamskoj umjetnosti nalazi prim-jenu svuda gdje dolazi ukras.”68 Slova su na nišane nanošena tehnikom uklesavanja, ali i nešto težom varijantom izrade, skidanjem kamene površine oko ucrtanih znakova kako bi natpis ostao izbočen i vidljiv na podlozi. Sama tematika na natpisima kreće se u zavisnosti od osobe kojoj se podiže nišan, faze nastanka, kao i klesarske škole. Nekada je to samo kraći natpis o osobi, sa ili bez godine, nakada je to kur’anski ajet, nekada natpis u stihu kojim se šalje poruka i pouka čitaocu, a ponekad i natpis kojim se vrši molba Bogu da se smiluje um-rlom. radi ilustracije navodimo nekoliko primjera ovih natpisa:

Mi smo Božiji i Njemu se vraćamo,

Smrt je piće, svi ljudi ga piju,

Dženaza je jahalica, svi ljudi je jašu,

ti koji stojiš na mom kaburu razmisli o meni, i ja sam jučer bio, a ti ćeš sutra biti poput mene.69

Mustafa Sušić u svom tesktu o ovome kaže: „ako se radilo o poznatim ličnostima iz javnog života, onda se na nišanu citiraju neke misli koje ukazuju na pro-laznosti ovozemaljskog života - navode se i poetski citati ili neka od narodnih mudrosti, koja govori o prolaznosti života i stvarnosti dolaska smrti.”70

Natpisi na nišanima iz ovog perioda izrađivani su u vodoravnoj, ali često i u vertikalnoj formi. Nekada pronalazimo nišane bez ikakvog pisanog traga, a nekada možemo uočiti samo upisanu godinu. više korisnih informacija o samom stilu, pismu i načinu pisanja možemo vidjeti u narednom dijelu teksta kojeg preuzimam od Hamze vejsela:

“Sami natpisi na ploči realizovani su najčešće neshi pismom, zatim talikom, neshi-talikom, sulusom, ili oni najatrikvniji u dželi ili dželi-neshi pismu. tako dekorativno izvedeni nadgrobni spomenici, ili

sak-lanılabilir nesnelerin ve kıyafetlerin süslenmesinde kullanılmaktadır - genel olarak, İslam sanatındaki epigrafinin süslemenin olduğu her yerde kullanıldı-ğı söylenebilir.”76 Harfler, hem gravür teknikleriyle hem de biraz daha zor bir yapım şekli olan kitabe-nin yüzeyde çıkıntılı ve görünür kalması için çizilen karakterlerin etrafındaki taş yüzey kaldırılarak uygu-lanmıştı. Kitabelerdeki tema, mezar taşının yapıldığı kişiye, menşeine ve taş işçiliği ekolüne bağlı olarak değişir. Bazen belirli bir yılı olan veya olmayan kişi hakkında kısa bir yazı, bazen bir Kur’an ayeti, bazen okura bir mesaj ve talimat veren bir şiir, bazen de Al-lah’tan ölen kişi için rahmet isteyen bir yazıdır. Aşa-ğıda verilen örnekler bu yazıtlara misal teşkil edebilir:

Biz Allah’a aitiz ve ona dönüyoruz,

ölüm bir içecektir, tüm insanlar onu içer,

Cenaze bir binektir, tüm insanlar onun üstünde taşınır,

Sen, benim kabrimin yanında duran, beni düşün, dün ben de vardım, yarın sen de benim gibi olacaksın77 Mustafa Sušić kendi eserinde bu konuyla ilgili şunla-rı yazar: “Toplumda bilinen ünlü birinin mezaşunla-rında, mezar taşı üzerine dünyevi hayatın geçiciliğini gös-teren bazı şiirsel alıntılar veya hayatın geçiciliğinden ve ölümün gelişinin gerçekliğinden bahseden halk sözlerinden bazı alıntılar yapılırdı”.78 Bu döneme ait mezar taşları üzerindeki kitabeler hem yatay olarak hem de sıklıkla dikey biçimde yapılmıştı. Bazen hiçbir yazı kalıntısı içermeyen mezar taşlarıyla da karşılaşı-rız, bazen de sadece yıl içeren yazılar bulunur. Hamza Vejsel’den aldığım ve bir sonraki bölümde görebile-ceğimiz üslup, alfabe ve yazma yöntemleri hakkında daha yararlı olacak bilgiler şunlar olabilir:

“Kitabedeki yazıtlar genellikle neshi yazısıyla, sonra-dan da talik, neshi-talik, sulus veya daha etkileyici olan dželi veya dželi-neshi yazısıyla yazılır. Dolayısıyla, dekoratif mezar taşları veya kutsal ve kamusal nes-neler, el yazmaları, günlük kullanıma ait nesnes-neler,

gü-opinion regarding the inscriptions: “the decorative letter decorates tombstones, sacral and public ob-jects, manuscripts, usable obob-jects, clothing - in gen-eral, it can be said that epigraphy in Islamic art finds application wherever there is a decoration.”74 the letters were applied to the nišan by engraving tech-niques, but also by a slightly more difficult variant of making, by removing the stone surface around the drawn characters so that the inscription would remain protuberant and visible on the surface. the very theme on the inscriptions varies depending on the person to whom the nišan is being raised, the stage of its origin, as well as the stonemason-ry school. Sometimes it is just a short inscription about the person, with or without a year, some-times it is a Qur’anic verse, somesome-times an inscrip-tion in verse that sends a message and instrucinscrip-tion to the reader, and sometimes an inscription asking God to have mercy on the dead. to illustrate, here are some examples of these inscriptions:

We are God’s and to Him we return,

Death is a drink, all people drink it,

the funeral is a steed, all people ride it,

you who stand on my grave think about me, and I was yesterday, and you will be like me tomorrow.75

Mustafa Sušić, in his text on this, says: “If it was a grave of someone famous from the public life, then some thoughts were quoted on the nišan that indicate the transience of the earthly life, some po-etic quotations or some of the folk wisdom, which speak about the transience of life and the reali-ty of the coming of death.”76 Inscriptions on the nišan tombstones from this period were made in horizontal, but often in vertical form as well. Some-times we find nišan tombstones without any writ-ten trace, and sometimes we can see just entered year. More useful information about the style, the

ralni i javni objekti, rukopisi, predmeti za svakod-nevnu upotrebu...nazočno svjedoče da epigrafika u islamskoj umjetnosti nalazi primjenu svuda gdje dolazi ukras. U velikim gradovima u osmansko-tur-sko doba radili su sa ostalim zanatlijama i ‘hattati’, koji su se bavili kaligrafskim ukrašavanjem rukopi-sa, ispisivanjem tekstova (tariha) na nadgrobnim spomenicima i u arhitekturi. Osnovna namjena tari-ha, koji je kao oblik pjesničkog isražavanja preuzet iz orjentalnih književnosti, jeste težnja za ostavl-janjem nekog traga ne samo na konretnom ogra-ničenom prostoru (zidna površina, nišan...) već i u vremenu. tarihi, ipak, ne nose samo dokumentarnu vrijednost koja leži u podacima koje nam pružaju natpisi o objektima nego i kulturno-književnu vri-jednost, iako im književno-estetsko nije primaran cilj, ali po svojoj formi oni često prerastaju okvire osnovne namjene i postaju svojevrsne pjesme. Po-red odličnog poznavanja jezika na kojem se hro-nogram pravi (na arapskom, turskom, ili perzijskom jeziku), sastavljanje hronograma zahtjeva i pozna-vanje utvrđenih pravila pisanja ove vrste pjesništ-va koje raspolaže strogo ograničenih i beskrajno rotiranim krugom dopuštenih simbola, metafora i alegorija koje možemo manje-više podvesti pod kategoriju loci communi (opšta mjesta)’.71

nümüzde İslam sanatındaki epigrafinin dekorasyonun geldiği her yerde uygulama bulduğunu kanıtlamak-tadır. El yazmalarının kaligrafi süslemesiyle uğraşan diğer zanaatkârlarla birlikte hattatlar, büyük Osman-lı-Türk şehirlerinde mezar taşları ve mimaride metin (tarih) basımı üzerine çalıştı. Doğu edebiyatlarından şiirsel bir anlatım biçimi olarak alınan tarihin temel amacı, sadece sınırlı bir alanda (duvar yüzeyi, mezar taşı) değil, aynı zamanda zaman içinde de iz bırakma eğiliminde olmasıdır. Tarih yazıları ise sadece nesne-lerin üzerindeki yazıtların verdiği bilginin delil değeri-ni taşımakla kalmaz, aynı zamanda kültürel ve edebi bir değere de sahiptir. Edebi ve estetik olmak birincil hedefleri olmasa da, biçimlerinde genellikle birincil amaçlarının çerçevesini aşarlar ve kendilerine has bir eser olurlar. Kronogramın yapıldığı dilin (Arapça, Türk-çe ya da Farsça) mükemmel bilgisinin yanı sıra kro-nogram derlenmesi, az çok loci communi yani genel yerler kategorisi altına koyabileceğimiz oldukça sınırlı ve sonsuz bir döngü içinde bulunan semboller, mecaz-lar ve alegorilere sahip bu tür şiirin yazılması konu-sunda belirlenen kuralların bilinmesini gerektirir.”79 Taş üstüne güzel yazı yazma geleneği Osmanlı Dev-letinde oldukça yaygındı ve bu tür yazı çok ciddiye

alı-letter and the method of writing we can see in the next section, which I take from Hamza vejsel: “the inscriptions on the board themselves are usu-ally realized in neshi script, then talik, neshi-talik, sulus, or the most attractive ones in dželi or dže-li-neshi script. So, decorative tombstones, or sacral and public objects, manuscripts, objects for every-day use… presently testify that epigraphy in Islamic art finds application wherever decoration comes. together with other artisans hattats, who dealt with calligraphic decoration of manuscripts, print-ing texts (tarihs) on tombstones and in architecture also worked in major Ottoman-turkish cities. the basic purpose of tarih, which as a form of poetic ex-pression was taken from the Oriental literatures, is the tendency to leave some trace not only in a lim-ited space (wall surface, nišan ...) but also in time. the tarihi, however, carries not only the documen-tary value that lies in the information provided by the inscriptions on the objects, but also has a cul-tural and literary value. although their literary and aesthetics are not their primary goal, but in their form they often outgrow the frameworks of their primary purpose and become songs of their own.

slika 72. Stari nišani na Kovačima u Sarajevu. foto: Nihad Klinčević.

resim 72. Saraybosna Kovaci bölgesinde eski mezar taşları. foto: Nihad Klinčević figure 72. Old nišan tombstones at Kovači in Sarajevo. Photo: Nihad Klinčević.

rasprostranjena u Osmanskom carstvu. toj formi izražavanja veoma se ozbiljno pristupalo. Osim na nišanima, takav vid natpisa pronalazimo i na sakral-nim objektima, kao i na javsakral-nim mjestima i objektima od društvenog značaja. Upravo zbog toga natpisi na nišanima predstavljaju izuzetno vrijedan pisani trag pomoću kojeg možemo istraživati prošlost. O tome nam šefko Sulejmanović kaže: “U islamskoj epigra-fici dominira arapsko pismo u kaligrafskoj formi. U prvom periodu presudan je orijentalni uticaj, da bi se krajem 19. stoljeća pojavili natpisi na narodnom bosanskom jeziku uz korištenje arapskog pisma.”72

zanimljivo je reći da se na nišanima iz ovog perio-da osim popratnog teksta na tarihu i perio-danas mogu vidjeti samo ime umrle osobe i ime oca, bez prezi-mena. razlog tome trebamo tražiti u činjenici da se za vrijeme Osmanske vladavine nisu upotrebljavala prezimena, već samo osobno ime i ime oca.

Benzer Belgeler