• Sonuç bulunamadı

2.10.1Meme Koruyucu Cerrahiler

2.10.1.1 Lumpektomi: Lumpektomi göğüs koruyucu cerrahi ya da genis insizyonlu

16

bir parça temiz doku alınarak operasyon ile çıkartılmasıdır. Bu operasyonla göğüsün büyük bir kısmı korunduğu için genellikle göğüs tümörleri küçük olan ya da yayılma-mış olan kişilerde tercih edilir (17, 47).

2.10.1.2 Kısmi Segmental Mastektomi: Lumpektomi uygulaması ile beraber bir

mik-tar lenf nodu alınması işlemidir. 2 ayrı yöntem ile lenf nodülleri çıkartılır: ALND ve SLNB, lenf nodüllerinin çıkartılması için kullanılan klasik yöntemdir ve kanser taşıyıp taşımadıklarını öğrenmek için patoloji labaratuarına gönderilir. SLNB’de ise kanserli olan bölgeye radyoaktif madde verilir ve bu maddenin lenf sistemi içinde izlediği yol takip edilerek ilk başta olan 3 lenf nodülü çıkartılır. Çıkartılan lenf nodüllerinin kanser hücreli olup olmadığı kontrol edilir ve kanser hücresi yok ise başka lenf nodülü çıkar-tılmaz. Çıkartılan lenf nodüllerinde kanser hücresi var ise yeni bir cerrahi ile diğer lenf nodülleri de çıkartılır. Lenf nodüllerinin çıkartılması “LÖ”ye sebep olabilmektedir (1, 30, 48, 49)

2.10.2 Göğüsün Tümünün Alınmasını İçeren Cerrahiler

Göğüsün tümünün alınmasını içeren cerrahiler ise 3 yönteme ayrılır.

2.10.2.1 Basit Total Mastektomi: Memenin derisinin, meme ucunun ve memenin

tü-münün alınmasıdır. Bu operasyonda lenf nodülleri alınmaz (1, 30, 49).

2.10.2.2 Modifiye Radikal Mastektomi: Meme kanseri türünde uygulanan en yaygın

operasyon türüdür. Meme ucu ile birlikte cilt ve memenin tamamı ve aynı taraftaki aksillar lenf nodüllerinin çıkarılmasıdır. Bu operasyonda, M.pektoralis majör ve M.pektoralis minör kaslarına dokunulmaz (1, 30, 49).

2.10.2.3 Radikal Mastektomi: Bu operasyon türünde memenin tamamı, aynı taraftaki

aksillar lenf nodülleri ve pektoral major ve minor kaslarının tamamı çıkartılır (1, 30, 49). Memeye yapılan cerrahi girişimlerden sonra ikinci olarak gelişen çeşitli

kompli-17

kasyonlar meydana gelebilmektedir. Cerrahi komplikasyonlar, erken ve geç kompli-kasyonlar olarak ikiye ayrılır. Erken komplikompli-kasyonlar pnömotoraks, enfeksiyon, cilt nekrozu, seroma ve sinir kesisi gibi çeşitli komplikasyonlardır. Geç komplikasyonlar ise, LÖ ve post-mastektomi ağrı sendromudur (1, 30, 49).

2.10.3 Radyoterapi

Meme kanserinde mastektomi sonrası RT lokal kontrolü sağlamak ayrıca böl-gesel tekrarlama riski yüksek vakalarda RT eklenmesi tekrarlama oranını belirgin ola-rak azaltmaktadır. Bunun yanı sıra operasyon öncesi büyük tümörleri ameliyat edile-bilir ölçülere indirebilmek amacı ile de kullanılmaktadır.

RT uygulaması gerektiren unsurlar arasında, mastektomi yapılan hastalar, tü-mör çapının 5cm’in üzerinde olması, aksillar bölgede dört veya daha çok metastatik lenf nodunun bulunması, memede multisentrik kanser saptanması, metastatik aksiller lenf nodunda ekstrakapsüler yayılım olması gibi faktörler yer almaktadır (50, 51).

Meme kanserinin her evresinde kullanılabilir. Kanserin tipine ve evresine göre RT modu belirlenir. Post-operatif RT meme bölgesi, aksiller lenf nodları ve göğüs duvarı bölgesine yapılarak olası tümör oluşumlarını ve yeni gelişecek olan duruma karşı yararlıdır. 5-7 hafta 5000-6000 centigray (cGy) olarak verilir. Mastektomi son-rası bazı durumlarda, lumpektomi sonson-rası ise her zaman verilir (44, 52).

Lenf kanalları radyorezistan fakat lenf nodları radyosensitif yapılardır. RT so-nucu gelişen komplikasyonların genellikle hafif ve geri dönüşümlü olduğu rapor edil-mektedir. En sık görülen komplikasyonlar arasında boğaz ağrısı, yorgunluk, epitel do-kuda değişiklikler, sinir veya pektoral kas inflamasyonundan kaynaklanan ağrının yanı sıra meme dokusunda ödem, üst ekstremitede LÖ, ağrı ve hassasiyettir (50,51). ALND ile birlikte aksillar RT uygulanması kolda LÖ gelişim riskini artırır. RT sonucu lenf nodlarının filtrasyon yeteneği azalır ve doku fibrozisine bağlı LÖ gelişir (44, 52).

18

2.10.4 Kemoterapi

Adjuvan olarak genellikle 3-6 ay arasında verilebilir. KT uygulanıp, uygulan-mayacağı cerrahi sonrası ya da öncesindeki tümörün boyutuna, lenf nodu tutulumuna, yayılımına, HER/2neu protein pozitiflik durumuna, östrojen progesteron reseptör var-lığına göre belirlenir. En sık kullanılan ilaçlar paklitaksel, dokataksel, siklofosfamid, metotreksat, doksorubisin, florourasil’dir (52, 53)

Bu tedavinin amacı, bugün adjuvan KT koltuk altı lenf nodülleri pozitif olan, uzak metastazı tespit edilemeyen cerrahi, RT veya her ikisi ile birlikte tedavi edilen evre II ve evre III’deki hastalarda asıl tedaviye ek olarak ve evre IV hastalarda da primer tedavi şekli olarak kullanılmaktadır. KT’nin erken yan etkileri arasında bulantı, kusma, halsizlik, geç dönem yan etkileri ise, nörolojik ve kardiyak bozukluklar, kemik iliği baskılanması gibi hastanın yaşamını ciddi olarak tehdit eden durumlar yer almak-tadır (1, 54).

Yapılan bir çalışmada Gartner ve ark. KT’nin uygulanan diğer tedavilerden ba-ğımsız olarak LÖ gelişme riskini artırdığını rapor etmişlerdir (35, 36).

2.10.5 Hormonoterapi

Cerrahi, RT ve KT’leri tamamlamış olan hormon resöpterleri (östrojen ve/veya progesteron) pozitif olan hastalarda belli bir süre ile koruyucu amaçla veya metastatik hastalıkta tedavi amaçlı kullanılmaktadır. Meme kanserinin yayılmasını, büyümesini, veya nüksetmesini önlemek amacıyla uygulanır. Tamoksifen, anastrazol, eksamestan ve letrazol kullanılan ajanlardır. Diğer sistemik tedavilerde olduğu gibi hormonal tedavilerinde yan etkileri vardır. Örneğin premenapozal dönemde olan ka-dınlarda tamoksifene bağlı erken dönemde menapoza benzer semptomların ortaya çık-ması ve bununla birlikte over ablasyonu da görülebilmektedir. Tamoksifen post-me-nopozal kadınlarda da etkilidir fakat over ablasyonu post-menapozal kadınlarda etkili

19

değildir (2, 53). Tüm hasta gruplarında hiperkoagülopati, endometriyum kanseri ve katarakt risklerinde artışlar olabilmektedir. Bunların yanı sıra aromataz inhibitörleri grubundan olan (letrazol, anastrazol, eksamestan) ilaçlara bağlı kemik yoğunluğunda azalma ve eklem ağrıları görülebilmektedir (1).

Benzer Belgeler