• Sonuç bulunamadı

Kişilik Haklarına Saldırı Halinde Başvurulabilecek Hukuki Yollar

B. İnternet Ortamında Kişilik Haklarına Saldırı Çeşitleri

IV. Kişilik Haklarına Saldırı Halinde Başvurulabilecek Hukuki Yollar

Hukuken en değerli varlık olan insanın, en önemli hakkı kişilik haklarına karşı saldırılar teknolojik gelişmeler göz önüne alındığında sürekli artmaktadır. Kişilik haklarına saldırı, herkes tarafından ve çok çeşitli şekillerde gerçekleştirilebilmektedir. Bu saldırılara karşı hukukun temeli olan birey ve bireyin de en önemli varlığını teşkil eden kişilik hakları, gerek kamu hukuku gerekse özel hukuk kapsamına giren mevzuata ilişkin düzenlemelerle koruma altına alınmıştır387. Kişilik haklarının korunmasına dair özel hukuk kapsamındaki düzenlemeler; Türk Borçlar Kanununda, Türk Medeni Kanunda, Fikir ve Sanat Eserleri Kanununda ve haksız rekabete ilişkin hükümler dolayısıyla Türk Ticaret Kanununda yer almaktadır. Kişilik hakkının korunmasına dair özel bir düzenleme öngörülmeyen hallerde bu genel koruyucu hükümlerden yararlanılması söz konusu olacaktır388

.

İnternet aracılığıyla kişilik haklarına saldırıya karşı hukukumuzda henüz özel bir düzenleme bulunmamaktadır. Dolayısıyla, Türk Medeni Kanunumuz ve Türk Borçlar Kanunumuz başta olmak üzere genel kanun düzenlemelerindeki kişilik haklarına saldırı hallerinde başvurulacak yollara değinmek yerinde olacaktır. Haberleşme, görüntü alma, ses kaydetme tekniklerinin gelişmesi, internet kullanımının tüm dünyada büyük oranlardaki artışı bu hükümlerin öneminin de

387Oğuz, s. 144.

388 Zorlu Süheyla, İnternet Yoluyla Kişilik Haklarının İhlali ve Korunması Tez Çalışması, Konya 2010, s. 88.

74 artmasına neden olmuştur. Bu sebeple Medeni Kanunumuz kapsamında kişilik hakkının korunması amacıyla, ülkemizdeki herhangi bir mahkeme tarafından, şikayet bulunması halinde, dosya üzerinde koruma tedbiri389 olarak erişimin engellenmesi kararı verilmektedir390. Ancak bazı yazarlara göre, 5651 Sayılı Kanun ile beraber hukuk mahkemelerinin bu yetkisi ortadan kalkmıştır. Yani 5651 sayılı kanun yürürlüğe girdikten sonra erişimin engellenmesine dair kararlar bu kanuna göre verilir391.

Kişilik haklarına yapılan saldırılar neticesinde açılabilecek davalar, koruyucu davalar, tazminat davaları ve vekaletsiz iş görme davaları olarak üçe ayrılarak incelenebilir. Bunlar Anayasanın 17. Maddesine dayanarak Türk Medeni Kanunun 25 ve Türk Borçlar Kanununun 49. Maddelerinde düzenlenmişlerdir392. Bu ayrım Türk Medeni Kanunu, 25. Maddesinde kişiliğin korunmasına ilişkin saldırılar için düzenlenen ; “Davacı, hâkimden saldırı tehlikesinin önlenmesini, sürmekte olan saldırıya son verilmesini, sona ermiş olsa bile etkileri devam eden saldırının hukuka aykırılığının tespitini isteyebilir. Davacı bunlarla birlikte, düzeltmenin veya kararın üçüncü kişilere bildirilmesi ya da yayımlanması isteminde de bulunabilir. Davacının, maddî ve manevî tazminat istemleri ile hukuka aykırı saldırı dolayısıyla elde edilmiş olan kazancın vekâletsiz iş görme hükümlerine göre kendisine verilmesine ilişkin istemde bulunma hakkı saklıdır” şeklindeki düzenlemeye göre yapılmıştır. Bunların yanında kişilik haklarının ihlâli halinde sebepsiz zenginleşme davasının açılabileceği de doktrinde ifade edilmektedir393. Fikri hakların ihlâli halinde Türk Medeni Kanununda öngörülen davalar açılabileceği gibi, Fikri Sınai Haklar Kanunu kapsamında düzenlenen; önleme, durdurma, tespit, maddi ve manevi tazminat davalarını açmak da mümkündür394

.

Kişilik haklarına saldırılarda dikkat edilmesi gereken bir konu da, internet ortamında gerçekleştirilen kişilik haklarına saldırılarda saldırıların tespitinin zorluğu, delillerin ortadan kolayca kaldırılabilmesidir. Bu nedenle haksız yayınların

389 Tatar Erol, İnternete Erişimin Engellenmesi, YD C.36,S1-2, 2010, s. 138. 390 Zorlu, s. 88. 391 Zorlu, s. 89. 392 Zorlu, s. 105. 393 Bulut, s. 177. 394Oğuz, s. 145.

75 kaybolmaması için ve sorumluların tespiti için sulh hukuk mahkemesinden delillerin tespiti istenmelidir395.

Örneğin; bir internet sitesinde, A şirketinin gerçeğe aykırı şekilde çevreyi kirlettiği haberinin verileceği varsayılırsa, yayına henüz başlanmamışsa önleme davası açılabilir396

.

Koruyucu davalar TMK. madde 25/I’de düzenlenen, geniş çerçeveli ve etkili bir koruma sağlamak için kişilik haklarına saldırı halinde açılabilecek davalardır. Bu davalar tazmini nitelik taşımazlar. Bu sebeple koruyucu davalara, tazmini nitelik taşımayan hukuk davaları da denilmektedir397

.

Tazminat davaları ise TMK. madde 25/III’de düzenlenmiştir ve davalar kişilik haklarına saldırı sebebiyle meydana gelen zararları tazmine yöneliktir. Kişiliğin korunmasıyla ilgili davalara geçmeden önce burada Türk Medeni Kanunundaki ve Türk Borçlar Kanunundaki kişiliğin korunmasıyla ilgili düzenlemelere yer vermekte fayda vardır;

Medeni kanunumuz: “B. Kişiliğin korunması

I. Vazgeçme ve aşırı sınırlamaya karşı

Madde 23- Kimse, hak ve fiil ehliyetlerinden kısmen de olsa vazgeçemez. Kimse özgürlüklerinden vazgeçemez veya onları hukuka ya da ahlâka aykırı olarak sınırlayamaz.

Yazılı rıza üzerine insan kökenli biyolojik maddelerin alınması, aşılanması ve nakli mümkündür. Ancak, biyolojik Madde verme borcu altına girmiş olandan edimini yerine getirmesi istenemez; maddî ve manevî tazminat isteminde bulunulamaz.

II. Saldırıya karşı 1. İlke

Madde 24- Hukuka aykırı olarak kişilik hakkına saldırılan kimse, hâkimden, saldırıda bulunanlara karşı korunmasını isteyebilir.

395 Durak, s. 110. 396 Durak, s. 110. 397 Bulut, s. 177; Oğuz, s. 145.

76 Kişilik hakkı zedelenen kimsenin rızası, daha üstün nitelikte özel veya kamusal yarar ya da kanunun verdiği yetkinin kullanılması sebeplerinden biriyle haklı kılınmadıkça, kişilik haklarına yapılan her saldırı hukuka aykırıdır.

Davalar;

Madde 25- Davacı, hâkimden saldırı tehlikesinin önlenmesini, sürmekte olan saldırıya son verilmesini, sona ermiş olsa bile etkileri devam eden saldırının hukuka aykırılığının tespitini isteyebilir.

Davacı bunlarla birlikte, düzeltmenin veya kararın üçüncü kişilere bildirilmesi ya da yayımlanması isteminde de bulunabilir.

Davacının, maddî ve manevî tazminat istemleri ile hukuka aykırı saldırı dolayısıyla elde edilmiş olan kazancın vekâletsiz iş görme hükümlerine göre kendisine verilmesine ilişkin istemde bulunma hakkı saklıdır.

Manevî tazminat istemi, karşı tarafça kabul edilmiş olmadıkça devredilemez; mirasbırakan tarafından ileri sürülmüş olmadıkça mirasçılara geçmez.

Davacı, kişilik haklarının korunması için kendi yerleşim yeri veya davalının yerleşim yeri mahkemesinde dava açabilir.”

Borçlar Kanunumuz; “A. Sorumluluk

I. Genel olarak

MADDE 49- Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür. Zarar verici fiili yasaklayan bir hukuk kuralı bulunmasa bile, ahlaka aykırı bir fiille başkasına kasten zarar veren de, bu zararı gidermekle yükümlüdür.

II. Zararın ve kusurun ispatı

MADDE 50- Zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır. Uğranılan zararın miktarı tam olarak ispat edilemiyorsa hâkim, olayların olağan akışını ve zarar görenin aldığı önlemleri göz önünde tutarak, zararın miktarını hakkaniyete uygun olarak belirler.

III. Tazminat 1. Belirlenmesi

77 MADDE 51- Hâkim, tazminatın kapsamını ve ödenme biçimini, durumun gereğini ve özellikle kusurun ağırlığını göz önüne alarak belirler. Tazminatın irat biçiminde ödenmesine hükmedilirse, borçlu güvence göstermekle yükümlüdür.

2. İndirilmesi

MADDE 52- Zarar gören, zararı doğuran fiile razı olmuş veya zararın doğmasında ya da artmasında etkili olmuş yahut tazminat yükümlüsünün durumunu ağırlaştırmış ise hâkim, tazminatı indirebilir veya tamamen kaldırabilir. Zarara hafif kusuruyla sebep olan tazminat yükümlüsü, tazminatı ödediğinde yoksulluğa düşecek olur ve hakkaniyet de gerektirirse hâkim, tazminatı indirebilir.”

Medenî Kanunun 23 ve 24. maddeleri göz önüne alındığında, kişilik haklarının hukukî işlemle saldırılara (rızaya dayalı iç korunması - kişinin kendisine karşı korunması) karşı korunması ve üçüncü kişilerin saldırılarına (rıza dışı dış korunma - başkalarına karşı korunma) karşı korunması ayrımı yapıldığı görülmektedir. Biz de bu ayrımlardan kişinin içe karşı korunması – kişinin dışa karşı karşı korunması biçimindeki adlandırmayı göz önünde tutarak konuyu inceleyeceğiz.

Benzer Belgeler