1.2. M.Ö II BİNYIL ANADOLUSU: ASUR TİCARET KOLONİLERİ DÖNEMİ
1.2.6. Ticaret Merkezleri
1.2.6.1. Kültepe (Kaneš-Neša)
Burası bilim dünyasında "Kültepe" olarak tanınmakla beraber modern adı
Karahöyük'tür. Höyüğün yanındaki köy halkı, bu adı vermiştir. Kültepe, Kayseri- Sivas
asfaltı sonunda Kayseri'ye 22km, asfalta en yakın yerinden 22 km uzaklıkta Gömeç tren ve benzin istasyonlarının karşısında bulunmaktadır. Kültepe bu noktada yola ve istasyona en yakın konumdadır. Eski kervan yolunun da bu noktadan geçtiği konusunda fikir birliği vardır.
Kayseri'den Kültepe'ye gidenler, 5 km ilerdeki çifte kümbetlerden sonra modern asfaltın sonunda ve sağında eski kervan yolunu, bu yolda arabaların taşlar üzerindeki sayısız derin tekerlik izlerini görebilme şansına da sahiplerdir. Bu yol üzerinde bulunan
Gömeç trenve benzin istasyonları arasından sola ve kuzeye ayrılan düzgün bir yol ise
geniş bir bataklığı aşarak Kültepe'ye ulaşmayı sağlamaktadır. Aslında bu yol, höyükle
Kārum yerleşim alanı arasından geçmektedir207
. Nitekim M.Ö. II. binyılda Asurlu
tüccarlar, Güneydoğu Anadolu ve Orta Anadolu'da 40 kadar şehirde kārumve wabartum
pazar merkezini kurarak sistemli bir ticaret ağının da yaratıcısı olmuşlardır208. Koloni
merkezlerinden Kaniš Kārum'u ise en canlı ticaret safhasının sürdürüldüğü ve bu dönem
hakkında bilgi edinilen vesikaların da en fazla bulunduğu yer olarak görülmektedir.
Kültepe,''Tepe ve Aşağı Şehir'' şeklinde iki bölümden meydana gelmektedir.
Tepe adından anlaşılacağı üzere, ova seviyesinden belirli bir yükseklikte bulunmasına
rağmen, bölgede yaşayan insan toplulukları tarafından tahrip edilmiştir. Elde edilen
arkeolojik bulgulara göre Aşağı şehir ise, Tepe'den sonra kurularak iskân edilmiş
fakatondan daha önce terk edilmiştir. Bunun nedeni, Tepelerin daha yüksek olması
itibariyle daha güvenli olacağını düşünmeleri ancak zamanla çağın getirdiği koşullar
neticesinde Aşağı şehir'e yerleşmiş olmaları gösterilmektedir.
1948'den beri Tahsin Özgüç, Nimet Özgüç tarafından yapılan, Kaniš Kārum'unda
yani Asurlu tüccarların oturmuş oldukları yerleşmede çalışmalar çok önemli sonuçlar vermiştir. Bu yerleşmeninhemen bitişiğindeyer alan höyükte kendilerini Nešali olarak tanıtan Hititler'in iskân yeri bulunmaktadır. Bu halkın büyük çoğunluğu Hattiler'den,
önemli bir bölümü de Hurriler'den oluşmaktaydı. Tahsin Özgüç son yıllarda höyükte
207H. T. Uçankuş, ag.e., s. 333.
208 Hakan Erol, ''Asur Ticaret Kolonileri Devrinde Anadolu Şehir Devletinin İdari Yapısı'', 38.
Uluslararası Asya ve Kuzey Afrika Çalışmaları Kongresi, Tarih ve Medeniyetler Tarihi 3, Atatürk Kültür
çalışmış ve önemli yapılarla birlikte kral Anitta'nın adını taşıyan bir bronz kernacık bulmuştur. Bu iki yerleşmedeki önemli değerdeki eserler Ankara'da "Anadolu
Medeniyetleri Müzesinde " sergilenmektedir. Kültepe'de ise yukarıdan aşağıya doğru
sayılmak üzere dört tabaka bulunmaktadır.En altta dördüncü kat ve onun üstündekiüçüncü kat tabletlerden yoksundur yanitarih öncesi döneme aittir.Her iki tabakanın yerleşmeleri de M.Ö. 20. yüzyıla tarihlenmektedir(M.Ö.2000-1900). Üçüncü tabakanın üstünde bulunan ikinci tabakadan ise bugüne değin yapılan kazılar
neticesinde onbini geçen yazılı tabletler ele geçirilmiştir. Tabletlerin boyutları ise küçük
cep defteri büyüklüğünden okul kitapları büyüklüğüne kadar değişmektedir. Üzerleri önlü arkalı Asur çivi yazısı ile yazılmıştır. Ayrıca bu tabletler; Asurlu tüccarların
mektupları, siparişleri ve yerlilerle yaptıkları çeşitli anlaşmazlıkları içermektedir209
.
Kārum, Kültepe/Kaniš şehrinin kuzeydoğu eteğinde kurulmuş olan düz yerleşme
yerinin ve bu bölgede bulunan eski pazar yerinin Eski Asur dilindeki adı olarak
bilinmektedir210. Kārum, Akad dilinde ticari rıhtım anlamına gelmektedir211. Bu
bağlamda liman anlamına gelmesinin yanı sıra Anadolu'da ''ticaret merkezi; pazar yeri'' karşılığında kullanımları da bulunmaktadır. Kārum şehri, M.Ö. III. binyılın ikinci yarısından itibaren zaman içerisinde gelişerek bir merkez haline gelmiştir. Ayrıca Kaniš
Kārumu'nun II. ve Ib katı planlarıyla beraber korunmuş yapıları, yazılı belgeleri ve
güzel sanat eserleriyle Önasya dünyasının kendine özgü bir dünya ticaretinin merkezi
olma vazifesini gördüğü anlaşılmaktadır212. 250 yıla yakın devam eden bu ticari dönem
Asurlu tüccarların Anadolu'ya gelerek Kaniš/Kültepe merkez olmak üzere çeşitli
kentlerde alış-veriş merkezleri oluşturarak ticari faaliyetleri yapmaları şeklinde
gerçekleşmiştir213. Asurlu tüccarların kendilerinin kurmuş oldukları Kārum Dairesi
onların adına çalışmakta olup tüccarlar ise vergi ödemişlerdir. Ticaret mahkemesi
vazifesi de üstlenen Kārum Dairesi, tüccarların yerli beylerle olan ilişkilerini de
düzenlemiştir214
. Öte yandan Asurlu tüccarların yönetim merkezi olarak kabul edilen
209 Abdülhadi Toplu, Tarih İçinde Anadolu Sakinleri ve İsyanlar- Ayaklanmalar, Ocak Yayınları, İstanbul
1996, s. 47.
210H. T. Uçankuş, a.g.e., s. 334.
211 Eva Cancik- Kırschbaum, Asurlular( Tarih, Toplum, Kültür), ( çev: Aslı Yarbaş), İlya İzmir Yayınevi,
İzmir 2004, s. 42.
212H. A. Şahin, 2007, s. 154.
213İrfan Albayrak, ''Kültepe'de Ele Geçen Vasiyetnamelere Göre Eski Anadolu'da Miras Anlayışı'', 2010
(Basımda) s. 138.
214H. A. Şahin, ''M.Ö. II. Bin Yılın İlk Çeyreğinde Anadolu’nun En Önemli Ticaret Merkezi Olan…'', s.
bu kārumlar yerel yönetimlere karşı da vatandaşlarının haklarını gözetmiştir215. Kārum
Dairesi'nin görevlerinden anlaşıldığı üzere, Asur Ticaret Kolonileri Dönemi'nde
tüccarların hem ticari hem idari konularda kārum dairesinden yardım aldıkları anlaşılmaktadır.
İncelenen metinlerde ţuppu ša kārim''kārumun tableti'', ina/ ana bēt
kārim''kārum evin(d)e'' gibi ifadeler sık sık geçmektedir. Ancak kazılarda idari bir
kurum olarak kārum dairesinin fiziken varlığını gösteren bir kalıntıya rastlanmamıştır. Belgelerde geçtiği kadarıyla bazı ifadeler, Asur Ticaret Kolonileri Dönemi'nde yukarıda da belirtildiği üzere tüccarların, idari ve ticari konularda yardım aldıkları bir kārum
dairesinin varlığını kanıtlamaktadır216. Bu bağlamda Kaniš Kārumu, Asurlu tüccarların
kurdukları koloninin merkezi olduğu gibi Anadolu'da yerlilerle Asurlu tüccarların
yaklaşık 255 yıl birlikte yaşadıkları yer olarak bilinmektedir217
.
Kārum, adı verilen ticaret merkezleri krallık merkezlerinde veya büyük
şehirlerde inşa edilmiştir. Wabartumlar, ise kārumlardan daha küçük çapta kurulmakta
birer ticaret merkezi olarak kullanılmaktadır. Köken olarak wabartum Akadca, misafir
anlamına gelen wabrum / ubrum kelimesinden türetilmiştir. Nitekim tüccarların konakladığı, yük hayvanların dinlendirildiği, kervan yüklerinin de depolandığı ve bir
nevi kervansaray olarak nitelendirilen ticari istasyonlar olarak ifade edilmektedir218.
Kültepe Tabletleri’nin incelenmesi neticesinde, kolonilerin sıkı bir teşkilat ile
idare edildikleri anlaşılmıştır. Bu teşkilata göre ise yukarıda bahsettiğimiz gibi
Asurluların büyük şehirlerde birer ''kārum'', küçük şehirlerde de birer ''wabartum '' teşkilatı bulunmaktaydı. Kārum teşkilatı hakkında en iyi bilgiler şüphesiz Kaniš
Kārumu'nda yapılan kazılar neticesinde elde edilen vesikalarından öğrenilmektedir. Bu
vesikalara göre Kaniš Kārumu'nda "şehrin babaları" adı verilen ihtiyarlar meclisi yer
almaktadır. Kolonilerdeki Asurlular hakkında bütün kararları bu meclis almaktadır.
Fakat üyeler arasında anlaşmazlık çıkması durumunda ise ihtiyarlar meclisi kâtibi, genel
meclisi toplantıya çağırmasıyla karar almışlardır.Vesikalarda, bu meclislere küçük ve
büyük kārum denilmektedir219
. Asur şehir meclisinin Anadolu'daki en yüksek
215Cahit Günbattı, ''Eski Anadolu'da Su Ordali'', Archıvum Anatolıcum, S. 4, Ankara 2000, s. 82. 216İ. Albayrak, ''Kaniš Kārum'unun ....'',s. 2.
217H. A. Şahin, ''M.Ö. II. Bin Yılın İlk Çeyreğinde Anadolu’nun En Önemli Ticaret Merkezi Olan…'' , s.
2896.
218C. Günbattı, a.g.e., s. 31. 219F. Kınal, a.g.e., s. 62.
otoritesiKaniš Kārumu'na çeşitli meselerle ilgili talimat yazdığı yine belgelerden öğrenilmektedir. Kaniš Kārumuda diğer kārumlara Asur şehir meclisinin kararlarını bildirirmiştir. Böylece koloniler arasında bir yetki sıralamasının söz konusu olduğun
anlaşılmaktadır220
. Ancak, Asurlu tüccarlar her zaman sıkı şekilde kārumlarına bağlı
olmamışlardır. Kārum kurumu da aynı şekilde tüccarları her zaman korumamıştır. Bu durum söz konusu olduğunda, bazen bir kārum ofisi kendi çıkarları için yerlilerle iş birliği yapmaktadır. Aynı şekilde tüccarlarda kendi kazançları için yerel saraya yardım
etmeleri konusunda başvurmuşlardır221
.