• Sonuç bulunamadı

Kamu Görevlileri Sendikalarının Ġdarî Alanda Yargı Faaliyetlerine Genel Bir

Yargılama faaliyetleri kapsamında, sendikalar, üyelerinin ortak hak ve menfaatlerinin korunması amacıyla üyelerini temsile yetkilidir ve bu amaç doğrultusunda üyeleri adına dava açabilmektedir. Ancak sendikaların üyelerinin bireysel nitelikli davalarını da üyelerinin adına açma hakkı bulunup bulunmadığı konusunda farklı DanıĢtay içtihatları mevcuttur. DanıĢtay tarafından genel kabul gören hem bireysel hem kolektif nitelikli davaların sendika tarafından açılabilmesi iken, kimi zaman bireysel nitelikli davaların açılmasının usûl hükümlerine aykırılık teĢkil etmekte olduğu da belirtilmiĢtir. Örneğin, DanıĢtay 11. Hukuk Dairesinin 2004/5740 E. 2005/1355 K. sayılı kararına göre: “ Sendikalar, üyelerinin ortak hak

ve menfaatlerinin korunması amacıyla üyelerini temsile yetkilidir ve bu amaç doğrultusunda üyeleri adına dava açabilir. Ancak, bu yetki üyelerin bireysel davalarını kapsamaz. Sadece davacının bireysel menfaatini ilgilendiren davanın, davacı veya davacı tarafından vekil tayin edilen avukat aracılığıyla açılması gerekirken, davacı adına Sendika tarafından açılması usul hükümlerine aykırılık teşkil eder.” ifadesiyle farklı bir içtihat oluĢturulmuĢtur250

.

Sonuç olarak, içtihatlardaki çeliĢkinin giderilmesi amacıyla, DanıĢtay tarafından konuya iliĢkin olarak, bir Ġçtihadı BirleĢtirme Kurulu kararı çıkarılması gerekmiĢtir. Bu doğrultuda, DanıĢtay Ġçtihadı BirleĢtirme Kurulu‟nun 3.3.2006 Tarih 2005/1 E. 2006/1 K. sayılı Ġçtihadı BirleĢtirme Kararına göre: “Sendika ve üst

kuruluşlarının, bizzat taraf oldukları hukuki ilişkiler dolayısıyla davacı ve davalı oluş sıfatları ile ortak çıkarların korunması için tanınan davacı olabilme sıfatından başka, hukuki yardım gerekliliğinin ortaya çıkması durumunda üyelerini veya

250 ARSLAN, Ahmet- SINMAZ, Emin- DÜNDAR, Tuncay: Ġdari Yargılama Usulü ile Ġlgili DanıĢtay

bunların mirasçılarını her derecedeki yargı organları önünde temsil etmek ve dava açma hakkı tanımaktadır. Bu bağlamda kanun koyucu 19/f maddesi ile sendika ve üst kuruluşları, diğer tüzel kişiliklere genel hükümler uyarınca tanınan taraf olma ve dava açma ehliyetinin dışında, üyelerini ve bunların mirasçılarını temsil etme ve ettirme yetkisi ile donatmaktadır. Buna göre, söz konusu maddenin sendikalara ve üst kuruluşlarına tanıdığı yetkinin ehliyet değil temsil bağlamında değerlendirilmesi gerekmektedir. Başka bir anlatımla kanun koyucu, getirdiği bu düzenleme ile, idare tarafından sendika üyesi kamu görevlisi hakkında tesis edilen bireysel ( sübjektif ) işlemler nedeniyle bu ilişkinin tarafı olmayan sendika ve üst kuruluşa, üyesinin isteğine bağlı olarak uyuşmazlığın çözümünde taraf olarak kendisini temsil etme yetki ve sorumluluğu vermektedir. ...Gerek metindeki terimlere bağlı olarak maddenin yorumu, gerekse madde gerekçesi ile konuya ilişkin tarihsel süreç ve mevzuatımızda yapılan değişiklikler dikkate alındığında, kamu görevlileri sendika ve üst kuruluşlarının, sendika üyesi olan kamu görevlisinin isteği üzerine, statüsü ve bu statüsünden kaynaklanan hak, yükümlülük, görev ve sorumlulukları ile atama, nakil, disiplin ve personel hukukuna ilişkin diğer düzenlemelere dayalı olarak, üyeleri hakkında tesis edilen bireysel ( sübjektif ) işlemlere karşı, üyelerini temsilen avukatları aracılığıyla dava açabilecekleri ve bu nedenle açılan davalarda taraf olabilecekleri sonucuna ulaşılmaktadır. 4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları Kanunu'nun 19'uncu maddesinin ( f ) bendi uyarınca kamu görevlileri sendikaları ve üst kuruluşlarının üyeleri hakkında tesis edilen bireysel ( sübjektif ) işlemlere karşı üyelerini temsilen dava açma ve bu nedenle açılan davalarda taraf olma hakkı bulunmaktadır” ifadeleri ile sendikaların üyelerinin kiĢisel menfaatlerini korumak

için üyeleri hakkında açılan davalarda taraf olma hakkı bulunduğuna karar vermiĢtir251

.

Toplu sözleĢmeye iliĢkin olarak ise, kamu iĢçileri adına ilgili sendika konfederasyonu ile Hükümet arasında imzalanan 2003 yılı için “ Kamu Kesimi Toplu ĠĢ SözleĢmesi” protokolünün esas alınarak iĢveren idarelerle imzalanan tüm kamu kesimi toplu iĢ sözleĢmelerinin iptali istemiyle açılan davanın görülmesi ve

251 Ġlgili Yargıtay kararı için bkz. http://www.kazanci.com/cgi-

çözümünde idarî yargının görevli bulunmadığı hakkında karar mevcut olup, DanıĢtay 10. Dairesinin 17.10.2003 Tarih 2003/4641 E. 2003/4019 K. sayılı kararında, imzalanan toplu iĢ sözleĢmelerinin dayanağının 2822 sayılı Toplu ĠĢ SözleĢmesi, Grev ve Lokavt Kanunu olduğu, bu Yasadan kaynaklanan uyuĢmazlıkların çözümünün ise Yasanın 66/2. maddesi gereğince iĢ mahkemelerinin görevine girmesi nedeniyle davanın görülmesi ve çözümünde idarî yargının görevli bulunmadığı gerekçesiyle, davanın görev yönünden reddine karar verilmiĢ ve davacının, kendisinin memur konumunda çalıĢan olduğunu, olayda iĢçi ve iĢveren arasında uyuĢmazlık olmadığını, kendisinin yapılan toplu iĢ sözleĢmesinden zarar görmesi nedeniyle bakılmakta olan davayı açtığını, davanın 2577 sayılı Yasanın 2-1/b ve 2575 sayılı Yasanın 24. maddesi uyarınca DanıĢtay‟da görülmesi gerektiğini öne süren temyiz nedenlerinin kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı görülmüĢ ve DanıĢtay 10. Dairesinin temyize konu kararının onanmasına DanıĢtay Ġdari Dava Daireleri Genel Kurulu 2004/1189 E. ve 2004/754 K. sayılı kararında oybirliği ile karar verilmiĢtir252

. Sonuç olarak, kamu görevlileri sendika ve konfederasyonlarının bağıtladığı toplu iĢ sözleĢmelerine iliĢkin uyuĢmazlıklara da iĢ mahkemeleri bakmakla görevlidir.

IV. SENDĠKA TEMSĠLCĠSĠNĠN GÖREVLERĠ, DAVA AÇMA HAKKI ĠLE MAHKEMENĠN KARARI

A. Genel Olarak

BaĢkasına bağımlı olarak çalıĢan kiĢiler arasında yer alan iĢçilerin meslekî yararlarını ortak güçleri ile daha kolay ve etkili Ģekilde sağlayabilecekleri ve koruyabileceklerine iliĢkin düĢünce, onların biraraya gelerek, ekonomik bakımından kendilerinden daha güçlü olan iĢverenler karĢısında ortaklaĢa hareket etmelerini gerektirmiĢtir. Hâl böyle olunca, iĢçiler aralarında birleĢmiĢ ve iĢverenle topluluk adına iliĢki kuracak temsilciler ortaya çıkmıĢlardır. ĠĢçilerin iĢveren karĢısında biraraya gelmeleri anlamına gelen iĢçi hareketi, iĢyeri yönetimine karĢı iĢçiler veya sendika adına hareket edecek ve onlar namına konuĢabilecek temsilcileri de

beraberinde getirmiĢtir253. Nitekim iĢçilerin temsili iki yol ile sağlanabilmektedir. Birincisi, sendikayı ve sendika adına iĢçileri temsil eden sendika temsilcileri, ikincisi ise, sendikalı sendikasız ayırımı yapmaksızın tüm iĢçileri temsil eden iĢçi temsilcileri olmak üzere iĢyeri düzeyinde iĢçilerin temsilini sağlayan iki kurumdur254

.

Sendika temsilciliği müessesesinin özelliği, SK m. 34 ve 35 uyarınca genel olarak iĢçi topluluğu yerine, bizzat sendikanın temsil edilmesidir255

. Sendika temsilcileri hem iĢçilerin hak ve menfaatlerini korumak ve gözetmek hem de iĢyeri ve iĢverenin hak ve menfaatlerini iĢçiler ile birlikte değerlendirmekte olup, âdeta iĢçi- iĢveren, sendika- iĢçi ve iĢveren- sendika arasında bir köprü görevi üstlenmiĢ durumdadır256

.

Sendika iĢyeri temsilcisinin görevi nedeniyle sık sık iĢveren ile karĢı karĢıya geleceği gerçeği, temsilcilerin özel bir isthdam güvencesine bağlı tutulması gereğini doğurmuĢtur. Çünkü sendika temsilcileri görevlerini, iĢlerini kaybetme korkusu olmaksızın, her türlü baskıdan uzak Ģekilde yerine getirebilmelidir257

.