• Sonuç bulunamadı

A. UKÛBÂTLA ĠLGĠLĠ HÜKÜMLER

II. Kısas Cezaları

Arapça لالالالالاصق (g-s-s) fiilinden türeyen kısas, sözlükte birinin arkasından gitmek, bir meselede birinin yolunu izlemek, iz sürmek, ucundan kesmek ve misilleme yapmak gibi manalara gelen kısas,417 Ġslam Hukuku edebiyatında ise, kasten adam öldürme veya müessir fiil (yaralama) suçlarından herhangi birini iĢleyen kiĢiye, iĢlediği fiil cinsinden ve ona denk olacak Ģekilde bir ceza verilmesine kısas denir.418

Ġlkesel olarak toplumda oluĢabilecek kin ve nefret duyguları- nın önüne geçerek, huzurlu bir içtimâî hayatı temin etme gayesi taĢıyan Ġslam, bu düzeni oluĢtururken kısasa son derece önemli bir pay biçmiĢtir. Bu açıdan Kur‟ân-ı Kerîm‟de “Ey akıl sahipleri! Kısasta sizin için hayat vardır…”419

buyurulmakta, pek çok suçun önüne bu cezayla geçilmeye çalıĢılmaktadır. Zira mezkûr müeyyide ile cezalandırılacağını bilen bir kimsenin, bu cezayı gerektirecek suçları irtikâb etmekten uzak duracağı bir gerçektir ki böylelikle kiĢi hem kendi canını korumuĢ olmakta, hem de öldürmek istediği kiĢiden uzak durmaktadır.420

416

Nevevî, Minhâcü‟t-tâlibîn, 43>.

417

Ġbn Manzûr, Lisânü‟l-„Arab, VII, 76.

418 Abdü‟l-Mun„im, Mu„cem, III, 94-95; Bilmen, Istılahat-ı Fıkhiyye, III, 18; ġamil Dağcı, “Kısas”,

DİA, XXV, 488.

419 Bakara, 2/179. 420

Ġslam Hukukunda kısas, kasıtlı adam öldürme ve müessir fiillerde olmak üzere iki kısımda ele alınmakta, ayrıca her ikisi de Kur'an'da belirtilmektedir (Bk. Bakara, 2/178; Mâide, 5/45; Ġsrâ, 17/33). Kısas cezasının Ģartlarını ise fail, mağdur ve kısas gerektiren fiil açısından olmak üzere üçe ayırmak mümkündür. Bunlardan fail ile ilgili Ģartlar;

Görme engelinin kısas haddindendeki tesiri müessir fiillerdedir. Zira dört mezhebin kavline göre nefislerde/kanlarda ayrım yapılmaz. Bu sebeple âmâ, adam öldürme konusundagören gibi kabul edilir ve kendisine kısas uygulanır. Bir baĢka ifadeyle, görene karĢılık görme engelli, görme engelliye karĢılık da gören kısas edilir.421

Görme engelinin, müessir fiilerdeki etkisi isebirkaç yönlüdür. Bunlardan ilki âmânın gözüne karĢı iĢlenmiĢ cinayettir ki, bu konuda Hanefîler, Mâlikîler, ġâfîler ve Hanbelîlere göre görme engellinin gözüne mukabil olarak görenkiĢinin gözüne kısas uygulanmaz.422 Zira göz temel temel fonksiyonu olan görme hissini daha önceden kaybetmiĢ olup, yaralanan kiĢi bu cinayetten dolayı görme engelli olmamıĢtır.423

Bu sebeple bu cinayeti iĢleyen kiĢiye kısas uygulanamaz. Burada Ģunu da belirtmek gerekir ki, Ģayet câni âmânın gözüne karĢı iĢlediği cinayetemukabil olarak gözünün çıkarılmasını kabul etse bile, kâfire karĢı Müslümanın öldürülmesi kabul edilmeyeceği gibi, kendisine de kısas uygulanmaz.424

Âmânın gözüne karĢı iĢlenmiĢ cinayetin cezası ise, fakihler arasında ihtilaflı bir meseledir. Hanefîler, Mâlikîler, ġâfiîler ve Ahmed b. Hanbel‟den425 gelen bir görüĢe göre, bu cinayetin faili, tam bir diyetle cezalandırılmayıp, kendisine

hükûmet-i adl cezası uygulanır. Çünkü kısas yapılacak uzuvların, durumca

birbiriyle eĢit olması gerekmektedir.426

Nitekim konuyla ilgili hadis,427gözü

mükellef olmak ve hukuki statü olarak mağdura eĢit olmaktır. Mağdurda ise, masum

olması, fail ile arasında usül-furû iliĢkisi bulunmaması ve yine fail ile hukuki statüsünün eĢit olması Ģartları aranmaktadır. Kısası gerktiren fiilin ise; kasten iĢlenmiĢ olması, hukuka aykırılık unsuru taĢımaması, suç ve cezanın maddi konularının ve bu konular için ön görülen bedellerin eĢit olması ve kısasın tam olarak infaz edilebilir olması gerekmektedir (Bk. Seyyid Sâbık, Fıhu‟s-sünne, III, 35; Bilmen, Istılahat-ı Fıkhiyye, III,63-64; Dağcı, İslam Ceza Hukukund a Şahıslara Karşı Müessir Fiiller, 91-95).

421

Mâverdî, el-Hâvî‟l-kebîr, XII, 149; Serahsî, el-Mebsût, IX, 39;Kâsânî, Bedâi„u‟s-sanâi‟, VII, 242; ġirbini, Muğni‟l-muhtac, IV, 16;Zuhaylî, el-Fıkhü‟l-İslâmî, VI, 271.

422 Ġbn Kudâme, el-Muğnî, XII, 107; Nevevî, el-Mecmû„, IX, 304; Suyûtî, el-Eşbâhve‟n-nezâir, 334;

Ġbn Nüceym, el-Eşbâh ve‟n-nezâir, 373; ġirbini, Muğni‟l-muhtac, IV, 35; Desûkî, Hâşiyetü‟d-

Desûkî, IV, 253;Ġbn Âbidîn, Reddü‟l-muhtâr, VII, 161; Dağcı, İslam Ceza Hukukund a Şahıslara Karşı Müessir Fiiller, 137.

423 Nevevî, el-Mecmû„, IX, 304. 424 ġemmâ„, Ahkâmü‟l-a„mâ, 355. 425

ġirâzî, el-Mühezzeb, V, 121;Kâsânî, Bedâi„u‟s-sanâi‟, VII, 323; Ġbn RüĢd, Bidâyetü‟l-müctehid, II,423; Ġbn Teymiyye, el-Muharrer, II, 139;ġirbini, Muğni‟l-muhtac, IV, 63.

426 Bilmen, Istılahat-ı Fıkhiyye, III, 86; Dağcı, İslam Ceza Hukukunda Şahıslara Karşı Müessir

gören bir kimseye karĢı iĢlenen cinayeti takdir etmek için varit olmuĢ, görme engelliye karĢı iĢlenmiĢ cinayet hakkında ise herhangi bir nass varid olmadığı gibi, burada âmânın görene kıyas edilmesi de mümkün değildir.428 Ancak câni de görme engelli ise, kendisine kısas uygulanabilir. Zira eksik olan bir uzuv karĢılığında, aynı miktarda nâkıs olan bir uzuv kısasen kesilebilir.429 Ahmed b. Hanbel‟den gelen diğer görüĢe göre ise, bu durumda, cânî diyetin üçte birini öder.430Çünkü söz konusu hadiste, kiĢinin gözü çıkmamıĢ fakat görme özelliğini kaybetmiĢtir. Bunun üzerine de Hz. Peygamber tam bir diyetin üçte birine hükmetmiĢtir.431

Buradaki ikinci konu ise, görme engellinin, gören bir kiĢinin gözüne karĢı iĢlediği cinayetle alakalıdır. Bu konudakısasın imkânsızlığından dolayı dört mezhep fukahasına göreâmâ diyet ile cezalandırılır.432

Bu baĢlık altında ele alınması gereken bir baĢka husus ise, tek gözlü (a„ver) bir kimsenin, sağlam gözünün kör edilmesi veya çıkarılması neticesinde cânîye verilecek cezanın ne olacağı konusudur. Bu noktada Hanefî ve ġâfiîlere göre cânî yarım diyet öder.433

Zira, bu konuda rivayet edilen bir hadiste Hz. Peygamber “İki göz kör edilirse tam diyettir”434 buyurmaktadır. Mâlikî ve Hanbelîlere göre ise, böyle bir kimseye tam diyet ödettirilir.435 Çünkü, böyle bir engellinin tek gözü, görme yeteneğini yitiren gözün de yerine geçerek görmesini sağlamaktadır. Dolayısıyla câni, burada kiĢinin iki gözüne birden kastetmiĢ sayılır.

Tek gözlü bir kiĢinin, gören birisinin gözlerine karĢı iĢlediği cinayete gelecek olursak, burada kısas gerekmektedir. Ancak kısasın uygulanamadığı

427 Ebû Dâvûd, “Diyât”, 20.

428 Kâsânî, Bedâi„u‟s-sanâi‟, VII, 323. 429

Bilmen, Istılahat-ı Fıkhiyye, III, 86.

430

Ġbn Teymiyye, el-Muharrer, II, 139.

431 Ebû Dâvûd, “Diyât”, 20.

432 Ebû Yûsuf, Kitâbü‟l-âsâr, 222;Ġbn RüĢd, Bidâyetü‟l-müctehid, II,423; Ġbn Nüceym, el-Bahr‟u-râik,

VI, 34; ġirbini, Muğni‟l-muhtac, IV, 61;ġemmâ„, Ahkâmü‟l-a„mâ, 362-363.

433

Ġbn Kudâme, el-Muğnî, XII,110;Ġbn RüĢd, Bidâyetü‟l-müctehid, II,423; Zuhaylî, el-Fıkhü‟l-İslâmî, VI, 345.

434 Nesâi, “Kasâme”, 46-47.

durumda cânînin yarım diyet vermesi gerektiğini savunun fakihler olduğu gibi, cezanın tam bir diyet olacağını söyleyenler de bulunmaktadır.436

Kanaatimizce âmâ, taamüden bir kimseyi öldürürse (kısâs fi‟n-nefs) gören kiĢilerden farklı olarak değerlendirilmez ve kendisine kısas tatbik edilir. Müessir fiilerde ise gerek görme engellinin gören bir kiĢinin gözüne karĢı iĢlediği cinayette, gerekse kendi gözüne karĢı iĢlenen cinayetlerde kısas uygulanmaz. Bunun nedeni ise, ilk durumda âmâya kısas yapılsa dahi, kısas gerçek manada gerçekleĢmiĢ olmayacak, bunun yanı sıra görme engellinin gözleri ve göz kapakları gereksiz yere tahrif edilmiĢ olacaktır ki, bunun yerine âmânın diyetle cezalandırılması, mağdur açısından da daha uygun bir cezalandırma Ģeklidir. Diğer durumda da âmânın görme yetisine sahip olmaması, dolayısıyla yaĢadığı bir görme kaybı bulunmadığı için, kısas uygulanması söz konusu değildir. Zira böyle bir kiĢinin kaybettiği bir görme yetisinin bulunmaması nedeniyle, cinayeti iĢleyen kiĢinin gayr-ı mukadder erĢ ile cezalandırılması, kanaatimizce hakkaniyet ölçüsüne daha uygun olacaktır. Tek gözlü bir kiĢinin gözüne karĢı iĢlenmiĢ cinayetegelecek olursak, bu Hanefî ve ġâfiîlerin görüĢü tercihe Ģayandır. Zira konu hakkında nass mevcuttur. Ayrıca bu durumdaki bir kiĢinin diyet yerine kısas talep etmesi durumunda da, kanaatimizce isteği yerine getirilebilir. Zira bu cinayetle kendisi tamamen kör edilmiĢtir.

Benzer Belgeler