• Sonuç bulunamadı

KAMUSAL ALAN İNŞASINDA DEĞİŞEN GÜNDELİK HAYAT

3. TOPLUMSAL BAĞLAMDA GÜNDELİK HAYAT

3.1. KAMUSAL ALAN İNŞASINDA DEĞİŞEN GÜNDELİK HAYAT

Saatleri Ayarlama Enstitüsü, hiçbir fonksiyonu olmayan kurum, kuruluşların ve bunların işletilmesindeki zaafların eleştirisini yapan bir romandır. Bu zaaflar ve eksiklikler romanda ironik bir dille ele alınmıştır. Enstitünün kuruluşunda en başından beri her şey absürttür. Bu enstitünün tam olarak neye hizmet edeceği, nasıl bir hizmet sağlayacağı bilinmemekte ve gerçeklikte karşılı yoktur. Enstitünün birbirinden farklı bölümleri, departmanları vardır. Bu departmanlarda çalışacak bir yığında insan vardır. Bu bölümlendirmeler ve burada çalışacak insanların görev tanımları da en Enstitünün kendisi kadar açık ve belli değildir. Bunun yanı sıra bu Enstitüye çalışmaları için seçilecek insanların seçilme kriterleri de yine romanın döneminin kurumlarının işletimini eleştirmektedir. Standart başarı ve kendi sahasına uygun becerilere sahip olup olmama, uygun görülen bölümlerin niteliklerini taşıyıp taşımadığı ve yeterince deneyime sahip olup olmadığı yerine akraba, dost, torpil, adam kayırma gibi illegal, ahlak dışı, iş ve çalışma etiğine uygun olmayan işletimlerin olması romanda Enstitünün içeriğine dair benzerlikleri taşıyan realdeki kurumların kritiğidir bir anlamada. Enstitünün kurulumunda ve oluşumunda her aşamada belediye reisinin kontrol etmesi, denetlemesi, ziyaret etmesi, bu türden hiçbir fonksiyonu olmayan enstitülerin bürokrasiden ve politikadan destek alarak biraz daha dokunulmaz hale getirilmesinin eleştirilmesidir.

“… -Biz bu meseleyi hallettik. Müessesemizde tam referansı olmayan iyi tanımadığımız kimse giremez. Bunun içinde prensibimiz gayet sağlam. Memurlarımızın yarısı kendi akraba ve yakınlarımız olacak. Yarısı da dışarıdan güvendiğimiz yüksek insanların tavsiyelileri. Böylelikle her nevi dedikoduyu önlemiş

77

olacağız… Herkes kefaleti umumi altında çalışacak. Belediye reisi bunu çok beğendi.”107

Saatleri Ayarlama Enstitüsü’nün selameti ve garantisi için her şey hesap edilmektedir. Enstitünün gerçekten elzem olduğuna dair gerekli algı oluşturup, bürokrasiden ve politikadan da gerekli destek oluşturulduktan ve sadece tanıklardan seçilmiş bir kadro da kurulduktan sonra sıra Enstitü için gerektiğinde feda edilebilecek kurbanlık koyunların seçilmesine. Bu durum yine dönemin kurumlarının gündelik işletimi ve idaresinde gerektiğinde, sıkışıldığında kolayca gözden çıkarılan, işinden edilen insanların mağduriyetlerine bir ışık tutmaktır. Ekonomik bir kriz yaşandığında kendi tanıdık ve akrabalarını işten çıkartmak yerine, bu bir anlamda da onların yerini garantilemek demektir; zaten böyle bir durum için halkaya dahil edilmiş olan kurbanları gösteriş amaçlı kullanmak için alınmaktadır.

“… -İcabında çıkartmak için… Siz de bilirsiniz ki dünyanın her tarafında resmi, yarı resmi, müesseselere karşı bir kıskançlık vardır.Hemen her hemen her zaman iktisat, masrafı kısma gibi laflar çıkar, kararlar verilir. Böyle bir tedbiri almak mecburiyetinde kalsak ne yapacağız. Lüzumlu unsurlarımızı mı çıkaracağız? Yakın akrabalarımızı, dostlarımızı mı feda edeceğiz? Hayır. Ben bir iki günah keçisi almak niyetindeyim. Biliyorsunuz değil mi? Eski Yahudiler her sene köle günahlarını yükledikleri bir keçi salarlarmış. Biz de iyicabında öyle yapacağız. Her şeyi evvelden düşünmek lazım. Kurmanızdan iki sene sonra israflafı çıkar. Bu demektir ki, umumi efkara iyi niyetimizi göstermek için rahatça feda edebileceğimiz bir iki kişi lazımdır. O zaman ne yapacağız? kura mı çekeceğiz aramızda? Belki onu da yaparız ama…Biz yine başından tedbirli olalım. Elimizde birkaç kişi bulunsun hemen her müessesenin kolaylıkla vazgeçebileceği, hatta takibat yapacağı cinsten birkaç kişi… ta ki vicdan azabı çekmeyelim. Ayrıca saat ayarı istasyonlarımız için personel arayacağız.”108

Modernleşen zamanlarla birlikte kadının iş hayatına girmesi, cinsiyete göre iş bölümünü de ortaya çıkardı. İş ve görevler kadınların özelliklerine ve erkeklerine göre kategorize edildi. Bu durum iş hayatında kadın endeksli değişiklik ve yenilikler kurarken aile ve ev hayatında da yeniklere yol açmasıyla birlikte evde kadın ağırlıklı

107 Tanpınar, Saatleri Ayarlama Enstitüsü, s. 244 108 Tanpınar, a.e., s. 254

78

düzenin de bozulmasına neden olmuştur. Bunun yanı sıra kurum düzeni ve disiplini adına da pek çok yeni uygulamanın iş gündeliğine girdiği görülmektedir. Örneğin bunlardan biri de iş kıyafeti, üniformasıdır. Bunun anlamı: kamusal alanda insanları yönetmenin kolaylığını sağlamak, tek tip oluşturmak, hiyerarşi kurmak. Tüm bu tek düzelikler rutini, manatonluğu kurmakta ve bunu bir düzen ve ideal haline getirmektedir. Bu sistem sadece kişilerin kurumsal hayatlarında sınırlı kalmaz, kurumsal hayatın otoriter ve baskın düzen sistemi zamanla kişilerin gündelik hayatlarını da etkileyecektir. Sabah işe gitmek ve gitmek çeşitli rutinleri yapmak örneğin: aynı saatte gelen araca binmek, aynı saatte kahvaltı etmek ve kurum içerisinde her gün aynı veya benzer işleri tekrar etmek sonra aynı saatte işten çıkmak, yine aynı saatte dönüş yolunda olmak hatta kuruma gidiş ve dönüş yolunda aynı her gün aynı insanlarla karşılaşmak, akşam evde aynı saatte yemek yemek, eve, ev içine, özel hayata zaman kalmadığı için her akşam aynı eylemlerde bulunmak. Tüm bunlar Enstitünün de içerisinde olduğu gibi kişileri robotikleştiren, mekanikleştiren düzendir. İnsan beyninin kolaylıkla alışkanlık edinen bir yapısı vardır. İnsan her gün neyi tekrar ederse beyin onu alışkanlık haline getirir ve adeta otomatik pilota bağlar. Modern sistemler de bunu bildiği için insan beyninin bu özelliğinden de yararlanarak kitleleri kontrol etmeye çalışmaktadırlar. Modern zamanlarda günün en uzun saatleri kurumlarda ve iş yerlerinde geçirildiği için orada tekrara edilen tavır, davranış, fikir, düzen, yaşam algısı, söz ve komutlar zamanla insanın gündelik hayatına da taşınır ve kurum sistemleri gündelik hayatlara etki etmeye, yönetmeye ve yönlendirmeye başlar.

“… -Bana kalırsa bu ayar istasyonları personeline sadece genç kızlara ve kadınlara İnhisar ettirelim. Hiç erkek almayalım. Sizin dediğiniz şekilde bir terbiyeyi ancak genç kızlara verebiliriz. Erkekler için başka işler ararız…Bir yığın delikanlıyı otomat haline ne diye sokalım! zaten yapamayız. Şimdi kadınlar da erkekler kadar genç ve güzel kadınlarla anlaşabiliyorlar… Sinema artistlerine hayranlıklarından belli. Ben erkekler için de hiç olmazsa kadınlar kadar beyinsiz bulunduğuna emindim. Hayır, her iki taraf aynı şekilde muamele görmeliydi. Fakat ısrar etmedim. Çünkü aklıma başka bir şey daha gelmişti. Bu üniforma ve kıyafet meselesinde, bizim bir estetik müşavirine mutlaka ihtiyacımız olacaktı. Acaba Selma Hanımefendi’yi ve Nevzat Hanım’ı beraberce müesseseye alamaz mıydık? Yüzüm kızlara kızlara Halit

79

Ayarcı’ya bu meseleyi açtım. Esas prensibi kabul ediyordu. Fakat şahıslar üzerinde müteredditti. İşte o zaman ben biraz evvel öğrendiğim bir şekilde kozumu oynadım.”109

3.2. MUHAREBE YILLARININ İSTANBUL’UN GÜNDELİK

Benzer Belgeler