• Sonuç bulunamadı

II. KURAMSAL ÇERÇEVE ĠLE ĠLGĠLĠ ARAġTIRMALAR

2.3. Kalabalık Sınıfların Olumsuz Etkileri Ve Yönetimi

Kalabalık sınıfları yönetme güçlüğü, öğretmenin iĢ stresini artırmakta ve iĢ doyumunu düĢürmektedir (Bakioğlu, 1999, s. 101; Çelik, 2002, s. 73).

Nüfus artıĢına bağlı olarak okullaĢma talebinin artmasına karĢın okul ve derslik sayılarının yeterince artmaması sonucu kalabalık sınıflarda ve kaynaĢtırma öğrencilerinin bulunduğu sınıflardaki öğrenme verimi düĢer. Böylelikle öğretmen ve öğrenciler bir takım sorunlar yaĢar.

15

Kalabalık ilkokul sınıflarında, sözel ya da fiziksel saldırganlık davranıĢlarının fazla olmasından dolayı derse zaman kaybının yaĢanır. Kalabalık sınıfların öğretmen ve öğrenci üzerinde psikolojik, sosyal ve sağlık sorunlarına neden olur.

Öğrenci sayısı fazla olan sınıflarda daha kısıtlı öğretim yöntemi kullanılabilir. Kalabalık sınıflar öğretmenin zaman kaybına neden olur, her öğrenciye daha az zaman ayırabilir, öğrenci geliĢimini takip etme süreci zorlaĢır, sınıfı etkili bir Ģekilde yönetemez, etkin öğrenme süreci zorlaĢır. Kalabalık sınıflarda öğrencilerin dikkati daha kolay dağılır, sınıfta düzeni korumak zordur ve öğretmen çoğunlukla anlatım yöntemi kullanılmak zorunda kalır. Bu da öğrencinin; sıkılmasına, dikkatinin dağılmasına öğretmenin; çabuk yorulmasına ve güdüsünün azalmasına neden olur.

Kalabalık sınıflar ders dıĢı etkinlik yapmayı olumsuz etkiler, öğrencinin derse olan ilgisini azaltır, öğrenciler kendilerini yeterince ifade edemez.

Mevcut öğrenci düzeyini karĢılamakta sorunlu olan okullarda kalabalık sınıf sorunun çözümüne yönelik ek bina yapımı ile kısa süreli çözümler uygulamaya konulmaktadır. Bu durum okul çevresinde öğrencilerin boĢ zamanlarını geçirecekleri sosyal alanların azalmasına, eğitim kurumlarının beton yığınıyla dolu yerleĢke haline gelmesine sebebiyet vermektedir. Bu durum paralelinde öğrenciler sportif faaliyetlere iliĢkin gereksinimlerini karĢılayacağı alanların yokluğunu beraberinde getirerek okulun itici bir yapı olarak algılanmasını beraberinde getirmektedir.

Kalabalık sınıflarda öğrencilerin ders esnasındaki alaka ve dikkatleri asgari düzeylere inmekte, öğrenciler bu sınıflarda rahatsızlık duymaktadırlar. Sınıfta yer alan öğrenci sayısının çok olması, öğrencilerin ders esnasından kendilerini ifade etme noktasında çekingen davranmaları, sınıf içindeki temizlik probleminin yaĢanması ve sağlık problemlerinin baĢ göstermesini beraberinde getirmekte, öğrencilerin dersi takip etme noktasında sorunlar yaĢamasına neden olmaktadır. Öğretmenler de bu düzeyde öğrenci bulunan sınıflarda motive olamamakta, sınıfı yönetme noktasında problem yaĢamakta, öğretmen–öğrenci iliĢkisini sağlıklı Ģekilde gerçekleĢtirememektedir. Bununla birlikte hem öğretmen hem öğrenci açısından bu nitelikteki bir ortamda bulunmak, eğitim–öğretim faaliyetlerini gerçekleĢtirmek sıkıcı, verimsiz ve bir görevmiĢ gibi algılanabilmektedir (Çınar, 2004, s. 7).

16

2.3.1. Sorunların Giderilmesi Ġçin Yapılabilecekler

Sınıf büyüklüğünün etkileriyle ilgili öğretmenlere hizmet içi eğitim programları düzenlenmeli, büyük sınıflarda yaĢanabilecek sorunların çözümleri ve bu sınıfların yönetimiyle ilgili stratejiler ve sınıf disiplini, öğretmen-öğrenci iletiĢimi, sağlık-temizlik konuları, öğrencinin bireysel farkının önemi, motivasyon-güdüleme gibi konuların üzerinde özellikle durulmalıdır (Yaman, 2006, s. 12).

Küçük sınıfların yararlarından biri, öğretmene sağladığı kolaylıklardır. Bu sınıflar, öğretmene ek zaman kullanımı, az kaynakla yetinebilme, her öğrenciye daha fazla zaman ayırabilme, öğrenci geliĢimini kolay izleyebilme, sınıfı daha etkili yönetebilme ve etkin öğrenmeyi kolaylaĢtırabilme fırsatları verir (Celep, 2002, s. 32).

Ġlköğretim okullarında öğrenci merkezli öğretime zaman kaybedilmeden geçilmelidir. Öğrenci merkezli eğitimi uygulayabilmek için sınıflardaki öğrenci sayısı aĢamalı olarak azaltılmalıdır (Küçüksüleymanoğlu, 2007, s. 74).

2.3.2. Kalabalık Sınıf Yönetiminde BaĢvurulan YaklaĢımlar 2.3.2.1. Geleneksel YaklaĢım

Geleneksel yaklaĢım öğretmen merkezlidir. BaĢka bir anlatımla, sınıf içi yaĢantılarda ve bu yaĢantıların aktarıldığı eğitim etkinliklerinde öğretmen etkin (aktif), öğrenci edilgen (pasif) bir konumdadır. Öğretmen öğrenci iliĢkileri, aĢırı ölçülerde yapılandırılmıĢtır. Sınıf içi kurallar oldukça katı ve tek yönlüdür. Eğitim amaçlarının ve sınıf içi kuralların belirlenmesinde, öğrenci katılımına yer verilmez. Ayrıca sadece öğretmen tarafından belirlenen ve değiĢmez doğrular olarak yansıtılan bu kurallar tartıĢılamazlar. Daha çok öğretmenin geleneksel otorite figürü olarak algılandığı toplumlarda gözlenen bu yaklaĢım, demokratik yaĢamın gerekleri ile bağdaĢmaz. Öğrenme sürecinde özne-nesne iliĢkisinin kurumsallaĢtırılmasını çağrıĢtıran bu yaklaĢım, bir bakıma demokratik yaĢamda zorlanan insanımızın sorunlarının kaynağını göstermektedir. Böylece bir yandan sınıf içinde yapay bir “evet efendimcilik” sağlayarak “tatmin” olan öğretmen, diğer yanda davranıĢ bozuklukları gösteren öğrenciler ile uğraĢmak durumunda kalır. Çünkü öğrenciler, kiĢilik yapıları ve benlik tasarımlarının farklı olması nedeniyle, otorite simgesi olarak algıladıkları öğretmenlerine, farklı tepkiler geliĢtirirler. Ancak öğretmen kendince uysal ya da

17

yaramaz olarak tanımladığı bu öğrencilerin, ger- çekte uyum sorunları yaĢamakta olduklarını göremez. Bu durumda genellikle, öğretmen yaramaz olarak tanımladığı öğrencilere karĢı, açık ya da örtülü bir mücadele baĢlatır (Aydın, 1998, s. 5).

Geleneksel yaklaĢımın merkezinde öğretmen vardır. Etkinliklerin gerçekleĢtirilmesinde öğretmen aktif öğrenci pasif konumundadır. Öğretmenin daha önce kendisine göre hazırladığı sunumu öğrenciler yalnızca dinler. Öğretmenin odakladığı nokta, isteklerinin öğrenciler tarafından nasıl gerçekleĢtirileceğidir. ĠletiĢim genellikle öğretmenden öğrenciyedir. Öğretmen-öğrenci arasındaki iliĢki aĢırı kurala bağlanmıĢtır. Sınıf içi kurallar da oldukça katıdır. Bu kuralların oluĢturulmasında öğrenci fikirleri alınmamıĢtır. Öğretmen kendince hazırladığı bu kuralları sınıfa asar, öğrenciye de bu kurallara sorgusuz sualsiz uyması kalır. Böyle bir ortamda kendini ifade etmekten yoksan kalan öğrenciler davranıĢ bozuklukları göstereceklerdir. Bu defa öğretmen davranıĢ bozukluğu gösteren öğrenciler ile uğraĢmak durumunda kalacaktır (Ergen, 2009, s. 29).

2.3.2.2. ÇağdaĢ Sınıf Yönetimi YaklaĢımı

ÇağdaĢ yaklaĢım, öğrencinin duygusal, düĢünsel ve zihinsel geliĢimine uygun insancıl bir modeldir. Burada eğitim-öğretim etkinliklerinin merkezinde öğrenci yer alır. BaĢka bir deyiĢ- le, öğrenci sınıf yaĢamının nesnesi değil, öznesidir. Sınıfta uyulması gereken kurallar, öğretim yöntemleri, dersin amacı vb. etkinlikler demokratik bir biçimde tartıĢılır. Bu tartıĢmalarda öğretmen daha çok rehberlik rolü oynar. Her durumda birden çok olan karar seçeneklerinin olumlu ve olumsuz yönleri aydınlatılarak, grup tartıĢması yönlendirilir. Böylece sınıfta en geniĢ uzlaĢma oluĢturularak, grubun belli amaçlar doğrultusunda bütünleĢmesi sağlanır. Ancak bu tartıĢmalarda, öğrencilere eĢit söz hakkı sağlanmalı ve azınlıkta kalan görüĢlerin de seslendirilmesine özel bir önem verilmelidir. ÇağdaĢ sınıf yönetimi yaklaĢımı, sınıfı bir sistem olarak algılamayı gerektirir. Bu anlamda sınıf; öğrenci, öğretmen, ders programları, eğitim ortamı gibi iç, okul, çevre ve aile gibi dıĢ etmenlerin etkileĢtiği bir alandır. Dolayısıyla sınıf içi yaĢam, gerçek yaĢamdan yalıtılmıĢ bir ortam değil, canlı ve dinamik süreçler toplamıdır. Öğretmen, bu sürecin iç ve dıĢ dinamiklerini oluĢturan özgün koĢulların bilincinde olmalıdır. ġu halde öğretmen, okul içindeki ve çevredeki olanaklardan eğitim amacıyla en uygun Ģekilde yararlanmalıdır. Örneğin, öğretmen bir yandan okuldaki rehberlik

18

servisi ile diğer yandan öğrencilerinin aileleri ile yakın iliĢkiler geliĢtirerek, sistemin öğelerinden yararlanabilir. Böylece, hem eğitim sorunları karĢısında yalnız kalmaktan kurtulur hem de eğitim sistemini etkileyen öğelerin katkılarını bütünleĢtirir (Aydın, 1998, s. 6-7).

ÇağdaĢ sınıf yönetiminde bütün araç-gereç, yöntem, program vb. öğrenciye hitap etmelidir. Öğrencinin dıĢındaki unsurlar; öğretmen aracı olarak ele alınmalıdır. Amaç, öğrenci ve onun öğrenmesidir (Özden, 2003, s. 28).

ÇağdaĢ yaklaĢım, örgütteki insan öğesine yönelik bir süreçtir. Sınıf yönetiminin merkezinde öğrenci bulunur. Geleneksel sınıf yönetiminde geçerli olan otorite, çağdaĢ yaklaĢımda yerini etkileĢmeye bırakmıĢtır. EtkileĢimin önemi ortaya çıktıktan sonra, öğrenciyi etkilemek için çeĢitli teknik ve yöntemler geliĢtirilmiĢtir. Güdüleme, liderlik, terapi ve duyarlık eğitimi etkilemede en çok kullanılan yöntem ve teknikler arasındadır (Aytekin, 2003, s. 94).

Sınıfı çağdaĢ yönetim yaklaĢımı ilkelerine göre yöneten bir öğretmen Ģu özelliklere sahip olmalıdır (Ünal ve Ada, 2003, s. 36-37):

 Ġnsan saygı ve sevgi ile dolu olmalıdır.

 Öğrencilerin bireysel farklılıklarının dolayısıyla farklı beklenti ve ihtiyaçlarının olduğunun bilincinde olmalıdır.

 Ġnsan haklarına ve demokrasi ilkelerine saygılı olmalıdır.

 Öğrencilerin eĢit eğitim haklarına sahip olduğunun bilincinde olmalıdır.  Herkese eĢit davranmalıdır.

 ĠletiĢim becerileri geliĢmiĢ olmalıdır.  DeğiĢim ve yeniliklere açık olmalıdır.  DavranıĢıyla model olmalıdır.

19

2.4. Fiziksel Düzen ve Öğrenci Sayısının Sınıf Yönetimine Etkileri

Benzer Belgeler