• Sonuç bulunamadı

2.5. Kalıp Yapımı Kabartmalı Kâseler ve Kalıplar

2.6.5. Kalıplar

Su Yolu’nda yapılan çalışmalar sonucunda kentte kabartmalı kase üretiminin olduğunun birincil kanıtı ele geçen kalıp örnekleridir. 2010 yılı çalışmalarında üç adet kalıp ele geçmiştir. Bu kalıpların ikisi Sondaj 19 çalışma alanında, diğeri ise Sondaj 31’de bulunmuştur. E 106, E 107 ve E 108 numaralı kalıp parçalarının hamur renkleri (7.5 YR 7/4 pink) pembemsi’dir. Bu kalıp örneklerinin tamamında hamur yapıları sert ve sıkı dokuldur. Ele geçen örneklerden ikisi ağız kenarına (E 107, E 108 ) bir adeti de kaide parçasına aittir (E 106). E 107 numaralı ağız kenarına ait parçaların bir kısmı dışa çekik kenarlı, üstte düz profile sahipken, E 108 ise düz ağızlı olarak yapılmıştır.

E 106 numaralı örnek kaide parçası olmasına rağmen üzerinde herhangi bir çömlekçi atölyesine işaret edecek bir mühür yer almaz. Parçanın calyx bölümüne uzun taç yapraklar yerleştirilmiştir. E 107 numaralı örneğin bordür bölümünde rozet betimi yapılmıştır. Yukarıda bordür bezemeleri içerisinde değerlendirdiğimiz E 90 numaralı parça olasılıkla Su Yolu’nda ele geçen E 107 no.lu kalıptan üretilmiş olmalıdır. E 108

53 numaralı parçada bordür bölümünde İon kymationu dizili, hemen altında ise bindirme yapraklar yer alır.

Değerlendirdiğimiz örnekler arasında E 108 ve E 106 no.lu örneklerin Su Yolu buluntularında benzer örneklerine rastlanılmamıştır. Fakat bunun Su Yolu kazılarında bu kalıptan üretilen kabartmalı kaseye rastlanılmaması kent genelinde de rastlanılmayacağını düşünmek doğru bir değerlendirme olmayacaktır. E 108 no.lu kalıbın benzer bir örneği bulunmasa da yakın özellikler gösteren bir kalıptan çıktığı anlaşılan bir kase Atina’da333

karşımıza çıkar. Fakat, E 108 no.lu kalıbın bördür üzerinde ağza doğru yükselen bölümünün olmaması, kalıbı yapan çömlek ustasının bu formu tanıyıp farklı yorumladığını göstermektedir. E 106 no.lu parçada uzun taç yaprağı örneğini farklı bir şekilde yorumlayan çömlekçi ustasının bu iki kalıp üzerinde farklı yorumlamalarını görmemiz mümkündür.

Patara 1991, 1992, 1998 yılı Tepecik Nekropol kazılarında 3 adet kabartma bezemeli kâse kalıbı ele geçmiştir. Çok farklı bir hamur yapısı ve renginin yanı sıra özgün bezeme programlarına sahip kalıp parçalarının diğer merkezlerde benzerlerine rastlanmamıştır. Su Yolu Kazılarında ele geçen örnekler ile hamur renkleri aynıdır. Tepecik Nekropol kazılarından ele geçen üç kalıptan yalnızca bir adetinin benzerine Paphos’ta rastlanılır ve M.Ö. 2- 1. yy.a tarihlenir 334

. Ephesos’da bulunan kabartmalı kaseler ise M.Ö. 166 - M.Ö. 69 yılları arasına tarihlenmektedir335

. Pergamon’da bulunan kabartmalı kâseler Zeus Altarı’nın altındaki M.Ö. 3. yy. malzemesi arasında bulunmuştur. Bu malzemenin, Atina’da M.Ö. 3. yy.ın son çeyreğinde ortaya çıkan kabartmalı kâselerden hemen sonra Pergamon’da görülmeye başlandığı ifade edilir336

. Pergamon Zeus Altarı’nın altında gerçekleştirilen kazılarda ele geçen bu malzeme grubu hem bezemede kullanılan motiflerin daha önce ele geçen kalıp parçalarıyla aynı olması hem de Pergamon kabartmalı kâselerinde görülen parlak ve canlı ifadenin bu

333

E 108 no.lu kalıbın benzerine Rotroff 1982: 28’de rastlanır.

334Diğer iki örnekte hiçbir merkezde benzer örneklerine rastlanılmamıştır. Tamamen özgün ve doğaçlama tasarlanmış bir kalıp parçasıdır. Hamur olarak az kireç ve mika katkısı taşıyan kırmızımsı sarı 7,5 YR 7/3 pink (Ünlütürk 2011: Lev.2 Kat. No: 5) Diğer bir kalıp ise Palmet kalıp olarak adlandırılmış ve bu tip kâselerin yer aldığı diğer merkezlerde böyle bir bezeme bilinmemektedir. Yanı sıra damga bezemenin büyüklüğü, kalıba özensiz uygulanması ve ele geçen diğer kalıp parçaları ile aynı hamuru taşıması da yerel bir örnek olduğu konusunda kuşkuya yer bırakmaz. (Ünlütürk 2011: Lev.2 Kat. No: 6)

335

Veronika Mitsopoulos-Leon, Die Basilika Am Staatsmarkt in Ephesos Kleinfunde. 1. Teil: Keramik hellenistischer und römischer Zeit, Wien 1991, s. , 67- 74, Taf. 76- 88.

336

54 seramiklerde de tespit edilmesi nedeniyle, bunların yerel üretim olduğu ortaya konmuştur337

.

Atina Agorası’ndaki örneklerin başlangıcı olarak M.Ö. 3. yy.ın son çeyreği önerilirken338

Korinth’te bu tarih M.Ö. 250 civarıdır339. Pergamon’da kabartmalı kâse üretiminin Atina’da keşfedilmesinden kısa bir süre sonra bu kente yayıldığını ve Pergamon’dan da üretimin kısa bir süre içerisinde diğer kentlere dağıldığını söyleyebiliriz. Pergamon’da uzun taç yapraklı örneklerin başlangıcı M.Ö. 165 olarak gösterilirken,340

Sardeis kazılarında bulunan kabartmalı kâselerden uzun taç yapraklarıyla bezeli olanlar çeşitli kıstasların göz önünde bulundurulmasıyla M.Ö. 2. yy.ın ikinci yarısından önceye tarihlendirilmemelidir341.

Patara’da Su Yolu’nda yapılan kazılarda ele geçen kalıpların tarihlendirmesinde stratigrafik bir değerlendirme yapmak mümkün değildir. Bulunan örnekler diğer kentlerde bulunan benzerleriyle stil kritik yöntemine başvurularak tarihlendirilmiştir. Su Yolu buluntuları ışığında Patara’da kabartmalı kâse kullanımı yukarıdaki örneklerde görüldüğü üzere M.Ö. 3. yy.ın son çeyreğinden itibaren başlamıştır. Kentin kendi ihtiyacını karşılamak üzere üretime geçtiği süreç ise M.Ö. 2. yy.ın sonlarından itibaren başlar ve M.Ö. 1. yy.ın ilk yarısına kadar devam eder.

Sonuç olarak, Tepecik Nekropolü’nde ele geçen kalıplar ile Su Yolu’nda ele geçen kalıpların hamur özelliklerinin aynı olması ve üretilen kâseler üzerindeki süslemelerde de kalıplara ait şemaların takip ediliyor olması, Patara’da sadece kâselerin değil, çömlekçi ustalarının imalatta da kullanılan kalıpları da ürettiğini gösterir. Ayrıca Patara’da karşımıza çıkan kabartmalı kase örneklerine ait bezemelerde var olan örneklerle sınırlı kalmayıp yeni bezeme arayışı ile farklı bezeme grupları oluşturulduğu açıktır. Fakat bu bezemelerin denenmesi de kentin iç pazarı dışında bölgenin ihtiyacına yönelik üretimin var olma ihtimalini yükseltmektedir.

2.7. Kurşun Sırlı Seramikler (F 1- F18 Lev. XXV-XVII)

337W. Radt ve G. De Luca, “Grabungen im Fundament des Pergamonaltars. Grobe Keramik- Graue Sondergruppe-Lampen”, Les Ceramiques en Anatolie Aux EpoquesHellenistique et Romaine (Ed. C. Abadie- Reynal), Varia Anatolica XV, 3- 8, Paris 2003, s. 6.

338Susan Rotroff , “Silver, Glass and Clay Evidence for the Dating of Hellenistic Luxury Tableware”, Hesperia Vol. 51, No: 3,Atina 1982, s.18.

339

G. R. Edwards, Corinthian Hellenistic Pottery, Vol. VII, PartIII., New Jersey 1975, s.156. 340

P. J. Callaghan “On the Origin of the Long Petal Bowl”, BICS 29,1982, s.65-67. 341

Susan Rotroff Rotroff, “The Long-Petal Bowl from the Pithos SettlingBasin”, Hesperia, Vol. 57, No. 1 1988, s. 93-94.

Benzer Belgeler