• Sonuç bulunamadı

1.3. ARAŞTIRMANIN HİPOTEZLERİ

2.1.6 Kişilik Bozuklukları

Kişilik, bireye özgü özelliklerin büyük ölçüde değişmez olan kısmını ifade ederken, kişilik bozukluğu ise bu özelliklerin toplumsal standartlardan belirgin olarak sapma ve farklılık göstermesi, işlevselliğin bozulması ve öznel bir sorun yaratma durumu olarak tanımlanabilmektedir. Kişilik bozukluğunun varlığından söz etmek için süreklilik göstermesi ve kişinin yaşamının değişik alanlarında işlevselliğini bozuyor olması gerekmektedir.62

Kişilik bozukluklarının toplumda yaygınlığı % 10-13 arasındadır. Yatarak tedavi gören hastalarda %15, ayaktan tedavi gören hastalarda % 30-50 oranlarında görülmektedir. Kişilik bozukluğu olan hastaların suç, alkol madde bağımlılığı ve intihar oranları fazladır.

Kişilik bozuklukları, düşük eğitim düzeyinde, yalnız yaşayanlarda, evliliklerinde sorun yaşayanlarda, ilaç bağımlılarında, tecavüz suçlularında, adli suçlarda daha fazla görülmektedir. Madde ve alkol kullanım bozuklukları, özkıyım, duygudurum bozuklukları, dürtü kontrol bozuklukları, yeme bozuklukları ile birlikte görülebilir. Kişilik bozuklukları birçok psikiyatrik bozukluk için hazırlayıcı etmendir. Bir çok birinci eksen bozuklukları, kişilik bozuklukları zemini üzerinde gelişir.63

2.1.6.1. Paranoid Kişilik Bozukluğu

İlişkilerinde sır vermemeye eğilimli, olayların altında farklı anlamlar arayan, başkalarının davranışlarında hep kötü niyet arama ve kin beslemeye eğilimli yapıdadırlar. Kendilerini sürekli tehdit altında hissederler ve yakın ilişkiler kurmaktan kaçınırlar. Grup çalışmalarında bulunmakta zorlanırlar, kendilerinden daha güçlü birinin baskısını hissettiklerinde kaygıları artar. Kendisinin bir şekilde aldatılacağı,

61Yazgan İnanç ve Yerlikaya, a.g.e., s. 342

62Ertuğrul Köroğlu ve Sinan Bayraktar, Kişilik Bozuklukları, HYB Basım Yayın, Ankara, 2010, s. 3 63 David C. Watson, Birendra K. Sinha, “Comorbidity of DSM-IV personality disorders in a nonclinical

tuzağa düşürülmek istendiği düşünceleri hakimdir. Kendi hata ve zayıflıklarını kabul etmeyip, yüzleştirildiklerinde savunucu bir tutuma geçmeye hazırdırlar.64

2.1.6.2. Şizoid Kişilik Bozukluğu

Duygusal tepkisizlik şizoid bozukluğun başlıca belirtilerindendir. İlişki kurmakta güçlük yaşadıkları için sosyal ilişkileri yoktur. Yavaş ve tekdüze konuşmaları görülür. Duygusal iletişim kurmadıkları için izolasyon yaşarlar ve bu nedenle de iletişim becerilerini geliştiremezler. Duygusal ve cinsel ilişkilere ilgileri çok azdır. Nadiren neşeli olurlar, empati kurmakta yetersizdirler ancak başkalarına zarar verme eğilimleri yoktur. Konuşmaları çapraşıktır, belirsizdir ve söylemek istediklerinin anlaşılması zordur.65

2.1.6.3. Şizotipal Kişilik Bozukluğu

Yineleyen illüzyonları, büyüsel, telepatik düşünce ve referans fikirleri vardır. Toplum tarafından aşağılanma korkuları fazladır. Duygularını gizleme eğilimindedirler. Bu korkuları yaşamamak adına daha çok iç dünyalarındaki yarattıkları dünyaya daha çok sarılırlar. Yabancılaşma ve yalnızlaşmayla karakterize giden bir süreçleri vardır. Büyücülük yada farklı dini gruplara katılarak var olduklarını gösterme ihtiyacı duyarlar. Duygulanım sınırlıdır. Konuşmada belirgin karmaşıklıklar görülmese de olağan duruma aykırı olur. Grup çalışmalarında, iş ve meslek hayatlarında başarılı olmaları zordur.

2.1.6.4. Antisosyal Kişilik Bozukluğu

Soğuk, hissiz, başkalarının duygularına karşı duyarsız kişilik özellikleri gösterirler. Sert, kaba ve kavgacı tutumları riskli ve kriminal yaşamdan zevk almalarına neden olur. Düşünmeden davranırlar ve davranışlarının sorumluluklarını almazlar. İçgörüleri gelişmemiştir, başkalarının bir şekilde kendilerine zarar vermek isteyeceklerinden emindirler bu nedenle ilk zararı kendileri vermek isterler. Ne yaparlarsa yapsınlar suçsuz günahsız olduklarına inanırlar. Sadistik davranışlardan keyif alırlar.Pişmanlık duyguları yoktur.66

64Köroğlu ve Bayraktar, a.g.e., s. 7 65Lelord ve André, a.g.e., s.139 66Köroğlu ve Bayraktar, a.g.e., s. 31

2.1.6.5. Borderline (Sınırda) Kişilik Bozukluğu

Sınırda kişilik bozukluğunda olan kişilerde çelişkiler varmış gibi görünebilir. Psikotik ve nevrotik belirtiler aynı anda vardır. Benlik imgeleri tutarsızdır. Bir yandan çok değerliyim derken bir yandan yetersizim düşünceleri vardır. Bu karmaşa duygularını düzenlemede ve kontrol etmekte zorluklar yaşamalarına neden olur. Sürekli bir kriz yaşama durumundadırlar. Sevdiklerini yada sahip olduklarını kaybedecekleri ile ilgili korku yaşarlar. Bu kaybı yaşamamak adına çeşitli yollara başvurabilirler. Sıklıkla kendine zarar veren davranışları görülebilir. Yoğun boşluk hissi içindedirler, yalnız kalmaktan çok korkarlar ve ilişkilerinde bağımlı olma eğilimindedirler.67

2.1.6.6. Histrionik Kişilik Bozukluğu

Histriyonik kişiler her zaman kendilerini sahnede rol yapar gibi hissetme eğilimindedirler. Dost canlısı ve yardımsever, olumlu görünmeye çalışan, hep istenen arzulanan kişi gibi görünmek isterler. Çekici görünmeyi isteyen, cinsel yönden kışkırtıcıdırlar. Yüzeysel ve yakın olmayan ilişkiler kurarlar. Çok fazla arkadaş edinirler ancak derin ilişki kurmayı başaramazlar. İçlerinde yaşadıkları karışık ve depresif duygular dışavurumda kargaşaya neden olur ve bu durumun neden kaynaklandığına dair içgörüleri yoktur. Diğerleri tarafından nasıl göründükleriyle fazla uğraşmaları nedeniyle içsel dünyalarında bir bütünlük sağlayamazlar. Bağımlı kişilik özelliklerine sahiptirler ama aynı zamanda da başkaları tarafından davranışlarının engellenmesinden hiç hoşlanmazlar. Duygusal ilişkilerinde aşırı duygular vardır. Sürekli sevgi ve ilgi arayışı içindedirler. Reddedildiklerinde öfke patlamaları, beklenmedik tepkileri olabilir.68

2.1.6.7. Narsisistik Kişilik Bozukluğu

Narsistler aşırı benmerkezci, büyüklenmeci, alçak gönüllü olmaktan uzak kişilerdir. Çevresinde bulunan kişilerin kendi istek ve ihtiyaçlarını yerine getirmek için bulunduklarını düşünürler. Herkesten daha özel olduklarını bu nedenle de ayrıcalıklı olmaları gerektiğine inanırlar. Ayrıcalıklı olduklarına dair eleştiri yapıldığında ise yoğun öfke patlamaları yaşayabilir, düşmanca tutum sergileyebilirler. İçgörüleri yoktur. Yetenek ve sahip olduklarını abartma eğilimindedirler. Başarılı olamasalar dahi başarılıymış gibi göstermeye dair hayal güçleri oldukça kuvvetlidir. Beklentileri karşılanmadığında ise narsistik kırılma yaşayıp depresif belirtiler gösterebilirler.

67Köroğlu ve Bayraktar, a.g.e., s. 59 68Lelord ve André, a.g.e., s.81

Kendilerini özel ve değerli hissettirecek ilişkiler kurarlar, özel olmalarına dair bir tehditle karşılaşırlarsa o kişilere karşı saldırı davranışları olabilir. Sosyal ilişkilerinde bu davranışları nedeniyle zorluk yaşarlar.69

2.1.6.8. Çekingen Kişilik Bozukluğu

Çekingen kişilik bozukluğu kendini değersiz hissetmeye ve alçak görünmeye aşırı duyarlıdırlar. Sosyal ve özel ilişkilerinde dışarıdan çekingen ve utangaç görünürler. İletişimden uzak durmaya çalışmalarının nedeni, kendilerinde buldukları eksikliği diğerlerinin görmesini fark etmesini engellemeye çalışmak içindir. Yeterince yakın ilişkiler kurmazlarsa bu eksikliklerin fark edilmeyeceğini düşünürler. Ancak bu ilişki kuramama durumları ile şizoid kişilik bozukluğunda olduğu gibi mutlu değildirler. Sosyal ilişkilerde yaşadıkları zorluklardan mutsuzluk ve içten içe öfke duyarlar. Tüm tutum ve davranışlar üzerinde değerlendirme yapmaları nedeniyle aşırı uğraş içindedirler ve bu durum zihinsel olarak daha çok yorulmalarına neden olur. Yalnız kalmaktan rahatsızdırlar ancak diğerlerini sürekli aşağılayan, aldatan ve güvenlerini kötüye kullanacaklarını düşündükleri için kaygı duyarlar. Kendilerine yabancılaşma ve yalnızlaşma yaşarlar. İç dünyalarında sürekli bir çatışma halindedirler.70

2.1.6.9. Bağımlı Kişilik Bozukluğu

Bağımlı kişilik bozukluğu olan kişiler kendi yaşamlarıyla ilgili karar almaktan kaçınırlar ve başkalarının kendi yaşamları ile ilgili kararlar almalarına izin verirler. Edilgen davranışlar gösterirler, çatışma yaratacak konulara girmektense kabullenmeyi tercih ederler. Tek başına kalmayı ve kararlarını kendileri vermeyi istemezler, hep birilerinin yanlarında olmalarını isterler. İşyerinde yada sosyal ortamlarda fikirleriyle göz önünde olmaktan rahatsızlık duyarlar. Sosyal ilişkilerde hep himaye edilen korunan rolde olmayı isterler bu da onları diğerleri tarafından yumuşak, hoşgörülü bir kişi gibi gösterir. Narsistik kişilik bozukluğunun tam tersine kendilerini diğerlerinden değersiz görme aşağı görme eğilimindedirler. Kendilerini küçük görüp, başkalarını üstün görürler. Bu durumu sürekli çevresindekilere söyleyerek, aksi söylenmesini sağlayarak onaylanma ihtiyaçlarını da karşılamış olurlar. Sorumluluklarından bu yolla kaçabilirler. Kendi başlarına hayatta kalma ile ilgili yetersiz olduklarına inandırdıkları için diğerlerine yararlı, iyi niyetli, yardımsever görünümüyle aradıkları ilgi ihtiyaçlarını karşılamış olurlar.71

69Lelord ve André, a.g.e., s.117 70Köroğlu ve Bayraktar, a.g.e., s. 105 71Köroğlu ve Bayraktar, a.g.e., s. 119

2.1.8.10. Obsesif-Kompulsif Kişilik Bozukluğu

Mükemmeliyetçilik, kontrolcülük, düzen ve titizlik başlıca özelliklerindendir. Kurallar, düzen, düzgünlük gibi kavramlar hayatlarında önemli yer kaplar. Duygularıyla harekete geçmekten çok akıllarıyla hareket ederler. Mantıklı olmayan hiçbir davranışta bulunmak istemezler. Kendileri ve çevresindekilerle ile ilgili yoğun kaygı duyarlar. Kaygıları ile onları güvende tutmaya çalışırlar. Ayrıntıcılardır. Zamanlarının çoğunu detaylarla ilgilenerek harcarlar. Detaylarla uğraşmaktan asıl amaçlarına odaklanmakta zorluk çekerler. Kendilerini günlük yaşamın doğal akışına bırakamazlar. Her adımları planlı olmak zorundadır. Maddi konularda tutumlu, biriktirici olabilirler. İlişkilerde kibardırlar ancak mesafeli davranırlar. Belirsizlikle baş etmekte zorluk çekerler. Yeni durumlara girmek kaygılarını arttırabilir. Sosyal ilişkilerde başkalarının davranışlarından dahi kendilerini sorumlu hissederler. Sürekli kontrol etme, düzenleme yapma ihtiyacı duyarlar.72

Benzer Belgeler