• Sonuç bulunamadı

Kıyasla İstidlâle Yönelik İtirazları 1. İlleti Doğru Tespit Edememesi

2. Mergînânî kaza namazları konusunda “Hz. Peygamber Hendek günü kılamadığı dö t

2.1. Deliller ve İstidlâl Tarzına Yönelik İtirazları

2.1.4. Kıyasla İstidlâle Yönelik İtirazları 1. İlleti Doğru Tespit Edememesi

Ġbn Ebü‟l-Ġz, bazen Mergînânî‟nin yaptığı bir kıyasta illeti doğru tespit etmediğini belirtir.

202Mergînânî, a.g.e., III, s. 275.

203Ġbn Ebü‟l-Ġz, a.g.e., V, s. 648- 649.

204

Nisa 4/5.

50

Mergînânî, müstamel suyu hakiki necasette kullanılan suya kıyas ederek onun necis olduğunu belirtir.206

Ġbn Ebü‟l-Ġz‟e göre müstamel suyun (hükmî pisliği izale etmek için kullanılan suyun) hakiki necaseti gidermek için kullanılan suya kıyas edilmesi doğru değildir. Ġbn Ebü‟l-Ġz, hakiki necasette kullanılan suyun pis olduğunu ama hükmi pisliği gidermek için kullanılan suya necasetin sirayet etmediğini, bu suyla günahların giderildiğini belirtir. Bu nedenle ona göre bu su, necis olmadığı gibi temizleyici olma özelliğini de kaybetmemiĢtir.207

2.1.4.2. Kıyasa Kapalı Alanda Kıyas Yapması

Ġbn Ebü‟l-Ġz, bazen de Mergînânî‟nin kıyasın geçerli olamayacağı alanlarda kıyas yaptığını belirtir.

Mergînânî, yolculuk konusunda ikamet müddetinin en azının on beĢ gün olduğunu ifade eder ve ikamet müddetinin en azının temizlik müddetinin en azına (on beĢ gün) kıyas edildiğini belirtir.208

Ġbn Ebü‟l-Ġz bu kıyasın iki açıdan geçerli olamayacağını belirtir: Birincisi Ġbn Ebü‟l-Ġz‟e göre hem hayız müddetinin en azı ve en çoğu, hem de temizlik müddetinin en azı ve en çoğu hakkında bir nas yoktur; bu nedenle hakkında nas bulunmayan bir Ģeye kıyas yapılamaz.209 Ġkincisi ise bu meselede yapılan kıyas miktarlar üzerine yapılan kıyastır; miktarlar üzerine yapılan kıyas da geçerli değildir.210

2.1.4.3. Kıyas Mea’l-Fârık Yapması

Ġbn Ebü‟l-Ġz, kimi zaman Mergînânî‟nin yapmıĢ olduğu kıyasta asıl ve fer„in benzer olmadığını (kıyas mea‟l-fârık) ifade eder.

Mergînânî, uykuda, baygın halde ya da Arafat‟ta olduğunu bilmeden Arafat‟tan geçen

206Mergînânî, a.g.e., I, s. 25.

207Ġbn Ebü‟l-Ġz, a.g.e., I, s. 335-336. Benzer eleĢtiri için bkz. Ġbn Ebü‟l-Ġz, a.g.e., III, s. 1046.

208Mergînânî, a.g.e., I, s. 96.

209Ġbn Ebü‟l-Ġz, a.g.e., I, s. 403-404.

51

kimsenin vakfesinin geçerli olduğunu ifade eder. Bu durumu, oruçlu iken uyuyan ya da bayılan kiĢinin orucunun geçerli olmasına benzetir.211

Ġbn Ebü‟l-Ġz, bu durumda asıl ile fer„ benzer olmadığından bu kıyasın geçerli olmadığını belirtir. Zira oruçta bir tane rükün vardır ve bir defa niyet etmek yeterlidir. Hac ise farklı mekânlarda ve farklı zamanlarda eda edilen bir takım fiillerden ibaret olduğundan oruçtan farklıdır. Hac esnasında bir defa niyet etmek yeterli olmadığından haccın her fiili için ayrı niyet edilmesi gerekir. Ġbn Ebü‟l-Ġz‟e göre niyet mevcut olmadığından baygın, uykulu halde ya da Arafat‟tan geçtiğini bilmeden Arafat‟tan geçen kiĢinin vakfesi geçerli olmaz.212

Bu konuyla ilgili diğer bir örnek Ģudur: Mergînânî kısas ve diyetler konusunda; insan öldürme dıĢındaki müessir fiillerde; yani organlara yönelik yaramalarda erkek ile kadın, hür ile köle ve iki köle arasında kısasın yapılmayacağını ifade eder. Zira organlar mallar gibidir. Erkek ve kadının diyeti farklıdır; kadının diyeti erkeğin diyetinin yarısıdır. Organların diyeti de farklıdır; yaralamalarda erkek, kadın, hür ve kölenin diyetleri arasında benzerlik ve denklik olmadığından organlara yönelik yaralamalarda kısasın uygulanması söz konusu değildir. Çünkü kısasın uygulanmasının Ģartlarından biri de katil ile maktulün birbirlerine denk olmalarıdır. Organların diyetinde benzerlik olmadığından denklik ortadan kalkar ve bu Ģekilde organlara yönelik yaralamalarda kısasın uygulanma imkânı da ortadan kalkmıĢ olur.213 Nefislere karĢı iĢlenen suçlarda; yani öldürmelerde ise durum farklıdır. Zira öldürme anında canın çıkmasında bir farklılık yoktur; bu nedenle öldürmelerde kısas cezası uygulanır.214

Ġbn Ebü‟l-Ġz asıl ile fer„ benzer olmadığından bu kıyasın geçerli olmadığını belirtir. Ona göre organlar, -maldan daha değerli olduğundan- mallara değil de nefislere kıyas edilmelidir. Zira parça (cüz) kendisini oluĢturan bütünün (kül) hükmünü alır. “Nefislere zarar verildiğinde kısas uygulanması gerekiyorsa onların cüzü olan organlara zarar verildiğinde de yine kısasın uygulanması gerekir” diyen Ġbn Ebü‟l-Ġz, Ģu ayeti delil

211Mergînânî, a.g.e., I, s. 184.

212Ġbn Ebü‟l-Ġz, a.g.e., III, s. 1058-1059.

213Mergînânî, a.g.e., IV, s. 452; Vehbe Zuhaylî, Ġslâm Fıkıh Ansiklopedisi (trc. Heyet), Ġstanbul: Bilim evi Bas. Yay.

, 2006, VIII, s. 110, 112.

52

getirir: “Onda (Tev at‟ta) ü e le ine Ģunu da ya dık: Cana can gö e gö bu una

burun, kulağa kulak diĢe diĢ kısas edili . Ya amalar da kısasa tabidi .”215

Ġbn Ebü‟l-Ġz‟e göre organların mallara kıyas edilmesi ve bu kıyas neticesinde diyetlerin birbirine benzer olmaması sebebiyle; organlara yönelik yaralamalarda kısasın sabit

olmayacağı Ģeklinde bir hükme varmak doğru değildir.216

2.1.4.4. Nassla Sabit Olmayan Asla Kıyas Yapması

Ġbn Ebü‟l-Ġz‟in bu konudaki itiraz noktalarından birisi de Mergînânî‟nin bir Ģeyi nass ile sabit olmayan bir Ģeye kıyas etmesidir.

Mergînânî ihramlı olan kiĢi bıyığını kısalttığı takdirde; kesilen miktara bakılacağını, sakalın dörtte birinin ne kadarına denk geliyorsa o oranda sadaka vermesi gerektiğini belirtir. Örneğin kesilen miktar, sakalın dörtte birinin dörtte biri kadarsa bu durumda koyunun dörtte birinin kıymeti kadar sadaka vermesi gerektiğini ifade eder.217

Ġbn Ebü‟l-Ġz, ceza sadakasının takdirinin koyunun kıymetine kıyas edilmesi hakkında nassın olmadığını ve hac bahsinde böyle bir uygulamanın bulunmadığını belirtir. Böyle bir uygulama kabul edildiği takdirde; “Ġhramlı kiĢinin tırnaklarını kestiğinde, koku sürdüğünde, elbise giydiğinde, baĢını örttüğünde veya bedeninin her hangi bir yerindeki kılları tıraĢ ettiğinde de aynı cezaya çarptırılması gerekirdi ki bunu ileri süren hiçbir

kimse yoktur” der. Hakkında nass bulunmayan bir Ģeye yapılan bu kıyası kabul etmez.218

2.2. Nasslar Arası Teâruz ve Bunların Giderilmesine Yönelik