• Sonuç bulunamadı

1.2 Turizm ve Sürdürülebilirlik

2.1.2 Küme Girişimleri ve Küme Organizasyonları

Küme girişimleri, bir bölgedeki kümelerin rekabetçiliğini ve gelişimini artırmak üzere kümedeki işletmelerin, kamu kurumlarının ve araştırma kuruluşlarının organize çabaları sonucu ortaya çıkmaktadır. Küme girişimleri tamamen özel sektör eliyle de gerçekleştirilebilir. Ancak devlet politikaları ve fonlarıyla desteklenen küme oluşumları çoğunluktadır. Önemli bir kalkınma aracı olarak görülen kümeler, işletmelerden, akademik toplumdan ve kamu otoritelerinden (üçlü sarmal) katılımcılarla bölgesel ve sektörel organize bir ağ oluşturur (Clar vd., 2008).

“The Cluster Management Guide” küme girişimlerinin yönetimi ve gelişimi için bir kılavuz olarak 5 temel alandaki görevlerini tanımlamaktadır (www.clusterforum.org, Sölvell vd. 2003):

 Malumat (information) ve İletişim: İnternet, küme veritabanı, iletişim platformu, toplantılar, şirket ziyaretleri v.b. aracılığıyla.

 Eğitim ve Nitelik Artırma: eğitim toplantıları, atölye çalışmaları, seminerler v.b. aracılığıyla.

 İşbirliği: İşletmeler, eğitim kurumları, hizmet sağlayıcıları, tedarikçiler arasındaki işbirliği projeleri.

 Pazarlama ve Halkla İlişkiler: Bilgi edinme broşürleri, reklamlar, ticari dergilerde makaleler, fuarlar, lobiler, şirket ziyaretleri.

 Uluslararasılaşma: Uluslar arası olaylara erişim, uluslar arası projelere katılım, farklı kümeler arası faaliyetler gibi.

Alan yazınında çok sık kullanılmakla birlikte küme kavramı genellikle üretim işletmeleri üzerinde çalışılmıştır (Bulu ve Eraslan, 2008). Son yirmi yıldır tüm dünyada endüstri kümelenmelerine gösterilen aşırı ilgi ve hükümetler düzeyinde kümelenmeleri destekleyici politikaların doğru yönlendirilmesi açısından kümelenme dinamiklerinin çok daha iyi anlaşılması zorunlu görülmektedir. Nitekim Mart 2007’de bir AB projesi olarak Merkezi Finans ve İhale Birimi tarafından desteklenen Türkiye’de Kümelenme Politikasının Geliştirilmesi Projesi çerçevesinde Türkiye’nin kümelenme haritası çıkarılmış, bu çalışmada Türkiye’nin küresel rekabetçilik açısından bir rol ayırımında bulunduğu tespit edilerek doğru kümelenme politikalarına olan ihtiyaç vurgulanmıştır (www.clusterturkey.com, 2010).

Dünya Ekonomik Forumu tarafından düzenli yayınlanan Küresel Rekabetçilik Raporu’nda (www.rekabet.gov.tr/dosyalar, 2010) Türkiye’nin ekonomik kalkınmışlık seviyeleri ölçeğinde verimliliğe dayalı kalkınmışlık düzeyinden yenilikçiliğe (inovasyona) dayalı ekonomik kalkınmışlık aşamasında geçiş sürecinde olduğu ifade edilmektedir. Dolayısıyla bu aşamada yenilikçiliği teşvik eden politikalar büyük önem arz etmektedir. Kümelenmenin bu yolda doğru bir araç olarak kullanılması ve kaynakların etkili bir biçimde kullanılması çok önemlidir. Son on yılda ağlar ve kümeler kavramı turizm sektöründe de incelenmeye başlanmıştır (Novelli vd., 2006) ve popülerliği giderek artmaktadır. Bu popülerlik doğal olarak Türkiye’de de yankı bulmaktadır. Örneğin Dokuzuncu Kalkınma Planı kümelenmelerin desteklenmesini içermekte (www.dpt.gov.tr, 2010) ve 2009 yılında yürürlüğe giren Yeni Teşvik Sisteminin 4 ana hedefinden birisi de sektörel kümelenmenin desteklenmesi olarak belirtilmektedir (T.C. Resmi Gazete, Tarih: 16.07.2009, Sayı: 227290, www.resmigazete.gov.tr).

Tüm dünyada uygulama alanı bulan kümelenmenin Türkiye’deki yansıması bunlarla sınırlı değildir. Kümelenme yaklaşımının Türkiye’de uygulanmasına yönelik olarak ilk önemli faaliyet; kümelenme yaklaşımını geliştiren Michael Porter’ın ekibi liderliğinde 1999 yılında başlatılan Türkiye’nin Rekabet Avantajı (Competitive Advantage of Turkey – CAT) platformudur. Platforma olan desteğin hem kamu hem de özel sektörde giderek artmasıyla

birlikte, platformun kurumsallaştırılması fikri ortaya çıkmış ve 2004 yılında Ulusal Rekabet Araştırmaları Kurumu Derneği (URAK) kurulmuştur (http://www.urak.org, 2010). Bunlara ek olarak, Dış Ticaret Müsteşarlığı da “Türkiye’de Kümelenme Politikalarının Geliştirilmesi” adı altında bir proje yürütmektedir. Türkiye için kümelenme politikasının geliştirilmesi projesi, DTM’nin yararlanıcı kuruluş olduğu, AB tarafından finanse edilen bir projedir (DTM, Türkiye’de Kümelenme Politikasının Geliştirilmesi Projesi, www.dtm.gov.tr, 2010).

Başta AB ülkeleri olmak üzere ülkelerin bölgesel ve ulusal gelişme bakımından üzerinde önemle durduğu kümeler (Novelli v.d., 2006) farklı büyüklüklerdeki işletmeleri tedarik zinciri vasıtasıyla bir araya getirir ve işletmeler arasındaki karşılıklı bağımlılıklar kümenin bütünlüğünü sağlar (Van den Berg v.d., 2001). İyi geliştirilmiş bir küme içerisinde (Erkuş-Öztürk, 2009);

 Ortak müşteriler (hem işletmeler, hem bireyler);

 Ortak tedarikçi ve hizmet sağlayıcıları;

 Ulaşım, iletişim ve tesisler gibi ortak alt yapı sistemleri;

 Yetenekli profesyoneller ve uzmanlaşmış işgören gibi insan kaynaklarından oluşan ortak havuz;

 Ortak öğretim eğitim ve çalışma tesisleri ve ortak işgören havuzu için yaklaşımlar;

 Ortak üniversite, araştırma merkezleri ve teknoloji kurumları;

 Ortak risk sermaye piyasaları

gibi ortak bağlantıların ve güçlü ilişkilerinin olması önem taşımaktadır. Bu tür bağlantıların sayısı ve ekonomik değerleri kümelerin rekabet güçlerinin bir göstergesi olarak kabul edilmektedir (Jackson ve Murphy, 2006). Bu çalışmada yukarıda sayılan niteliksel küme performansı belirleyicilerinin (Sarvan vd., 2012) ilişkisel analizi yapılmaya çalışılacaktır.

İşletmeler, rekabetçi iş dünyasında hayatta kalabilmek amacıyla diğer işletmelerle işbirliğine giderek iş ağlarını ve kümelerini oluştururlar (Van den Berg v.d., 2001). Benzer bir kümelenme yapısı turizm sektöründe de görülmektedir (Bulu ve Eraslan, 2008; Pavlovich, 2003). Örnek olarak Türkiye’de Antalya Bölgesi’nde turizm kümelenmesi görülmektedir, birbiriyle rekabet halinde olan turizm işletmeleri bölgesel olarak rekabet üstünlükleri sağladığından (Grey, 1989; Hassan, 2000) dolayı bir bölgede toplanmışlardır. İşletmelerin kümeler halinde toplanmaları ayrıca kalifiye işgücü, destekleyici hizmetler, bölgesel teşvikler v.b. faydalar da sağlamaktadır (Bulu ve Eraslan, 2007).

İlk olarak bir ağ oluşturan işletmeler işlem maliyetlerini düşürerek ve artan ölçek ekonomileri aracılığıyla maliyetlerini düşürme imkanına kavuşmaktadırlar (Sarvan vd., 2012). Ayrıca ağı oluşturan işletmeler ortak bir kaynak havuzunu (insan kaynağı, hammadde, ara mamul, destekleyici hizmetler v.b.) kullanma imkânına sahip olduklarından dolayı kaynak

temini ile ilgili riski en aza indirgemiş olmaktadırlar (Kumar ve van Dissel, 1996). İşlem maliyetleri teorisine göre (Young-Ybarra ve Wiersema, 1999) işletmeler yatay entegrasyondan fayda sağladıklarından dolayı kümelenirler. Ayrıca her bir ağdaki işletmeler arasında bilgi paylaşımı gerçekleşir bu durum işletmelerin birbirlerinden yeni fikirler, yeni iş fırsatları, yeni pazarlama uygulamaları, iş yapma biçimleri öğrenmelerini sağlar (Camagnhi, 1991; Roome, 2001).

Sonuç olarak ağa dahil olan işletmelerin iş yapma yetenekleri artmaktadır. Ağların birbirleriyle olan etkileşimleri sonucunda da bilgi ağlar arasında yayılmaktadır. İşletmelerin ağlar içerisinde yer almalarının bir diğer sebebi de ortak politikalar geliştirilmesine imkan sağlamasıdır. Ağa dahil olan işletmeler lobicilik faaliyetleriyle siyasi ve politik kararları etkileyebilmekte ağın yararına uygun ekonomik, çevresel ve sosyal düzenlemeleri gerçekleştirebilmektedirler. Nitekim ağların bir diğer yararı da kaynakları bakımından toplamın küçük bir kısmını oluşturan işletmelerin ağlar aracılığıyla karar alma sürecine dahil olabilmeleridir (Erkuş-Öztürk, 2009).

Aynı ağdaki işletmelerin birbirleri arasında satın almalar, işbirlikleri, ortak pazarlama çabaları ile bir işletmenin tek başına gerçekleştiremeyeceği rekabet üstünlüğü sağlanmaktadır (Bulu ve Eraslan, 2004). Ancak bir ağın başarılı olarak işleyebilmesi için işletmeler arasında uyum olması gerekir. Kümeyi oluşturan işletmeler arasındaki uyum kümenin performansını belirler. Özellikle farklı büyüklüklerdeki işletmeler ve farklı türlerde hizmet sunan işletmeler arasında çıkar nedeniyle uyumsuzluklar yaşanabilir. Bir kümenin performansı ağ aktörleri arasındaki ilişkiler ile belirlenir. Bir kümenin performansı, küme içerisindeki aynı seviyedeki aktörler arası ilişkilerden ziyade, farklı sektörlerde faaliyette bulunan aktörler arasındaki ilişkiler tarafından belirlenir (Bulu ve Eraslan, 2008). Örneğin bir turizm kümesinde konaklama, ulaşım, yiyecek içecek, sağlık, telekomünikasyon, alt yapı , üniversite, devlet, alış veriş, sportif ve kültürel aktiviteler gibi farklı alanlarda faaliyette bulunan işletmeler, kurum ve kuruluşlar arasındaki ilişkiler bir kümenin performansı üzerinde önemli etkiye sahiptir (Erkuş-Öztürk, 2009).

Kümelenme ile ilgili olarak yapılan çalışmalarda, farklı araştırmacılar tarafından farklı tanımlamalar yapıldığından yukarıda bahsedilmişti. Bu kümelenme tanımlarında yer alan şu ortak özellikler dikkati çekmektedir: Ağ, ağ ilişkileri, tedarik/değer zinciri, işbirliği, işbirliği içinde rekabet, sektörel/bölgesel/coğrafi yoğunlaşma (Asheim vd., 2006).

Kümelenme araştırmaları küme içi ve küme dışı ilişki ağlarının yapısının (sayısı ve bağlantı gücü) işletmelerin ve dolayısıyla kümelerin performansı üzerindeki etkilerini ortaya koymaktadır (Sarvan vd., 2012). Önceki kümelenme çalışmaları küme içi iletişim ağlarının firmaların ortaklaşa rekabetçiliklerinin yükselmesi üzerindeki etkilerini vurgularken daha

güncel çalışmaların küme dışı ve özellikle küresel bağlantıların hayati önemini kanıtlayan bulgulara ulaşması, kümelenme politikalarını derinden etkileme potansiyeli göstermektedir.

İlk kümelenme çalışmaları küme aktörlerinin yararlandığı coğrafi yakınlık etkilerini vurgularken, güncel araştırmalar bilgi saçılımları, teknoloji aktarımları, yenilikçilik açısından yerel bağlantıların önemini kabul etmekle birlikte küresel pazarlarla bağlantıların performansın göstergesi olduğu ve performansa etki eden küme aktörlerinin ilişkisinin hayati önemde olduğunu ortaya koymaktadır (Eraydın ve Köroğlu-Armatlı, 2005). Ancak kümeler arasındaki ilişkilerin nasıl ölçüleceği konusu hala bir sorundur. Bu çalışmada yapısal eşitlik modellemesi kullanarak Porter'a göre kümeyi oluşturan öğelerin (talep koşulları, faktör koşulları, devlet, üniversite, iş stratejisi ve rekabet, destekleyici sektörler) algılanan performansa etkisi incelenerek alan yazınındaki bu eksiğe katkıda bulunmak amaçlanmaktadır.