• Sonuç bulunamadı

KÜRESELLEŞMENİN AZ GELİŞMİŞ EKONOMİLERE ETKİLERİ

3 KÜRESELLEŞMENİN EKONOMİK BOYUTU

3.6. KÜRESELLEŞMENİN AZ GELİŞMİŞ EKONOMİLERE ETKİLERİ

Günümüzde az gelişmiş ülkeler olarak nitelendirilen ülkelerin kendi kaynaklarını sağlıklı bir şekilde kullanamadığı görülmektedir. Özellikle doğal kaynak, ucuz işgücü, devlet ekonomik yardımlar gibi o ülkeye has imkanlar ÇUŞ’leri (Çok uluslu şirketler) cezbetmekte ve bu şirketler bu az gelişmiş ülkelerde yatırımlarını yoğunlaştırmaktalar. ÇUŞ’ların AR-GE faaliyetleri gelişmiş düzeyde olduğu için yatırım yapılan ülkelerin daha değişiki çeşitli kaynakları da tespit edilerek bunların da kullanıma geçirilmesi sağlamaktadırlar. Diğer yandan, az gelişmiş ülke devletlerinin ekonomiyi

düzeltmek adına ülkede yatırım yapacak şirketlere gerekli hammadde sağlanması, gümrük vergilerinde indirim ya da muaf tutma, ihracat kısıtlamalarını kaldırma gibi özellikler nedeniyle yatırım imkanlarının daha fazla genişlemesi sağlanmaktadır. Az gelişmiş ülkelere yapılan bu pazarlama stratejisi ile ÇUŞ’lar dünya ekonomisinin büyük bir bölümü ellerinde tutmaktadır.

II. Dünya savaşının bitişi ile birlikte toplum nüfusları artmaya başlamış, insanlar uzmanlaşmaya gitmiştir. Savaşların çok zarar verdiğinin anlaşılması, toplumları birbirine yaklaştırmıştır.

Azgelişmişlik ekonomik bir kavram olarak ortaya çıkmıştır. Yeryüzünün dörtte üçünü doğrudan ilgilendiren azgelişmişlik ülkelerin siyasal ve toplumsal yapılarını olumsuz yönde etkilemektedir. Azgelişmiş ülkelerde kullanılan teknoloji eski, üretim düzeyi düşük ekonomi tarıma dayalı ve sanayi üretimi sınırlı ve kullanılan enerji kaynakları da kısıtlıdır. Kişi başına düşen gelir çok düşük, gelir dağılımındaki adaletsizlik had safhadadır.

Günümüzde ürün çeşitliliği ve ürün benzerliği ya da taklitin artışı, pazarlardaki rekabeti farklı bir konuma getirmiştir. Bir ürünü satabilmek için bir şirket her yolu dener hale gelmiş ya da denemek zorunda kalmıştır. Bu da teknolojinin artmasını beraberinde getirmiştir. Günümüz teknoloji dünyası televizyon, radyo ve dergi ile başlarken, şimdilerde cep telefonu ve internet sektörü artık erişilemez bir teknolojik boyuta kavuşmuştur. Örneğin, bir tüketici evinden bir ürüne ulaşabiliyor, özelliklerini öğrenebiliyor, siparişini verebilir ve bu yönde hizmet veren kargo firmaları ile ürününe kavuşabilmektedir. Bu durum işletmecilerin tüketiciye ulaşmasını kolaylaştırmış ama tüketicilerin tutunmasını sağlamakta problem yaşamaya başlamışlardır. İnsan zihni farklı karmaşık bir yapıya sahiptir. İşletmeler bunu kullanmayı hedeflemişler ve sundukları ürünün farklı algılanmasını sağlayarak bunu tüketicilerin satın almasını sağlamayı hedeflemişlerdir. Bu tür faaliyetleri işletmenin stratejini oluşturmaktadır.

Sosyal sorumluluk da modern işletmecilikte giderek önem kazanan amaçlardan biri olmaktadır. Sahiplik ile yönetimin gitgide ayrılmakta olması ve profesyonel yöneticinin az

önce değinilen çok yönlülüğü çevresinde, hissedarlar yanında toplumun işletme ile ilgili çeşitli menfaat gruplarına hizmet kaygısının güçlenmesi de kâr amacını zayıflatmaktadır.

İşletmenin varlığını sürdürmesi, büyüme ve gelişmesi de vazgeçilmez nitelikte bir işletme amacıdır. İşletme varlığını tehdit eden sayısız tehlikelerle dolu bir iktisadi çevre oluşturan piyasa ortamında faaliyet gösterir; bu çevrenin her zaman büyük değişmeler gösteren koşullarına ayak uydurarak yaşamını sürdürmesi ve büyüyüp gelişmesi gerekir.

İşletmenin kendi öz kaynaklarından yararlanarak ve dış kaynakları değerlendirerek kendi yapısının genişlemesi sonucu ortaya çıkan birinci türdeki büyüme iç büyüme olarak nitelendirilir. Bu tür büyümede işletmenin yeni bir birim kurması veya başka işletmelerle birleşmesi söz konusu değildir. İşletmenin yeni işletmeler kurması veya mevcut başka işletmelerle birleşmesi sonucu ortaya çıkan ikinci büyüme tarzı ise “dış büyüme”dir.

İşletmelerin genel amaçları dışında, bir de özel amaçları vardır. Bunlar; 1- Müşteri ve tüketicilere daha kaliteli mal ve/veya hizmet sunmak,

2- Çalışanlara iyi ücret verme ve çalıştırma koşullarını geliştirip iyileştirmek, 3- Çalışanlarını eğiterek kendilerini geliştirme ve meslekte ilerleme olarak ve fırsatlarına kavuşmalarını sağlamak,

4- Çalışanlarına istikrar içinde sürekli istihdam sağlamak.

Toplumsal sınıflar arasında sermaye ayrımına yol açan bir iktisadi sistem olan kapitalizm hem ülkeler içinde hem de bölgesel gelişme farkları üretmektedir.

Azgelişmiş ülkelerde yerli paraların düşük değerlendirilmesi bu ülkelerin gelişmiş ülkelere mallarını ucuza ihraç ederek gelişmiş ülkelerden ithalatı bu ülkelerdeki fiyatlardan yapmak durumunda kalmaktadır.

Böylece azgelişmiş ülkelerden gelişmiş ülkelere doğru kaynak transferi gerçekleşmektedir69

.

Azgelişmiş ülkeler ile azgelişmiş ülkeler arasında refah farkı teknoloji, makine, ulaştırma, fabrika, teçhizat, enerji vs. bakımından fert başına sabit sermaye stok farkından kaynaklanmaktadır. Bu stok yatırımla artırılır. Yatırımın kaynağını tasarruflar sağlamaktadır. Küreselleşmeci politikalarla azgelişmiş ülkeler tasarruf oranlarını yüksek miktarda yatırımın gerektirdiği seviyelere çıkması zordur. Küresel kapitalizm tüketimi sosyal bir ihtiyaç haline getirmektedir. Tüketim kredilerinin teşvikiyle lüks ithal tüketim malları tasarrufun yapılmasını engelleyerek adeta tüketime zorlamaktadır. Küreselleşmeci politikalar az gelişmiş ülkelerde yatırım seviyesinin üst düzeye ulaşmasını engellemeye çalışmaktadır. Azgelişmiş ülkelerde toplumsal ve iktisadi kalkınma yatırımların sektörlerarası dağılımının yeteri düzeyde yapılamadığından gerçekleşememektedir. Azgelişmiş ülkelerde neyin üretilip neyin üretilemeyeceğine uluslararası şirketler karar vermektedir70.

Azgelişmiş ülkeler gelişmiş ülkelerin bulunduğu düzeye ulaşmak istemektedir. Bunun gerçekleşmesi için azgelişmiş ülkelerin her alanda yeniden yapılanması gerekmektedir. Her alanda gelişmiş ülkelerin yapısına uygun gelişmeler toplumun her kesiminden aynı oranda talep edilmediği görülmektedir. Zira değişime geleneksel yapıyı benimsemiş güçlerin ayak uydurması kolay olmamaktadır. Azgelişmiş ülkelerde yeni toplum ve siyasal yapı kurmak isteyenlerle eski toplumsal ve siyasal yapının korunmasını isteyen gruplar arasında sonu çatışmaya varan çeşitli uyumsuzluklar görülmektedir.

3.7.KÜRESELLEŞMENİN KİTLE İLETİŞİM ARAÇLARI ÜZERİNDEKİ