• Sonuç bulunamadı

KAPĠTALĠST SĠSTEMDEN KAYNAKLANAN KRĠZLER

Bütün bu açıklamaların ardından, tarihsel deneyimleri de dikkate alarak, Ģunu söyleyebiliriz: Kapitalist süreçler, belli bir süre sonra, kaçınılmaz olarak kriz doğurmaktadır. Bir baĢka ifade ile, bünyesinde istikrarsızlık ve huzursuzluk üreten unsurlar taĢımakta olduğu için, kapitalist sistem, “krizlere gebedir”. Kriz, mülkiyet gelirlerinin (kar, faiz, rant) artırılmasına ve üretim kapasitesinin geniĢletilmesine imkan verecek yeni pazarların bulunamamasının kaçınılmaz bir sonucudur154

.

2.5. KAPĠTALĠST SĠSTEMDEN KAYNAKLANAN KRĠZLER

Dünya ekonomisi özellikle 1900‟lü yıllardan itibaren birçok finansal kriz yaĢamıĢtır. Bunların en önemlisi 1929 yılında ortaya çıkan büyük bunalım krizidir. Bu kriz, 2008 küresel ekonomik krizle en önemli ortak yönü olan yaĢanmıĢ en büyük kriz olması nedeniyle incelenecektir. Bunun dıĢında 1970 petrol krizi ve 1997 Asya krizinin, küresel boyutta olması ve sistemden kaynaklanmasından dolayı değinilecektir.

2.5.1. 1929 Büyük Dünya Krizi

1929 Dünya ekonomik buhranı; 1929‟da baĢlayan, etkilerini ancak 1930 yılının sonlarında tam anlamıyla hissettiren ve 1936 yılına değin devam eden ekonomik buhrana verilen isimdir. Buhran, Kuzey Amerika ve Avrupa‟yı merkez almasına rağmen, dünyanın geri kalanında da yıkıcı etkiler yaratmıĢtır. Dünya ölçeğinde

153 Mehmet Ufuk TUTAN (2010), “Kapitalist Üretim Sisteminde Üretim ile Tüketim Dengesizliğine

Tarihsel Ve Teorik YaklaĢımlar”, Ege Akademik BakıĢ Dergisi, Cilt:10(3), s.777,

http://eab.ege.edu.tr/pdf/10_3/C10-S3-M2.pdf (26.01.2011). 154

M. Kemal AYDIN (2003), “Kapitalizm ve Kriz”, Kocaeli Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Cilt:6(2), s.7, http://kosbed.kocaeli.edu.tr/sayi6/aydin.pdf (20.01.2011).

“krizlerin babası” olarak da değerlendirilen ekonomik buhran, günümüze kadar yaĢanan krizlerin en sarsıcı sonuçlarını yaratmıĢtır155

.

Büyük Bunalım‟ın birçok nedeni vardır fakat bunları en önemlileri; ABD‟de üretimin sayılı holdingin elinde toplanmıĢ olması nedeniyle bunlardan birkaç tanesinin krize girmesiyle genel bir krize yol açabilecek ortamın oluĢması, bankalarla ilgili bugünkü gibi kapsamlı kurallar, denetim mekanizmaları ve mevduat sigortası sisteminin mevcut olmaması ile ekonominin piyasa ekonomisi sistemiyle yani devlet müdahalesi yapılmaması esasına dayanan sistemle yürütülmesidir156

.

ABD sermayesi dıĢ talep azalırken içeride kar sağlamak için 1920‟lerin ortasından itibaren hızlı spekülasyon yaparak toprak alımı yapmıĢ sonrasında fiyatların düĢmesiyle, bu uygulama son bulmuĢtur. Sonrasında spekülasyon banka kredileri kullanarak, New York hisse senedi borsasına yönelmiĢ ve hisse fiyatları gerçekle bağlantısının koptuğu noktalara yükselmeye baĢlamıĢtır. ABD merkez bankası bu olumsuzlukları durdurmak için faizleri %7‟den %15‟e yükseltmiĢtir. Bu faiz artıĢı sebebiyle baĢlayan durgunluk, güven bunalımına dönüĢmüĢtür. Doruklara ulaĢan hisse senedi fiyatları nedeniyle baĢlayan satıĢlar borsanın çöküĢünü, dolayısıyla bankaların çöküĢünü getirmiĢtir. Borsa ile birlikte spekülatif alımları fonlayan bankaların çöküĢü krizi patlatırken, zaten savaĢ sonrasında dünyanın hazır olan ortamında, krizi izleyen derin bir bunalıma, kendisiyle birlikte bütün dünyayı sürüklemiĢtir157

.

2.5.2. 1970 Petrol ġoku

1970‟lere kadar ABD, parasını altın karĢılığı olarak basan tek ülke konumunda olmuĢtur. 1971‟de doları altın değiĢim standardından çıkararak karĢılığını kaldırmıĢtır. Böylece dünya para sistemi birdenbire karĢılıksız kalmıĢtır. Hemen

155 Aslan ġENDOĞDU ve Yunus Emre ÖZTÜRK (2009), “Küresel Krizin Büyüyen Etkisi ve 1929 Dünya Ekonomik Buhranı Bağıntıları IĢığında Türk Bankacılık Sektörü”, Journal Of Azerbaijani

tudies, s.426, http://jas-khazar.org/wp-content/uploads/2010/06/KURESEL-KRIZIN-BUYUYEN-

(13.09.2010). 156

EĞĠLMEZ (2009), s.58. 157

Gülten KAZGAN (2008), Türkiye Ekonomisinde Krizler (1929-2001), 2. Baskı, Ġstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları, Ġstanbul, s.44.

ardından Ġngiltere de Pound‟u dalgalanmaya bıraktığını açıklamasıyla birlikte sanayileĢmiĢ ülkeler de aynı uygulamayı baĢlatmıĢtır. Para sisteminin karĢılıksız olması geliĢmiĢ ülkelerin rezerv artırmak amacıyla kolaylıkla para basmalarına yol açmıĢtır. Bunun sonucunda hem dolar hem de öteki para birimleri değer kayıplarına uğramıĢlardır158

.

Petrol fiyatları dolara bağlı olduğundan dolardaki bu değer kaybı petrol üreticisi ülkelerin reel anlamda önemli kayıplarla karĢılaĢmasına neden olmuĢtur. Bunun üzerine petrol üreticisi ülkeler birliği OPEC, petrol fiyatlarını altına bağladığını ilan etmiĢtir. Böylece doların altın karĢılığının kaldırılmasından sonra bir süre sonra petrol fiyatları hızla yükselmeye baĢlamıĢtır. 1972 yılında petrolün varil fiyatı 3 dolarken 1974 sonunda fiyat 12 dolara fırlamıĢtır. Bu artıĢın ardında 1973 yılındaki Ġsrail‟le Araplar arasındaki Yom Kippur savaĢı da etkili olmuĢtur. Kapitalist sistemin karĢılaĢtığı bu kriz de uzun süreli bir kriz olmuĢ, çıkıĢ 1980‟leri bulmuĢtur159

.

2.5.3. 1997 Asya Krizi

Güneydoğu Asya Krizi bir ekonomik kargaĢa olarak ortaya çıkmıĢ ve aynı zamanda finansal bulaĢıcı bir hastalık olarak etki göstermiĢtir. Tayland para birimi olan Baht‟ın çökmesi ile birlikte 1997 Temmuzunda etkisini gösteren bu durum, Asya ülkelerindeki döviz, borsa ve diğer varlık fiyatları üzerinde büyük etki meydana getirmiĢtir. 2 Temmuz 1997‟de Tayland, ulusal parası Baht‟ı %15 oranında devalüe ederek dalgalanmaya bırakmıĢtır. Güneydoğu Asya Krizi olarak isimlendirilen süreç bu Ģekilde tetiklenmiĢ ve 1997‟nin geri kalan yarısında bir saman alevi gibi bütün küresel ekonomiye yayılmıĢtır160

.

Güneydoğu Asya‟da dolaysız yatırımlar ve portföy akımları dıĢındaki yatırımlarda 1996‟da 41 milyar doların üzerinde bir giriĢ, 1997‟de 27 milyar dolarlık

158 EĞĠLMEZ (2009), s.62.

159

EĞĠLMEZ (2009), s.63. 160

Sudi APAK ve Ayhan AYTAÇ (2009), Küresel Krizler Kronolojik Değerlendirme ve Analiz, Avcıol Basım Yayın, Ġstanbul, s.17-18.

bir çıkıĢa dönüĢmüĢ, bu çıkıĢ aratarak devam etmiĢ ve 1998‟de 40 milyar dolara yaklaĢmıĢtır161

.

Tayland hükümeti 8 Aralık 1997 sabahı, ülkenin en büyük 58 finans kuruluĢundan 56‟sını kapatma kararı almıĢtır. Bu özel bankalar, Tayland para birimi Baht‟ın ani düĢüĢü sonucunda neredeyse bir gecede iflasa sürüklenmiĢtir162. Yıl sonunda Baht dolara karĢı %53 oranında değer kaybetmiĢtir. Aynı Ģekilde Kore Won‟u %41 ve Endonezya Roupi‟si %79 değer kaybetmiĢtir. 20 Ağustos 1997‟de IMF Tayland‟a 17 milyar dolar, Kasım‟da Endonezya‟ya 35 milyar dolar, Aralık‟ta 1997‟de Güney Kore‟ye 57 milyar dolar vermiĢtir. Bunların sonucunda 1998‟de GSYĠH, Endonezya‟da -%13,2, Malezya‟da -%7,5, Tayland‟da -%10 ve Filipinlerde -%0,5 büyüme göstermiĢtir. 1999‟dan itibaren ihracatta görülen büyük artıĢlara bağlı olarak Güneydoğu Asya‟da ekonomik büyüme baĢlamıĢtır163

.

2.6. KAPĠTALĠST SĠSTEMĠN SON KRĠZĠ: 2008 GLOBAL EKONOMĠK KRĠZĠ