• Sonuç bulunamadı

Kavitasyon: Ultrasonik alanda gevĢeme ve bunu izleyen kompresyon fazlarında erimiĢ gazla dolu boĢluk veya baloncukların oluĢması, geliĢmesi ve pulsasyonudur 2 tip kavitasyon

35 1- Stabil kavitasyon: Bir çok siklusta boĢluklar sabit kalır. Baloncuklar titireĢir ve akustik akım bunların etrafında geliĢir.

2- Geçici kavitasyon: Gazla dolu boĢluklar aniden ortaya çıkıp, ultrasonik alanın basıncıyla kollabe olur. Kollaps fazı, büyük ama lokal ısı artıĢı ve hücre ve dokuların ileri hasarıyla birliktedir. Lezyonlar geçici kavitasyona bağlıdır ve doku kesitlerinde kollaps alanlarında belirgin peteĢiyel hemoraji ve boĢ alanlar olarak görülür (89).

Kavitasyon etkisinin ortaya çıkabilmesi için gereken doz, hayvan deneylerinde sabit teknikle 1-2 w/cm², hareketli teknikle ise 4 w/cm² olarak bulunmuĢtur (90).

3. 3. 3. 2 US Uygulama Tekniği

3. 3. 3. 2. 1 Sürekli-Kesikli Uygulama Seçimi

Kesikli ile sürekli uygulama arasındaki en önemli fark, termal etki yönündendir. Aralardaki duraklama dönemleri, sirkulasyonun ısıyı uzaklaĢtırmasına yetecek kadar uzundur. Böylece tedavi daha küçük bir alana sabit teknikle verilebilir ve ısıtıcı etkinin gerekli olmadığı ya da istenmediği durumlarda uygulanabilir (91, 92). Ayrıca bu uygulama, kavitasyona bağlı doku hasarı eĢiğini yükseltir. Mikrosaniyelik pulsasyonlar akustik akım oluĢturmak için yeterince uzundur. Böylece hem ısının tehlikeli etkilerinden korunulurken hem de akustik akımın yararlı etkileri sağlanabilir (89).

Sonuç olarak US‟ nin aĢırı ısınma, kavitasyon gibi doku hasarı yapabilecek etkilerinden kaçınmak için tedaviye daima, istenen etkiyi sağlayan en düĢük yoğunluk, enerjiyi lezyona ulaĢtırabilecek en yüksek frekans ve kesikli uygulama ile baĢlanmalıdır (92).

3. 3. 4 Whirpool

Kontraktürlerde lokal sıcak su banyoları kullanılabilir (93). Girdap banyosu sıklıkla hareket kısıtlılığı olan eklemler, venöz statik ülserler, yanık açık yaraların tedavisinde yaygın olarak kullanılmaktadır (94). Bu cihazlar ya kol ve bacak girecek kadar ya da bütün vücudun girmesine uygun büyüklüktedir. Suyun hareketi bir motorla sağlanır. Aynı zamanda hastanın su içindeki yer değiĢtirmesi de suya hareket sağlar. Tedavide ısıdan olduğu kadar basınçlı suyun

36 uyarıcı etkisinden ve hidrostatik gücünden de yararlanılır. Sıcak su gevĢemeye yardım eder ve özellikle ciddi spastisite varsa yararlıdır (95).

Tüm vücut banyolarında su sıcaklığı 40ºC, yerel uygulamada 46 ºC olmalıdır. Tedavi süresi 20-30 dakikadır.

3. 3. 5 Ġyontoforez

Bir elektrolit kap içinde NaCI eriyiği konulup akım geçirilirse:

Anotta: 4CI+ 2H,O----4HCI+O,

Katotta: 2Na+2H,O----2NaOH+H, açığa çıkar.

ĠĢte böyle (+) yüklü iyonların (-) kutba (-) yüklü iyonların da (+) kutba gitmesine „iyon transferi (iyontoforezis)‟ denir. (-) kutupta meydana gelen NaOH kuvvetli bir

bazdır, cilde temas ederse albüminleri eritir ve baz yanığı yapar. (+) kutupta meydana gelen HCI kuvvetli bir asittir. Kutuplarda olan bu olaya „polar (kutup) olayı‟ denir (96).

Ġyontoforezis uygulamasının amacı;

1. Arzu edilen kimyasal maddeyi istenilen yere lokalize etmek,

2. Sistemik olarak verilmesi istenen maddeleri deri yolu ile vücuda vermek,

3. Sistemik olarak alındığında çok yavaĢ olarak absorbe edilen maddeleri deriye depo ederek o maddenin etkisini arttırmak (97).

Ġyontoforezis uygulama süresi olarak 15-30 dk yeterlidir.

3. 3. 6 Seri alçılama-splintleme

UzamıĢ germeler istenilen sonuçları vermediğinde seri alçılama ya da splintleme, statik ve dinamik ortezler kullanılabilir. Bunlarla daha etkin germe sağlanabilir. Birçok kontraktür seri alçılama ya da splintlemeyle desteklenen germe programıyla tedavi edilebilir (7, 20, 55, 59, 95). Ortez ve splintler deformitenin önlenmesinde istenen pozisyonun verilmesini sağlar. Splintler kas kısalmasını önlenmek için sürekli pasif germe sağlar (98).

37 Seri alçılama endikasyonu, eklem hareket kısıtlılığı ya da spastisite deformitesi varlığıdır. Seri alçılama, spastisite sonucu oluĢan yumuĢak doku kontraktürlerinin tedavisinde en etkili yöntemlerden biridir (49).

Seri alçılama programında baĢlangıç alçısı dinlenme alçısı olarak verilir. Ekstremite kolayca elde edilebilecek en son EHA noktasında pozisyonlanır ve 7-10 gün bırakılır. Dinlenme alçısından sonra alçı serileri haftalık aralarla uygulanır. Ġstenilen EHA kazanıldığında kalıcı alçı ugulanır. Kalıcı alçı yeni kazanılmıĢ EHA‟ nın sürdüğünden emin oluncaya dek 7-10 gün yerleĢtirildiği yerde kalır. Kalıcı alçı bundan sonra çift kanatlı anteroposterior splinte değiĢtirilir. Hasta anteroposterior splintten daha aktif hale geldikçe dereceli olarak vazgeçer. Güçsüzlüğü ve artmıĢ spastisitesi süren hasta, anteroposterior splinti gece kullanır (49).

Alçılama en iyi etkiyi sağlamak için, pasif germeden hemen sonra maksimal uzunlukta uygulanmalıdır. Seri alçılama ciddi plantar ve diz fleksiyon kontraktürlerinin tedavisinde yaygın olarak kullanılır (20, 55, 95).

Diz fleksiyon kontraktürlerinin tedavisinde alçılama kullanılabilir. BaĢlangıçta bacak kolayca elde edilebilen pasif diz ekstansiyonunda pozisyonlanır ve uzun bacak dinlenme alçısına alınır. Kontraktür 60º‟ nin altına indiğinde ekstansiyona izin veren, ancak fleksiyona izin vermeyen alçılama yapılır (49).

3. 3. 7 Cerrahi tedavi

Konservatif yöntemlerle baĢarılı olunamayan kontraktür tedavisinde cerrahi yöntemlere baĢvurulabilir. Eklemin medial ve lateral yanlarındaki kayma mekanizmasının serbestleĢtirilmesi, skar dokusunun eksizyonu, kapsülotomi, quadrisepsplasti, hamstring tenotomi gibi yöntemler EHA‟ yı artırmak için kullanılan cerrahi yöntemler arasında sayılabilir (4, 12-14, 98, 99).

38 4. GEREÇ VE YÖNTEM

Bu çalıĢmaya Selçuk Üniversitesi Meram Tıp Fakültesi Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon polikliniğine baĢvurarak diz kontraktürü tanısı konan ve çalıĢmaya katılmayı kabul ederek yazılı onam formu veren 36 hasta alınmıĢtır.

Hastaların çalıĢmaya alınma kriterleri Ģunlardır: - Kalça ekleminde hareket kısıtlılığı olmaması - Ayak bileği ekleminde hareket kısıtlılığı olmaması - Periferik sinir hasarı olmaması

Hastaların çalıĢmadan dıĢlanma kriterleri ise Ģunlardır: - Nörolojik defisiti bulunmaması

- Diz ekleminde dejeneratif değiĢiklik bulunmaması

- Kalça ve/veya ayak bileği ekleminde hareket kısıtlılığı olmaması - Gebelik

4. 1 Değerlendirme ölçekleri

Tüm hastalar tedavi öncesinde, tedavi sonrasında, 1. ay ve 3. ayda ağrı, psikolojik ve fonksiyonel durum açısından visual analog skala (VAS) (100 mm‟ lik skala), Beck depresyon ölçeği (BDÖ)(100, 101, 102, 103) ve sağlık durum anketi (Short Form-36, SF-36) (104) ile değerlendirildi.

4. 2 Prosedür

ÇalıĢmaya alınan 36 hasta randomize olarak 4 gruba ayrıldı. 1. gruba sadece GE, 2. gruba whirpool ve GE, 3. gruba US ve GE, 4. gruba GE, US ve whirpool tedavisi uygulandı. Hastalara haftada 5 seans olmak üzere toplam 20 seans tedavi verildi. Gerektiğinde steroid olmayan antiinflamatuar ilaç kullanımına izin verildi.

Hastalara GE aynı kiĢi tarafından statik germe Ģeklinde uygulandı. Statik GE her sette ortalama 5 tekrar yapılarak, germe süresi 20 sn ve her GE arasında 15 sn dinlenme periyodu olacak Ģeklinde düzenlendi. Whirpool (WP) tedavisi 38˚C‟ de sıcak su içeren tank içine

39 bacakların girmesi Ģeklinde ortalama 20 dk. boyunca uygulandı. US tedavisi 2,5 w/cm² yoğunluğunda 6 dk süresince kesikli olarak uygulandı.

Hastalar tedavi öncesinde (1), sonrasında (2), tedaviden 1 ay sonra (3) ve 3 ay sonra (4) değerlendirildi. Bu değerlendirmelerde fizik muayeneleri yapıldı, diz EHA gonyometre ile ölçüldü, VAS, SF-36, BDÖ dolduruldu.

Hastaların EHA fleksiyon ve ekstansiyon yönlerinde, aktif ve pasif olarak ölçüldü. Ayrıca hastalarda dört kontrol döneminde de her iki bacaktan patella çevresi (diz ekleminin en geniĢ olduğu yer), uyluk çap farkı (patellanın süperior kenarının 10 cm üstü), baldır çap farkı (patella inferior kenarının 10 cm altı), gerçek bacak boyu farkı (spina iliaka anterior süperiordan mediyal malleol arası mesafe), zahiri bacak boyu farkı (göbek çukurundan mediyal malleol arası mesafe), patellanın süperior inferior yönde hareket mesafesi, patellanın mediyal lateral yönde hareket mesafesi ölçüldü.

Hastaların tedavi öncesinde bilateral anterior posterior yönde diz grafileri çektirilerek mediyal ve lateral eklem mesafesi ölçüldü. Böylece kontraktür olan ve olmayan taraftaki eklem mesafesinin karĢılaĢtırılması ve kontraktür süresiyle kontraktür olan taraftaki eklem mesafesi arasındaki iliĢkinin araĢtırılması amaçlandı.

4. 3 Ġstatistik

Tüm istatistik verilerinin değerlendirilmesinde SPSS paket programı kullanıldı. Tedavi gruplarındaki kategorik verilerin değerlendirilmesinde ki-kare testi kullanıldı. Tedavi gruplarındaki değerlerin karĢılaĢtırılması Kruskal-Wallis testi ile yapıldı. Her bir tedavi grubu içinde zaman yönünden yapılan karĢılaĢtırmalarda Wilcoxon iĢaretli sıra testinden yararlanıldı. Ġstatistiksel anlamlılık için p<0,05 değeri baz alındı. Ancak Kruskal-Wallis testine göre tedavi grupları arasında anlamlı fark bulunduğunda ikincil test olarak Bonforroni Düzeltmeli Mann Witney U testi yapıldı ve p<0,01 olduğu durumlar istatistiksel olarak anlamlı kabul edildi. Farklı parametreler arasındaki korelasyon karĢılaĢtırılmasında ise Spearman korelasyon testi kullanıldı. Korelasyon karĢılaĢtırılmasında korelasyon katsayısı (r) kullanıldı, pozitif değerler doğru orantılı, negatif değerler ise ters orantılı olarak değerlendirildi. r değeri 0-0,25 arası çok zayıf korelasyon, 0,26-0,49 arası zayıf korelasyon, 0,50-0,69 arası orta dereceli korelasyon, 0,70-0,89 arası yüksek korelasyon, 0,9-1 arası çok yüksek korelasyon olarak kabul edildi.

40 5. BULGULAR

ÇalıĢmamıza diz kontraktürü olan 36 hasta alındı. 1. gruba (GE) 10 hasta, 2. gruba (GE ve WP) 8 hasta, 3. gruba (GE ve US) 9 hasta, 4. gruba (GE, US ve WP) 9 hasta dahil edildi. 1. grubun yaĢ ortalaması 36±18,19, 2. grubun yaĢ ortalaması 20±13,92, 3. grubun yaĢ ortalaması 30±14,66, 4. grubun yaĢ ortalaması 20±12,45 yıldı. Her iki grup, yaĢ açısından birbirine benzerdi (p>0,05). Dört grubun diğer demografik özellikleri incelendiğinde 1. grupta 3 kadın (%30), 7 erkek (%70), 2. grupta ise 4 kadın (%40), 4 erkek (%50), 3. grupta 3 kadın (%33), 6 erkek (%67), 4. grupta 9 erkek (%100) vardı. 1. grupta vücut kitle indeksinin ortalaması 25±4,4, 2. grupta vücut kitle indeksinin ortalaması 20±7,01, 3. grupta vücut kitle indeksinin ortalaması 22±4,97, 4. grupta vücut kitle indeksinin ortalaması 23±6,74 idi. Bu dört grup incelendiğinde yaĢ, cinsiyet ve vücut kitle indeksi (VKĠ) açısından birbirine benzerdi (p>0,05) (Tablo 2).

Tablo 2 Hastaların demografik özellikleri

GE GE+WP GE+US GE+US+WP P

YaĢ 36±18,19 20±13,92 30±14,66 20±12,45 0,062 Cinsiyet 3 (%30) kadın 7(%70) erkek 4 (%50)kadın 4 (%50)erkek 3 (%33)kadın 6 (%67)erkek 0 (%0)kadın 9 (%100)erkek 0,133 VKĠ 25±4,4 20±7,01 22±4,97 23±6,74 0,438

Vizual analog skala gece (VAS-gece), istirahat (VAS-ist) ve hareket (VAS-har) sırasında olmak üzere üç durumda değerlendirildi. Bunlar da tedavi öncesi VAS (VAS1), tedavi sonrası VAS (VAS2), tedaviden sonraki 1. aydaki VAS (VAS3) ve tedaviden sonraki 3. aydaki VAS (VAS4) olarak soruldu. Gruplar VAS açısından birbiriyle karĢılaĢtırıldığında fark saptanmadı. Grupların kendi içinde VAS-gece değerlendirilmesinde tedavi öncesi ve tedavi sonrası VAS sonuçları arasında germe ve GE+US grubunda anlamlı iyileĢme tespit edildi (p<0,05) (Tablo 3).

41 Tablo 3 VAS-gece karĢılaĢtırılması

p VAS-gece 1-2 VAS-gece 1-3 VAS-gece 1-4 VASgece 2-3 VAS-gece 2-4 VAS-gece 3-4 GE 0,041 0,160 0,234 0,102 0,102 0,317 GE+US 0,034 0,230 0,101 0,586 0,891 0,180

VAS-har değerlendirilmesinde germe grubunda tedavi öncesiyle tedavi sonrası ve 3. ay kontrolündeki VAS değerleri arasında; GE+WP grubunda tedavi öncesiyle tedavi sonrası ve 3. ay kontrolündeki VAS değerleri arasında; GE+US grubunda tedavi öncesiyle tedavi sonrası, 1. ay ve 3. ay kontrollerindeki VAS değerleri arasında anlamlı iyileĢme tespit edildi (p<0,05) (Tablo 4). GE+US+WP grubunda VAS-har açısından anlamlı fark saptanmadı (p>0,05). VAS- ist değerlendirilmesinde grup ve zaman açısından fark tespit edilmedi (p>0,05).

Tablo 4 VAS-har karĢılaĢtırılması

P VAS-har 1-2 VAS-har 1-3 VAS-har 1-4 VAS-har 2-3 VAS-har 2-4 VAS-har 3-4 GE 0,017 0,057 0,031 0,102 0,785 0,180 GE+WP 0,041 0,088 0,034 0,257 0,496 0,102 GE+US 0,016 0,011 0,010 0,496 0,157 0,414

Tedavi grupları travma tarihi açısından kendi içinde değerlendirildiğinde germe grubunda 20,8±42,2 ay, GE+WP grubunda 4,4±1,6 ay, GE+US grubunda 22,8±37,8 ay, GE+WP+US grubunda 15,2±17,4 ay idi. Dört grup travma zamanı, travma yeri ve travma Ģekli açısından karĢılaĢtırıldığında aralarında anlamlı bir fark saptanmadı (p>0,05) (Tablo 5, tablo 6).

42 Tablo 5 Travma yerinin gruplar arasında karĢılaĢtırılması

Femur Ģaftı

Femur distal uç

Tibia Ģaftı Tibia prok. ucu Patella fraktürü Diğer GE 3 (%30) 3 (%30) 0 0 1 (%10) 3 (%30) GE+WP 2 (%25) 2 (%25) 1 (%12,5) 0 0 3 (%37,5) GE+US 3 (%33) 0 2 (%22) 0 0 4 (%44) GE+US+WP 1 (%11) 3 (%33) 0 1 (%11) 1 (%11) 3 (%33) Genel toplam 9 (%25) 8 (%22) 3 (%8) 1 (%3) 2 (%6) 13 (%36)

Tablo 6 Travma Ģeklinin gruplar arasında karĢılaĢtırılması

Trafik kazası ĠĢ kazası DüĢme Diğer

GE 5 (%50) 2 (%20) 1 (%10) 2 (%20)

GE+WP 3 (%37,5) 0 3 (%37,5) 2 (%25)

GE+US 4 (%44) 0 3 (%33) 2 (%22)

GE+US+WP 5 (%56) 0 3 (%33) 1 (%11)

Genel toplam 17 (%47) 2 (%6) 10 (%28) 7 (%19)

Travma zamanıyla aktif ve pasif fleksiyon ve ekstansiyon dereceleri karĢılaĢtırıldığında dört grupta istatistiksel olarak anlamlı bir iliĢki bulunamadı (r<0,7).

Kontraktür tipi (tablo 7) ve kontraktür yeri (tablo 8) dört grupta karĢılaĢtırıldığında anlamlı bir fark bulunamadı (p>0,05).

Tablo 7 Kontraktür tipinin tedavi gruplarında karĢılaĢtırılması

fleksiyon ekstansiyon fleksiyon+ekstansiyon

GE 6 (%60) 0 4 (%40)

GE+WP 6 (%75) 0 2 (%25)

43

GE+US+WP 5 (%56) 0 4 (%44)

Genel toplam 22 (%61) 1 (%3) 13 (%36)

Tablo 8 Kontraktür tarafının tedavi gruplarında karĢılaĢtırılması

Sol diz Sağ diz

GE 2 (%20) 8 (%80)

GE+WP 4 (%50) 4 (%50)

GE+US 7 (%78) 2 (%22)

GE+US+WP 5 (%56) 4 (%44)

Genel toplam 18 (%50) 18 (%50)

EHA ölçümlerinin değerlendirilmesinde fleksiyon ve ekstansiyonda aktif ve pasif olarak dört tedavi grubunda da anlamlı düzelme sağlandığı, ancak tedavi gruplarının birbirine üstünlüğünün bulunmadığı tespit edildi (p>0,05).

Dizde pasif fleksiyon açısı GE, GE+WP ve GE+US grubu içinde dört kontrol dönemi açısından karĢılaĢtırıldığında tedavi öncesi ölçümle tedavi sonrası, 1. ay ve 3. ay kontrollerinde yapılan ölçümler arasında istatistiksel olarak anlamlı bir artıĢ saptandı (p<0,05). Dizde pasif fleksiyon açısı GE+WP+US grubu içinde dört kontrol dönemi açısından karĢılaĢtırıldığında ise tedavi öncesi ölçümle tedavi sonrası ve 3. ay kontrollerinde yapılan ölçümler arasında istatistiksel olarak anlamlı bir artıĢ saptandı (p<0,05) (Tablo 9).

Tablo 9 Tedavi grupları içinde pasif diz fleksiyonunun karĢılaĢtırılması

p Kontrol1-2 Kontrol1-3 Kontrol1-4 Kontrol2-3 Kontro2-4 Kontro3-4

GE 0,013 0,011 0,011 0,408 0,334 0,317

GE+WP 0,012 0,012 0,012 1 0,498 0,109

GE+US 0,012 0,012 0,012 0,416 0,416 1

GE+WP+US 0,007 0,091 0,049 0,058 0,395 0,131

Dizde aktif fleksiyon açısı GE, GE+WP, GE+US grubu içinde dört kontrol dönemi açısından karĢılaĢtırıldığında tedavi öncesi ölçümle tedavi sonrası, 1. ay ve 3. ay

44 kontrollerinde yapılan ölçümler arasında istatistiksel olarak anlamlı bir artıĢ saptandı (p<0,05). Dizde aktif fleksiyon açısı GE+WP+US grubu içinde dört kontrol dönemi açısından karĢılaĢtırıldığında ise tedavi öncesi ölçümle tedavi sonrası arasında istatistiksel olarak anlamlı bir iyileĢme saptandı (p<0,05) (Tablo 10).

Tablo 10 Tedavi gruplarında aktif diz fleksiyonunun karĢılaĢtırılması

p Kontro1-2 Kontro1-3 Kontro1-4 Kontro2-3 Kontro2-4 Kontro3-4

GE 0,014 0,011 0,011 0,129 0,102 0,18

GE+WP 0,011 0,011 0,012 1 0,340 0,068

GE+US 0,012 0,018 0,018 0,197 0,104 0,317

GE+WP+US 0,007 0,051 0,325 0,216 0,496 0,713

Dizde aktif ve pasif ekstansiyon açısı GE, GE+WP, GE+US, GE+WP+US grupları içerisinde dört kontrol dönemi açısından karĢılaĢtırıldığında istatistiksel olarak anlamlı bir fark saptanmadı (p>0,05).

Hastaların BDÖ sonuçları değerlendirildiğinde dört tedavi grubunda, dört kontrol dönemindeki depresyon sıklığında istatistiksel olarak anlamlı bir fark saptanmadı (p>0,05) (Tablo 11).

Tablo 11 BDÖ‟ nün tedavi grupları arasında karĢılaĢtırılması

Beck1n Beck1d Beck2n Beck2d Beck3n Beck3d Beck4n Beck4n GE 6(%60) 4(%40) 8(%80) 2(%20) 8(%80) 2(%20) 8(%80) 2(%20)

GE+WP 6(%75) 2(%25) 8(%100) 0 8(%100) 0 8(%100 0

GE+US 4(%44) 5(%56) 9(%100) 0 9(%100) 0 9(%100 0

GE+WP+US 8(%88) 1(%11) 9(%100) 0 9(%100) 0 9(%100 0

P değeri 0,217 0,138 0,138 0,138

Beck1n: Tedavi öncesi BDÖ normal olan hastalar (16 puan ve altı)

Beck1d: Tedavi öncesi BDÖ depresyonla uyumlu olan hastalar (17 puan ve üstü)

GE grubu içinde dört kontrol dönemindeki BDÖ karĢılaĢtırıldığında tedavi öncesi skor ile 1. ay ve 3. ay kontrolündeki skorlar arasında istatistiksel olarak anlamlı iyileĢme tespit edildi

45 (p<0,05). GE+WP, GE+US, GE+WP+US grubu içinde dört kontrol dönemindeki BDÖ karĢılaĢtırıldığında tedavi öncesi skorla tedavi sonrası, 1. ay ve 3. ay kontrol dönemleri arasında istatistiksel olarak anlamlı iyileĢme tespit edildi (p<0,05) (Tablo 12).

Tablo 12 Tedavi gruplarında BDÖ karĢılaĢtırılması

p Beck1-2 Beck1-3 Beck1-4 Beck2-3 Beck2-4 Beck3-4

GE 0,052 0,024 0,038 0,302 0,354 0,577

GE+WP 0,034 0,042 0,017 0,458 0,039 0,066

GE+US 0,028 0,024 0,023 0,865 0,512 0,230

GE+WP+US 0,008 0,012 0,008 0,887 0,886 0,786

Hastalara tedavi öncesi doldurulan BDÖ ile tedavi öncesi aktif diz fleksiyon ve ekstansiyonu arasındaki iliĢki değerlendirildiğinde GE, GE+W ve GE+US grubunda güçlü bir iliĢki saptanmadı(r<0,7). Ancak GE+W+US grubunda ise BDÖ ile aktif ekstansiyon açısı arasında negatif yönde güçlü bir iliĢki saptandı (r>-0,7) (Tablo 13).

Tablo 13 Tedavi öncesi BDÖ ile aktif diz fleksiyon ve ekstansiyon açıları arasındaki iliĢki

r Afleks1-beck1 Aekst1-beck1

GE 0,052 -0,407

GE+W 0,315 -0,008

GE+US 0,328 0,015

GE+W+US -0,322 -0,748

Tedavi grupları arasında dört kontrol döneminde SF-36‟ nın sekiz altgrubu (genel sağlık, fiziksel fonksiyon, fiziksel kapasite, ağrı, yaĢam fonksiyonları, sosyal fonksiyonlar, emosyonel kapasite, mental sağlık) karĢılaĢtırıldığında istatistiksel olarak anlamlı bir fark saptanmadı (p>0,05).

Ancak tedavi grupları kendi içinde dört kontrol dönemi açısından SF-36‟ nın alt grubu olan fiziksel fonksiyon yönünden karĢılaĢtırıldığında dört grupta da tedavi öncesiyle tedavi sonrası, 1. ay ve 3.ay kontrol dönemleri arasında anlamlı iyileĢme tespit edildi (p<0,05) (Tablo 14).

46 Tablo 14 Tedavi gruplarının kendi içinde fiziksel fonksiyon açısından karĢılaĢtırılması

p Fizfon1-2 Fizfon1-3 Fizfon1-4 Fizfon2-3 Fizfon2-4 Fizfon3-4

GE 0,042 0,017 0,027 0,257 0,416 0,317

GE+WP 0,018 0,027 0,030 0,713 0,713 0,655

GE+US 0,027 0,036 0,028 0,674 0,611 0,317

GE+WP+US 0,018 0,050 0,028 0,610 0,622 0,357

Tedavi grupları kendi içinde dört kontrol dönemi açısından SF-36‟ nın alt grubu olan fiziksel kapasite yönünden karĢılaĢtırıldı (Tablo 15).

Tablo 15 Tedavi gruplarının kendi içinde fiziksel kapasite açısından karĢılaĢtırılması

p Fizkap1-2 Fizkap1-3 Fizkap1-4 Fizkap2-3 Fizkap2-4 Fizkap3-4

GE 0,157 0,025 0,025 0,083 0,083 1

GE+WP 0,083 0,180 0,083 1 1 1

GE+US 0,157 0,020 0,020 0,059 0,059 1

GE+WP+US 0,317 0,157 0,157 0,564 0,564 1

Tedavi grupları kendi içinde dört kontrol dönemi açısından SF-36‟ nın alt grubu olan ağrı yönünden karĢılaĢtırıldığında dört grupta da tedavi öncesiyle tedavi sonrası, 1. ay ve 3.ay kontrol dönemleri arasında anlamlı bir iyileĢme tespit edildi (p<0,05) (Tablo 16).

Tablo 16 Tedavi gruplarının kendi içinde ağrı açısından karĢılaĢtırılması

p Ağrı1-2 Ağrı 1-3 Ağrı1-4 Ağrı2-3 Ağrı 2-4 Ağrı3-4

GE 0,007 0,012 0,018 1 0,705 0,317

GE+WP 0,009 0,010 0,010 1 0,334 0,180

GE+US 0,027 0,026 0,011 0,461 0,752 0,180

GE+WP+US 0,016 0,020 0,027 0,230 0,268 0,705

Tedavi grupları kendi içinde dört kontrol dönemi açısından SF-36‟ nın alt grubu olan genel sağlık yönünden karĢılaĢtırıldı (Tablo 17).

47 Tablo 17 Tedavi gruplarının kendi içinde genel sağlık açısından karĢılaĢtırılması

p Gensağ1-2 Gensağ1-3 Gensağ1-4 Gensağ2-3 Gensağ2-4 Gensağ3-4

GE 0,050 0,034 0,018 0,046 0,059 0,317

GE+W 0,167 0,234 0,206 0,068 0,102 1

GE+US 0,063 0,123 0,123 0,016 0,016 1

GE+W+US 0,104 0,048 0,107 0,399 0,671 0,713

Tedavi grupları kendi içinde dört kontrol dönemi açısından SF-36‟ nın alt grupları olan yaĢam fonksiyonları (enerji), sosyal fonksiyon ve emosyonel kapasite yönünden karĢılaĢtırıldığında hiçbir grupta anlamlı fark saptanmadı (p>0,05).

Tedavi grupları kendi içinde dört kontrol dönemi açısından SF-36‟ nın alt grubu olan mental sağlık yönünden karĢılaĢtırıldığında GE+US grubunda tedavi öncesiyle tedavi sonrası arasında, GE+WP+US grubunda ise tedavi öncesiyle tedavi sonrası ve 1. ay kontrolü arasında istatistiksel olarak anlamlı iyileĢme saptandı (p<0,05) (Tablo 18).

Tablo 18 Tedavi gruplarının kendi içinde mental sağlık açısından karĢılaĢtırılması

p Mesağ1-2 Mesağ1-3 Mesağ1-4 Mesağ2-3 Mesağ2-4 Mesağ3-4

GE 0,878 0,857 0,857 0,672 0,672 1

GE+WP 0,470 0,414 0,590 0,317 0,679 0,458

GE+US 0,016 0,150 0,070 0,832 0,785 0,317

GE+WP+US 0,011 0,015 0,473 0,666 0,201 0,197

Hastalara tedavi öncesi doldurulan SF-36 ile tedavi öncesi aktif diz fleksiyonu arasındaki iliĢki değerlendirildiğinde GE grubunda iliĢki saptanmadı. GE+WP grubunda genel sağlık ve sosyal fonksiyon arasında orta dereceli iliĢki (r>0,5), yaĢam fonksiyonları arasında ise güçlü bir iliĢki saptandı (r>0,7). GE+US grubunda fiziksel kapasite ile orta dereceli bir iliĢki tespit edildi (r>0,5). GE+WP+US grubunda ise yaĢam fonksiyonları ve sosyal fonksiyon arasında orta dereceli bir iliĢki saptandı (r>0,5) (Tablo 19).

48 Tablo 19 Tedavi öncesi SF-36 ile aktif diz fleksiyon açısı arasındaki iliĢki

r Flek-ff Flek-fk Flek-a Flek-gs Flek-v Fle-sf Fle-ek Fle-ms

GE 0,18 -0,115 -0,137 -0,483 0,217 0,391 0,34 -0,065

GE+WP -0,127 0,384 0,138 0,549 0,750 0,662 -0,507 -0,013 GE+US 0,043 0,518 -0,407 -0,264 0,345 -0,310 0,137 0,210 GE+WP+US 0,440 0 -0,323 0,130 0,620 0,606 -0,044 0,430 ff: Fiziksel fonksiyon v: YaĢam fonsiyonları

fk: Fiziksel kapasite sf: Sosyal fonksiyon a: Ağrı ek: Emosyonel kapasite gs: Genel sağlık ms: Mental sağlık

Hastalara tedavi öncesi doldurulan SF-36 ile tedavi öncesi aktif diz ekstansiyonu arasındaki iliĢki değerlendirildiğinde GE grubunda fiziksel fonksiyonda pozitif yönde, ağrıda negatif yönde orta dereceli bir iliĢki saptandı(r>-0,5). GE+WP grubunda sosyal fonksiyonda orta dereceli iliĢki tespit edildi (r>0,5). GE+US grubunda mental sağlıkta pozitif yönde (r>0,5), ağrı ve genel sağlıkta negatif yönde orta dereceli bir iliĢki (r>-0,5), emosyonel kapasitede güçlü bir iliĢki tespit edildi (r>0,7). GE+WP+US grubunda ise fiziksel fonksiyonda negatif yönde orta dereceli bir iliĢki saptandı (r>-0,5) (Tablo 20).

Tablo 20 Tedavi öncesi SF-36 ile aktif diz ekstansiyon açısı arasındaki iliĢki

r Eks-ff Eks-fk Eks-a Eks-gs Eks-v Eks-sf Eks-ek Eks-ms GE 0,614 0,563 -0,616 -0,282 0,046 -0,435 -0,087 -0,092 GE+WP 0,087 0,071 0,273 0,071 -0,246 0,560 -0,412 -0,025 GE+US 0,097 -0,369 -0,665 -0,521 0,295 -0,163 0,732 0,539 GE+WP+US -0,525 -0,055 -0,094 0,261 -0,138 0,491 0,052 0,183

Hastanın diz eklem çevresi ölçümü dört grup arasında ve grup içinde her bir kontrol döneminde karĢılaĢtırıldığında istatistiksel olarak anlamlı bir fark tespit edilmedi (p>0,05). Uyluk çap farkı dört grup arasında ve grup içinde her bir kontrol döneminde karĢılaĢtırıldığında istatistiksel olarak anlamlı bir fark tespit edilmedi (p>0,05).

49 Hastanın baldır çap farkı dört grup arasında her bir kontrol döneminde karĢılaĢtırıldığında sadece GE+US grubunda GE+WP grubuna kıyasla tedavi öncesi ölçüme göre 1. ay ve 3. ay kontrol dönemlerinde anlamlı artıĢ saptandı (p<0,01) (Tablo 21).

Tablo 21 Baldır çap farkı ölçümünün gruplar arasında karĢılaĢtırılması

Baldırçap1 Baldırçap2 Baldırçap3 Baldırçap4

GE+WP 0,56±0,4 0,25±0,4 0,18±0,3 0,31±0,4

GE+US 1,11±0,5 1,11±0,7 1,22±0,8 1,0±0,4

p 0,059 0,015 0,006 0,008

Baldır çap farkı tedavi grupları içinde dört kontrol dönemi içinde değerlendirildiğinde istatistiksel olarak anlamlı fark saptanmadı (p>0,05).

Hastanın gerçek bacak boyu ölçümü dört grup arasında ve tedavi grupları içinde her bir kontrol döneminde karĢılaĢtırıldığında istatistiksel olarak anlamlı bir fark tespit edilmedi (p>0,05).

Hastanın zahiri bacak boyu ölçümü dört grup arasında ve tedavi grupları içinde her bir kontrol döneminde karĢılaĢtırıldığında istatistiksel olarak anlamlı bir fark saptanmadı (p>0,05).

Hastanın medial lateral yöndeki patella hareket açıklığı ölçümü dört grup arasında ve tedavi grupları içinde her bir kontrol döneminde karĢılaĢtırıldığında istatistiksel olarak anlamlı bir fark tespit edilmedi (p>0,05).

Hastanın süperior inferior yöndeki patella hareket açıklığı ölçümü dört grup arasında ve tedavi grupları içinde her bir kontrol döneminde karĢılaĢtırıldığında istatistiksel olarak anlamlı

Benzer Belgeler