• Sonuç bulunamadı

Cemaatin kolektif bilincini güçlendirdiği ve kültürünü ifade ettiği ritüel, söz konusu cemaat kültürüne ilişkin bir çok ifade biçimini, dolayısıyla bunlara bağlı olarak ancak cemaat üyesi olmanın sağlayabileceği derin anlamları içerir. Ritüelde sergilenen her davranış, kullanılan her araç ve benzeri ögeler cemaatin kültürel değerlerine gönderme yapar ve aynı ögelerin aynı şekillerde bile olsa sürekli tekrarıyla kültürel değerlere yönelik anlamlar üretilir ve genç kuşaklara aktarılır. Cemaat için ritüel, içerdiği anlamlar, cemaatin sahip olduğuna inanılan farklı ve özel ortaklıklarını ifade değeri, cemaat içinde yarattığı dayanışmayla, bir kültür üreticisi olarak toplum açısından vazgeçilmez bir alandır.

1.4.1. ‘Anlam’ın Tanımlanması

Anlamlar bireyin deneyimlerine dayanarak ortaya çıkan öznel görüşlerdir. Güncel deneyimdeki bir şey, belleklerde depolanmış daha önceki deneyimlerle ilişkilendirince anlam ortaya çıkar. Pek çok anlam öğesi aynı cemaatteki üyelerce paylaşılır. Bir anlam ögesini paylaşan üyeler, paylaştıkları simgelere ve değerlere bağlı hareket ederler. Anlamın üretilebilecek bir kavram olmasına dayanarak aynı olaylara farklı türden anlamların yüklenebileceğinin mümkün olduğu sonucuna varılabilir (Erol, 2005:198).

Anlamlar temelde üç türdür. Simgesel Anlam, Pragmatik Anlam, Estetik Anlam. Ancak buna ek olarak; simgesel anlamın ortaya çıkış biçimine göre oluşan Doğrudan/Gösteren Anlam ve Dolaylı/Çağrışan Anlam türleri de söz konusudur. Soyutun her ifadesi sadece simge aracılığıyla gerçekleşebilir. Bir nesne uzlaşım ve kullanım yoluyla başka bir şeyin yerine geçebileceği bir anlam kazandığında simge haline gelir. Pierce’a göre de simge, bir şeyin yerini alan başka bir şeydir. İndeks, İkon ve Simge üç gösteren türüdür. İndeks kendisiyle anlamı arasında fiziksel bir ilişkinin olduğu gösterendir; İkon da kendisiyle göstereni arasında bir çeşit benzerlik taşıyan gösterendir. Simge ise kendisiyle göstereni arasında çoğunlukla rastgele bir bağlantı kurulan bir gösterendir.Bir şeyin ne yaptığıyla ve ne yarar sağladığıyla ilgili anlamına pragmatik anlam denir. Bir pratiğin gerçekleştirilmesi, o pratikle sağlanacak amaca bağlıdır. Bir yarar elde etmek amacıyla gerçekleştirilen pratiğin

taşıdığı pragmatik anlam genelde kullanımla ilgili bir durumdur. Genellikle ‘güzel’in felsefesi ya da incelemesi olarak tanımlanan estetik terimi çoğunlukla yüksek kültürün meşru bulduğu genel değerlere yöneliktir. Estetik anlam başka bir şeye gönderme yapmaz, yapılan pratiğin ne olduğuyla ve nasıl yapıldığıyla ilgilidir. Anlam, onu aktaracak ögeye amaçlı ve bilinçli yerleştirilmişse ve açıksa bu doğrudan anlam; bireyin kendi deneyimleri ile ilişki kurarak çıkardığı anlam da yan anlamdır (Kaemmer, 1993:54-56). Ritüel, tüm anlam türlerinin üretilebildiği bir alandır. Anlam türlerinin ritüelde hangi yollarla üretildiğine değinmek açıklayıcı olacaktır.

1.4.2. Ritüelde Anlamın Üretilme Yolları

Bir kültürel ifade alanı olarak ritüel, kolektiviteye ilişkin simgesel, pragmatik ve estetik anlamlar üretir. Bu anlamlar, kendi içlerinde anlam ilişiği olan ögelere yönelik olmakla birlikte aynı zamanda kolektiviteye de yöneliktir. Ritüelin ürettiği simgesel anlam, ritüelde kullanılan bir ögenin neyi işaret ettiğine; pragmatik anlam, ritüelin yada ritüelistik davranışın neyi sağlayacağına; estetik anlam da ritüelin ya da ritüelistik davranışın nasıl yapılacağına ilişkin anlamlar içerir.

Ritüelde anlamın üretilme yollarının en sık kullanılanı simgeler aracılığıyla anlam üretmedir. Ritüelin yapılış amacına, yani sonucunda ulaşılacak beklentiye yönelik içerdiği pragmatik anlamlar da, ritüelin kendi içinde oluşturduğu davranış dizgeleri, gerçekleniş kuralları, biçimleri ve benzeri estetik anlam taşıyan özellikler de yine simgeler aracılığıyla üretilir. Örneğin; dinsel bir amaca yönelik gerçekleştirilen bir ritüel, sağlayacağı manevi huzur ve ödüllere yönelik pragmatik anlam içerir. Bu ritüel içinde kullanılan tapınma ya da dua biçimlerinin içerdiği sözler ve davranışlar da yarar sağlayacak simgelerdir. Bu simgesel ve pragmatik anlamlar taşıyan ritüelin elbette belirli bir gerçekleştiriliş üslubu olması dolayısıyla ürettiği bir estetik anlamı da vardır. Ama bu estetik anlam içeren gerçekleştiriliş üslubu yine derin anlamlar taşıyan simgeler ve bu simgelere dayalı davranışlar içerir.

Simgeler, kendilerini kullananlara yorumsal serbestlik sunarlar. Genellikle başka şeylerin yerine geçen şeyler olarak tanımlanan simgelerin anlam üretme kapasitesi oldukça fazladır (Erol, 2005:198). Simgeler, cemaatin ortak anlayışının somutlaştırıldığı, cemaat için ortak ve önemli anlamlarla yüklü herhangi bir nesne, ezgi, söz, davranış ve benzeri bir şey olabilir. Asıl önemli olan, anlamın onu aktaracak bir simge yoluyla üretilmesidir. Örneğin dil. Dil ögesi, ritüelde anlam üretmede sık başvurulan yollardan biridir. Sözcükler anlamların iyi birer

aktarıcısıdırlar. Kullanılan sözcükler, onlara yüklenen anlamlarla dolup taşar. Özellikle, verilmek istenen mesaj, etkili olması açısından şiirsel ya da mitik bir dille ifade edilir. Cemaat için özel anlam ve büyük önem taşıyan her öge şiirsel bir dille daha kutsal ve ritüelistik bir özellik kazanır. Mit, ritüelde dille anlam üretmede vazgeçilmez bir ifadedir, her zaman derin anlamlarla doludur, şiirseldir, etkileyicidir. Gerçekleştiğine inanılan olayları, kutsal niteliklerle donatarak dile getirir. Evrenin güçleriyle iletişimde, mantıkla tanımlanamayacak bağlantıları bile insan belleğine şüphe bırakmadan kabul ettirebilecek güçtedir. Dolayısıyla ifadesi çoğunlukla iletişim de içerir. Bu iletişim sonucu üreyen anlamlar sayesinde mit, inancı söze dönüştürmüş, cemaatin kolektif değerlerinin, kurallarının, varlığının taşıyıcısı ve koruyucusu haline gelerek, anlam üretmek konusunda oldukça verimli bir araç olmuştur. Dilin gücü ezgilerle birleştirildiğinde ise ritüelin anlam üretmedeki verimliliği kat kat daha artar. Verilmek istenen mesaj sözlerle, ritüel müziğine doğrudan yerleştirilmiş olduğu için iletişim ve dolayısıyla anlam üretimi kendiliğinden gerçekleşir. Cemaat üyeleri özel değerlerine göndermeler yapan ritüel müziğiyle, bir oluşlarının ifadesini tekrar bulur, özel anlamları bu yolla bir kez daha üretirler.

Ritüel, kendine ait bir yerde, kendine ait bir süre içinde, yarattığı düzen ve kurallar içinde oynanır ve biter. Ritüel esnasında cemaat, gerçekleştirdiği eylemin gerçek hayatla ilgisinin olmadığını bilir, buna rağmen ritüele ve kurallarına bağlı kalır. Bu yönüyle ritüel, yarattığı kurallara bağlı olarak oluşan davranış dizgeleri üzerinden de anlam üretir. Ritüel içerisinde yapılması gereken ve yapılmaması gereken birçok davranış vardır. Bu davranışlar yine ritüelistik simgelerdir ve anlam üretirler. Birey ritüelin gerçekleştirileceği kutsal alanın sınırlarından içeriye girdiği an, onun için, artık gerçek dünyadan daha üstün bir dünya somutlaşmaya başlamıştır. Bu dünya da gerçek dünyadan farklı davranacak, farklı düşünecek, farklı yaşayacaktır. Ritüel kıyafetlerini giyinen birey, ritüelin herhangi bir bölümünde görevli bir birey ya da herhangi bir şekilde ritüelin akışında etkisi olacak birey ciddiyet içinde rolünün gelmesini bekler, rolünü sergiler ve ritüel bittiğinde hiçbir farklılık yokmuş gibi gerçek hayatına devam eder. Ritüele bağlı olarak belirlenen davranış dizgeleri de bu yolla anlam üretmiş olur.