7. Ceza Normlarının Geriye Yürümezliğ
7.3. Lehteki Ceza Kanununun Geriye Yürümesi Zorunluluğu Sözleşme’de açıkça belirtilmemiş olmasına rağmen Strazburg
Mahkemesi madde 7’nin yalnızca aleyhteki ceza kanunlarının geriye yürümesini yasaklamadığını aynı zamanda lehteki ceza kanununun geriye yürümesi zorunluluğunu kapsadığını belirtmiştir. AİHM’ye göre lehteki ceza kanununun geriye yürümesi zorunluluğu konusun- da Avrupa’da ve uluslararası ölçekte konsensüs oluşmuş, bahsi geçen ilke ceza hukukunda temel bir prensip haline gelmiştir.162 Bu ilke gere- ğince, bir hareket gerçekleştiği zaman onunla ilgili yürürlükteki ceza kuralı kesin hüküm verilmeden önce değiştirilirse, sanığa verilecek ceza lehteki düzenlemeye göre kararlaştırılmalıdır.163 Avrupa Mahke- mesi lehteki ceza kanununun geriye yürümesi zorunluluğunun ceza- ların birleştirilmesini (içtima) kapsayabileceğini belirtmiştir.164
158 AİHM (Büyük Daire), Konokov - Letonya, 36376/04, 17.05.2010, § 241
159 AİHM, “Guide on Article 7 of the European Convention on Human Rights No
punishment without law: the principle that only the law can define a crime and prescribe a penalty”, § 41
160 AİHM (Büyük Daire), Streletz, Kessler ve Krenz - Almanya, 34044/96, 35532/97,
44801/98, 22.03.2001; AİHM (Büyük Daire), K.-H. W. - Almanya, 37201/97, 22.03.2001
161 AİHM (Büyük Daire), Konokov - Letonya, 36376/04, 17.05.2010
162 AİHM (Büyük Daire), Scoppola - İtalya (No. 2), 10249/03, 17.09.2009, § 106 163 AİHM, “Guide on Article 7 of the European Convention on Human Rights No
punishment without law: the principle that only the law can define a crime and prescribe a penalty”, § 53
Ruban - Ukrayna davası lehteki ceza kanununun geriye yürümesi ilkesinin kapsamını konu edinmiştir. Başvurucu aralarında ağırlaştırı- cı şekilde adam öldürmenin yer aldığı birkaç suçtan yargılanmaktadır. O dönemde yürürlükteki düzenlemeye göre ağırlaştırıcı şekilde adam öldürmenin idamla cezalandırılması öngörülmüştür. Kovuşturma de- vam ederken Anayasa Mahkemesi idam cezasını Anayasa’ya aykırı bulmuş, kararla birlikte idam cezası hukuki geçerliliğini anında kay- betmiştir. Parlamentonun kanundaki boşluğu doldurması üç ay sür- müş, yeni düzenlemeye göre ağırlaştırıcı şekilde adam öldürme su- çuna ömür boyu hapis cezası öngörülmüştür. Tüm bunlardan sonra başvurucu isnat edildiği suçlardan ömür boyu hapis cezasına çarptırıl- mıştır. Başvurucuya göre yargılama sürecinde lehteki ceza kanununun geriye yürümesi ilkesi uygulanmamıştır. Başvurucu, hakkındaki ko- vuşturma devam ederken idam cezasının Anayasa’ya aykırı bulunma- sından sonra oluşan hukuki boşluk döneminde (üç ay boyunca) ceza kanunundaki en ağır cezanın on beş yıl hapis cezası olduğunu belir- terek kendisinin en fazla on beş yıl hapis cezasına çarptırılabileceğini, lehteki ceza kanununun geriye yürümesi ilkesi uygulanmadığından madde 7’nin ihlal edildiğini ileri sürmüştür. AİHM, hukuki boşluğun istem dışı şekilde oluştuğunu, söz konusu değişiklikle yasama erkinin ceza kanununu insalcıllaştırma amacı güttüğünü, idam cezasının yeri- ni alan ömür boyu hapis cezasının orantılı ve idam cezasınından daha hafif bir ceza olduğunu, ceza kanunda yapılan değişikliğin başvurucu- nun öne sürdüğü amacı taşıdığına dair bir emara olmadığını belirtmiş ve madde 7’nin ihlal edilmediğine karar vermiştir.165
AİHM’ye göre lehteki ceza kanununun geriye yürümesi ilkesi bazı durumlarda hakkında kesinleşmiş hüküm bulunan kişileri kapsayabi- lir. Gouarré Patte - Andorra davasına konu olan olayda, ceza kanunu lehteki ceza normunun geriye yürümesi ilkesinin mahkûmları da kap- sadığını belirtmiştir. Yerel mahkemeler kanundaki açık düzenlemeye rağmen hakkında kesinleşmiş karar bulunan kişi lehine olan yeni dü- zenlemeyi uygulamamıştır. AİHM, sözleşmeci devletin kanunlarına göre lehteki ceza normunun geriye yürümesi ilkesinin mahkûmları da kapsadığını gözlemlemiş, yerel kanunlarca koruma altına alınmış hakların yurttaşlar tarafından Sözleşme hükümleri çerçevesinde kul- lanılmasına izin verilmesi gerektiğini belirterek madde 7’nin ihlal edil- diğine karar vermiştir.166
165 AİHM, Ruban - Ukrayna, 8927/11, 12.07.2016, §§ 41-46
166 AİHM, Gouarré Patte - Andorra, 33427/10, 12.01.2016, (İngilizce özet çeviri),
Sonuç
Suç ve cezaların kanuniliği ilkesi, Endüstri Devrimi neticesinde tü- reyen yeni orta sınıfın baskısı ve liberalizm düşüncesinin yayılmasıyla ortaya çıkmıştır. Günümüzde insanlığın ortak değeri olarak kabul gören ilke, demokrasi ve hukukun üstünlüğünün hayata geçirilmesinde kritik bir önem arz etmektedir. Çok sayıda uluslararası anlaşmada yer verilen suç ve cezaların kanuniliği ilkesi AİHS’de de güvence altına alınmıştır. AİHM, insan onurunun değişen şartlar dolayısıyla ortaya çıkan tehditle- re karşı korunması amacıyla Sözleşme’yi “yaşayan bir doküman” olarak değerlendirmektedir. Bu nedenle AİHS madde 7’nin kapsamı giderek genişlemiştir. Ayrıca, olağanüstü halde askıya alınamayan suç ve cezala- rın kanuniliği ilkesinin mutlak bir hak olduğu ve jus cogens vasfına haiz olduğu öne sürülmüştür. Netice itibarıyla, suç ve cezaların kanuniliği ilkesi uzun mücadeleler ve insanlık dramları sonucunda kazanılmış ev- rensel çapta kabul gören bir insan hakkı olmanın yanı sıra modern ceza hukukunun temel yapı taşlarından birisi görünümündedir.
Suç ve cezaların kanuniliği ilkesi sayesinde cezaya tabi fiiller ve bunlara getirilen cezalar belirlenir ve yurttaşların bilgisine sunulur. Böylece özgür iradeli birey neyin suç olduğunu öğrenip davranışlarını ona göre ayarlayabilir. Avrupa Mahkemesi’ne göre bir hükmün ya da cezanın uygulamaya konması için onun yasal bir dayanağı olmalıdır. Buna ek olarak hukukun (AİHM’nin deyimiyle ulusal mahkemelerin yorumladığı şekliyle yürürlükteki mevzuatın) ulaşılabilir ve öngörüle- bilir olması gereklidir. AİHM suç ve cezaların kanuniliği ilkesinin ih- lal edildiği iddiasını taşıyan başvurularda hukukun ulaşılabilirliğini ve öngörülebilirliğini dikkatle incelemektedir. Strazburg Mahkemesi suç ve cezaların kanuniliği ilkesiyle ilintili; suçlu bulunma, suç, hu- kuk ve ceza kavramlarını da kendine has şekilde ve özgün kriterleri çerçevesinde (örneğin Engel kriteri) yorumlamaktadır. Mahkemenin görüşüne göre madde 7 yalnızca aleyhteki ceza kanunlarının geriye yürümesini yasaklamaz aynı zamanda lehteki ceza kanununun geri- ye yürümesini de zorunlu kılar. Diğer yandan, işlendiği zaman ulusal veya uluslararası hukukta suç olarak değerlendirilen hareketlerin uy- gulanmasına müsamaha gösteren devlet uygulamaları faillerinin ha- lef devletlerce yargılanması Sözleşme ile uyumludur.
Suç ve cezaların kanuniliği ilkesinin ihlali iddiasıyla önüne çok sa- yıda başvuru gelmemesine karşın AİHM’nin AİHS madde 7’nin kap- samını genişleten ilerici yorumunun insan haklarının korunmasına katkı sunduğu öne sürülebilir. Örneğin olay bazında yaptığı değerlen-
dirmelerinde Mahkeme, güvenlik tedbirlerinin ceza olarak kullanıl- masının önüne geçmeye çalışmış; yerel mahkemelerce insanlığa karşı işlenen suçlardan mahkûm edilmiş kişilerin, suçun işlendiği dönemde yürürlükte olan kanunlara göre öngörülebilir veya ulaşılabilir olma- dığı iddialarını reddetmiş; kıyas yoluyla ceza verilemeyeceğinin altını çizmiş; ceza davasından beraat eden kişinin arsa ve yapılarına el ko- nulmasını ya da hapis cezasına dönüşme imkânı olmamasına rağmen hükmedilen ağır bir para cezasını “ceza” olarak nitelemiştir.
AİHM, hukukun öngörülebilirliğini incelerken kanunların mut- lak suretle kesin olamayacağını göz önünde bulundurmakta, kanunla- rın yorumlanması ve uygulanmasının mahkemelere tabi olabileceğini kabul etmektedir. Ancak bu esneklik hayata geçirilirken mahkemele- rin aşırı belirsiz kavram ve kriterler kullanmasının suç ve cezaların kanuniliği ilkesini ihlal edeceği hatırlatılmıştır. AİHM’nin görüşüne göre çok sayıda kişiyi etkileyebilecek bir kanun nispeten kolayca anla- şılabilir olmalıdır. Sınırlı sayıda ilgiliye ve dar alana yönelen bir kanun çerçevesinde faaliyet gösterenlerden kanunu ve yorumunu daha titiz bir şekilde takip etmeleri ve gerektiği durumlarda hukuki yardım al- maları beklenmektedir. Strazburg Mahkemesi madde 7’yi ele alırken günlük hayatın pratik ihtiyaçlarıyla hukuk güvenliği arasındaki ince dengeyi sağlamaya çalışmaktadır.
Kaynakça Kitaplar
Akbulut Berrin, Ceza Hukuku Genel Hükümler, Adalet Yayınevi, Ankara, 5. Baskı, 2018
Bakıcı Sedat, 5237 sayılı Yasa Kapsamında Ceza Hukuku Genel Hükümleri, Adalet Yayınevi, Ankara, 1. Baskı, 2007
Doğru Osman; Nalbant Atilla, İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi Açıklama ve Önem- li Kararlar 1. Cilt, T.C. Yargıtay Başkanlığı, Ankara, 1. Baskı, 2012
Hallevy Gabriel, A Modern Treatise on the Principle of Legality in Criminal Law, Springer, Berlin, 1. Baskı, 2010
İçel Kayıhan, Donay Süheyl, Karşılaştırmalı ve Uygulamalı Ceza Hukuku Genel Kı- sım, Beta Basım, İstanbul, 1999
İnceoğlu Sibel, İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi ve Anayasa Mahkemesine Bireysel Başvuru Kapsamında Bir İnceleme, Beta Basım, İstanbul, 3. Baskı, 2013
Özen Mustafa, Ceza Hukuku Genel Hükümler, Adalet Yayınevi, Ankara, 2. Baskı, 2018
Öztürk Bahri, Erdem Ruhan Mustafa, Uygulamalı Ceza Hukuku ve Güvenlik Tedbir- leri Hukuku, Seçkin Yayıncılık, Ankara, 10. Baskı, 2008
Schabas A William, An Introduction to the International Criminal Court, Cambridge University Press, Cambridge, 4. Baskı, 2011
Zafer Hamide, Ceza Hukuku Genel Hükümler, Beta Basım, İstanbul, 6. Baskı, 2016 Mahkeme Kararları
AİHM, Adamson - Birleşik Krallık, 42293/98, 26.01.1999, Kabul edilebilirlik kararı AİHM, Bergmann - Almanya, 23279/14, 07.01.2016
AİHM, Berland - Fransa, 42875/10, 03.09.2015 AİHM, Bost - İtalya, 43952/09, 11.13.2014
AİHM, Bowler International Unit - Fransa, 1946/06, 23.07.2009
AİHM, C. G. ve Diğerleri - Bulgaristan, 1365/07, 24.04.2008, Kabul edilebilirlik kararı AİHM, Cantoni - Fransa, 17862/91, 15.11.1996
AİHM, Campbell ve Fell - Birleşik Krallık, 7819/77, 7878/77, 28.06.1984
AİHM, Coëme ve Diğerleri - Belçika, 32492/96, 32547/96, 32548/96, 33209/96, 33210/96, 22.06.2000
AİHM, Custers, Deveaux ve Turk - Danimarka, 11843/03, 11847/03, 11849/03, 09.05.2006, Kabul edilebilirlik kararı
AİHM, Çelikateş ve Diğerleri - Türkiye, 45824/99, 07.11.2000, Kabul edilebilirlik kararı AİHM, Delbos ve Diğerleri, 60819/00, 16.09.2004, Kabul edilebilirlik kararı
AİHM, E.K. - Türkiye, 28496/95, 07.02.2002
AİHM, Ecer ve Zeyrek - Türkiye, 29295/95, 29363/95, 27.02.2001
AİHM, Engel ve Diğerleri - Hollanda, 5100/71, 5101/71, 5102/71, 5354/72, 5370/72, 08.06.1976
AİHM, Giza - Polonya, 1997/11, 23.10.2012, Kabul edilebilirlik kararı AİHM, Glien - Almanya, 7345/12, 28.11.2013
AİHM, Gouarré Patte - Andorra, 33427/10, 12.01.2016 AİHM, Göktan - Fransa, 33402/96, 02.07.2002 AİHM, Grave - İtalya, 43522/98, 10.07.2003
AİHM, Gurguchiani - İspanya, 16012/06, 15.12.2009
AİHM, Haioun - Fransa, 70749/01, 07.09.2004, Kabul edilebilirlik kararı AİHM, Jamil - Fransa, 15917/89, 08.06.1995
AİHM, Jendrowiak - Almanya, 30060/04, 14.04.2011 AİHM, Kokkinakis - Yunanistan, 14307/88, 25.05.1993 AİHM, Koprivnikar - Slovenya, 67503/13, 24.01.2017 AİHM, Liivik - Estonya, 12157/05, 25.06.2009 AİHM, M. - Almanya, 19359/04, 17.12.2009
AİHM, Montcornet de Caumont - Fransa, 59290/00, 13.05.2003, Kabul edilebilirlik ka- rarı
AİHM, Ooms - Fransa, 38126/06, 25.09.2008, Kabul edilebilirlik kararı AİHM, Ould Dah - Fransa, 13113/03, 17.03.2009, Kabul edilebilirlik kararı
AİHM, Öcalan - Türkiye (No. 2), 24069/03, 197/04, 6201/06, 10464/07, 18.03.2014 AİHM, Payet - Fransa, 19606/08, 20.01.2011
AİHM, Previti - İtalya, 1845/08, 12.02.2013, Kabul edilebilirlik kararı
AİHM, Polednová - Çek Cumhuriyeti, 2615/10, 21.06.2011, Kabul edilebilirlik kararı AİHM, Raimondo - İtalya, 12954/87, 22.02.1994
AİHM, Ruban - Ukrayna, 8927/11, 12.07.2016
AİHM, Sidabras and Džiautas -Litvanya, 55480/00, 59330/00, 01.07.2003, Kabul edile- bilirlik kararı
AİHM, Sobacı - Türkiye, 26733/02, 01.06.2006, Kabul edilebilirlik kararı
AİHM, Société Oxygène Plus - Fransa, 76959/11, 17.05.2016, Kabul edilebilirlik kararı AİHM, Stoica - Fransa, 46535/08, 20.04.2010, Kabul edilebilirlik kararı
AİHM, Szabo - İsveç, 28578/03, 27.06.2006, Kabul edilebilirlik kararı AİHM, Ünsal Öztürk - Türkiye, 29365/95, 04.10.2005
AİHM, Valico SLR - İtalya, 70074/01, 21.03.2006, Kabul edilebilirlik kararı AİHM, Van Anraat - Hollanda, 65389/09, 06.07.2010, Kabul edilebilirlik kararı AİHM, Van der Velden - Hollanda, 29514/05, 07.12.2006, Kabul edilebilirlik kararı AİHM, Varvara - İtalya, 17475/09, 29.10.2013
AİHM, Vikulov ve Diğerleri - Letonya, 16870/03, 25.09.2012, Kabul edilebilirlik kararı AİHM, Welch - Birleşik Britanya, 17440/90, 09.02.1995
AİHM, Yıldırım - İtalya, 38602/02, 10.04.2003, Kabul edilebilirlik kararı AİHM, Zaicevs - Letonya, 65022/01, 31.07.2007
AİHM (Büyük Daire), Achour - Fransa, 67335/01, 29.03.2006 AİHM (Büyük Daire), Del Río Prada - İspanya, 42750/09, 21.10.2013 AİHM (Büyük Daire), G. - Fransa, 15312/89, 27.09.1995
AİHM (Büyük Daire), K.-H. W. - Almanya, 37201/97, 22.03.2001 AİHM (Büyük Daire), Kafkaris - Kıbrıs, 21906/04, 12.02.2008 AİHM (Büyük Daire), Konokov - Letonya, 36376/04, 17.05.2010 AİHM (Büyük Daire), Korbely - Macaristan, 9174/02, 19.09.2008
AİHM (Büyük Daire), Maktouf and Damjanović - Bosna Hersek, 2312/08, 34179/08, 18.07.2013
AİHM (Büyük Daire), Okçuoğlu ve Başkaya - Türkiye, 23536/94, 24408/94, 08.07.1999 AİHM (Büyük Daire), Paksas - Litvanya, 34932/04, 06.01.2011
AİHM (Büyük Daire), Rohlena - Çek Cumhuriyeti, 59552/08, 27.01.2015
AİHM (Büyük Daire), S., V. ve A - Danimarka, 35553/12, 36678/12, 36711/12, 22/10/2018 AİHM (Büyük Daire), Scoppola - İtalya (No. 2), 10249/03, 17.09.2009
AİHM (Büyük Daire), Sergey Zolotukhin - Rusya, 14939/03, 10.02.2009
AİHM (Büyük Daire), Streletz, Kessler ve Krenz - Almanya, 34044/96, 35532/97, 44801/98, 22.03.2001
AİHM (Komisyon), A - İspanya, 11885/85, 13.10.1986
AİHM (Komisyon), Hogben - Birleşik Krallık, 11653/85, 03.03.1986 AİHM (Komisyon), M. - İtalya, 12386/86, 15.04.1991
AİHM (Komisyon), Mucci - İtalya, 33632/96, 03.04.1998 AİHM (Komisyon), Renna - Fransa, 32809/96, 26.02.1997 Makaleler
Artuk Emin Mehmet, “Güvenlik Tedbirleri”, Gazi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, Ankara, 2008, Cilt XII, Sayı 1-2, s. 461-492
Centel Nur, “Yeni Türk Ceza Kanunu’nda Cezalar ve Emniyet Tedbirleri Sistemi”, Ye-
ditepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, İstanbul, 2005, Cilt 2, Sayı 2, s. 359-368
Değirmenci Olgun, “Ceza Hukukunda Yanılma Kavramı ve Hukuka Uygunluk Ne- denlerinde Yanılma”, Türkiye Barolar Birliği Dergisi, Ankara, 2014, Sayı 110, s. 129- 188
Dilberoğlu Vedat, “Cezalar ve Güvenlik Tedbirlerinin Amacı ve Niteliği”, Ankara Üni-
versitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, Ankara, 2016, Sayı 65(4), s. 1517-1544
Eşitli Ezgi Aygün, “Suçların ve Cezaların Kanuniliği İlkesi”, Türkiye Barolar Birliği
Dergisi, Ankara, Sayı 104, 2013, s. 226-246
Güngör Devrim, “Ceza Hukukunda Kural Üzerine Hata”, Türkiye Barolar Birliği Dergi-
si, Ankara, 2007, Sayı 68, s. 135-160
Özbey Özcan, “Suçta Tekerrür ve Mükerrirlere Özgü Güvenlik Tedbirleri”, Türkiye
Barolar Birliği Dergisi, Ankara, 2010, Sayı 88, s. 55-105
Sanz-Caballero Susana, “The Principle of Nulla Poena Sine Lege Revisited: The Ret- rospective Application of Criminal Law in the Eyes of the European Court of Human Rights” The European Journal of International Law, Sayı 28(3), s. 787-817 Soyer Güleç Soyer Sesim, “Türk Ceza Hukukunda Haksızlık Yanılgısı”, Dokuz Eylül
Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, İzmir, 2008, Cilt: 10, Sayı 1, s. 59-91
Şık Hüseyin, “Suçsuzluk Karinesi”, Uyuşmazlık Mahkemesi Dergisi, Ankara, 2012, Sayı 1, s. 103-145
Diğer Kaynaklar
AİHM, “6. madde Rehberi Adil Yargılanma Hakkı (Ceza Hukuku Yönü) Türkçe Çe- viri”, 2014, https://www.echr.coe.int/Documents/Guide_Art_6_criminal_TUR. pdf, erişim 08/10/.2019
AİHM, “Guide on Article 7 of the European Convention on Human Rights No pu- nishment without law: the principle that only the law can define a crime and prescribe a penalty”, 31 Ağustos 2018, https://www.echr.coe.int/Documents/ Guide_Art_7_ENG.pdf, erişim tarihi 12.03.2019
AİHM, “Violations by Article and by State”, https://www.echr.coe.int/Documents/ Stats_violation_1959_2018_ENG.pdf, erişim tarihi 11.10.2019