• Sonuç bulunamadı

Meme kanseri kadınlarda en sık rastlanan kanser olup, her yıl önemli oranda morbidite ve mortaliteye neden olmaktadır (1) Aterosklerotik kalp hastalığı da sık rastlanan

önemli bir hastalıktır.

Stewart (21), meme kanserli hastalarda, uzun süreli tamoksifen tedavisinin kardiyovasküler mortaliteyi azalttığını bildirmiştir.

Tamoksifen kullanan meme kanserli kadınlarda kalp hastalığı (22) ve ölümcül miyokard enfarktüsü (23) insidansının azaldığı görülmüştür.

Tamoksifenin antitümör etki mekanizması, östrojen reseptörünün (ER) yarışmalı blokajı yolu iledir (24,25).

Dziewulska-Bokiniec ve ark. (26)’nın, tamoksifen tedavisi alan 51 meme kanserli, yeni tanı konmuş 33 meme kanserli ve sağlıklı bireylerde elektroforetik lipoprotein analizi yapılan çalışmalarında, tedavi alan grupta tedavisiz gruba göre daha az dislipoproteinemi gözlenirken, tedavisiz grupta sağlıklı gruba göre daha fazla dislipoproteinemiye rastlanmıştır. Bu bulgular lipoprotein profili üzerine tamoksifenin östrojen benzeri etkisini doğrulamaktadır. Sugama ve ark. (9), tavşanlarda tamoksifenin antiaterosklerotik etkilerini bildirmişlerdir. Antiöstrojen ajan olan tamoksifen vasküler sistem üzerinde östrojen agonisti gibi etki gösterir. Tamoksifenin antiaterojenik etkilerini bildiren rapor sayısı çok azdır. Bu etkiler vasküler endotelyal fonksiyonun sürdürülmesi ile ilişkilidir. %1’lik kolesterol diyeti ile beslenen, overleri çıkarılmış tavşanlarda 6 hafta sonunda oil red O boyası ile pozitif aort intiması kalınlığı ve intima/media oranı östrojen tedavisi, düşük doz tamoksifen tedavisi ve yüksek doz tamoksifen tedavisi alan gruplarda kontrol grubuna kıyasla daha düşük bulunmuştur. İntimal kalınlaşma aterosklerozdan kaynaklanmaktadır. Asetilkolin (Ach)

32

uygulaması sonrası kulak arteriol çapları karşılaştırıldığında, kontrol grubunda çap anlamlı olarak daha küçük bulunmuştur (P<0.05). Diğer üç grupta anlamlı değişim gözlenmemiştir. Czerny ve ark. (2)’nın araştırmasında sıçanlara 2 mg/kg/gün ve 4 mg/kg/gün dozlarında 3 ay süreyle tamoksifen verilmiştir. TC ve LDL-C düzeyleri tamoksifen tedavisi alanlarda anlamlı olarak azalmış bulunmuştur.

Gupta ve ark. (5)’nın yaptığı araştırmada premenopozal ve postmenopozal, erken evre meme kanserli hastalarda tamoksifen tedavisi ile TC ve LDL-C düzeylerinin anlamlı olarak azaldığı, TG, VLDL-C ve HDL-C düzeylerinin değişmediği bulunmuştur. TC ve LDL-C’deki düşme postmenopozallerde istatistiksel olarak anlamlı biçimde daha fazla bulunmuş, tamoksifenin hem premenopozal hem de postmenopozal meme kanseri hastalarında kardiyovasküler risk markırlarını olumlu yönde etkilediği sonucuna varılmıştır. Hem premenopozal, hem de postmenopozal meme kanserli hastalarda tamoksifenin HDL-C üzerine anlamlı bir etkisi görülmemiştir.

Vehmanen ve ark. (8), tamoksifenin, kemoterapinin TC ve LDL-C üzerine olan yan etkilerini geri döndürüp bu lipidlerin serum düzeylerini referans değerin bile altına çektiğini göstermişlerdir.

Engan ve ark. (27), tamoksifen tedavisi alan hastalarda TC düzeylerinde ortalama %13 azalma, apo A1’de %9 artış, apo A1/apo B oranında %28 artış olduğunu ve total TG düzeylerinin ise değişmediğini bildirmişlerdir. Bu bulgular LDL-C düzeylerinde azalma ve HDL-C düzeylerinde artışı işaret etmektedir.

Coskun ve ark. (28)’nın, 21 premenopozal, 31 postmenopozal meme kanserli, 20 mg/gün dozda tamoksifen alan kadınlarda; TC, TG, HDL-C, LDL-C düzeylerini ve beraberinde hepatik steatoz inceleyen araştırmalarında; TC düzeylerinde anlamlı bir azalma gözlenirken; TG, HDL-C ve LDL-C düzeylerinde ise istatistiksel olarak anlamlı bir fark bulunmamıştır (p>0.05).

Steatoz olan ve olmayan hastalar arasında lipidler açısından anlamlı bir fark bulunmamıştır. Ölçülen lipid parametrelerinde gözlenen değişikliklerin esas sorumlusu olarak östrojenik aktivite düşünülmektedir (29).

Östrojenler, TC ve LDL-C düzeylerinde anlamlı azalmaya, HDL-C ve VLDL-C düzeylerinde ise artışa neden olur. Östrojenin serum lipid ve lipoproteinleri üzerine yararlı etkileri, premenopozal kadınlarda erkeklere göre daha az koroner arter hastalığı görülmesini açıklamaktadır (30).

33

Östrojen, LDL-C’ünü, apo B-100 reseptörlerinin sentezini arttırarak azaltmaktadır (31).

Dnistrian ve ark. (32), ilerlemiş meme kanseri için tedavi almakta olan hastalarda serum TC, HDL-C, LDL-C düzeylerini ve LDL-C/HDL-C oranını inceleyen araştırmalarında, 10 mgX2/gün dozunda tamoksifen alan 24 hastada TC düzeyinde %17, LDL-C düzeyinde %27 ortalama bir azalma gözlemiş, HDL-C’deki değişim kişiden kişiye değişmekte iken, azalmış koroner arter hastalığı riski ile ilişkili olan LDL-C/HDL-C oranında %33 azalma bulunmuştur. Kardiyak açıdan olumlu bu etkiler hem premenopozal, hem de postmenopozal hastalarda tamoksifenin tekli ya da kemoterapi ile birlikte kullanımında gözlenmiştir. Koroner arter hastalığı için en yüksek riske sahip hastaların tamoksifenden en çok yarar sağladığı, ancak, tamoksifene bu cevabın sadece ilaç uygulandığı sürece geçerli olduğu bildirilmiştir. Morales ve ark. (30)’nın, primer meme kanserli 20 postmenopozal kadında tedavi öncesi ve 3 aylık tamoksifen tedavisi sonunda serum lipid ve apolipoprotein düzeylerini inceleyen araştırmalarında; serum TC düzeyinde %10, LDL-C düzeyinde %17, apolipoprotein B (Apo- B) düzeyinde %12, lipoprotein a düzeyinde %37 anlamlı azalma, HDL2 düzeyinde

%47, apolipoprotein A-1 (Apo A-1) düzeyinde %16 anlamlı artış bulmuşlardır. Bu bulgulardan tamoksifenin serum lipid profilinde önemli düzelmeler sağladığı görülmektedir. Dziewulska-Bokiniec ve ark. (33), meme kanserli kadınlarda tamoksifen tedavisinin serum TC ve LDL-C düzeylerini anlamlı olarak düşürdüğünü, serbest kolesterol ve HDL-C düzeylerinde ise istatistiksel olarak anlamlı bir fark bulunmadığını, bu etkilerin ilacın östrojen benzeri etkisinden kaynaklandığını, TC ve LDL-C düzeylerinde gözlenen azalmanın tamoksifen tedavisinin ek bir avantajı olduğunu bildirmişlerdir.

Vrbanec ve ark. (34), tamoksifenin ek bir yararlı etki olarak meme kanserli hastalarda kardiyovasküler hastalık riskini azalttığını belirtmişlerdir. Cerrahi öncesi ve tamoksifen tedavisinin 3, 6, 9, 12, 24. aylarında lipid ve lipoproteinlerdeki etkisini araştıran çalışmalarında; TC, LDL-C ve Lp(a) düzeylerinin anlamlı olarak düştüğünü, TG ve HDL-C düzeylerinde ise değişim olmadığını bildirmişlerdir.

Elisaf ve ark. (29), tamoksifen tedavisi ile TC, LDL-C, apolipoprotein B (Apo B), Lp(a) düzeylerinin anlamlı olarak azaldığını, apolipoprotein A-1 (Apo A-1) düzeylerinin ise arttığını gözlemişlerdir.

Powles ve ark. (35)’nın İngiltere’de yaptıkları araştırmada; sağlıklı ve meme kanseri açısından aile öyküsü olan kadınlara profilaktik olarak tamoksifen verildiğinde, tamoksifen alanlarda belirgin bir yan etki olarak sıcaklık basması gözlenmiştir. Postmenopozal kadınlarda

34

TC, LDL-C ve apoB düzeyleri, tamoksifen verilimi ile anlamlı olarak azalırken, premenopozal grupta sadece TC ve LDL-C düzeylerinde anlamlı düşme görülürken, diğer lipid ve lipoproteinlerdeki değişimlerin ise istatistiksel olarak farklı olmadığı gözlenmiştir. Ilanchezhian ve ark. (36)’nın, premenopozal ve postmenopozal meme kanserli hastaları inceleyen çalışmalarında; 40 mg/gün dozu ikiye bölünerek verilen tamoksifeni 6 ay kullanan postmenopozal kadınlarda TC, serbest kolesterol, LDL-C düzeylerinin 3 ve 6 aylık tedavi sonucunda azaldığı, ester kolesterol, TG, VLDL-C ve HDL-C düzeylerinin ise anlamlı olarak artmış olduğu bulunmuştur. Premenopozal olgularda ilacın lipid düşürücü potansiyeli belirgin olarak daha az bulunurken, bu bulgular ile tamoksifen tedavisinin postmenopozal grubun lipidleri üzerinde daha yararlı ve östrojenik etkili olduğu, premenopozal kadınlarda ise tamoksifenin antiöstrojenik davrandığı ve lipid düşürücü olarak daha az yararlı olduğu, tamoksifenin postmenopozal kadınlarda premenopozal kadınlara göre kardiyovasküler hastalık riskini daha çok azaltabileceği görüşüne varılmıştır.

Gottredsen ve ark. (37), premenopozal kadınlarda tamoksifenin lipid profiline daha az etkili olmasının nedenini, östradiolün reseptörlere bağlanma afinitesinin, tamoksifenin ilgisinden en az 10 kat daha fazla olması ile açıklamaktadırlar.

Thangaraju ve ark. (38), postmenopozal, aksiler nod (-) meme kanserli Hintli, 45 kadında tamoksifen tedavisinin 3. ve 6. aylarında TC, serbest kolesterol, LDL-C düzeylerinde anlamlı olarak azalma, TG, serbest yağ asidleri, VLDL-C ve HDL-C düzeylerinde anlamlı artış bularak, postmenopozal meme kanserli hastalarda tamoksifen tedavisinin lipid, lipoprotein profilinin düzelmesinde yararlı olduğu sonucuna varmışlardır.

Joensuu ve ark. (39), tamoksifen ve toremifen tedavisi sırasında ve sonrasında serum lipidlerini inceleyen çalışmalarında; tamoksifenin TC düzeylerini %10, LDL-C düzeyini %15- 20 oranında azalttığını, çoğu hastada TG düzeylerini arttırdığı, HDL-C üzerine etkisinin küçük olduğunu bildirmişlerdir. Aksiller nodu (+) olan 141 postmenopozal, 36 ay boyunca 40mg toremifen alan veya 20mg tamoksifen alan meme kanserli ve aksiller nodu (-) olan 34 postmenopozal meme kanserli, adjuvan tedavi almayan kadınları araştıran çalışmalarında, iki ilaç arasında TC, LDL-C, HDL-C, TG düzeylerine etkileri ve TC/HDL-C, LDL-C/HDL-C oranları açısından anlamlı fark bulunmamıştır. TC ve LDL-C düzeylerini düşürücü etki; tedavi öncesi bunların düzeyi ne kadar çok fazla ise azalmanın da o kadar çok olduğu, 6 aylık tedavide, toremifenin TC düzeyini %6, tamoksifenin %13 düşürdüğü, toremifenin LDL-C düzeyini %13 düşürürken, tamoksifenin %23 düşürdüğü, 3 yıllık tedavi kesildikten 6 ay sonra, TC ve LDL-C düzeylerinin tedavi öncesi düzeylere geri döndüğü bildirilmiştir.

35

Rössner ve Wallgren (40)’in araştırmasında, 23 menopozal kadında, erken meme kanseri için 2 ay süre ile tamoksifen verilmiş, TG düzeylerinde artma eğilimi, TC düzeylerinde ise anlamlı bir azalma bulunmuştur (40).

Meme kanserinde tamoksifen tedavisinde TC düzeylerinin düştüğünü bildiren pek çok çalışmayı destekler biçimde (2,5,8,27-30,32-36,38-40) çalışmamızda hem sağlıklı hem de tümörlü kontrol grubuna göre tamoksifen tedavisi verilen gruplarda TC düzeylerini anlamlı olarak düşük bulduk. Tamoksifen total kolesterolü azaltmaktadır, ancak bu azalma doza bağımlı olmamaktadır.

Kanserde lipid düzeylerinin artabildiği (41), meme kanseri hastalarında serum kolesterolünün arttığı, bunun bozulmuş adrenal metabolizmanın neticesi olduğu görüşü bildirilmiştir (42).

Ingram (43) araştırmasında, meme kanserli hastalarda özellikle LDL-C düzeyinin azaldığını, TG düzeyinin ise arttığını bularak, bu değişikliklerin, tamoksifenin lipid metabolizması üzerine östrojenik etkisi ile gerçekleştiği, tamoksifen tedavisi gören hastalarda seks hormon bağlayıcı globulin (SHBG)’e bağlı östrojenin arttığı, serbest ya da albumine bağlı östrojenin azaldığı görüşüne varılmıştır.

Bruning ve ark. (44)’nın, 46 postmenopozal, 8 premenopozal, ilerlemiş meme kanserli kadında 6 aylık tamoksifen tedavisinin lipid ve lipoproteinlere etkisini inceleyen araştırmalarında; HDL-C düzeyleri ve HDL-C/TC oranının anlamlı olarak arttığı, LDL-C düzeylerinin ise anlamlı olarak azaldığı bulunmuştur. TC, TG ve serbest yağ asidleri düzeylerinin belirgin bir değişim göstermediği, SHBG ve tiroksin bağlayıcı globulin (TBG)’in artışı, uzun süreli tamoksifen kullanımı ile HDL-C düzeyi artışının ilacın karaciğer üzerindeki intrinsik östrojenik etkisinden kaynaklandığı, artmış HDL-C/TC oranının azalmış kardiyovasküler riskle bağlantılı olduğu görüşüne varılmıştır.

Meme kanserinde tamoksifen tedavisinin HDL-C düzeylerini arttırdığı (27,36,38,44) veya anlamlı fark olmadığını (5,28) bildiren çalışmalardan farklı olarak, araştırmamızda tamoksifen tedavisinde HDL-C düzeylerini anlamlı olarak düşük bulduk. Söz konusu olan çalışmalar meme kanserli olgularda yapılmıştır. Bizim çalışmamızda ise fare kullanılmıştır. HDL-C sonuçlarımızın diğer çalışmalarla uyumsuz olması lipid ve lipoprotein metabolizmasının türler arasındaki farklılığından kaynaklanıyor olabilir.

Tamoksifen, 17β-östradiol gibi karaciğerde protein sentezini uyarır. HDL, SHBG, TBG sentezindeki artış bu yolla gerçekleşir (45,46).

36

Love ve ark. (3), başlangıç TC düzeyi daha yüksek olan hastalarda tamoksifen tedavisi ile daha fazla düşüş (TC düzeyinde ortalama düşüş %12) gözleyerek, ilacın karaciğer lipoprotein metabolizmasına östrojenik etkilerini aşağıdaki gibi ifade etmişlerdir.

1-Karaciğerden VLDL sentezini arttırır. Bu da artmış serum TG düzeyine neden olur. 2-Apolipoprotein B reseptörlerini arttırır, bunlar LDL-C düzeyinin düşürülmesinde kullanılır.

3-Apolipoprotein A-I sentezini arttırır, böylece serum HDL-C düzeyinin yükselmesine neden olurlar.

Liu ve Yang (7), adjuvan tamoksifen tedavisi alan meme kanserli 116 hastada tamoksifenin serum TG düzeyini artırdığını, bazen şiddetli hipertrigliseridemiye neden olduğunu, 15 aylık tedavi sonrası TG düzeyinde anlamlı artış gözlendiğini, TG düzeyi 400’ü aşan 14 hastada tamoksifen dozu 10 mg х2/gün’den 10mg х1/güne düşürüldüğünde bu hastaların 10’unda doz azaltımı ile TG değerlerinin güvenli düzeylere çekildiğini, 4 hastada erken başlangıçlı (tedavinin ilk 6 ayı içinde) hipertrigliseridemi varken, doz azaltımı sonrası tatminkar bir düşüş göstermediğini ve bu nedenle tedavinin kesildiğini veya antilipemik ilaç başlandığını bildirmişlerdir.

Noguchi ve ark. (47), tamoksifen tedavisi sırasında bir fatal hipertrigliseridemi olgusu geliştiğini, hastanın lipoprotein lipaz ve hepatik TG lipaz aktivitelerinin azaldığını gözlemişlerdir.

Hozumi ve ark. (6), in vivo ve in vitro çalışmalarda tamoksifenin lipoprotein lipaz aktivitesini inhibe ettiğini göstermişlerdir. LPL meme kanserli hastaların trigliserid metabolizmasında anahtar bir enzimdir. Birinci deneyde, ovariektomize dişi sıçanlarda, tamoksifen tedavili ve tedavisiz olarak plazma TC, TG, yağ dokusu ağırlığı ve LPL aktivitesi ölçülmüş, tamoksifen, sıçanlara 21 gün süreyle, oral yolla ve mikropipetle verilmiştir. İkinci deneyde, saflaştırılmış VLDL ve LPL, tamoksifenli ve tamoksifensiz olarak inkübe edilerek VLDL’deki trigliseridler enzimatik yöntemle ölçülmüştür. Birinci deneyde, TC ve yağ doku ağırlığı, tamoksifen alan sıçanlarda anlamlı olarak azalırken (sırasıyla p<0.001 ve p<0.01), TG değerlerinde iki grup arasında anlamlı bir fark bulunmamıştır. Ancak, LPL aktivitesi, tamoksifen tedavisi alan sıçanlarda daha düşük bulunmuştur (p<0.005). İkinci deneyde, VLDL ve LPL, in vitro olarak tamoksifen ve östrojen ile inkübe edildiğinde, VLDL’deki TG’ler anlamlı olarak yüksek bulunmuştur (p<0.005). Bu mekanizma, tamoksifen alan bazı hastalardaki artan serum TG düzeylerini açıklayabilir.

37

Hozumi ve ark. (48), tamoksifen tedavisi ile ortaya çıkan TG düzeylerindeki artışın, her apo E fenotipinde olabileceğini bildirmişlerdir.

Hozumi ve ark. (49), tamoksifenin lipid metabolizması üzerine etkilerini inceleyen araştırmada, 16 postmenopozal, meme kanser hastası mastektomi sonrası adjuvan tedavi almış, tedavi öncesi ve 2 aylık tamoksifen tedavisi sonunda alınan açlık kan örneklerinde tüm hasta serumları çalışma öncesi normolipidemik bulunmuştur. Tedavi sonrası 3 hastada belirgin hipertrigliseridemi bulunurken, 16 hastanın tümünde trigliserid metabolizmasının anahtar enzimleri olan lipoprotein lipaz (LPL) ve hepatik trigliserid lipaz aktivitelerinin anlamlı olarak azaldığı, tamoksifen tedavisi sonrası aktivite azalırken diğer yandan ortalama LPL miktarının anlamlı olarak arttığı bulgusu ile tamoksifenin inaktif LPL’ı arttırmış olabileceğini düşünmüşlerdir. Aşırı hipertrigliseridemi, hayatı tehdit edici akut pankreatit ve arterioskleroz için potansiyel risk faktörü olduğundan, tamoksifen tedavisi alacak hastaların tedavi öncesinde normolipidemik olsalar bile lipid düzeylerini periyodik olarak test ettirmeleri gerektiği görüşüne varılmıştır.

Çalışmamızda literatürdeki tamoksifen tedavisi ile TG artışını bildiren çalışmalardan farklı olarak (6,7,36,38-40,43,48,49) tamoksifen tedavisinin farelerde serum trigliserid düzeylerini düşürdüğü görüldü.

Çalışmamızda tümör oluşumunun fare serumunda VLDL-C düzeylerini arttırdığını gösterdik. Ancak, daha önceki çalışmalardan farklı biçimde (36,38) tamoksifen tedavisi, serum VLDL-C düzeylerini azalttı.

Kumaraguruparan ve ark. (50), meme kanserli hastalarda artmış lipid peroksidasyonu ve azalmış antioksidan düzeyleri bulmuşlardır.

Marnett (51), araştırmasında insanda lipid peroksidasyonunun endojen DNA hasarının majör bir kaynağı olduğunu ve önemli derecede kansere katkısı olduğunu bildirmiştir.

Guetta ve ark. (52), postmenopozal kadınlara standart dozda (20 mg/gün) tamoksifen uygulanması durumunda; tamoksifenin LDL-C düzeylerini düşürdüğünü ve LDL’yi oksidasyona karşı koruduğunu bildirmişlerdir.

Wiseman ve ark. (53), tamoksifenin LDL’yi bakır bağımlı lipid peroksidasyonuna karşı koruduğunu, tamoksifenin hidrofobik halkalarının LDL’nin fosfolipid tabakasındaki çoklu doymamış kalıntılarla etkileşimi sonucunda ilacın LDL’yi peroksidasyona karşı stabilize ettiğini bildirmişlerdir.

38

Alagöl ve ark. (11), plazma MDA düzeyinin ilerlemiş meme kanserli hastalarda daha düşük olduğunu, ilerlemiş meme kanserinde lipid metabolizmasının değiştiğini, bu durumun oksidan antioksidan durumundaki değişim ile ilgili olabileceğini bildirmişlerdir.

Thangaraju ve ark. (54), tamoksifenin lipid peroksit oluşumunun kuvvetli bir baskılayıcısı olduğunu, 3 ve 6 aylık tedavi sonunda MDA düzeylerinin anlamlı olarak azaldığını, serum selenyum, vitamin A, C, E düzeylerinin anlamlı olarak arttığını bulmuşlardır.

Portakal ve ark. (55), meme kanserli dokuda kanser olmayan dokuya göre daha yüksek MDA düzeyleri bulunduğunu; Tas ve ark. (56), meme kanserli dokuda malign olmayan dokulara göre lipid peroksidasyonunun artmış olduğunu bildirmişlerdir.

Perumal ve ark. (57), sıçanlarda deneysel olarak oluşturulan meme kanserinde tamoksifenin lipid peroksidasyonu ve antioksidanlara etkisini araştıran çalışmalarında tamoksifeni zeytinyağı içinde çözündürüp sıçanlara vererek 7,12 dimetilbenz(a)antrasen ile indüklenen kimyasal karsinogenezde tiyol kapasitesinin azaldığı, MDA düzeylerinin ve glutatyon metabolize eden enzimlerin aktivitesinin arttığı, tamoksifenin koenzim Q10 ile birlikte uygulandığında, güçlü antioksidan etkili olduğu sonucuna varmışlardır.

Benign meme hastalıkları ve meme kanserinde MDA düzeylerinin daha yüksek olduğu (58), meme kanserli hastalarda plazma malondialdehit (MDA) düzeylerinin kontrol grubuna göre anlamlı olarak arttığı (10) bildirilmiştir.

Sener ve ark. (59), meme kanserli hastalarda lipid peroksidasyonu ve total antioksidan durumunu inceleyen araştırmalarında; hastalarda kontrollere göre daha yüksek serum MDA düzeyi bularak, düşük TAK ve yüksek MDA düzeylerinin, artmış oksidatif stresin meme kanseri ile ilişkili olabileceği görüşüne varmışlardır.

Khanzode ve ark. (60), serum MDA ve süperoksit dismutaz (SOD) düzeylerinin evre I’den evre IV’e doğru artış gösterdiğini bulmuşlardır.

Meme kanserinde MDA düzeyleri ve lipid peroksidasyonunda artış bildiren çalışmaları (10,55-60) destekler biçimde araştırmamızda sağlıklı kontrol grubuna göre; tümörlü kontrol grubunun (p<0.01), düşük doz tamoksifen tedavisi verilen grubun (p<0.05) ve yüksek doz tamoksifen tedavisi verilen grubun (p<0.001) ortalama serum MDA düzeylerini anlamlı biçimde artmış bulduk. Tamoksifen’in MDA düzeylerine ve oksidatif strese karşı etkili olmadığını gördük. Lipid peroksidasyon son ürünlerinden biri olan MDA, lipoproteinler ile reaksiyona girebilme yeteneği nedeniyle, oksidatif hasarın göstergesi olarak yaygın biçimde kullanılan bir parametredir.

39

Çalışmamızda; deneysel olarak meme kanseri oluşturulmuş farelerde, tamoksifen tedavisi ile serum TC ve TG düzeylerinin tümörlü kontrol grubuna göre anlamlı olarak azaldığını bulduk. Tamoksifenin HDL-C’yi anlamlı olarak azalttığını, VLDL-C’ü de tümörlü kontrol grubuna göre anlamlı olarak azalttığını gördük. Serum MDA düzeylerinin ise tümörlü gruplarda arttığını, ilacın oksidatif strese karşı etkisiz olduğunu gözlemledik.

Sonuç olarak, deneysel meme kanserinde tamoksifen tedavisi, serum TC, TG, HDL-C ve VLDL-C düzeylerinde azalmaya, MDA düzeylerinde ise artışa yol açmıştır. Kanser grubunda serum lipid ve lipoprotein düzeyinin aterosklerotik yönde değiştiği, tamoksifen tedavisinin ise HDL-C seviyesindeki azalmayı önleyemediği ancak kolesterol seviyesinde azalmaya neden olduğu ve tümörde görülen TG yükselmesini önlediği görülmüştür. Tamoksifenin kanserde görülen lipid dengesizliğini kısmen düzeltebileceğini söyleyebiliriz.

40

SONUÇLAR

Deneysel olarak oluşturulmuş meme kanserinde tamoksifenin serum TC, TG, HDL-

Benzer Belgeler