• Sonuç bulunamadı

kaplumbağalarını korumak ç n neler yapab l r z?

Belgede Mehmet Bozok (sayfa 65-74)

Deniz kaplumbağaları en çok deniz analarıyla beslenmektedirler. Onlara en çok zarar veren şeyler denize bırakılan, deniz anası zannederek yedikleri ve ölümlerine yol açan plastik poşetler ve nesnelerdir. Kesinlikle denize poşet atmayınız.

59. Bölgedek den z

kaplumbağalarını korumak ç n

Denizden sahile doğru uzanan 65 metrelik alanda kumsalı kazmayınız. Kumsalı kazmak sahildeki deniz kaplumbağası yumurtalarına zarar verebilir.

Yavru deniz kaplumbağası ya da kaplumbağa yumurtası görürseniz dokunmayınız.

Deniz kaplumbağalarının cinsiyetleri onlar henüz yumurtadayken sıcaklığa göre belirlenmektedir. Bu nedenle sahilde zorunlu olmadıkça şemsiye açmayınız.

İztuzu Sahili’nde evcil hayvanınızı serbest bırakmayınız.

Gece İztuzu Sahili’nde ışıkla dolaşmayınız veya ateş yakmayınız.

Denize ve sahile kesinlikle çöp atmayınız.

Sağlıksız ya da normalden farklı olduğunu düşündüğünüz deniz kaplumbağası görürseniz DEKAMER Acil Durum Hattı’na +90 538 403 25 01 ya da +90 252 289 00 77 numaralı telefonlardan haber veriniz.

İztuzu Sahili’nin ucunda, Kaptan June’un Kulübesi’nin az ilerisinde, İztuzu Gölü’ne bakan kıyıda, Türkiye’nin tek deniz kaplumağası hastanesi olan DEKAMER (Deniz Kaplumbağaları Araştırma, Kurtarma ve Rehabilitasyon Merkezi) Kaplumbağa Hastanesi bulunmaktadır. Burası, yaralı ya da hasta olan deniz kaplumbağalarının tedavi edilip bakıldığı, iyileştiklerinde de tekrar denize bırakıldığı bir hastanedir. Aynı zamanda da deniz kaplumbağaları üzerine araştırmaların yapıldığı bir merkezdir.

Burada tedavileri devam eden deniz kaplumbağalarını ziyaret edebilir, onlar hakkında bilgi alabilirsiniz.

Önemli not: Hasta, yaralanmış, balıkçı ağlarına takılmış ya da normalden farklı davrandığını düşündüğünüz bir deniz kaplumbağası görürseniz DEKAMER Acil Durum Hattı’nı

+90 538 403 25 01 +90 252 289 00 77 numaralı telefonlardan arayınız.

60. DEKAMER Kaplumbağa

Hastanes

61. Bahçeler n davets z m saf rler

DEKAMER (Den z Kaplumbağaları Araştırma, Kurtarma ve Rehab l tasyon Merkez ) Kaplumbağa Hastanes

Bahçenize mahsul ektiğinizde davetsiz misafiriniz olacak kimi hayvanlar vardır. Örneğin kara kaplumbağaları, kirpiler ve Çandır civarında başıboş eşekler bahçenizdeki mahsulü yemekten hoşlanacaktır. Tırtıllar, sümüklü böcekler ve salyangozlar bitkilerinizin yapraklarını delik deşik edebilir.

Kuşlar asmalarınızdaki üzümleri yiyebilir. Köstebekler ve fareler toprakta tüneller açıp bitki köklerini zedeleyebilir.

Bahçenizi ve mahsulünüzü bu canlıların zararlarından korumak isterseniz kimyasal yöntemlere başvurmayın. Onları öldürmeye yönelmeyin. Bahçe bitkilerine zarar veren canlılarla başa çıkmak için uygulanacak biyolojik mücadele yöntemleri bulunmaktadır. Örneğin zarar veren türe karşı başka bir türün yaşamı desteklenir veya güneş enerjisi ile çalışan ve ses dalgası yoluyla davetsiz misafirleri kovan kimi teknolojiler mevcuttur. Lütfen siz de bu yöntemleri araştırın ve uygulayın.

62. Keç

Keçi, bölgedeki evcil ve ormanlarda delice (yabani) olarak bulunan önde gelen hayvanlardan biridir. Keçi yetiştiriciliği geleneksel olarak Ege ve Akdeniz’de yüzyıllardır sürdürülmüştür. Ne var ki günümüzde yok olmaya yüz tutmuştur. Özellikle kıl keçileri uzun yürüyüşlere ve hastalıklara dayanıklıdır. Ayrıca sıcak ve soğuk havalara toleranslıdır.

Bölgede artık kıl keçisinin yetiştirilmemesi onunla biçimlenmiş bir kültürün yok oluşu anlamına gelmektedir. Keçi kılından eğrilen ipler, dokunan kilimler, Türkmen ve Yörük çadırları, çobanlık deneyimi, yayla, ot ve mera bilgisi keçi bakan kimselerin azalmasıyla birlikte tarihe karışmaktadır. Ayrıca keçiler ormanın bakımı açısından da faydalıdır. Hem filizleri yiyerek örtü bakımı yaparlar. Hem de gezdikleri kimi zaman insanların erişmesi zor yerlerdeki dal parçalarını, yaprakları patileri ile kırıp yerdeki kuru örtünün toprağa dönüşmesini

İztuzu Sahili’nde yürürseniz ayaklarınızın önlerinden yan yan yürüyen yengeçler geçecekler. Bunlar kum yengecidir.

Neredeyse kumla aynı renktedirler. Hızlıca ilerleyip kıyı şeridinde yer alan, kum içine doğru açılan ve küçük bir giriş deliği olan yuvalarına girerler. Karşınıza çıkabilecek diğer tür ise mavi yengeçtir. Bu yengeç ismini ayaklarında görülen koyu mavi renkten alır. Akarsuların denize döküldüğü yerlerde ince taneli kum ve çamur karışımda yaşarlar. Köyceğiz Gölü’nü Ege Denizi’ne bağlayan dalyan kanalları bu özelliklere uyar. Mavi yengeçlerin anavatanları Ege Denizi değildir. Fakat ilk önce kuzey Ege’de yetiştirilen yengeçler daha sonra da güneye doğru yayılmışlardır. Köyceğiz ve Dalyan’da turist çeken bir yiyecek olarak restoran menülerinde bulunmakta ve çok reklamı yapılmaktadır. Mavi yengeç insanlar tarafından yiyecek olarak tüketildiğinden maalesef aşırı avcılığa maruz kalmaktadır.

63. Yengeç

Temel bilgileri öğrenerek, ekosistemi bozmadan bölgede yaşayabilirsiniz!

Kimi hayvanlar karşısında insanlar korku, tiksinme veya dehşet duygularına kapılabilirler. Bu duyguları hissetmemizin kökenleri insanlık tarihinin geçmişine uzanır. Bugün de yılan, kırkayak, akrep, çıyan gibi hayvanların bize zarar vermesinden korkarız.

Bu hayvanların bazıları zehirli, bazıları zehirsizdir. Bu bölgede iklim ve doğa koşulları bizi korkutabilecek bu hayvanların yaşamasına oldukça müsaittir. Bölgenin yerlileri bu hayvanlarla mücadele için çeşitli taktikler geliştirmişlerdir. Keçi yününden kilim kullanmak, bahçelerde kokulu ot yetiştirmek, akrepler ve çıyanlara karşı tavuk ve horoz, farelere ve böceklere karşı kedi beslemek bu taktikler arasındadır. Eğer bölgeye sonradan yerleştiyseniz sizler de bu yöntemleri öğrenebilir ve uygulayabilirsiniz. Yine de bir hayvan sokması vakası ile karşı karşıya gelirseniz lütfen paniğe kapılmayınız.

Gerekli ilk yardım uygulamasını yapınız ve en kısa sürede en yakındaki sağlık kuruluşuna başvurunuz. İlk yardım ile ilgili temel bilgileri öğreniniz.

64. Yılanlar, kırkayaklar,

çıyanlar ve akrepler

65. Eşekler

Bölgede ormanlık alanlarda etrafta kendi kendine dolaşan delice (yabani) eşekler görebilirsiniz. Bu yabani eşekler kimi zaman Kaunos Antik Kenti’nin içinde de karşınıza çıkabilir. Bu eşekler çok önceleri ulaşım ve yük taşıma amaçlı kullanılan hayvanların daha sonra doğaya terk edilmesi sonucu çoğalmış ve nesilleri bu günlere ulaşmıştır. Besinlerini doğadan sağlayıp, yaz kış etrafta dolaşmaktadırlar. Eşekler size zarar vermezler, lütfen siz de onlara zarar vermeyiniz.

Çandır dolaylarında özgürce gezen delice (yabani) bir eşek.

Bölgede köyler ve kasaba merkezlerinde geçmişten bu yana tavuk, horoz, kaz, keçi, koyun, inek bakılmaktadır. Özellikle eski köy evlerinde ev bahçelerinde hayvan ahırları hala durmaktadır. Hayvancılık, tarım ve kır hayatı ile bütünleşik bir faaliyettir. Taze yumurta, süt elde edilmesi, peynir ve yoğurt yapılması, yün eğrilmesi hayvanlar ve insanlar arasındaki karşılıklı ilişkilerin sonucudur. Öte yandan, hayvancılık tarıma da eşlik eder. Tavukların salındığı bahçelere kimyasal temizleyiciler atılmaz. Tavuklar ve horozlar, akrepler ve çıyanları uzak tutar. İnekler tahıl hasadından arda kalanları, evlerin organik atıklarını tüketirler. Ne var ki kır yaşamı, tarım ve hayvancılık arasındaki bütünleşik ilişki son yıllarda çözülmüştür.

Bölgede hayvancılık faaliyetlerinde büyük gerileme yaşanmaktadır.

66. Küçükbaş ve büyükbaş

Belgede Mehmet Bozok (sayfa 65-74)

Benzer Belgeler