• Sonuç bulunamadı

A. Küreselleşme Kavramı ve Ortaya Çıkışı

1. Küreselleşmenin Kültürel Boyutu

Kültür, bir sosyal gruptaki insanların ortak duygusal reaksiyonları, tipi karakteristik bilgi ve inançları ile karakteristik davranış kalıplarından oluşan ortak paylaşımları olarak tanımlanabilir.57

Toplumların yaşam biçimleri ve ortak paylaşımları, kendi kültürünü yani kimliğini oluşturur. Bu çoklu kimlik yapıları birbiriyle iletişim içinde bulundukça birbirinden etkilenmeye başlar ve kendi kültürel özelliklerini diğer kültürler üzerinde güçlü ve egemen kılmak isterler. Kültürel ve ekonomik alanda her türlü etkiye açık olan her toplum küreselleşmenin içinde yer alır.

Kültürel küreselleşmenin yoğunlaşması, XX. yüzyılın ikinci yarısından itibaren teknolojik gelişmeler sonrasında olmuştur. Politik güç merkezi konumundaki ülkeler iletişim araçlarını kullanarak kendi kültürlerini diğer ülke insanlarına daha

56Davut Ateş, Küreselleşme: Ne kadar Tek Boyutlu?, Doğuş Üniv. Dergisi, cilt 7, sayı:1, 2006, s. 26. < http://journal.dogus.edu.tr/index.php/duj/article/view/116/132>13oct2012

57

25

kolay bir yöntemle tanıtma, yayma imkanı elde etmişlerdir. Dünya, ulaşım ve iletişim araçları sayesinde coğrafi mesafe bakımından zaman ve mekan anlamında küçülmüş; insanlar devletler ve kültürler arası ilişkiler dünya ölçeğinde giderek yoğunlaşmıştır.58

Küreselleşmenin, yerel kültür ve kimlikleri yıprattığı, bir takım değişimlere ve kayıplara yol açtığı görülmektedir. Küresel kültürün üzerindeki en belirgin yansımalar tüketim alışkanlıkları ve yaşam tarzında görülen değişiklikler olmuştur.

Kültürel küreselleşmenin, ekonomik rekabet açısından önde gelen gelişmiş ülkelerdeki değerlerin, gelişmekte olan ya da az gelişmiş ülkelerdeki yerel kültürel mozaik ve gelenekleri aşındırarak taklitçi bir kültür yozlaşması yaratması, bu toplumları daha fazla tüketime yönlendirerek bir “tüketim toplumu” oluşturması tehlikesini öngörmektedir.59 Özellikle dünya pazarlarına açılan batılı firmalar daha çok tüketici kazanmak ve kar etmek amacıyla işletmelerini çoğaltarak ulaşılabilirliğini arttırmış; kitle iletişim araçlarıyla etkiledikleri insanların yeni adet ve alışkanlıklar kazanmasına neden olmuştur. Küresel kültür motifleri yerine medya yoluyla aktarılan ortak tüketim kültürü kabul görmüştür.

Fakat bir başka açıdan bakıldığında, küreselleşen güçlü kültürlerin etkisi altına almaya çalıştığı diğer kültürler ile ilişkilerin kültürler arası zenginliği artırdığı farklı bakış açılarının yenilik ve değişimleri getirdiği ve farklılıkların toplumların kültür ve kimliklerine sahip çıkmada etken olduğu görülmektedir.

Tarihsel bir olgu ve süreç olarak, insan ve toplumlar arasındaki ilişkileri daha çok zenginleştirdiği söylenen küreselleşmeyle, değişik ülkelerden insanlar bir araya gelmekte, mal, hizmet ve fikir alışverişinde bulunarak birbirlerinin deneyimlerinden yararlanmaktadırlar. Kültürel açıdan da iki zıt olguyu bir arada tutmakta, bir yandan

58Bkz., Mahiroğulları 1278.

59 Bkz., Demokaan Demirel, Küresel Eksende Devletin Yeni Kimliği: “Etkin devlet”. Sayıştay Dergisi, Ocak-Mart2006, s.60,< dergi.sayistay.gov.tr/Default.asp?sayfa=3&id=464>

26

toplumların yaşam biçimlerini birbirine benzer hale getirirken, diğer yandan farklılaşma ile toplumun çoklu kimlikleri ve özelliklerini öne çıkarmaktadır.60

İletişim ve ulaşım ağındaki gelişmelerin çoğalması ile çok kültürlü toplumlar arasındaki kültürel farklılıklar azalmış bir çok konuda ortak değerlerin oluşmasına neden olmuştur. Küreselleşmenin, farklı kültürel yapıya sahip kişilerin birbirleri ile daha sık ilişki kurmasını sağlayan, kültürel zenginliği artıran “iyi nitelikli” bir güç olduğu61 olumlu görüşüne karşıt farklı düşünceler oluşturulmuştur. Küresel iletişim her bireye kişisel olarak seslenmeli ve evrensel olmalıdır. Farklı yaşam tarzlarını anlamak ve saygı göstermek önemlidir. Farklılıkları yok etmek ve farklı kültürleri tek bir uygun kitle kültüründe birleştirmeye çalışmak korkunç hatadır. 62

Fransız sosyolog ve felsefeci J.Baudrillard ise “küreselleştirilen şeylerin başında pazarlar, değiş-tokuşların ve bütün ürünlerin biraradılığı ve paranın sürekli dalgalanması gelir. Kültürel açıdan bu, bütün göstergelerin ve değerlerin uygunsuz bir aradalığının göstergesidir, yani pornografidir. Çünkü, bilgisayar ve iletişim ağları boyunca, herşeyin birbirini izlemesi, dünya çapında yayılması düpedüz pornografidir.”63 görüşü ile küreselleşme sürecinde kültürlerin aynılaştırılmaya çalışıldığı gerçeğini göz önüne sermektedir.

Kültürün küreselleşmesi homojenliği anlamına gelmez. Ancak silahlanma reklam teknikleri, dil hakimiyeti ve giyim stilleri homojenliğin kullanıldığı küreselleşme araçlarıdır. Bunlar yerel, politik ve kültürel ekonominin içine dahil edilir64 olumlu bakış açısının karşısında “küresel dünyanın gerçeğinde kültürel homojenleşmenin çok uluslu şirketlerin ve markaların dünyaya hakim egemenliği ile

60 Refik Balay, Küreselleşme, Bilgi Toplumu ve Eğitim. (Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi Dergisi, 2004,cilt:37,sayı2 )s.62.

< pol.atılım.edu.tr/files/kuresellesme/bt/kuresel_bt.pdf>13oct2012

61 Branko Milanoviç, “Two Faces Of Globalization: Against Globaalization as We Know It”. World Development, April2003, Vol 31, No: 4, s.667,<www.elsevier.com/locate/worlddev>

62 Bkz., İnternational Adevertising Association,15.Dentsu Yıllık Raporu, 1988, Akt. Armand Mattelart, Beyin İğfal Şebekesi,Çev.Işın Gürbüz, (İstanbul:Ayrıntı Yay., 1995) 95.

63 Jean Baudrillard, Tam Ekran. Çev. Bahadır Gülmez. (İstanbul:Yapı Kredi Yay.,2000) 120. 64 Kavous Ardalan, Globalization and Culture: four paradigmatic views, International Journal of Social Economics, Vol. 36 Iss: 5 pp. 513-534 < http://dx.doi.org/10.1108/03068290910954013> 18oct2012

27

kültür ithalatı ile toplumları aynılaştırdığı; aynı tüketim biçimlerini ve aynı kültürel davranışları sergilediği tehdidi ile etkisi altına aldığı65eleştirel düşüncesi yer alır.

Küreselleşmenin eknomik etkisi çok çeşitli yeni ve kendi kültürünü oluşturmuş büyük pazarların ortaya çıkmasına neden olmuştur. Yeni tüketiciler, yeni yaşam tarzları ve yeni tüketim alışkanlıkları benimsenmiş, insanlar bu büyük pazarlarda kendi isteklerinin ve taleplerini ön planda tutularak hazırlatıldığı kültürel ürünleri tüketmeye yönlendirilmişlerdir. Bugün Türkiye’de popüler kültür ve onun ürünleri küreselleşme adı altında yayılma ve kullanılma sürecindedir. Cumhuriyet döneminde başlayan batılılaşma hareketi ile kültürel yapının ve milli kültürün korunması, kültürel kurumsallaşmanın geliştirilmesi hedeflenirken gelişen teknoloji ile televizyon ve görsel/işitsel medyanın her yerde kullanımı sonucunda insanlar dünya kültürünü tanıma ve izleme olanağı bulmuşlardır. Batı tarafından üretilen bu yeni kültür ürünleri ve tüketim maddeleri yeni alışkanlıkların kazanılmasına bunların kullanılmasıyla oluşan ortak tutkuların gelişmesiyle bağımlı küresel bir kültürün parçası haline gelmektedirler. Bunun sonucunda tek tipleşmiş, herkesin ve herşeyin aynı olduğu özgürlük alanının kısıtlı olduğu bir toplum yapısı oluşmaktadır.

Benzer Belgeler