• Sonuç bulunamadı

Kutsal kelimesinin kökü olan “kut” Türkçede “talih, bereket, uğur, hayır, mübareklik, mutluluk, saadet, devlet, baht, kutsi, mukaddes122” gibi anlamlara gelir. Kutsal ise “tapınılacak şekilde veya can feda edilecek şekilde sevgi ve saygı duyulan, kudsi, mukaddes, üstüne titrenilen, güçlü bir dini saygı uyandıran veya uyandırması gereken, kudsi, mukaddes, Tanrı’ya adanmış olan, tanrısal olan123” anlamlarına gelir.

Sözlük anlamları bakımından yukarıda ele alınan kutsal kelimesinin terim anlamı ise “tamamen farklı bir şeyin, bizim dünyamıza ait olmayan bir gerçeğin, doğal, dindışı dünyamızın ayrılmaz bir parçası olan nesneler içinde açığa çıkması,124 başlangıçtan beri insan yaşamının bir gerçeği olan kutsal, yaratıcı ile olan ilişkisinden doğan özel bir niteliğe sahip olan veya dini bir amaç için tahsis edilen125, varlığın oluştaki, Baki‟nin de fânideki doğrudan tecellisi126” şeklindedir.

Kutsal kavramı çeşitli araştırmacı ve din-bilim adamları tarafından ele alınmış ve incelenmiştir. Kutsal, oluştuğu ve ortaya çıktığı yerde ve davranışlarda hissedilebilir. Dini tecrübede kutsal ile kutsal olmayanı birbirinden ayıran çizgi sadece uygulamada kendini gösterir; bu çizgi zaman ve mekâna göre farklılık gösterir ve inananın gündelik hayatını büyük oranda etkiler.127 İsveçli teolog Nathan Söderblom, 1913 yılında dinin en önemli kavramının “kutsallık” olduğunu ve kutsal ile profan (dindışı) arasındaki ayrılığın bütün dini yaşamlarda esas olduğunu savunmuştur128, Emile Durkheim, toplumsal tecrübenin bir yansıması,129Rudolf Otto’nun(1869-1937) kitabı Das Heilige (kutsal) kitabında (“The Idea

122DOĞAN, Mehmet, Temel Büyük Türkçe Sözlük, Bahar Yayınları, İstanbul, 1994, s.623; TIMURTAŞ, Faruk

Kadri, Uydurma Olan Ve Olmayan Yeni Kelimeler Sözlüğü, Umur Kitapçılık, 1979. s.115.

123Türk Dil Kurumu; Türkçe Sözlük.(8. Basım). Ankara, (1988). II/939; SAMİ, Şemsettin; Kamus-u Türki,

Kapı Yayınları, İstanbul 2011. s. 1057.

124ELIADE, M., Kutsal ve Dindışı,(Çev. Mehmet Ali Kılıçbay). Ankara: Gece Yayınları, 1991, s.VIII. 125 HİNNELS, John R., A new Dictionary of Religions, Penguin Books Ltd, Great Britain, 1988, s.151. 126NASR, Seyyid Hüseyin, Bir Kutsal Bilim İhtiyacı, çev. Şehabeddin Yalçın, İst. İnsan Yay, 1995, s. 8. 127YILMAZTÜRK, Fatma Büşra., Mircea Eliade’nin Kutsal Anlayışı, Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler

Enstitüsü, Yüksek Lisans Tezi, Ankara-2003.

128OXTOBY, Willard G.; “Holy, The Idea of”, Encyclopedia of Religions (ER), Macmillans Co., New York,

1986. c.6 s.432.

129 COMSTOCK, Richard W.; Religion and Man, The Study of Religion and Primitive Religions, New York

25

of Holy)130dindar kişi “nümen”131 tecrübesini anlatmaya çalışarak din çalışmalarında büyük bir tesiryapmıştır.132 O kutsallık tecrübesini, korkutucu ve hayran bırakıcı sır (mysterium tremendum et fascinas) olarak açıklar. “Otto’ya göre insanlığın çeşitli dinlerinin temelinde, insanlık tarihindeki kutsalın ortaya çıkması, görünmesi bulunur.”133

Dinler tarihi alanındaki çalışmalarıyla dikkat çeken ve konumuzla ilgili çalışmaları bulunan Mircea Eliade’nin (1907-1986) kutsal tanımı ise şu şekildedir:

“Kutsal kendini her zaman doğal gerçeklerden tamamen farklı bir gerçek olarak gösteren, tamamen farklı bir şeyin, bizim dünyamıza ait olmayan bir gerçeğin, doğal, dindışı dünyamızın ayrılmaz bir parçası olan nesneler içinde açığa çıkmasıdır.”134

O halde din bilimlerinin genel tanımlarına göre kutsal, politeizmden monoteizme kadar bütün din biçimlerinin özünü oluşturmaktadır.135

Kutsallık tüm dini sistemlerin merkezini oluşturmaktadır. İnsanın bir şekilde kutsalla ilişkisi dini duygunun temelini oluşturur. Zaman, mekân, nesneler ve insanlar kutsal olarak görülme sebebi Kutsalın kendini aniden göstermesi esasına dayanır.“İnsan kutsalın farkına varır, çünkü kutsal kendini kutsal olmayandan (profan, dindışı) değişik bir şekilde gösterir.136

İnsanın kutsalla ve kutsal olan şeylere yönelik tecrübesi dini literatürde önemli yer tutar. Dini metinler kutsala ve kutsiyetle alakalı birçok mefhum içerir ve birçok öğretiye yer verir. Örneğin Kur’an kutsal anlatılırken mukaddes, haram, kuds gibi çeşitli isimler kullanır. Bu terimlere dayalı olarak sadece “kutsal toprak”, “kutsal belde” ve “kutsal ruh” gibi kutsallıkla özel anlamda ilişkilendirilen şeylerden bahsetmekle kalmaz,137 en kutsal olan anlamına gelen “kuddûs”u Allah’ın isimleri arasında anlatır: “Göklerde ve yerde bulunanların hepsi Melik, Kuddûs, Azîz Ve Hakîm olan Allah’ı tesbih etmektedir”.138Buna göre Allah tüm kutsallıkların tek kaynağıdır ve en yüce kutsaldır. Bu nedenle inançlı insanın tek amacı en yüce olan kutsala yaklaşma çabasıdır.139

130 OTTO, Rudolf; The Idea of Holy, Oxford University Press, New York, 1958.

131 Numen, Latince’de tanrı, gizemli, korku ve heybet uyandıran muhteşem varlık anlamına gelmektedir.

Ayrıca bknz. Otto, 1958.

132 ELIADE, 1991, a.g.e., s.VII.

133RIES, Julien; Dinler Tarihi, Fenomenoloji ve Hermenötik, Din ve Fenomenoloji (Yayına Haz.: Constantin

Tacou, Türkçeye Çeviren: Havva Köser), İstanbul: İz Yayıncılık, 2000, s.13.

134 ELİADE M.,, (1991), a.g.e.

135DEMIRCI, K.. “Kutsiyet” Maddesi, TDV İslam Ansiklopedisi, 2002, C.XXVI, s.495. 136ELİADE, M., (1991), a.g.e., s.IX.

137 Bakara 87; Maide, 21, 110; Taha, 12; Naziat, 16. 138Cum’a, 1; Haşr, 23.

139GÜNDÜZ, Şinasi, “Kutsal Hakkında Konuşmak: Dinsel Söylemde Mitos”, Milel Ve Nihal: İnanç, Kültür

26

İslam’a göre, bir varlığın kutsal olduğunu Şari’nin bildirmesiyle anlaşılabilmektedir. Başka bir deyişle kuds ve kuddus kutsallıkla ilgili bir olgu olarak kaynağını dini referanslardan almaktadır. Kitap ve Sünnet olarak gösterilen bu referanslar dinin kaynağı olup, bir şeyin yüceliğini, ululuğunu, mukaddes ve haram olmasını, korunmuşluğunu Şari’nin dilemesi ve seçmesiyle kutsallığını sağlamaktadır.140

Yapılan tanım ve açıklamalardan da anlaşılacağı gibi, maddi ve fiziki olgu Kutsal ve profan olarak iki başlıkta anlatılmıştır. Kutsalın sahasına, kutsalın ya kendisi veya onunla ilişkili her şey; kitapları, ma'bedleri, eşyaları, bazı kutsal mekânlar ve zamanlar vs. dâhildir.141 Profan ise, kutsalın tersi olup "ma'bedin dışında kalan ve böylece genelin kullanımına açık olan"142, "kutsalın sahasının dışındaki" nesne ve olgular demektir.143 Bu tanımlara göre kutsalın dini yaşamla, profan'ın da dünyevi (seküler) yaşamla çok fazla alakası vardır. Çünkü kutsal ve dini hayat, kutsallıktan tamamen arındırılmış profan ve dünyevi hayatın zıddıdır.144 Böyle kutsal ve kutsal olmayan arasındaki fark hem ilkel, hem de gelişmiş din ve kültürlerde net bir şekilde belirtilmiştir.145

Benzer Belgeler